GeriKadın Sağlığı Strese girmeyin bebeğiniz olsun
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Strese girmeyin bebeğiniz olsun

"Psikolojik destek alarak tüp bebek stresiyle baş etmesini öğrenenler, şanslarını yüzde 30-50 oranında artırabiliyor"

Kimine göre hayatının en kötü, en üzücü olayı, kimine göre ise boşanmadan daha fazla duygusal travma yaratıyor... Tüm bu olumsuz duyguları yaratan sorun, infertilite yani kısırlık. Her beş çiftten biri, çok istedikleri halde çocuk sahibi olamıyor. Sayısı giderek artan bu çiftlerden erkeklerin yaklaşık yüzde 15'i, kadınların ise yüzde 50'si bebeklerinin olmamasını yaşamlarındaki en kötü, üzücü olay olarak tarif ediyor. Stresin kısırlığa yüzde 5 ila 15 oranında neden olduğu biliniyor. Çocuk sahibi olamama stresi sorunu büyütürken, tüp bebek tedavilerindeki başarıyı da azaltıyor. Ancak psikolojik destek alıp bu stresle baş etmesini öğrenenler, şansı yüzde 30-50 oranında lehine çevirebiliyor. Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Şefi Doç. Dr. Cem Fıçıcıoğlu, bebeği olmayan çiftlerde önce bu durumu kabullenmeme sonra da öfke geliştiğini hatta eşlerin birbirine öfke duyabildiğini belirtiyor. Fıçıcıoğlu eşleri bekleyen sıkıntıları, "Kendine güvende azalma, ilgisizlik, hayattan zevk almada azalma da görülmeye başlayabilir. Eşler arası iletişim zarar görebilir. Önce bebeğin olmamasıyla ilgili konular daha sonra da diğer pek çok konu konuşulmaz hale gelir" diye özetliyor. Bir kıyaslama yapıldığında bebeğin olmamasının boşanmadan daha fazla duygusal travma yaptığının gösterildiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Fıçıcıoğlu "Kısırlığın strese yol açması kaçınılmazdır" diyerek şunları söylüyor: "Stresin bebeğin olmamasına neden olması yani psikolojik nedenli bebek olmaması, yaklaşık yüzde 5-15 civarında. Çiftlerin birbirlerinden beklentilerini, duygularını açığa çıkartarak konuşması, bebeğin olmaması nedeniyle eşlerin birbirlerini suçlamalarının önlenmesi için psikolojik yardım alınması çok önemli. Burada evlilik, aile danışmanlığı yapan psikologların devreye girmesi çok faydalı. İyi bilgilendirilmiş kişilerin sorunlarını kabul ederek baş etmeleri, tedaviye uyumları çok daha iyi olur. Bir çalışmada gevşeme egzersizleri programına katılan kadınların yüzde 34'ünün sonradan gebe kaldığı tespit edildi. Bebeğin olmaması eşlerin ortak sorunudur. Psikolojik yardım, stresi azaltacak, pozitif düşünceyi artıracak ve gebelik oranlarını yaklaşık yüzde 30 oranında artırabilecektir.""Dünyanın sonu değil"Fatoş-Birol Ak çifti dört yıllık evli... Fatoş Ak özel bir laboratuvarda, Birol Ak ise Koşuyolu Kalp Araştırma ve Eğitim Hastanesi'nde görevli. "Çocuk sahibi olamama" problemlerini iki yıl önce fark etmişler. Fatoş Ak kısırlık problemi yaşayan kadınların süreci, erkeklerden daha zor geçirdiğine inanıyor. "Televizyonda bebek gördüğümde ağlıyordum, hamile bir kadın gördüğümde ise özlemim artıyordu" diyor. Aşılama tedavisinin ardından iki kez tüp bebek denediklerini ve umutsuzluğa kapılıp tedaviye devam etmeme kararı aldıklarını, kendini eve kapattığını da sözlerine ekliyor.Doktorlarının psikolojik desteği önermesiyle bir aile terapistine başvuran Ak çifti, tekrar tüp bebek tedavisine başlama kararı almış. Birol Ak "Tüp bebeği ilk başta altı kez deneyelim demiştik. İkinci tedaviden de olumsuz sonuç alınca bir daha istemedik. Aile terapistimizden destek aldıktan sonra olaylara daha pozitif baktık. Çocuğumuzun olmamasını hayatın sonu olarak görmemeye başladık. Şimdi tekrar denemek için hazırlanıyoruz" diyor ve aynı sorunu yaşayan çiftlere, "Mücadeleyi hiç bırakmayın, birbirinize destek olun" mesajını veriyor. Hazırlayan: Ayşegül Aydoğan/ Milliyet

False