GeriKadın Sağlığı 'Bekârlık sultanlık' diyen hata eder
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

'Bekârlık sultanlık' diyen hata eder

"Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, "Evlenin, sağlıklı kalın" diyor. Tezini de "Evlenenlerde kalp hastalıkları, depresyon ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar daha az" sözüyle destekliyor."

Yapılan son araştırmalar 'Bekârlık sultanlık'tır inancını çürütüyor. Araştırmalar sonucunda ortaya çıkan 'evlenenlerin daha uzun yaşadığı' saptamasını, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu da doğruluyor. Hatta uzun yaşama ve sağlıklı yaşlanmada rol oynayan faktörler arasında evliliğin önemli bir payı olduğunu savunuyor. Evlenmenin ömür uzatıcı etkisinin özellikle kadınlarda daha fazla olduğunu vurgulayan Müftüoğlu, refah seviyesi iyi olanların da bir adım ileride olduğunu anlatıyor. Müftüoğlu, sorularımızı yanıtladı.

Kadınsız olmaz!

Evlenmenin uzun yaşamayı sağlayan bir etkisi olduğu yönündeki araştırma sonuçları ne kadar doğru?

Evlenmenin yaşlanma sürecine olumlu etkisi var. Bütün araştırmalara göre, uzun yaşamak istiyorsanız evlenin. Düşünmeyin, üzülmeyin, korkmadan evlenin, sağlıklı kalın. Evlenenlerde kalp hastalıkları, depresyon ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma oranı daha az. Evliliğin ömür uzatıcı etkisi kadınlarda daha fazla. Aslında erkekler kendine bakma özürlü. Evlenmediği zaman kadın - erkek ayrımına bakıldığında şöyle bir gözlem var. Kocası ölen kadınların ortalama yaşam süresi, karısı ölen erkeklerin yaşam süresi kıyaslandığında eşlerini kaybeden erkekler çok daha kısa yaşıyor. Çünkü kadınlar kendine bakma konusunda daha itinalı. Bana göre iyi ki kadınlar uzun yaşıyor. Çünkü erkeklerin uzun yaşadığı dünya daha bakımsız ve çirkin olurdu gibi geliyor.

Kadının kendi hayatına ve erkeğin hayatına katkısı nedir?

Kadınlar gerçekten yapıcı yaratıklar. İnce, narin ama aynı zamanda kontrollü, daha samimi, daha içten ve dikkatli. Bu açıdan bakınca cinselliğin kontrolünün daha çok kadında olduğu bir hayat, daha düzenli bir hayat olabilir. Evlilik, cinselliğin kontrolünü sağlayan bir müessese. Evli erkek daha az poligam oluyor ve bu onu cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyor. Evlilik düzen getiriyor erkeğe, bakımı sağlıyor. Evlilik, kadını da muhakkak uzun yaşatıyor. Kadını doğurgan ve üretken hale getiriyor. Evlilik olmasa bile birlikte yaşama, kadın erkek birlikteliği, bu mümkün değilse bile dokunmak hatta insanların birbirleriyle temasları insanlara güç veriyor. Birbirlerine merhaba demeleri güven duygusu yaratıyor.

Refah düzeyi önemli

Yaşamı uzatan faktörlerden birinin refah düzeyi olduğunu söylüyorsunuz...


Yaşamın uzamasında refahın önemli katkısı var. 35 - 40 yıl önceki insanın ortalama yıllık gelirine göre şimdi neredeyse yüzde 200'lük artış var. Bugün 4 bin doları beğenmiyoruz. Böyle baktığınız zaman ortalama bir Avrupa Birliği üye ülkesinde ortalama 3 bin doların altı konuşulmuyor. Bu insanın hem daha çok parası var hem tıbbın sunduğu olanaklarla daha uzun yaşama süresi yakalamış, refahı yüksek ve daha uzun yaşamak kesinlikle hakkı. Daha uzun yaşarken de kendini 60 yaşındayım ama hala kulağım iyi duysun, gözüm iyi görsün, böbreğim iyi çalışsın, görüntümde hoşluğum değişmesin kilom fazla olmasın gibi beklentilerinin olması son derece normal.

Türkiye genç nüfusa sahip... Gelecekte değişecek nüfus dengelerine yönelik yaşlı nüfus için neler yapılmalı?

Yaşlı sağlığı üzerine daha fazla eğilmemiz, ona yönelik çok ciddi hazırlıklar yapmamız lazım. Şu anda olayı sadece huzurevleri olarak görüyoruz. Ama o evlerin huzurlu evler olduğundan son derece kuşku duyuyorum. Yaşlı nüfusun nasıl organize olacağına yönelik hastane yapmamız lazım. Yaşlı sağlığını yaşlanmış insanların sağlığı gibi görmekten vazgeçip yaşlanma sürecinde insanları sağlıklı tutma gayreti haline dönüştürmek daha başarılı sonuç verir.

"Demirel benim hayat öğretmenim"

Önerilerinizin ve öngörülerinizin kendi yaşamınızdan çıkardığınız sonuçlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

Hem öyle, hem de benim çok önemli bir hayat öğretmenim var. 20 yıldır yanında olduğum Süleyman Demirel. Her bir ziyaretim ders gibi geçti.

Aranızda doktor - hasta ilişkisinin ötesinde bir alışveriş oldu anlaşılan...

Tecrübelerinden, gözlemlerinden yararlanıyorum. Gücün çok geçici olduğunu, pozisyonel yapılanmaların aslında çok önemli olmadığını gördüm. Bir yere konumlanma sendromu, bir yere konumlanmak için kendinizi içine soktuğunuz bedensel ve ruhsal durumlar da (statü sendromu) sizde hastalıklara yol açabiliyor. Statünün ne kadar önemsiz olduğu gibi pek çok şeyi gözlemledim.

Demirel'in bakış açınızı değiştirmede nasıl bir rolü oldu?

İlk başhekim olduğum zaman bana söylediği bir söz, hayat görüşümü neredeyse yüzde 50 değiştirdi. Demirel bana dedi ki; 'Bir yeri yaka yaka da ele geçirebilirsin yapa yapa da. Akıllı insan, yetenekli ve topluma kendini adamış insan, yapa yapa ele geçirir. O insanları kazanarak, koruyarak geçiren insandır.' Bu kavgalar, telaşlar, heyecanlar eğer statüden, pozisyonel durumlardan kaynaklanıyorsa, sonuçları çok değiştirmiyorsa hiç bir şey kazandırmıyor.

Demirel sağlıklı yaşlanan biri mi?

Bilge yaşlanan biri. Hayattan keyif alarak yaşlanmayı başarabilmenin bir abidesidir. Hala aktif çalışıyor. Süleyman Demirel, sağlıklı olmaya karar vermiş bir insan.

Şu anki sağlığı nasıl?

80 yaşında ve sağlıklı. Yaşının önünde bir sağlığı var. Diyabeti dışında bir sorunu yok.

Bol yumurta beyazı tüketin

Antioksidan besinleri bol bol tüketin. Her gün en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin. (Kuru siyah erik, kuru siyah üzüm, böğürtlen, çilek, pancar Brüksel lahanası, ıspanak, brokoli, kivi, kızılcık, kırmızı biber, portakal, avokado, soğan).

Kan şekerini hızla ve aşırı derecede yükselten besinlerden uzak durun(haşlanmış patates, corn flakes (mısır gevreği), dondurma, haşlanmış mısır, tahıl gevrekleri, beyaz ekmek, kızarmış patates, bal, pirinç)

Düzenli kahvaltı yapın.

Sirke, limon suyu ve baharat kullanın.

İşlenmiş besinlerden, yapay tatlandırıcılardan uzak durun.

Düzenli balık tüketin (haftada 3 kez 100 gram).

Omega 3 içeren besinleri daha çok kullanın (Semizotu, balık eti, avokado, kanola yağı, ceviz).

Daha az yağ tüketin. Tereyağ, margarin gibi doymuş yağ kullanımını azaltın, zeytinyağı ve kanola yağını tercih edin.

Toplam günlük kalori tüketimini azaltın.

Stres altındayken yemek yemeyin. Gece yemek yemekten kaçının.

Omega 6 içeren besinleri azaltın (Peynir, ayçiçeği yağı, kırmızı et, yağda kızartmalar, dondurma, tereyağı, cipsler, mayonez, margarin, patlamış mısır).

Yumurta beyazını bolca tüketin (haşlanmış yumurta beyazını ya da sadece yumurta beyazından yapılan omleti).

Akşamları bir kadeh kırmızı şarap, bellek destekleyici antioksidanları sağladığı gibi günlük geriliminizi azaltır.

Aşkınızı yenileyin

Sadece bedensel egzersizler yeterli değil. 'Kalbinize değen', onun daha hızlı ve güçlü çarpmasına neden olan şeyler kalbinizin duygusal egzersizleridir. Yeni bir aşk, eşinize karşı sık sık yinelenen sevgi sözcükleri ve yeniden alevlenen duygu yoğunluğu, yeni bir başarı, keyiflendiren yeni bir film, oyun, müzik ya da kitap iyi birer egzersizdir. Bırakın kalbiniz yeni heyecanlarla çarpsın, yeni hevesler, yeni keyifler, yeni aşklar yaşasın. Bu denemelerin kalbiniz için gençleştirici egzersizler olduğunu hiç unutmayın.

Yaşlanma nedeni işyeri alışkanlıkları

Aşırı mükemmeliyetçilik.
Sevilmeyen - istenmeyen görevleri üstlenme.
Yetersiz - hatalı iletişim.
Motivasyon eksikliği.
Amaçları ve öncelikleri belirleyememek.
Aynı anda çok fazla işi yapmaya çalışmak.
Ayak üstü atıştırmak - öğle yemeğini atlamak.
Masa başı çalışmasına ara vermemek.
Masa başı egzersizleri yapmamak.
Gereğinden çok ciddi bir iş ortamı oluşturmak.
Aşırı çay - kahve içmek.
Yetersiz su tüketmek.
50 - 100 kalorilik ara öğünleri atlamak.
Görevlendirmede kıskançlık, her işi üstlenmek.
Takım çalışması eksikliği.
Öğle tatillerinde yürüyüş yapmamak.
İşe erken gelip, işten geç çıkmak.
Tatil günlerinde de çalışmak.

Genç kalmanın sırları

'Hayatın hızını' yavaşlatın

'Bekârlık sultanlık' diyen hata eder

'Cinsellik hiçbir yaşta bitmez'

False