Rahim kanseri tehlikesi!

Serviks (rahim ağzı) kanserinin ortaya çıkış nedenleri, teşhisi ve tedavi yöntemleri konusunda bilgi veren Prof. Dr. Tuncer, rahim ağzı kanserinin, yapılan araştırmalara göre çoğunlukla erkekler tarafından Human Papilloma Virüs (HPV) adı verilen mikrop aracılığıyla kadınlara bulaştığını açıkladı. HPV mikrobunun erkeğin cinsel teması sonucu kadına taşınarak rahim ağzı kanserine yol açtığını vurgulayan Tuncer, hastalığın Türkiye'de en fazla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki kadınlar açısından risk oluşturduğunu ifade etti."Kadınların erken yaşta evlendirilmesi, doğum oranının fazla olması ve erkeklerin birden fazla kadınla evlenmesi bölge kadınının kansere yakalanmasındaki en büyük etkendir" diyen Tuncer, bunların yanı sıra kadınların hijyen olmamasının da hastalığın bulaşmasında etkili olduğunu ifade etti.Tuncer, kadınların cinsel sağlığının da kanserle yakından ilgili olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:"Çok eşlilik, erken yaşta evlendirilme, stres, temizliğin önemsenmemesi, sosyo ekonomik seviyenin düşük olması, fazla doğum ve sağlıklı beslenilmemesi, kadınlar için büyük risk oluşturuyor. Tüm bunları gözönünde bulundurduğumuzda rahim ağzı kanserinin ülkemizde en fazla Doğu ve Güneydoğulu kadını tehdit ettiğini görüyoruz.Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı illerde bu kanser türüne çok sık rastlamaktayız. Bölgede yaşayan kadınların, hastanede tedavi olma ya da erken tanı yöntemini tercih etmemesinden dolayı hastalığı erken teşhisle tedavi edemiyoruz. Bölgede yapacağımız çalışmalarda kadınların ve özellikle eşlerinin bize yardımcı olmasını bekliyoruz."Tuncer, kadınların da birden fazla erkekle cinsel temasının da hastalığın ortaya çıkmasında önemli etken olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:"Kadınların çok eşliliği belki söz konusu değil, ama çok partnerli kadınlar da bu hastalığı taşıyor. Ailevi değerler ile gelenek göreneklerimize sahip olmak rahim ağzı kanseri riskini azaltan faktörler arasında yer alıyor."Tuncer, tıp dünyasının HPV mikrobuna karşı geliştirdiği aşının 2006 yılının sonunda dünya genelinde kullanılmaya başlanacağını kaydetti.