Yasemin Soytürk Özseren

Kas sertliği neden olur?

20 Mayıs 2020
Kas sertliği, kaslarınızı sıkı hissettiğiniz ve özellikle dinlenme sonrası hareket etmekte genele göre daha zor hareket ettiğinizi düşündüğünüz zamanlarda olur.

Kas sertliği ile kas ağrıları, kramp ve rahatsızlık hissi de olabilir. Kas sertliğinde hareket etmediğinizde bile kaslarınız sert kalır.

Kas sertliği genellikle kendiliğinden kaybolur. Düzenli şekilde egzersiz ve esneme hareketleri ile rahatlama hissi elde edilebilir.

Kas sertliği, farklı belirtilerde eşlik ediyorsa daha ciddi bir rahatsızlığı işaret edebilir.  

Kas sertliğinin genel nedenleri nelerdir?

Kas sertliği genellikle egzersiz, sert fiziksel çalışma veya ağırlık kaldırma gibi eylemlerle oluşur. Bunlarla beraber, uzun süre oturup kalkma, sabahları yataktan kalkma veya sandalyeden kalktığınızda da olabilir. Hareketsiz kalınan dönemlerden sonra sertlik hissi olabilir.

Burkulma en yaygın kas sertliği nedenidir. Burkulmayla beraber; ağrı, şişme, morluk ve hareket kısıtlılığı olabilir.

Böcek ısırması veya sokması, iltihabi durumlar, aşırı sıcak soğuk yaralanmaları, ameliyat için kullanılan ilaçlar kas sertliğinin nedeni olabilir.

Enfeksiyonla oluşabilecek kas sertliği örneğin tetanos neticesinde olabilir ve mide ağrısı, kramp, kan basıncında artma, yutma güçlüğü, hızlı kalp atışı görülebilir.

Yazının Devamını Oku

Sizin için en uygun fiziksel egzersiz hangisi?

15 Mayıs 2020
Fiziksel sağlığınız adına bir egzersiz rutini başlatmak için gerekli olan öncelikli unsurlar özveri, sabır ve bilgi olmalıdır. Yapacağınız egzersizin hedefinin ne olduğu da çok önemlidir.

Genel olarak önerilen egzersizler aerobik ve anaerobik egzersizlerin karışımı şeklindedir.

Aerobik egzersizlerini yürüyüş, bisiklete binme şeklinde hareketler olarak düşünebilirsiniz.

Anaerobik egzersizleri ise ağırlık kaldırma hareketleri gibi kuvvet içerikli çalışmaları içerir.

Bu egzersiz türlerinin vücuda nasıl etki ettiğini bilmek doğru bir egzersiz programı oluşturmada size yardımcı olacaktır.

Aerobik ve anaerobik egzersiz nedir?

Aerobik, “oksijene ihtiyaç duyar” anlamına gelir. Aerobik egzersiz, egzersiz sırasında sabit bir oksijen kaynağı sağlarken, enerji için hem yağ hem de karbonhidratları yakar. Kalp atış hızınızı artırır ve bu sebeple “kardiyo” olarak adlandırılır. Koşu, yürüyüş, bisiklete binme, yüzme, dans, tenis, futbol ve basketbol aerobik egzersiz grubundadır. Aerobik egzersiz, kalp ve akciğerleri düzenleyerek genel zindeliğinizi artırmaya yardım eder. Düzenli yapılan aerobik egzersiz diyabet, kalp hastalığı ve inme gibi birçok ciddi sıkıntı riskini azaltabilir ve kilo yönetimini de destekleyebilir. Aynı zamanda dolaşım ve solunum sistemlerini de destekler ve vücudun sorunsuz çalışmasını sağlar. Bu yüzden genel kondisyon düzeyinizi ve dayanıklılığınızı artırmak için aerobik egzersiz yapabilirsiniz.

Anaerobik egzersizler ise ağırlık kaldırma benzeri kuvvet çalışmalarıdır. Anaerobik egzersiz, sadece enerji için karbonhidratları yakarken kısa bir yoğun hareket patlaması içerir. Oksijen gerektirmez. Şınav, mekik, kısa sprint koşuları anaerobik örneklerdir. Anaerobik kuvvet antrenmanı genel gücü artırabilir, kasları güçlendirebilir ve kemik yoğunluğunu artırabilir. Bacaklar, kalçalar, sırt, karın, göğüs, omuzlar ve kollar gibi büyük kas gruplarını güçlendirmek için kullanılabilir. Kilo vermeye yardımcı olabilir. Kas kütleniz çok olduğunda günlük aktivitelerle daha fazla kalori yakabilirsiniz. Kuvvet antrenmanı ile hedef alarak belirli vücut kısımlarından yağ yakamazsınız. Sadece güç ve kas yoğunluğunu artırabilirsiniz. Vücut geliştirme, yaşlanma ile görülen yağsız vücut kütlesi kaybını en aza indirmek için çok önemlidir.

Bu çalışmaların süresi ne kadar olmalıdır?

Yazının Devamını Oku

Kas sistemini yakından tanıyalım

7 Mayıs 2020
Günlük yaşantımızda birçok kas grubuna bağlı şikayette bulunuyoruz, peki şikayetlerimizin nedeni olan kas ve kas gruplarını tanıyor muyuz? Şikayetlerimize neden olabilecek kaslarımızı biraz tanıyalım.

Kas ve kas gruplarımız olmasaydı yaşamamız mümkün değildi, yani anlaşılacağı üzere kaslar hayati derecede önemli bir sistemin parçaları ve diğer organlarımız kadar kas sağlığımız da çok önemlidir.

Kaslarımızın öncelikli görevi iskelet sistemini ayakta tutmaktır. Kaslar ayrıca kalp ve organlarımızın çalışması için de önemlidir.

3 tipte kas dokusu mevcuttur. Bunlar;

Kas hareketleri, nörolojik sinyaller kas hücrelerinde elektriksel etkileşim oluşturduğu zaman meydana gelir. Bu elektriksel iletim esnasında kalsiyum hücrelere salınır ve kısa bir kas seğirmesi oluşturur. Hücreler arasındaki bağlantı ile ilgili problemler nöromüsküler (sinire bağlı kas hastalıkları) hastalıklara yol açabilir.

Kas ağrıları, aşırı kullanım ve zorlama gibi basit bir durum olsa da çok sayıda soruna işaret edebilen yaygın bir sorundur. Bazı kas bozuklukları ve kasları etkileyen durumlara bakalım: Morarma, kramp, Miyopati, Kas distrofisi, Parkinson, Fibromiyolji, Multiple Skleroz durumlarına işaret edebilir.

Düzenli beslenme ve egzersiz kas sağlığı için önemlidir.

Yazının Devamını Oku

Osteoartrit (Kireçlenme) nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?

30 Nisan 2020
Osteoartrit yani kireçlenme en yaygın görülen eklem şikâyetlerinden biridir. Bildiğiniz gibi eklem iki kemiğin bir araya geldiği bölgedeki yapıdır. Bir araya geldikleri noktada kemik uçlarında kıkırdak dokusu ve koruyucu yapılarla çevrilidir. Osteoartrit bu dokunun zarar görmesine ve bu nedenle kemiklerin birbirine sürtülerek zarar görmesine neden olur. Neticede ağrı, sertlik ve diğer çeşitli olumsuz belirtiler veren durumlara neden olabilir.

Osteoartrit genel olarak ileri yaş grubu kişilerde görülmesine rağmen her yaşta görülme ihtimali de vardır. Osteoartrit için dejeneratif (bozulma) eklem hastalığı ya da aşınma veya yıpranma artiriti (iltihabı) adı da kullanılır.

Osteoartrit nedenlerine bakacak olursak;

Eklem hasarından meydana geldiğini görürüz. Yaşa bağlı aşınmada artış görülür. Diğer nedenler ise kıkırdakta yırtık, eklem çıkıkları, bağ dokusu yaralanmaları karşımıza gelecektir. Obezite yani aşırı kilo durumu ile bu rahatsızlık tetiklenebilmektedir.

Ailede bu hastalığın yaşanmış olması da sizde de yaşanma ihtimali olduğunu gösterebilir.

Osteoartrit nerede olur?

Eller, parmaklar, dizler, kalça, boyun ve sırt başta olmak üzere eklem olan her bölgede meydana gelebilir.

Osteoartrit belirtileri

- Oluşma bölgesinde ağrı (Derecesiyle birlikte ağrı şikâyeti de artar.)

Yazının Devamını Oku

Covid19’lu günlerde fiziksel ağrılarınız için masajdan faydalanın

23 Nisan 2020
Birçoğumuz günlük yaşantımızda gerginleşen vücut ve ağrı şikâyeti yaşamaktayız. Bu durumda kendi kendinize cildiniz ve cildinizin altındaki kaslara uygulayabileceğiniz masaj ile rahatlamak mümkün olabilir. Fiziksel ya da zihinsel olarak bir ferahlama sağlayabilir.

Uzman kişilerin elleri ile uyguladığı manipülasyonu siz de basit şekilde uygulayabilir ve rahatlayabilirsiniz. Manipülasyon elleriniz ile vücutta belirli noktalara uygulanan baskı ve yoğurma tarzı temaslardır.

Covid-19 virüsünün etkisi altındaki dünyamızda stres nedeniyle oturduğumuz yerden fiziksel ağrılar hissedebiliriz. Bahsettiğimiz bu masajı kendinize uygulayarak ağrılarınızı dindirebiliriz ve hatta stresinizi azaltabilirsiniz.

Stres, kaygı, kas gerginlikleri, sindirim bozukluları, baş ağrısı ve kas ağrıları için kendinize masaj yaparak fayda sağlama imkanınız olabilir. Hatta öyle ki kapsamlı bir tedavi planının içeriği olarak kendi kendinize masaj uygulaması ile fibromiyalji ve artrit gibi kronik rahatsızlıkların çözümü içinde etki görebilirsiniz.

Bu tarz basit masajlar kısa zamanlı etki almak için önemlidir ancak kalıcı bir tedavi olarak düşünülmemelidir. Covid-19 virüsünün etkisi ortadan kalktığı zaman bir uzmana başvurularak kalıcı çözüm ve tedavi sağlanmalıdır.

Masaj yapabileceğiniz bölgeleri başınız, sırtınızın alt ve üst kısımları, karnınız, omuz ve çevresi, kalçalarınız ve bacaklarınız olarak düşünebilirsiniz.

Boyun ağrısı için boyun ve sırtınızı düzeltin, ağrılı bölgeyi bulup parmaklarınız ile uygun şekilde bastırabilirsiniz. Bu işleme 3 ile 5 dakika devam edebilirsiniz.

Baş ağrısı için omuzlar dik konumdayken kafatasının arka alt bölümüne işaret ve başparmaklarınızla yoğurarak masaj yapabilirsiniz. Küçük dairesel hareketlerle masaja devam edebilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Otururken diz ağrısı neden olur?

17 Nisan 2020
Oturma pozisyonunda iken dizinizde ağrı hissetmenizin belirli nedenleri olabilir. Bu yazımızda diz ağrısının neden kaynaklı olabileceği hakkında bilgiler paylaşacağız.

Uzun sürelerde oturmak diz ağrısına neden olabilir; Çalışma ortamı masa başı olanlar, yemek yerken uzun sürelerde oturanlar, çeşitli etkinlikler nedeniyle uzun süre oturmak zorunda kalanlar, bilgisayar ve televizyon karşısında normalden fazla oturup vakit geçirenler bu gruba dahildir. Uzun sürelerde oturmamak için yarım saatlik dönemlerde ara verilmeli ve ayağa kalkılıp hareket edilmelidir.

Oturma pozisyonunuzdan ayağa kalkarken ani hareketler ağrıya sebebiyet verebilir; Osteoartrit tarzı bir rahatsızlık nedeniyle bu ağrılı deneyimi yaşayabilirsiniz.

Oturuş şekliniz ağrı kaynağı olabilir; Bacak bacak üstüne atmak ve bu tarz şekil bozukluğu yaratacak oturma pozisyonu bu durum için uygun bir örnektir. Bu tarz oturuş diz üzerine bir baskı yaratmaktadır. Uzun süre oturmak zorunda olan insanlar en ergonomik pozisyonu öğrenmeli ve ona göre oturmalıdır.

Oturduğunuz mobilya nedeniyle rahatsızlık hissedebilirsiniz; Örnek alarak, ofiste uzun süre oturursanız, sandalyeniz masanız gibi kullandığınız diğer mobilyalarla doğru şekilde tasarlanmalı ve doğru şekilde konumlandırılmalıdır. Sandalyenin genellikle çok düşük pozisyonda olması daha çok rahatsızlığa neden olabilir.

Koşucu diz (PFP) gibi durumlar nedeniyle merdiven inip çıkarken ağrı hissedilebilir. Burada diz elemini gereğinden fazla kullanımı, diz ile kalça arasındaki uyumsuzluk, diz kapağı yaralanması durumları söz konusu olabilir.

Bu tarz ağrılar bazı durumlarda hiç dinmeyebilir.

Yazının Devamını Oku

Magnezyum eksikliği neden olur, nasıl giderilir?

7 Nisan 2020
Magnezyum vücudumuzda bulunan önemli minerallerdendir. Oldukça fazla hayati etkinlikte gerekli olan bir yapı taşıdır.

Magnezyum vücudumuzda bulunan önemli minerallerdendir. Oldukça fazla hayati etkinlikte gerekli olan bir yapı taşıdır. Kalp-damar organizasyonu, hücreye kalsiyum girişinde, enerji oluşturulmasında, hormon ve protein sentezinde ve metabolik olaylarda etkin rol alır. Yetişkinlerde yaklaşık 25 gram Magnezyum minerali bulunur. Ve vücuttaki Magnezyum mineralinin 3’de 2’si kemiklerdedir.

Kronik yorgunluk ve halsizlik en sık gördüğümüz magnezyum eksikliği belirtisidir. Anksiyete ve depresyon magnezyum eksikliğine bağlı oluşabilir. Diğer yaygın belirtileri arasında uyku bozukluğu, migren tipi baş ağrısı, kas krampları, iştah azalması, bulantı, kusma gibi sayılabilir. Nadir görülen magnezyum eksikliği belirtileri arasında aritmi, hipertansiyon, hiperaktivite vardır.

Magnezyum eksikliği günümüzde giderek artmaktadır. Çünkü sanayileşme ile insanların değişen beslenme alışkanlığı magnezyum eksikliği nedenlerinden biridir. İşlenmiş hazır gıdalar yiyeceklerdeki mineral ve vitamin oranını azaltır. Bunun dışında hamilelik, ağır spor yapma alışkanlığı gibi metabolik ihtiyacın arttığı durumlarda günlük alınması gereken magnezyum miktarı artar. Bunun karşılanmaması durumunda eksiklik ortaya çıkar.

Magnezyum içeren besinleri her gün düzenli tüketmeliyiz. Günlük almamız gereken magnezyum miktarı 300-400mg/gün arasında değişir. Magnezyum ihtiyacı erkeklerde, gebelik durumunda, ağır spor yaparken artar. En çok magnezyum içeren besinler;

Magnezyum eksikliği tedavisinde ilaç tedavisine ek olarak mutlaka beslenme alışkanlığı sorgulanıp sağlıklı beslenme düzeni hastaya kazandırılmalıdır. Günlük alınması gereken miktar dengeli beslenme ile sağlanabilir. Fakat magnezyum eksikliği belirtileri mevcut ve yapılan testlerle magnezyum eksikliği tespit edildi ise magnezyum takviyesi gerekir. Piyasada pek çok preperat vardır. Fakat bunlar içinde dikkat edilmesi gereken emilimi yüksek bir ilaç kullanmak gerekir.

Yazının Devamını Oku

PRP tedavisi nedir, ne işe yarar?

3 Nisan 2020
PRP tedavisinin başarı puanı oldukça yüksektir. Ancak tedaviye katkı sağlayacak olan uygulanan...

PRP, trombosit (kan bulunan hücre adı) hücrelerince zenginleştirilmiş oluşuma verilen isimdir.

Kan likit yani akışkan olmasına karşın kırmızı kan hücresi, beyaz kan hücresi ve trombosit gibi katı içeriğe de sahiptir. Kandaki trombosit adı verilen bileşenler yaralanma tedavisinde oldukça etkin olan ve büyüme faktörü adı verilen yüzlerce proteinden zengin bir hücredir.

PRP elde edebilmek için kan önce kişiden kan alınır ve trombosit adı verilen hücreleri ayırt etmek için özel bir cihazda uygun hızda döndürülür, bu işlem sonrasında trombosit hücreleri uygun şekilde toplanır. Normal kana göre trombosit 10 kata kadar fazla büyüme faktörü barındırabilir. Büyüme faktörünce zengin bu kan hücreleri tekrar kişinin problem yaşadığı bölgesine enjekte edilir.

PRP tedavisinin başarı puanı oldukça yüksektir. Ancak tedaviye katkı sağlayacak olan uygulanan vücut bölgesini durumu, hastanın genel sağlık durumu, kişinin yaşadığı problemin kronik kaynaklı mı yoksa akut kaynaklı mı olduğu gibi etmenlerin durumu da oldukça önemlidir.

PRP uygulanarak tedavi edilebilecek durumlara bakacak olursak;

Ameliyat sonrası rehabilitasyon
Tenisçi dirseği

Yazının Devamını Oku