Burcu Saygan Karamürsel

Dismenore Nedir?

17 Eylül 2019
Adet döneminde yaşanan sancılara dismenore adı verilir. Adet gören kadınların yarısından fazlası bu sorunu ayın bir-iki günü yaşamaktadır.

Dismenore çeşitleri nelerdir?

Dismenore eğer ilk adetle beraber başladıysa primer dismenore olarak adlandırılır. Ancak hayatın daha ileri döneminde başlayan bir adet sancısı mevcutsa, sekonder dismenore olarak adlandırılır.

Primer dismenore sebebi nedir?

Rahim iç duvarından salgılanan prostaglandin isimli madde, rahim krampları ve sancıya yol açar.

Genellikle sancı, bu maddelerin miktarının rahim duvarında arttığı adet öncesi dönemde başlar. Adet kanamasıyla beraber rahim iç duvarı döküldüğü ve prostaglandin düzeyi düştüğü için, adetin ikinci gününden itibaren sancı azalır.

Primer dismenore hangi yaşta başlar?

Genellikle ilk adetle beraber başlar ve yıllar içerisinde azalır. Doğum sonrasında da adet sancılarında azalma görülebilir.

Sekonder dismenore nedir?

Yazının Devamını Oku

Yaz Aylarında Genital Hijyen Nasıl Korunur?

24 Haziran 2019
Yaz mevsimiyle beraber bir kısmımız için havuz-deniz mevsimi başladı. Bu dönemde oluşabilecek enfeksiyonlarla ilgili aldığımız sorular nedeniyle kısa bir özet yapmak istedim.

Genel kanının aksine tatilde yaşanılan vajinal enfeksiyonların sebebi çoğunlukla havuz ya da denizden mikrop bulaşması değil, vajinayı normalde koruyan ve sağlıklı ortamı sağlayan kendi yararlı bakteri floramızın bozulmasıdır. Kadınların yaklaşık üçte biri hayatlarının bir döneminde vajinal enfeksiyon yaşayabilir.

Bu tür enfeksiyonlara sebep olan faktörler antibiyotik kullanımı, hormonal değişiklikler (örneğin menopoz, emzirme dönemi, gebelik vb.), doğum kontrol amaçlı kullanılan sperm öldürücü kremler, vajinal duş yapılması gibi florayı bozan durumlardır. Ayrıca cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar da bu duruma ilişki sonrası sebep olabilir. Tatil döneminde ıslak mayolar, klorlu havuzlar ve florayı bozma sebeplerden sayılabilir.

Genellikle vajinal akıntı, kaşıntı vb. bulgular varlığında, tanıyı koymak için vajina içinden bir örnek alıp mikroskobik olarak incelemek ve kültür yapmak gerekir. Bazen hastayı muayene edince akıntının görüntüsü klinik olarak tanı koymamızı sağlayabilir.
Genellikle tedavide lokal etkili vajinal fitil ya da kremleri tercih ederiz. Nadiren fitil kullanamadığımız bekar hastalarda ağızdan kullanılan ilaçlar yazabiliriz.

Mantar enfeksiyonu

En sık görülen vajinal enfeksiyon türü mantardır. Candida adı verilen bir mantar türü bu enfeksiyona yol açar. Normalde vajinal bölgede az miktarda bulunan ve enfeksiyon yapmayan bir mikroorganizmadır. Ancak florada bulunan sağlıklı bakterilerin oranı azalıp, denge mantarın artışı yönünde değişirse enfeksiyona yol açar.Özellikle antibiyotik sonrası, gebelikte, şeker hastalığında ya da bağışıklığın düştüğü durumlarda mantar görülme olasılığı artar. Genel belirtileri; yanma, kaşıntı, kızarıklık, şişlik, beyaz süt kesiği gibi kokusuz bir akıntıdır. Genellikle vajinal fitil ya da kremle tedavi edilir.

Bakteriyel vaginozis

Yazının Devamını Oku

Ramazan Ayında ve Tatilde Gebelerin Dikkat Etmesi Gerekenler

28 Mayıs 2019
Ramazan ayı ve önümüzdeki bayram tatili dolayısıyla bazı özet bilgiler paylaşmak istedim. Şimdiden herkese ailesi ve sevdikleriyle güzel bir bayram dilerim.

Gebeler oruç tutabilir mi?

Ramazan ayını yaşadığımız şu günlerde, bu konuyla ilgili çok fazla soru alıyoruz. Gebe hastaların açlık kan şekerleri,normal kişilere göre daha düşük seviyelerde bulunur. Bunun sebebi bebeğin tüm besinini anneden alıyor olmasıdır. Normalde gebe hastaların minimum 3 ana öğün ve ayrıca 3 ara öğün şeklinde beslenmesi önerilir. Ancak bazı gebeler daha sık acıktıkları için, daha fazla ara öğün yapabilirler. Temel prensip, gebelikte olabildiğince azar azar ve daha sık beslenme olmalıdır. Aynı zamanda yavaşlamış olan mide-bağırsak sistemi için de bu durum daha rahat sindirime yardımcı olur. Tüm gün aç kalıp, bir anda bol miktarda yemek yemek, gebelerde hem kan şekeri düşmesi hem de mide –bağırsak sistemini olumsuz etkilemesi nedeniyle önerilmez. Annenin tüm gün aç ve susuz kalması, bebeğin de aç kalması anlamına gelir. Ayrıca özellikle sıcak havalarda, annede sıvı açığı oluşur. Bu da tansiyon düşmesi ve bebeğe giden kan akımında, dolayısıyla besin ve oksijende azalmaya sebep olur.

Gebelikte seyahat zararlı olur mu?

Gebelerde seyahatle ilgili genellikle bir kısıtlama bulunmaz. Ancak özel riskli bir durum varsa, ya da doğum çok yaklaşmışsa seyahat önerilmez. Bunun dışında gerek kara gerek deniz gerekse hava yolu ile seyahat için gebelik bir engel teşkil etmez.

Karayolu ile seyahatlerde, uzun süre hareketsiz kalmamak gerekir. Bu nedenle sık sık mola vererek ve bol sıvı alarak seyahat edilmelidir. Böylece gebelik döneminde uzun süren hareketsizlik dolayısıyla riski artan bacak damarlarında pıhtı oluşma ihtimali azaltılmış olur. Havayolu ile seyahatin anne ya da bebeğe olumsuz bir etkisi olmaz. Farklı havayolu şirketleri için farklı kurallar olmakla beraber, genellikle 28. gebelik haftasından sonraki seyahatler için doktor raporu gereklidir.

Gebelikte yüzme önerilir mi? Tatilde nelere dikkat edilmeli?

Gebelerin yapabileceği en rahat sporlardan biri yüzmedir. Gebeliğin ilk gününden son gününe kadar yapılabilecek bir spordur. Gebeyi yormayacak bir tempoda 30 dk. – 1 saat civarında yüzmek uygun olur. Denize ulaşım imkanı olmayan gebeler için, denetimi iyi yapılan, klorlanmış havuzlarda enfeksiyon riskinde artış bulunmamaktadır. Havuz sonrası duş alıp ıslak mayonun değiştirilmesi önerilir.

Yazının Devamını Oku

Genital Estetik Operasyonlar

10 Mayıs 2019
Son yıllarda medyanın da etkisiyle insanların kendilik algıları değişmeye başladı. Görsellik ve estetik çok fazla ön plana çıktı.

Gerek kadınlar, gerekse erkekler artık çok daha yoğun biçimde cerrahi olan ya da olmayan yöntemler kullanarak, vücutlarına çeşitli müdahaleler yaptırmak için daha fazla talepte bulunuyorlar. Bu durumda sosyal medyanın ve diğer kitle iletişim araçlarının da rolü büyük. Aynı zamanda tüm dünyada yaşanan değişiklikler, insanların kent hayatında kendini eskisi kadar güvende hissetmemesine, kendi iç dünyalarına ve cinselliğe daha fazla yönelmelerine yol açmış olabilir.

Bu durum son yıllarda genital bölge ile ilgili çeşitli müdahalelerin sayısında büyük bir artışa sebep oldu. Bu durum aslında bir yandan kişisel özgürlükler açısından bakıldığında olumlu görünmekle beraber, diğer yandan günümüzde insanın varoluş çabasının bu kadar görsellik üzerine kurulması ve buna bağlı bir endüstrinin gelişmiş olması açısından da tartışmaya açıktır.

Burada bu tartışmaya girmeden, sizlere bu müdahalelerin neler olduğundan kısaca bahsetmek istiyorum.

Vajinoplasti: Aslında klasik tanım olarak vajinoplasti, doğuştan gelen yapısal kusur nedeniyle, vajinası hiç gelişmemiş kadınlara, cerrahi yöntemle yeni vajina yapılması işlemidir. Ancak son yıllardaki yaygın kullanımı daha çok vajinal daraltmayı ve gençleştirmeyi ifade etmektedir. Bu tür cerrahi operasyonlara sıklıkla doğum yapmış hastalar başvurmaktadır. Özellikle normal doğum yapmış olan hastalarda vajinada yırtılma, gevşeme, idrar torbasında sarkma, buna bağlı istemsiz idrar kaçırma gibi sorunlar görülebilmektedir.Ayrıca bazen vajenden istemsiz gaz kaçışı gibi sorunlar da olabilir. Bu durum bazı hastalarda cinsel hayatı olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Bu tür cerrahi girişimler genellikle genel anestezi ya da sedasyonla yapılmaktadır. İşlem sırasında vajinadan belli oranda doku çıkarılarak vajinal daralma ve sıkılaşma sağlanır. Eğer idrar torbası ya da rektumda sarkma varsa bunlar düzeltilir. Eğer hastanın istemsiz idrar kaçırma sorunu varsa işlem sırasında buna yönelik ek girişim yapılabilmektedir. Bazı durumlarda vajinaya cerrah tarafından tampon yerleştirilmesi gerekebilir. Genellikle 4-6 hafta içerisinde iyileşme tamamlanmaktadır.Bu süre zarfında hastaların spor yapması, yüzmesi, cinsel ilişkide bulunması sakıncalıdır.

Labioplasti: Labiumlar ,labium majus (dış dudaklar) ve labium minus (iç dudaklar) olmak üzere genital bölgede vajina girişini kapatacak şekilde,dış tarafta bulunurlar. Bu grupta yapılan çeşitli girişimler bulunur,ancak bunların içinde en sık talep edilen genellikle iç dudaklara yapılan cerrahi girişimdir.Her kadının anatomik yapısı kendine özgüdür. Aynı saç rengimiz,göz rengimiz gibi bu bölgede de kişiler arasında yapısal farklılıkların bulunması normal bir durumdur. Ancak bazı hastalarda iç dudaklar arasında büyüklük farkı ve asimetrik bir görünüm bulunabilir.Bazen de her iki iç dudak sarkık ve büyük görünümde olabilir.Aslında çoğunlukla bu durum sağlık açısından bir sorun yaratmaz.

Fakat bazı hastalar bu durumdan rahatsızlık duyabilmektedir. Bu rahatsızlık bazen estetik nedenlerle, bazen ise sık tekrarlayan enfeksiyonlar, mayo ya da tayt gibi giysilerden belli olduğunu düşünme, bisiklete binme ve benzeri spor sırasında rahatsızlık duyulması gibi kendini gösterebilir. Bu tür şikayetlerle başvuran hastalarda iç dudaklara yapılan cerrahi işleme labioplasti adı verilmektedir. Bu işlem genellikle genel anestezi ya da sedasyonla yapılmaktadır. İşlem sırasında simetrik görünüm sağlamaya yönelik bir ya da her iki labiumdan doku çıkarılması gerekebilir. Genellikle 4-6 hafta içerisinde iyileşme tamamlanmaktadır. Bu süre zarfında hastaların spor yapması, yüzmesi, cinsel ilişkide bulunması sakıncalıdır.

Yazının Devamını Oku

Endometriosis Nedir? Endometriosis Tedavisi Nasıl Yapılır?

11 Nisan 2019
Rahim içinde bulunması gereken endometrium dokusunun, rahim dışında bulunmasına verilen isimdir. Bu durum çeşitli sorunlara yol açabilen kronik bir hastalıktır. Üreme çağındaki her 10 kadından birinde görülür. En sık 30-40 yaşlarında görülmektedir.

Endometriosis hastalığı nerede oluşur?

Periton zarı denilen karın zarlarında, yumurtalıklarda, fallop tüpleri üzerinde, rahim, mesane, üreter ve barsak üzerinde ve rahim arkasında bulunan boşlukta oluşabilir.

Endometriosis ne tür sorunlara yol açabilir?

Bu dokular östrojen hormonuna duyarlıdırlar. Bu odaklar aynen adet döneminde rahim iç duvarının kanadığı gibi, hormona duyarlı olarak kalınlaşabilir ve kanayabilir. Çevre dokularda da iltihabi değişiklikler ve ödem oluşur. Bunun sonucunda organlar arasında yapışıklıklar oluşabilir. Bu yapışıklıklar, özellikle adet döneminde ağrıya yol açar.

İnfertilite ve endometriosis arasında bağlantı var mıdır?

Çocuk sahibi olamayan kadınların yaklaşık %40’ında endometriosis vardır. Endometriosis hastalığının yol açtığı iltihabi değişiklikler, sperm ve yumurtaya zarar verebilir, ya da rahim veya fallop tüpü içindeki hareketlerine engel olabilir. İleri derece endometriosis hastalarında, tüpler yapışıklık nedeniyle tamamen tıkalı dahi olabilir.

Endometriosis hastalığının belirtileri nelerdir?

Yazının Devamını Oku

#KadınOlmasa Hayat Olmaz

7 Mart 2019
Kadın olmasa hayat olmaz, yuva olmaz, çocuk olmaz, ekmek olmaz.

Kadın olmasa emek olmaz, üretim olmaz, sanat olmaz, sinema, şiir, tiyatro olmaz.

Kadın olmasa cumhuriyet olmaz, özgürlük olmaz, çok seslilik, çok renklilik olmaz.

Kadın olmasa empati olmaz, fedakarlık olmaz, neşe olmaz, kahkaha olmaz, sevgi olmaz.

Kadın olmasa kahve eşliğinde sırdaşlık olmaz, candan sohbetler olmaz.

Kadın olmasa aşk olmaz, tutku olmaz, coşku olmaz.

Kadın olmasa hayal gücü olmaz, ilerleme olmaz, bilim olmaz.

Kadın olmasa umut olmaz, hayaller olmaz, gelecek olmaz.

Kadın olmasa olmaz.

Yazının Devamını Oku

Kadınlarda Rutin Jinekolojik Kontrollerin Önemi

28 Şubat 2019
Jinekolojik rutin kontroller, pek çok kadın için, aynı zamanda genel bir sağlık kontrolü anlamına da gelir. Çünkü çoğu kadın, sağlıklı olduğu sürece, jinekolojik kontrol dışında, rutin olarak diğer bölümlere başvurmaz.

Rutin jinekolojik kontrol sırasında, pek çok diğer sistemle ilgili sorunlara da tanı koyulabilmektedir. Dolayısı ile hekiminiz sizden öykü alırken, pek çok farklı konularda sorular sorabilir. Bunlar içerisinde aile içi şiddet, sigara ve alkol kullanımı, sosyal alışkanlıklar gibi genel pek çok konu da yer alabilmektedir.

Ayrıca genel olarak cinsel aktivite varlığı, doğum kontrol yöntemi kullanımı ile ilgili sorular sorulabilir. Adet düzeni, kanama miktarı ve süresi de sorulan sorular arasındadır.

Genel olarak geçmiş öykünüz, hastalıklarınız, kullandığınız ilaçlar, geçirdiğiniz ameliyatlar ve ailenizdeki hastalıklar varsa aile hikayenizdeki kanserler, ayrıca ilaç alerjileriniz hakkında da sorular sorulur.

Cinsel olarak aktif olmayan genç kızlarda, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile ilgili tarama gerekmez. Ayrıca vajinal muayene de özel bir durum olmadığı sürece yapılmaz. Genç kızlarda muayene genellikle karından ultrasonografi eşliğinde yapılacağı için ,idrara sıkışık olmaları gereklidir.

Cinsel olarak aktif olan kadınlarda, cinsel yolla bulaşan hastalıklar için yapılacak tarama, vajinal sürüntü örneklerinden yapılabildiği gibi, idrar örneğinden de yapılabilmektedir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunabilmek için, her türlü temas öncesinde kondom kullanılması önerilmektedir. Ayrıca cinsel yolla bulaşan bir virüs olan HPV virüsü için tarama da, rahim ağzından alınan bir sürüntü ile yapılabilmektedir. Özellikle genç kızlarda bu virüse karşı koldan yapılan bir aşı önerilir. HPV virüsü hem genital siğillere, hem de rahim ağzı, vulva ve vajina kanserlerine yol açtığı için, ömür boyu koruyuculuğu olan bu aşı ile ilgili danışma, rutin kontrol sırasında verilebilir. Bu nedenle 13 yaşından itibaren tüm genç kızlar için rutin jinekolojik kontrol önerilmektedir. Ayrıca genç kızlar bu muayenede adet döneminde yaşadığı sıkıntılar, akne problemleri, kilo sorunları, genital bölge hijyeni, cinsellik öncesi bilgilendirme, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, doğum kontrol yöntemleri gibi pek çok konuda, hekimden sağlıklı bilgi alma şansına kavuşurlar. Ne yazık ki günümüzde pek çok konuda, bilgi kirliliği bulunan, güvenilir olmayan ortamlardan bilgi alma ve soru sorma alışkanlığı yaygındır.

Gebelik planlayan hastaların, gebe kalmadan önce jinekolojik kontrolden geçmeleri önerilmektedir. Bu muayenede gebelik öncesi bazı sağlık sorunları, muayene ve kan testleri ile saptanabilir ve sağlıklı bir gebelik için önlem alınabilir. Ayrıca kişinin bağışıklık durumu kontrol edilerek, bağışıklığı yoksa, Rubella (kızamıkçık) virüsüne karşı aşı önerilir. Bu virüs gebelik sırasında karşılaşıldığı takdirde, bebekte ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Gebelik öncesi kontrolde, hastanın aile öyküsü araştırılarak, varsa genetik hastalıklar açısından bir değerlendirme ve gebelik öncesi genetik danışma verilmesi mümkün olur. Böylece gebelik sırasında tanısı koyulabilecek genetik hastalıklar için bir ön değerlendirme için zaman kazanılır. Ayrıca gebelik öncesi, sağlıklı beslenme, egzersiz, sigarayı bırakma, folik asit desteğine başlanması gibi konular da önem taşımaktadır.

Rahim ağzı kanseri taraması için yılda bir defa yapılan pap smear, bu muayenelerin ana hedeflerinden biridir. Bu muayene sırasında hasta herhangi bir ağrı ya da acı duymaz. Vajinaya yerleştirilen spekulum ile rahim ağzı görüntülenerek, ince bir fırça yardımıyla bir sürüntü alınabilir ve bu sürüntüdeki hücreler, özel bir sıvı içerisinde patoloji laboratuvarına gönderilir. Bu test ile, rahim ağzı kanserine dönüşmeden önceki hücresel değişiklikler erken saptanarak, kanser oluşmadan tedavi imkanı doğmuş olur. Rahim ağzındaki bu değişikliklere genellikle HPV virüsü enfeksiyonu yol açmaktadır. Bu virüse karşı koruyucu olan aşı genç kızlarda olduğu kadar, daha ileri yaştaki hastalarda da kullanılabilmektedir. Bu aşı koldan 3 doz halinde uygulandığı takdirde, ömür boyu rahim ağzı kanserlerinin %90’ına karşı koruyuculuğu devam eder. Aşı yapılmış olsa dahi, bu nedenle, yılda bir yapılan pap smear kontrollerine devam edilmesi önerilmektedir.

Yazının Devamını Oku

Vulva Ağrısı, Yanması ve Kaşıntısının Sebepleri Nelerdir?

15 Şubat 2019
Kadın dış genital organına vulva adı verilir. Vulvada dış kısımda dış dudaklar (labia majora) ve iç kısımda iç dudaklar (labia minora) yer alır.

Vulva ile ilgili önemli belirtiler nelerdir?

Vulvada kaşıntı, yanma, kızarıklık, cilt değişikliği ve ağrı bulunması durumunda bir jinekoloğa başvurmak gerekir.

Jinekolojik muayenede, bu belirtiler ile ilgili ne gibi testler yapılabilir?

Jinekolog tarafından alınan öykü ve muayene sonrasında, gerekli görünürse, vulvadaki akıntılardan bir sürüntü alınabilir. Bu sürüntülerden yapılan yayma ve kültürlerde, enfeksiyon etkenleri ortaya çıkarılabilir. Ayrıca şüpheli görünen lezyonlardan biyopsi alınabilir.

Vulvada görülebilen cilt değişiklikleri nelerdir?

Vulvada görülen cilt değişiklikleri follikülit, kontakt dermatit, bartolin bezi kisti, liken simpleks kronikus, liken planus, liken skleroz gibi cilt rahatsızlıkları ile ilişkili olabilir.

Folikülit ne demektir?

Kıl kökü iltihaplanması demektir. Kırmızı, küçük, ağrılı şişlikler şeklinde görülür. Büyük dudaklar üzerinde görülür. Dar giysilerin sürtünmesi, ağda veya jiletle tüylerin alınmasına bağlı, kıl kökünde bakteriyel enfeksiyon gelişebilir. Genellikle kendiliğinden düzelmektedir. Genel hijyene dikkat edilmesi, bol ve pamuklu iç çamaşırı giyilmesi, ve şişlik üzerine sıcak kompres yapılması, iyileşme sürecini hızlandırır. Ancak büyüyen şişliklerde, jinekolog tarafından müdahale gerekebilir. Müdahale ile abse boşaltılabilir.

Yazının Devamını Oku