GeriAşk İlişkiler BİR SORUDAN FAZLASI | Aldatan mı, aldatılan mı yoksa üçüncü kişi mi… İlişkilerde ihanette kim sorumlu?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

BİR SORUDAN FAZLASI | Aldatan mı, aldatılan mı yoksa üçüncü kişi mi… İlişkilerde ihanette kim sorumlu?

BİR SORUDAN FAZLASI | Aldatan mı, aldatılan mı yoksa üçüncü kişi mi… İlişkilerde ihanette kim sorumlu?

"Bir Sorudan Fazlası serimizde bugüne dek ilişkilerle ilgili birçok konuyu gündeme getirdik. Bu kez de 'İhanette kim sorumlu?' sorusuna cevap arıyoruz. Aldatan mı, aldatılan mı yoksa üçüncü kişi mi? Farklı görüşler ve uzman yorumuyla ihanet konusunun tüm yönleriyle ele aldık"

Kimse bir ilişkiye ayrılmak için başlamıyor, boşanmak için evlenmiyor. Ancak ilişkiler bitebiliyor, evlilikler son bulabiliyor. Önemli olan ayrılmak değil, bunun nasıl gerçekleştiği. Kimisi 'ihanet' yolunu tercih ediyor...

Genelde aldatan kişi baş suçlu görünse de bazen "Kim bilir ne oldu da aldattı?" denebiliyor, ihanete uğrayan bir anda suçlu durumuna düşebiliyor. Tabii işin bir de üçüncü kişi boyutu söz konusu. Bir ilişkide ihanet varsa akıllara "Üçüncü kişinin hiç kabahati yok mu?" sorusu geliyor.

İşte ilişkilerde ihanet konusunda farklı görüşler ve İlişki ve Evlilik Danışmanı Yeşim Varol'un yorumları... 

ŞARTLARA BAKMAK GEREKİYOR
Burcu K. (29)

İhanet edenin hangi şartlarda ve hangi psikolojide ihanet ettiği de göz önünde bulundurulmalı. Örneğin kişi evli fakat kendini yalnız hissediyorsa bunu fark eden üçüncü kişi fırsat yaratmak için zaman kovalayabilir. Bu durumda suçlu üçüncü kişidir. Yalnızlaşmış kişinin zaafından faydalanır.

İlişkinin güzel ve iyi gittiği bir ihanette ise ihanet eden suçludur. Üçüncü kişiye, kendisine ve hayatındaki asıl kişiye saygısızlık etmiş olur.

İhanete uğrayan da ilişki yaşadığı kişiyi yalnızlaştırıp, ilgisini başka şeylere yoğunlaştırıyorsa ve bunu bilerek yapıyorsa, elinden bir şey geliyor olsa bile yapmıyorsa zaten ihanete uğramayı göze almış demektir.

ÜÇÜNCÜ KİŞİ YANLIŞI KENDİNE YAPAR, İLİŞKİYE DAHLİ YOKTUR
Şenol A. (34)

Bence bir yuvayı ya da ilişkiyi aşk varsa üçüncü kişi yıkamaz. Üçüncü kişi sebep değil sonuçtur.

Üçüncü kişi eğer karşısındakinin evli olduğunu biliyorsa o zaman suçu var denebilir ama bence onun yaptığı etik olarak yanlıştır. Yanlışı kendine, kendi hayatına yapıyordur.

Aldatılan kişiye karşı bir sorumluluğu olmadığı için suçlanmasını doğru bulmuyorum. Çünkü evli olan ya da bir başkası ile ilişkisi olan kişi o değildir.

Evlilikler ya da ilişkiler, iki kişi arasında yaşanır, birbirine karşı sorumluluğu olan da ilişkiyi yaşayanlardır. Üçüncü kişilerin bu durumda bir dahli yok.

İnsanın ruhu tek eşli değil aslında. Aile yapısını korumak için toplumun oluşturduğu kurallar ve ilişki gereksinimleri tek eşlilik ihtiyacını doğuruyor. İhanet bir eylemdir ve elbette aldatan kişiyi sorumlu kılar. Çünkü duygular değişse de ihtiyaçlar farklılaşsa da ilişki içindeki birey, sadakatle yükümlüdür. Dolayısıyla mevcut ilişkisini bitirmeden yeni bir ilişkiye başlamamak onun sorumluluğundadır.

İlişki ve Evlilik Danışmanı Yeşim Varol

AYRILMAK VARKEN ALDATMAK NİYE?
Umut B. (32)

Erkek ya da kadın ayırt etmeden söylüyorum; herhangi bir evlilikte aldatma varsa önce o evlilikte kişiler arasındaki diyaloğa ve birbirleriyle nasıl geçindiklerine bakılmalı. Bunun sonucunda da kimin hatalı olduğu ortaya çıkar. Ama haklı bile olunsa ayrılmak varken aldatmak karaktersizlik ve haksız duruma düşme sebebi.

'Peki evli bir kadınla/adamla beraber olanın hiç mi suçu yok?' diye soracak olursanız da 'Karşısındaki kişinin bir ilişkisi olduğunu bilmemesi de mümkün' cevabını veririm. Eğer zaten bilmiyorsa ortada aldatılan iki kişi var demektir. Biliyorsa da hiç suçu yok diyemem ama kabahatin büyüğü hatta neredeyse tamamı ihanet edene aittir.

EVLİYKEN BAŞKASINA BAKAN DA EVLİ İNSANLA BERABER OLAN DA AYNI
Nurgül B. (49)

‘İlişkilerde ihanetten kim sorumludur?’ sorusuna kendi tecrübem üzerinden cevap vereceğim. Ben sekiz yıllık evliliğimi ihanet sebebiyle bitirdim. Aldatıldığımı, yakın bir arkadaşımın o dönemki eşimi bir kadınla yemek yerken görmesi ile öğrendim. Arkadaşım bana gördüğü manzarayı anlatınca önce sessiz kaldım, biraz takip etmek emin olmak istedim. Bir gerçeği idrak edince daha önce fark etmediğiniz küçücük detayları bile görür hale geliyorsunuz, 'Ben bunu nasıl fark edemedim' diye kendinize kızıyorsunuz.

İlk başlarda tek kızdığım kişi kocamdı. Sonuçta evlenirken bana söz veren oydu, değil mi? Böyle düşünürken ve onu ‘sevgilisi’ ile yan yana görüp boşanacağımı söylemek için takipteyken bir gün buluşma planlarını öğrendim. Buluşmaya ben de giderek kocama sürpriz yaptım. İşte o sürprizde ihanete dair düşüncelerim değişti. Çünkü kadın beni biliyordu ve hatta tanıyordu. Görür görmez kim olduğumu anladı ve inanır mısınız hiç ama hiç utanmadı.

O gün onunla hiç muhatap olmadım, kocama bakıp 'Seni böyle gördüm ya artık gönül rahatlığı ile boşanabilirim. Sakın eve gelme' dedim ve çıkıp gittim. Sonra yaşananlar ise maalesef çok çirkindi. Sevgilisinin beni arayıp ilişkilerinin detaylarını anlatmasından, bir an önce boşanmamızı istediğine çünkü onların evleneceklerini söylemesine ne rezillik ararsanız vardı. Maddi manevi hiçbir şey talep etmeden ayrıldım. Tek istediğim bu iki insanla bir daha asla karşı karşıya gelmemekti.

O sebeple diyorum ki ihanetlerde tek masum aldatılan kişidir. Eşini aldatan kişi de birinin evli olduğunu bile bile onunla beraber olan da suçludur.

lbette üçüncü kişiye toplumsal ahlak kuralları gereği sorumluluk yüklenebiliyor ama bazen karşısındaki kişinin medeni hali ya da ilişki durumu hakkında bilgisiz olması, tercih etmediği bir suça ortak yapabiliyor bireyi. Aldatılan kişinin ilgisizliği, hata yapması vs. en fazla ilişkinin bitmesine zemin hazırlayabilir. Ancak bu asla aldatılmayı hak ettiği anlamına gelmez. Aksi takdirde şiddet görenin hak edip etmediği tartışmasını açmamız gerekir. Çünkü aldatılmak da bir tür psikolojik şiddettir ve asla hiçbir canlı aldatılmayı hak etmez.

İlişki ve Evlilik Danışmanı Yeşim Varol

DUYGULAR BİTERSE KARŞILIKLI KONUŞULUR, ALDATMANIN BAHANESİ DE TELAFİSİ DE YOK
Tugay Y. (24)

Eğer evlilik yürümüyorsa, taraflardan birinin duyguları bitmiş, başkasından hoşlanmaya başlamışsa karşılıklı konuşulur, bitmesi gerekiyorsa biter. Ama kişi eşi ile konuşmayı tercih etmeden gözünü de gönlünü de başkalarına açıyorsa bence bunun bahanesi de telafisi de yok.

Bir yandan 'ağzımızın tadı bozulmasın' diyerek ilişkiyi bitirmemek, diğer yandan da heyecan aramak, başkasından hoşlanmak ya da birine âşık olmak adına ne derseniz deyin tam anlamıyla ikiyüzlülüktür. Ya var olan ilişkini bitirip yoluna öyle devam etmelisin, eğer bunu yapamıyorsan da karşındaki insanın saygıyı hak ettiğini unutmamalısın. Çünkü ihanet her şeyden önce saygısızlıktır. Önce kendine saygısızlık sonra partnerine saygısızlıktır.

Bizim ilişkimizde yaşanan deprem üçüncü kişinin sorumluluğu ya da suçu değildir. İlişki içindeki iki kişi birbirine karşı sorumludur ve insanların duyguları değiştiğinde ilişkiler bitebilir.

İlişki ve Evlilik Danışmanı Yeşim Varol
False