Muhammet Duman

TFF 1.Lig’in bitimine iki hafta kala Süper Lig’e yükselmeyi garantileyen Göztepe, 2 yıl aradan sonra camiası ve taraftarıyla ait olduğu lige dönmenin sevincini yaşıyor.

Süper Lig için şimdiden planlamalara başlayan İzmir ekibi, yeni sezonda da başarılar elde etmek istiyor.

Urla’daki tesislerde antrenman öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sportif Direktör Ivan Mance, kaptan İsmail Köybaşı, futbolculardan Taha Altıkardeş, Ahmed Ildız ve Kenneth Mamah, yeni sezonda camiaya ve taraftara umut dolu mesajlar verdi.

GÖZTEPE SPORTİF DİREKTÖRÜ IVAN MANCE:

“PROJEMİZİN İKİNCİ AŞAMASI ŞİMDİ BAŞLIYOR, GÖZTEPE’Yİ ÇOK GÜZEL GÜNLER BEKLİYOR”

Biz buraya 2 yıl önce geldiğimizde Göztepe en iyi durumunda değildi fakat sayın Mehmet Sepil’in daha önce burada oluşturduğu organizasyon sayesinde biz de sıfırdan başlamadık. Buraya belli nokta atışlar yaptık. Mehmet Sepil zamanından beri çalışan insanlarla beraber en iyi işi ortaya koymaya çalıştık. Başlangıçta ilk sezonumuzdaki ilk hedefimiz, ilk sezonu bir geçiş senesi olarak geçirmekti. Burada istediğimiz şekilde kulübü organize etmek ve altyapıları oluşturmaktı. İlk önce bunu gerçekleştirdik. İkinci hedefimiz de kulübü Süper Lig’e taşımaktı. Şimdi de bunu gerçekleştirmiş oluyoruz. Bu yüzden çok mutluyuz. Şimdi tüm bunların üzerine koyarak gitmemiz gerekiyor. Biz de bu şekilde yapacağız. Ben bu kulübün çok parlak bir geleceği olduğuna ve gerçekten muhteşem bir kulüp olduğuna inanıyorum. Göztepe’yi ilk sıraya koyarak aynı şekilde gelişmeye ve sıkı bir çalışmaya devam edersek Göztepe’yi çok güzel günler bekliyor. Projemizin ikinci aşaması şimdi başlıyor.

“STADYUMDA MAÇA HER ÇIKTIĞIMIZDA KENDİMİZİ ÇOK ÖZEL HİSSEDİYORUZ”

Göztepe taraftarı, gerçekten çok özel bir grup. Biz de kulüp olarak onlara sahip olduğumuz için kendimizi gerçekten çok özel hissediyoruz. Her maç gelip aşklarını bizimle beraber yaşıyorlar ve bize yansıtıyorlar. Ben de buna aşığım diyebilirim. Stadyumumuzda ne zaman maça çıksak kendimizi çok özel hissediyoruz. Hırvatistan başta olmak üzere Avrupa’dan tanıdıklarımı maçlara davet ediyorum. Onlar da atmosferin gerçekten inanılmaz olduğunu her zaman söylüyorlar. İngiltere’den gelen konuklarımız, 90 dakika boyunca taraftarlarımızın oluşturduğu bu muhteşem atmosferi izliyorlar. Şimdi Süper Lig’deyiz. Bizim gibi onların da daha iyi olması gerekiyor. Hep beraber daha iyi olacağız. Taraftarlarımız, deplasmanlarda da bizi muhteşem bir şekilde destekliyorlar. Bu bence daha da önemli. Onlar bizi hiçbir zaman yalnız bırakmıyorlar. Nereye gidersek gidelim bizimle beraber gelip bizleri destekliyorlar. Ben hem kendi adıma hem de tüm takım adına teşekkür etmek istiyorum. Bizim başarısızlık şansımız yüzde 0. Kesinlikle başarılı olmalıyız. Çünkü bize taraftarlar büyük bir aşk sunuyorlar. Ve biz de bu aşkın karşılığında onlara kesinlikle başarıyı sunmak istiyoruz.

2022 yılında veda ettiği Süper Lig’e 2 yıl aranın ardından dönüş yapan İzmir ekibi Göztepe, yeni sezonda Süper Lig’de farklı bir hikaye yazmaya odaklandı. Futbolcular, teknik direktör Stanimir Stoilov ve kulüp yönetimiyle beraber TFF 1.Lig’de zafere imza atan sarı-kırmızılılar, şimdiden Süper Lig’deki hedeflerinin altyapısını oluşturmaya başladı. TFF 1.Lig’de oynayacakları son maç olan Bodrumspor maçından önceki antrenmanda basın mensuplarına konuşan teknik direktör Stanimir Stoilov, bu sezonki performanslarını değerlendirirken, taraftara da önemli mesajlar verdi.

GÖZTEPE TEKNİK DİREKTÖRÜ STANİMİR STOİLOV’UN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“HEDEFİMİZE ULAŞTIK, ARTIK GELECEĞE ODAKLANIYORUZ”

Hikayemizi şu anda iyi bir şekilde bitirdik ve işler iyi bittiği zaman zaten her şey güzeldir. Oyuncular, hocalar ve başkanımız gerçekten çok iyi bir şekilde çalıştık. Herkes her şeyini verdi ve hedefimize ulaştık. Şimdi mutluyuz, artık geleceğe odaklanacağız. Ben hayatımda hiçbir zaman geçmişle ilgili konuşmayı sevmiyorum. Her zaman kendimin ne yaptığına bakıyorum. İlk geldiğimde stadyumun yarısı doluydu. Göztepe’yi kapalı gişe olarak oynatmamız gerekiyordu. Bununla ilgili olarak futbol tarzımızı biraz değiştirdik. Bunun üzerine bazı değişiklikler yaptık. Daha agresif bir oyun oynamak istedik. Bununla ilgili olarak oyuncularımıza çalışmalar yaptırdık. Oyuncularımız ne istediğimizi çok iyi bir şekilde anladılar. Son 10 maçı da taraftarlarımızla birlikte kapalı gişe oynadık. Taraftarımıza sezon boyunca verdikleri destekten dolayı çok teşekkür etmek istiyorum.

“BURAYA İLK GELDİĞİMDE SÜPER LİG’İN ZOR OLMAYACAĞINI DÜŞÜNDÜM”

Futbolda zor günler de var, zor günlerimiz de olacak. Onların her zaman bizim yanımızda olacağına inanıyorum. Futbolda eğer ne yapmayı biliyorsanız ve aklınızda bir şeyler varsa istediklerinizi gerçekleştirmek daha kolaydır. Benim de zaten aklımda buraya geldiğimde plan vardı. Daha önce de çalıştığım kulüplerde her zaman planım hazırdı. Bu planım üzerine çalışmalarımı gerçekleştirdim. Daha sonra da başarı geldi. Başarılı olduğunuz zaman taraftarlarla güzel ilişkiler oluşturmanız gerçekten çok kolay. Bize verdikleri destekten dolayı taraftarlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Aynı zaman kulübe ve oyuncularımıza verilen destek de çok değerliydi. Bunu da çok iyi bir şekilde gerçekleştirdiler. Hep beraber çok iyi bir şekilde çalıştık. Elimizden gelenin en iyisini sahaya yansıtmayı bildik. Bunun ardından taraftarlarımız bizi inanılmaz bir şekilde burada desteklediler. Bu onların stadyuma daha fazla gelmesini sağladı. Hedefimize ulaştık ama böyle çalışmaya ve daha da başarılı olmaya devam etmemiz gerekiyor. Ben buraya ilk geldiğimde taraftarı, kulübü ve atmosferi gördüğüm zaman Süper Lig’in zor olamayacağını düşündüm. İnsanlar TFF 1.Lig’in Süper Lig’den daha zor olduğunu söylese de biz bunu güzel bir şekilde başardık. Şimdi sıkı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Ben kendi adıma da taraftarımıza çok daha sıkı bir şekilde çalışacağımızın sözünü vermek istiyorum.

“HER ZAMAN BÜYÜK HEDEFLERİ OLAN B

Süper Lig’in ilk 10 haftasında 10 galibiyet alarak yıldızlarla dolu kadrosuyla şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olduğunu ortaya koyan Fenerbahçe, tıpkı Jorge Jesus döneminde olduğu gibi sezonun sonlarında doğru bu iyi gidişatı devam ettiremiyor. İki hafta önce Sivasspor deplasmanında son dakikada yediği penaltı golüyle 2 puan bırakan teknik direktör İsmail Kartal yönetimindeki sarı-lacivertliler, 35.haftanın kapanış maçında Konyaspor deplasmanından 0-0 beraberlikle dönerek şampiyonluk şansını riske attı. Fenerbahçe’nin eski futbolcuları Mahmut Hanefi, Fatih Akyel ve Mehmet Yozgatlı, sarı-lacivertli ekibin son haftalardaki puan kayıpları, İsmail Kartal’ın taktiksel kararları ve şampiyonluk şansıyla ilgili yorumlarını aktardı.

MAHMUT HANEFİ ERDOĞDU: BU ORTAMDA FENERBAHÇE’NİN ŞAMPİYON OLMASINI BEKLEMEK HAYAL OLURDU

Şu anki mevcut TFF yönetimiyle ters düşen bir Fenerbahçe var. Bu anlamda değerlendirmek gerekiyor. Ne kadar iyi mücadele ederse etsin mevcut konjonktürden dolayı Fenerbahçe’nin zaten şampiyon olmasını beklemiyordum. Bazı durumları sadece saha içine değil, saha dışına da bağlıyorum. TFF yönetiminden dolayı ortam çok gerildi. Fenerbahçe 3 Temmuz süreci başta olmak üzere otobüsün kurşunlanması olayında da çok yalnız kaldı. Halkın takımıyız ama yapayalnız kalıyoruz. TFF yönetimine kafa tutan ve haksızlıklara direnen bir yönetimimiz var. Eğrisiyle doğrusuyla bir sezon yaşandı ve bitti. Şu an şampiyonluk yarışında rakiplerimizle kafa kafaya olsak bile ben şampiyon olacağımıza inanmıyordum. Dış faktörler bu sene çok etkili oldu. Bu ortamda Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını beklemek hayal olurdu. 

“BU KADRO JORGE JESUS’UN ELİNDE OLSAYDI BAMBAŞKA ŞEYLER OLURDU”

Eksikler olmasına rağmen uzun yıllar sonra şampiyon olabilecek güzel bir kadro kuruldu. Bu seneki kadro Jorge Jesus’un elinde olsaydı bambaşka şeyler olurdu. Kadro zenginliği ve derinliği açısından geçen seneye göre daha iyi bir kadro var. İsmail Kartal da gerekeni yaptı ama Jorge Jesus olsaydı daha başarılı olurdu diye düşünüyorum. İsmail Hoca’ya gelen bu tepkiler normaldir. Fenerbahçe, büyük bir camia olduğu için şampiyonluk bekleniyor. Benim çocuklarım şampiyonluk görmedi, ağlıyorlar. Herkesin beklentisi bu yöndeydi. Gelen tepkileri de biraz buna bağlıyorum. İsmail Kartal, bu kulübün çocuğudur ve bizim efsanelerimiz arasındadır. Normal şartlar olsa, bu kadro ve camiayla biz zaten şampiyonluğu şu anda elde etmemiz gerekiyordu. Oyuncuların performansında düşüşler vardı, bunlar olabilir. Futbolcuların dönem dönem formsuz zamanları olabilir. Bu kriz anlarında krizi çözebilecek futbolcuların ön plana çıkması gerekiyor. Bu anlamda transfer edilen oyuncuların bu baskının altında kaldığını düşünüyorum. Fenerbahçe’deki bu baskının altında zaman zaman çok büyük yıldızların da kaldığını söylemek istiyorum. Bunu normal olarak karşılıyorum. Ali Koç döneminde kurulan en iyi takım vardı ama yine de birkaç tane daha tecrübeli ve bu krizleri çözebilecek oyuncuların olması gerekiyordu. Fenerbahçe; Tadic ve Dzeko’dan tam anlamıyla faydalanamadı, son haftalarda performanslarında düşüş vardı.

FATİH AKYEL: GALATASARAY, BU AŞAMADAN SONRA ŞAMPİYONLUĞU KAPTIRMAZ

Fenerbahçe’de son dönemde hem moral hem de performans olarak büyük bir düşüş vardı. Bu düşüş de puan kayıplarına neden oldu. Fenerbahçe, şampiyonluktan koptu diyebiliriz. Arada 6 puanlık fark var. Bu aşamadan sonra artık Galatasaray’ın şampiyonluğu kaptıracağını düşünmüyorum. Bunu Fenerbahçeli futbolcular da tahmin ediyordur. Saha sürülen kadroda ve oyuncu değişikliklerinde yapılan hatalar vardı. Fenerbahçe’nin Avrupa maçlarından dolayı bir yorgunluğu vardı ve iki kulvarda da yarışamadı. Camia olarak bildiğiniz üzere TFF ile bir çatışmaya girildi. Bir sürü çalkantılı dönemler yaşadılar. Dün akşamki Konyaspor maçından sonra zaten Fenerbahçe’nin şampiyonluğu tamamen gitmiş durumda. Fenerbahçe, artık yeni sezona bakacak.

2016 yılında Belçika’nın güçlü ekibi Standard Liège’den Konyaspor’a transfer olan Deni Milosevic, 2 kupa sevinci yaşadı. Konyaspor’un Avrupa Kupalarındaki ilk golünü atarak tarihe geçen 29 yaşındaki yıldız, Bosna-Hersek Milli Takımı’nda 11 maçta forma giydi. Teknik direktörler Aykut Kocaman, İsmail Kartal, Nuri Şahin ve Sergen Yalçın’la ilgili gözlemlerini aktaran Boşnak orta saha, Fenerbahçe’ye iptal olan transferiyle ilgili yaşadığı şanssız süreci de anlattı.

ANTALYASPOR’UN BOŞNAK ON NUMARASI DENI MILOSEVIC’İN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“SÜPER LİG’DEKİ ATMOSFER BELÇİKA’DAN DAHA İYİ. TARAFTARLAR, KULÜBÜ İÇİN HER ŞEYİNİ VERİRLER”

2016 yılında Konyaspor’a transfer olmadan önce Belçika’nın güçlü ekibi Standard Liège'de forma giydiğine dikkat çeken Deni Milosevic, iki lig arasındaki farklardan bahsederek, “Bu liglerdeki stadyum ve taraftar atmosferinden bahsedecek olursak, Türkiye Ligi’ndeki atmosfer kesinlikle daha iyi. Taraftarlar, kulübü için her şeyini verirler ve bir oyuncu olarak siz de bunu derinden hisseder, seversiniz. İki ülkenin de kalite konusunda farklı futbol türünü barındırdığını düşünüyorum. Türkiye’de futbol, daha çok fiziksel mücadeleye dayanıyor. Belçika’da takım kadroları oluşturulurken altyapıdan gelen genç oyunculara da önem veriliyor. Türkiye’de kadrolar genellikle dışarıdan yapılan çok sayıda transferle oluşturuluyor. Yani iki lig arasında da farklı bir futbol kültürü olduğu için hangisinin daha iyi olduğunu söyleyemem” dedi.

“AYKUT KOCAMAN, TAKIMINI NASIL OYNATMASI GEREKTİĞİNİ ÇOK İYİ BİLİYORDU”

Konyaspor’da 89 maçta beraber çalıştıkları tecrübeli teknik adam Aykut Kocaman’ın takım yönetimine değinen Milosevic, başarılı teknik direktör hakkında futbolseverlerin ‘sürekli defans futbolu’ oynatıyor eleştirilerine de cevap vererek, “Aykut Kocaman hakkında sadece harika şeyler söyleyebilirim. Öncelikle o mükemmel bir teknik direktör. Belki bazı insanlar onun sadece defans futbolu oynattığını söylüyor olabilir ama bence o sadece takımının ve oyuncularının kalitesine göre nasıl oynaması gerektiğini çok iyi biliyor. Aykut Hoca, Süper Lig’de gol yemezseniz maçı kazanma şansınızın çok yüksek olduğunu biliyor. Yani her şeyi bir plan dahilinde yapıyor, onunla çalışırken gördüğüm tek şey buydu. Aykut Hoca, iyi bir teknik direktör olmanın da ötesinde her şeyden önce çok iyi bir insan. Türkiye’ye geldiğimde ilk teknik direktörümün Aykut Kocaman olmasından dolayı şanslıydım çünkü genç oyunculara karşı sabırlı birisiydi. Ayrıca gençken yeni bir ülkeye gelip ailenizden uzakta futbol oynamanın kolay olmadığını da biliyordu. O dönem takımda çok sayıda genç oyuncu vardı ve onunla çalışmak bizim için çok faydalı oldu. Aykut Hoca’nın yanında başarılı yardımcıları da vardı. Bu yüzden Türkiye’deki kariyerime başladığımda böyle birine sahip olmak bizim için güzel bir şanstı” diye vurguladı.

“AYKUT KOCAMAN, FENERBAHÇE’DEN AYRILINCA ANLAŞMA İPTAL OLDU”

Aykut Kocaman’ın 2017 yılında Konyaspor’dan ayrılarak Fenerbahçe’nin başına geçmesinden sonra o dönem kendisinin de Fenerbahçe’ye transfer olma şansının olduğunu belirten Boşnak orta saha, “Aykut Kocaman, Fenerbahçe’yi çalıştırırken kulüple bazı temaslarımız olmuştu. Ben o dönem henüz gençtim. Aykut Hoca, eğer o sene takımda kalsaydı benim de Fenerbahçe’ye transfer olma durumum vardı. Ama maalesef Aykut Kocaman, ikinci senesinde Fenerbahçe’yle devam etmeyince transfer gerçekleşmedi” diye konuştu.

Bolton Wanderers ve West Ham United formalarıyla bir dönem Premier Lig’de fırtına gibi esen Ricardo Vaz Te, 2015 ve 2017 yıllarında dönemin Süper Lig ekibi Akhisar Belediyespor’da mücadele etti. Ege ekibinde 70 maça çıkan ve takımına 31 gol, 6 asistlik katkı sağlayan efsanevi futbolcu, 2016-17 sezonunda Türkiye Kupası’nda gol kralı oldu. Türk futbolunda kısa sürede iz bırakan futbolculardan biri olan Portekizli eski kanat oyuncusu; Akhisarspor’daki başarılı dönemi, teknik direktör Okan Buruk, Kadıköy’deki unutamadığı maç, Süper Lig devlerinin kapısından döndüğü an ve EURO 2024 grubu ile ilgili duygu ve düşüncelerini samimi bir şekilde anlattı.

PORTEKİZLİ ESKİ YILDIZ RICARDO VAZ TE’NİN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“KARİYERİMDEKİ EN MUHTEŞEM ZAMANLARIMI SÜPER LİG’DE GEÇİRDİM”

Türkiye’ye transfer olmadan önce Portekiz, İngiltere, İskoçya ve Yunanistan gibi üst düzey liglerde futbol oynadığını söyleyen Ricardo Vaz Te, oynadığı liglere göre kıyaslamada bulunarak, “Özellikle İngiltere Premier Lig söz konusu olduğunda futbol liglerini karşılaştırmak her zaman zordur. Yine de kariyerimdeki en muhteşem zamanlarımı Süper Lig’de geçirdim diyebilirim. Türkiye’de taraftarlar, çok tutkulu ve her zaman enerjikti. Süper Lig, her zaman yetenekli oyuncularla doluydu. Süper Lig’deki futbolcuların, rahat bir futbol oynama üzerine kurulu bir mantalitesi vardı. Bu mantalite benim alışkın olduğumdan biraz daha rahattı. Ama her ligde yaptığım gibi Süper Lig’e de adapte olup en iyi performansımı göstermeye çalıştım” dedi.

“EKİP ARASINDA FUTBOLUMUZU KOLAYLAŞTIRAN SIKI BİR BAĞ VARDI”

Akhisar Belediyespor’da lig ve kupa dahil 70 maça çıkan, 31 gol ve 6 asistle takımına katkı sağlayan Vaz Te, başarılı dönemini şöyle anlattı: “Akhisar Belediyespor’da geçirdiğim süre boyunca dört farklı teknik direktörle çalıştım. Her teknik direktörün taktiksel felsefesine bağlı olarak takımda bazen lider oyuncu olurken, bazen de sadece yardımcı oyuncu görevini üstleniyordum. Akhisar Belediyespor’da harika takım arkadaşlarım vardı ve ekip arasında her zaman futbolumuzu kolaylaştıran sıkı bir bağ bulunuyordu.”

“FENERBAHÇE’NİN YENİLMEZLİK SERİSİNİ KIRMIŞTIK. ROBERTO CARLOS İÇİN ÖZEL BİR MAÇTI”

2015 yılında teknik direktör Roberto Carlos önderliğinde Kadıköy’de Fenerbahçe’yi son dakikada attığı golle 2-1 yendikleri maça değinen Portekizli eski yıldız, “O gece Kadıköy’deki atmosfer inanılmazdı ve metaforik olarak Davud ve Golyat’ın hikayesi gibiydi. Bir zamanlar ‘evim’ dediğiniz bir yere geri dönmek, herkes için her zaman duygusaldır. Bu yüzden Fenerbahçe’yi yendiğimiz maç Roberto Carlos için çok özeldi. Ayrıca bu galibiyete gerçekten çok ihtiyacımız vardı ve Fenerbahçe uzun zamandır evinde kaybetmiyordu. O gece onların yenilmezlik serisini kırmıştık” diye konuştu.

2021-2023 yılları arasında Sivasspor’da forma giyen ve 84 maça çıkan Dimitrios Goutas, stoper pozisyonunda oynamasına rağmen attığı gollerle Süper Lig’e damga vurmuştu.

Yiğidolar’da 5 gol ve 3 asistle takımına katkı sağlayan Goutas, 1 Türkiye Kupası sevinci yaşadı.

Sezon başında Erol Bulut yönetimindeki Cardiff City’nin yolunu tutan başarılı futbolcu, şimdiye kadar 45 maçta oynadı ve 4 gol kaydetti.

Teknik direktör Erol Bulut’un savunmadaki sigortası olan Yunan stoper; Süper Lig kariyeri, Cardiff City’e uzanan macerası, Premier Lig hedefi, Rıza Çalımbay ve Erol Bulut’un takım yönetimiyle ilgili düşüncelerini anlattı.

CARDIFF CITY’NİN 30 YAŞINDAKİ YUNAN STOPERİ DIMITRIOS GOUTAS’IN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“SÜPER LİG’İN ÇOK SAYIDA ÜST DÜZEY OYUNCUYU ÇEKMESİ ŞAŞIRTICI DEĞİL”

2021 yılında Türkiye’ye gelmeden önce farklı liglerde futbol oynamıştın. Türkiye Süper Ligi'ndeki futbolu zihniyet, mücadele, kalite ve taraftar atmosferi açısından değerlendirebilir misin?

Kariyerim boyunca Yunanistan, Belçika ve Polonya'daki liglerde oynadım. Farklı futbol kültürlerine ve bunların profesyonel bir futbolcu olarak gelişimim üzerindeki etkilerine direkt tanık olma ayrıcalığına sahip oldum. Şu anda her profesyonel futbolcunun hayalini süsleyen İngiltere’de oynuyorum. Ligin yüksek bir rekabetçi yapısı var ve tüm dünyanın gözü bu ligin üzerinde. Türkiye Süper Ligi'ne gelince, Avrupa'nın en iyi liglerinden biri olarak öne çıkıyor ve futbolun yoğun bir şekilde oynanışı, güçlü rekabeti ve taraftarların yarattığı inanılmaz atmosferle biliniyor. Bu yüzden Süper Lig’in dünyanın dört bir yanından çok sayıda üst düzey oyuncuyu çekmesi şaşırtıcı değil. Tutkulu taraftarlar ve sahadaki kalitenin birleşimi her oyuncunun tecrübesini geliştiriyor.

2020 yılında İspanya devi Atletico Madrid’den Beşiktaş’a transfer olan Francisco Montero, toplam 46 maçta oynadı ve takımına 2 gol, 2 asistle katkı sağladı.

2021 yılında Şampiyonlar Ligi’nde Borussia Dortmund’a attığı golle hatırlanan başarılı stoper, siyah beyazlılarda 3 kupa zaferi yaşadı.

Sezon başında Portekiz 1.Lig ekibi Arouca’ya gönderilen Montero; Atletico Madrid’deki kariyeri, Beşiktaş’ta yaşadığı şampiyonluklar, yeni sezondaki hedefleri, Sergen Yalçın ve Şenol Güneş ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

İSPANYOL STOPER FRANCISCO JAVIER MONTERO’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞU ŞEKİLDE:

“DIEGO SIMEONE, BANA SONUNA KADAR MÜCADELE ETMEYİ ÖĞRETTİ”

2014 yılında Atletico Madrid altyapısında transfer olan ve genç yaşta önemli tecrübeler kazanan Montero, Madrid temsilcisindeki günlerini anlatarak, “Atlético Madrid Gençlik Akademisi’nde eğitim aldım ve daha sonra A takımda Diego Simeone ile çalıştım. Simeone’den futbolun ayrıntılarına dair çok şey öğrendim. Bana güveniyordu ve ben de bunun sonucunda rahat bir futbol oynuyordum. Simeone, bana sonuna kadar mücadele etmeyi ve sahada her şeyini vermeyi de öğretti” dedi.

“GODIN, GIMENEZ VE SAVIC, BANA SAVUNMA ANLAMINDA BİRÇOK TAVSİYEDE BULUNDU”

İspanyol devinde beraber oynadığı savunma oyuncularının futboluna olan etkisinden bahseden 25 yaşındaki stoper, “Atletico Madrid’in stoper hattında beraber oynadığım Diego Godin, José Giménez ve Stefan Savic gibi deneyimli isimler, bana savunma anlamında birçok tavsiyelerde bulunuyorlardı. Bu tür dünya çapındaki stoperlerle oynarken yapabileceğiniz tek şey onlardan savunmanızı güçlendirme anlamında yeni şeyler öğrenmektir. Çünkü bu tarz oyuncular size en iyi bilgileri öğretirler. Stoperde beni en çok etkileyen kişi José Giménez’di” diye konuştu.

Süper Lig’de son dönemde çıkış yapan genç futbolculardan biri de Alanyaspor’un kanat oyuncusu Oğuz Aydın oldu.

34 maçta 9 gol ve 7 asistle takımına katkı sağlayan Aydın, fizik gücü ve bitirici vuruşlarıyla futbolseverlerden tam not aldı.

Vincenzo Montella tarafından A Milli Takım’ın EURO 2024’e hazırlık kapsamında oynadığı Macaristan ve Avusturya maçlarına davet edilen Aydın, başarısını taçlandırdı.

Süper Lig devlerinin peşinde olduğu yıldız futbolcu; Türkiye kariyerine başlangıç aşaması, Francesco Farioli, Fatih Tekke, transfer iddiaları, Vincenzo Montella ve EURO 2024 hedefleriyle ilgili düşüncelerini paylaştı.

ALANYASPOR’UN 23 YAŞINDAKİ YILDIZI OĞUZ AYDIN’IN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“ŞU AN AZ ALKMAAR ALTYAPISINDAKİ EĞİTİMLERİN EKMEĞİNİ YİYORUM”

Futbola Hollanda’da başladın ve 15 yaşında Bucaspor’a transfer olarak Türkiye kariyerine adım attın. Genç yaşta ülke değiştirerek bu riski göze almak futboluna neler kattı?

Hollanda’da AZ Alkmaar altyapısında oynadım. Orada altyapı eğitimine çok önem veriyorlardı. Her şey belli bir sisteme göre gidiyordu. Teknik, taktik ve oyun bilgisine yönelik eğitimler alıyorduk. AZ Alkmaar’da çok iyi yüklemeler yaptılar. Zaten şu an onun ekmeğini yiyorum diye düşünüyorum. Türkiye’ye ilk geldiğimde tekniğim vardı ve sağlam bir oyun bilgim bulunuyordu ama fiziksel nedenlerden dolayı epey zorlandım. Çünkü Türkiye’de futbol fiziksel dayanıklılık üzerine kuruluydu. Bucaspor’a gittiğimde bireysel antrenmanlara başlamıştım ve zayıf olduğum için çok zorlanıyordum. Kas kütlem resmen yoktu.

Real Madrid’de bir türlü istediği süreyi bulamayan Arda Güler, Real Madrid’in dün akşam Real Sociedad ile deplasmanda oynadığı mücadeleye ilk 11’de başlayarak gurur yaşattı. 29.dakikada takımının galibiyet golüne imza atan yıldız futbolcu, aynı zamanda karşılaşmanın oyuncusu seçilerek klasını konuşturdu. Dün geceki karşılaşmayı yerinde izleyen İspanyol meslektaşlarımız, Arda Güler’in performansı başta olmak üzere Real Madrid’deki geleceğini de değerlendirdi.

İSPANYOL MESLEKTAŞLARIMIZDAN ‘ARDA GÜLER’ DEĞERLENDİRMESİ ŞU ŞEKİLDE:

Alejandro Martin (Estadio Deportivo):

“BENCE ARDA GÜLER’İ OYNATMANIN ARTIK ZAMANI GELDİ”

Bence Arda Güler’i oynatmanın artık zamanı geldi. Kolay bir süreç yaşamadı. Real Madrid’de çok bunaltıcı bir baskı vardır. Ama Arda Güler, henüz çok genç olmasına rağmen bu baskıyla başa çıkabiliyor. Modric, Vinicius, Kroos seviyesindeki oyuncularla rekabet etmek şu an için neredeyse imkansız ama onun için önemli olan şey sabırlı olmaktır. Bu yüzden antrenmanlarda her şeyini vermeli. Zamanla Ancelotti, Arda'ya daha fazla dakika verme özgüvenine sahip olacak. Maça gelecek olursak, Arda'nın işi zordu çünkü Real Sociedad gibi topa sahip olmayı seven bir takım vardı. Arda, bence bu zorluğun üstesinden çok iyi geldi. Attığı gol önemli ama savunmada da gösterdiği performans başarılıydı. Dünkü maç Arda’nın Real Madrid'de parlamaya devam etmesi için hocasına güçlü argümanlar sunacaktır.

“ANCELOTTİ, ARDA’NIN KİRALIK OLARAK AYRILACAĞINA DAİR OLAN KAPIYI KAPATTI”

Ancelotti’nin Arda’ya daha fazla şans vereceğine inanıyorum. Bu elbette kolay olmayacak çünkü sezonun bu aşaması son derece zorlu. Ancelotti'nin dünkü basın toplantısında söylediği gibi Arda'nın da zamanı gelecek. Ayrıca Ancelotti’nin, Arda’yı gelecek sezon için kiralık gönderme kapısını kapatmış olması da genç futbolcu için cesaret verici. İspanya medyasında son haftalarda Arda'nın başka bir takıma kiralık gitme ihtimalinden bahsediliyordu. Ancelotti’nin bu maçın ardından Arda’ya olan güvenini dile getirmesi, elbette oyuncu için çok iyi bir sinyal olacaktır. Arda Güler'in kadroya girmesi, Real Madrid'de olmayı hak ettiğini göstermesi için ihtiyaç duyduğu özgüveni sağladı. Karmaşık bir sezonun ardından genç Türk oyuncunun kulüpteki şansının artacağını düşünüyorum. Real Madrid taraftarları, yazın en önemli transferlerinden birinin dakika alamaması karşısında her zaman şaşkındı. Çünkü rakibi Barcelona’ya karşı transfer yarışı kazanmışlardı. Neyse ki Real Madrid’de iyi bir rol üstlenebilecek bu oyuncunun yeteneklerine güveniyorlar.

Süper Lig devlerinden Fenerbahçe ile Beşiktaş, bugün Ülker Stadı’ndaki maçta kozlarını paylaşacak.

Geçen haftaki Sivasspor maçından 2-2 beraberlikle ayrılan ve şampiyonluk yarışında yara alan Fenerbahçe, kritik 90 dakikaya odaklandı. Geçtiğimiz günlerde Fernando Santos ile yollarını ayıran Beşiktaş, Kadıköy’den 3 puanla ayrılarak Avrupa Kupalarına katılma yolunda şansını devam ettirme peşinde.

Eski futbolculardan Ali Bilgin ile Ekrem Dağ, her iki ekibin ligde son dönemde sergilediği performansı ve dev mücadeledeki şanslarını değerlendirdi.

ESKİ FUTBOLCULAR ALİ BİLGİN VE EKREM DAĞ’IN DEV DERBİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE: 

Sivas maçında alınan beraberlik aslında beklenmedik bir durumdu. Fenerbahçe’nin Avrupa maçından sonra oyun olarak etkilenmesini aslında bekliyordum ama yine de Sivas maçını kazanacağını düşünüyordum. Çünkü artık son 5 maça giriyorsun ve şampiyon olmak istediğin için mecburi olarak bu deplasmandan 3 puanı almak zorundaydın. Bu puan kaybıyla beraber bütün kozlar Galatasaray’ın eline geçti. Normalde Fenerbahçe, sadece Galatasaray ile oynayacağı maça odaklanacaktı. Galatasaray maçını ve diğer maçları da kazandığında her şey kendi elinde olacaktı. Fenerbahçe, Sivas maçındaki beraberlikle birlikte bir nevi elindeki bütün şansı Galatasaray’a verdi. Fenerbahçe’nin sezona başladığındaki parolası şampiyonluktu. Avrupa’da da iyi gidince bu sefer bütün kupalara aday olan bir Fenerbahçe’den bahsetmeye başlamıştık. Olympiakos maçında, ‘Bunları eler geçeriz’ diye beklenti vardı ama ilk maça baktığımızda 3 tane gol yediklerini görüyoruz. Süper Kupa’daki kaotik ortam ve baskı tabii ki oyunculara da yansıdı. Daha sonraki süreçte yaşanan olaylarda Süper Kupa hediye edildi diyebiliriz. Ayrıca 14 gün içinde Avrupa Kupası’ndaki şansını da kaybetti. Diğer yandan Süper Lig şampiyonluğu için Galatasaray’ın alacağı skorlara bağlı olacaklar.

“İSMAİL KARTAL, OYUNCU TERCİHLERİNİ DAHA FARKLI ŞEKİLDE DEĞERLENDİREBİLİRDİ”

Bir teknik direktörün galibiyette nasıl önemli bir payı varsa, mağlubiyette de var. İsmail Kartal, oyuncu tercihlerini daha farklı şekilde değerlendirebilirdi. Galibiyette teknik direktöre yazıyorsa, mağlubiyette de yazar. Fenerbahçe, geçmişte ne zaman iki forvete döndüyse hep skoru lehine çevirmeyi başardı. Fenerbahçe’nin Sivas maçında gole ihtiyacı vardı ama oradaki ilk oyuncu değişikliklerine baktığınızda oyuna Mert Müldür girdi. Ardından hazır olmayan bir Cengiz Ünder mücadeleye dahil oldu. Cengiz, birkaç maçtır yoktu. Kenarda bekleyen bir Batshuayi vardı. Son dakikada gelen penaltıyla maçın berabere bitmesi kötü oldu. Fenerbahçe’nin bu maçtan bir şekilde galibiyetle çıkması gerekiyordu. Sivas beraberliği sonrası Fenerbahçe’den beklentiler aşağıya doğru gitti.

Ülkemizde daha önce Hatayspor ve Adana Demirspor formalarıyla adından söz ettiren David Akintola, sezon başında İlhan Palut önderliğinde oynadığı futbolla dikkat çeken Çaykur Rizespor’un yolunu tuttu. 9 maçta 1 gol ve 1 asistle takımına katkı sağlayan Nijeryalı yıldız; teknik direktör İlhan Palut, Avrupa hedefi, transfer iddiaları ve Vincenzo Montella ile ilgili dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Akintola'nın açıklamaları şu şekilde:

“AVRUPA KUPALARINA KATILMA HAYALİMİZ VAR, DOĞRU YOLDAYIZ”

Son 4 maçta 3 galibiyet ve 1 beraberlik aldınız. Sezon başında oluşturulan yeni kadroyla beraber son dönemdeki performansınızı değerlendirir misiniz?

Takıma ilk geldiğimde Çaykur Rizespor genele baktığımızda aslında iyi bir durumdaydı ama takımın formunda biraz düşüklük vardı. Maç kazanamama durumu vardı ve bunu aşmamız gerekiyordu. Sezon başından takıma geldiğim döneme kadar takım zaten hedefini belirlemişti. Bu da Avrupa Kupalarına katılma hayaliydi. Dediğim gibi takıma geldiğimde form düşüklüğünden dolayı biraz sıkıntılar vardı ama sonra onu aşmayı başardık. İyi gitmeye devam ettik. Takımın doğru yolda olduğunu düşünüyorum. Zaten önümüzde 5 maç kaldı. Onlardan da iyi skorlar alıp bence ulaşmak istediğimiz hedefe ulaşacağız.

“HEDEFİMİZE DOĞRU GİDERKEN RAKİPLERİMİZDEN ÇOK KENDİMİZE BAKIYORUZ”

Süper Lig’de topladığınız 48 puanla Avrupa potasına girmek için yarışıyorsunuz. Trabzonspor, Beşiktaş, Başakşehir ve Çaykur Rizespor arasındaki mücadeleyi ve Avrupa hedefinizi anlatır mısın?

Avrupa kupalarına katılma yolunda böyle rakiplerimizin olduğunun farkındayız. Hepimiz puan olarak birbirimize yakınız ama biz hedefimize doğru giderken karşılaşacağımız rakiplerimize çok takılmıyoruz, onlara çok bakmıyoruz. Kalan maçlarımıza maç maç bakmak istiyoruz. En yüksek ne kadar puan toplayabilirsek o kadar puan almak istiyoruz. Zaten önümüzdeki maçları eğer galibiyetle bitirebilirsek, Avrupa’ya gidebileceğimizi düşünüyorum. Alacağımız puanın yeterli olacağını tahmin ediyorum. O yüzden rakiplerimize değil de, daha çok kendimize bakıyoruz. Maç maç bakıyoruz ve her maça galibiyet için çıkıyoruz. Önümüzdeki maçları iyi skorlarla bitirirsek, Avrupa hedefimize ulaşacağımızı düşünüyorum.

2014 yılında MSV Duisburg’dan Altınordu’ya transfer olarak Türkiye kariyerine başlayan Erdoğan Yeşilyurt, 2018 yılında Sivasspor’a transfer oldu. Yiğidolar’da 168 maça çıkan ve 16 gol, 16 asistle oynayan Yeşilyurt, 1 Türkiye Kupası zaferi yaşadı. Bir dönem Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın da ilgilendiği 30 yaşındaki futbolcu, sezon başında Antalyaspor’a transfer oldu. Bek ve kanat pozisyonlarında görev yapabilen yıldız futbolcu; Sivasspor’daki dönemi, Rıza Çalımbay, Beşiktaş’a iptal olan transferi, Nuri Şahin, Sergen Yalçın, Antalyaspor ile Avrupa Kupası’nda oynama hedefiyle ilgili de konuştu. Erdoğan Yeşilyurt, teknik direktör Sergen Yalçın ile yaşadıkları tebessüm ettiren diyaloglarını da aktardı.

Antalyaspor forması giyen 30 yaşındaki futbolcunun açıklamaları şu şekilde:

“FUTBOLUN NE DEMEK OLDUĞUNU ALMANYA’DAKİ ALTYAPI SİSTEMİYLE ÖĞRENDİM”

Altınordu ile Türkiye kariyerine başlamadan önce Bielefeld ve MSV Duisburg takımlarında oynadın. Almanya’daki futbol kültürünün futboluna etkisi hakkında neler söylemek istersin?

Almanya’daki altyapı sisteminin bana disiplin ve çalışma ile ilgili büyük faydası oldu. Ekstra çalışma, hatalarımı düzeltme ve idmandan sonra da kendini geliştirme gibi konuları burada öğrendim. Orada çok farklı bir disiplin sistemi vardı. Türkiye’ye çok farklı bir futbol ortamının olduğu Almanya gibi bir ülkeden geldim. Türkiye’de çok farklı bir futbol oynanıyor. Buna alışmak benim için o zamanlar zor oldu. Çünkü sonuçta Almanya’da 19 senem geçti ve futbolun ne olduğunu orada öğrendim. Ayrıca Almanya’nın mantaliteme çalışma azmi konusunda da katkısı oldu.

“SİVASSPOR’DA 3 YIL ÜST ÜSTE AVRUPA KUPALARINDA OYNADIK, İNANILMAZ GÜZEL BİR BAŞARIYDI”

En dikkat çekici performansını sergilediğin Sivasspor’daki döneminden bahsetmek istiyorum. Türkiye Kupası zaferi yaşadığın, Avrupa Ligi’nde 10 maçta forma giydiğin bir dönem vardı. Yiğidolar’daki dönemini anlatır mısın?

Sivasspor’da 5 yılım geçti. Benim açımdan ilk yıl hariç son 4 yılım çok güzel geçti. Ben her zaman çok büyük düşünen birisiyim. Sivasspor’a geldiğim ilk günden beri çok büyük hedeflerim vardı. İlk sene oynadıktan sonra Süper Lig’deki atmosferi tanımaya başladım. O dönemler Avrupa maçlarında ve her zaman yukarıya doğru oynamak istediğimi söylerdim. Avrupa Kupası’nda oynamayı uzak gördükleri için takımda İster istemez bana gülenler olurdu. Sivasspor’daki son 3 senemde Avrupa’da oynadık. Rıza Çalımbay’ın bu başarıda büyük bir etkisi vardı. Ayrıca Türkiye Kupası’nı kazandık. Bu başarılara imza atacağımızı kimse tahmin edemezdi. Avrupa’da 1 kere bile oynayacağımızı kimse düşünmezdi ama biz bunu üst üste 3 kere başardık. UEFA Avrupa Konferans Ligi'nde gruptan lider olarak çıktık. İnanılmaz güzel bir başarıydı ve son 4 senem çok iyiydi.  

5 yıl formasını giydiği Trabzonspor’da toplam 185 maça çıkan Alanzinho, takımına 16 gol ve 22 asistlik katkı sağladı. Kısa boyu, kıvrak futbolu ve hızıyla izleyenleri kendine hayran bırakan Brezilyalı yıldız, 1 Türkiye Kupası zaferi yaşadı. Efsanevi isim, Trabzonspor’a transfer süreci başta olmak üzere Türkiye Kupası şampiyonluğu, Ersun Yanal ve Şenol Güneş ile olan iletişimi, Trabzonspor’un 2022 yılında kazandığı şampiyonluk ve Abdullah Avcı ile ilgili düşüncelerini aktardı.

TRABZONSPOR’UN ESKİ SAMBACISI ALANZİNHO’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞÖYLE:

“BENİ WOLFSBURG DA TRANSFER ETMEK İSTİYORDU ANCAK ERSUN YANAL…”

Trabzonspor’a 2009 yılının devre arası transfer döneminde katılan Alanzinho, transfer süreciyle ilgili olarak, “O dönem Norveç’in Stabæk takımında oynuyordum ve oradan ayrılma zamanımın geldiğini hissediyordum. Daha güçlü bir ligde oynamak için hazırdım. Bundesliga ekibi Wolfsburg ile bir görüşmem vardı. Almanya’ya gittim ancak Stabæk, yüksek transfer ücreti istediği için anlaşma sağlayamadık. Kısa bir süre sonra Trabzonspor devreye girdi ve beni transfer etmek istedi. Kulüp yetkilileri ve teknik direktör Ersun Yanal’ın çabasını gördükten sonra buraya gelmeye karar verdim. Ayrıca seçimimden dolayı çok mutlu oldum” diye konuştu.

“TARAFTARLARIN FUTBOLA OLAN BU TUTKUSU İNANILMAZDI”

Türkiye’ye transfer olmadan önce Brezilya ve Norveç Liglerinde forma giydiğini söyleyen Alanzinho, “Süper Lig futbolunda daha önce hiç deneyimlemediğim bir zihniyet vardı. Özellikle Trabzonsporlu taraftarlar başta olmak üzere diğer taraftarların futbola olan bu tutkusu inanılmazdı. Onlara karşı çok büyük bir sevgim var” diyerek Süper Lig futbolundaki farklılığı açıkladı.

“TARAFTARLAR, TRİBÜNLERDEN SAHAYA DOĞRU SARKIYORDU. ÇILGINCA!”

Trabzonspor’daki ilk zamanlarında unutamadığı bir maçı aktaran Alanzinho, “Size Kocelispor'a karşı oynadığımız özel bir maçtan bahsetmek istiyorum. Stadyum tamamen doluydu ve inanılmaz bir atmosfer vardı. Tribünlerden sahaya doğru sarkan taraftarlar vardı. Çılgınca! Ve ben harika bir gol attım. Büyük etki yaratan bir maç ve bir andı! Çünkü Trabzonspor'la olan hikayemin en başındaydım” diye belirtti.

2020 yılının devre arasında Dinamo Zagreb’den Beşiktaş’a transfer olan 22 yaşındaki futbolcu Ajdin Hasic, yaşadığı çapraz bağ sakatlığından dolayı toplam 13 maçta forma giydi ve 2 gol kaydetti. Boşnak futbolunun önemli yıldızlarından biri olarak gösterilen Hasic, kiralık olarak Ümraniyespor ve Göztepe takımlarında da oynadı. Sezon başında ülkesinin takımlarından FK Sarajevo’ya transfer olan ve oynadığı futbolla göz dolduran Boşnak yıldız; Beşiktaş’taki hedefleri, Sergen Yalçın, Valérien Ismaël, Edin Dzeko ve Semih Kılıçsoy ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

22 YAŞINDAKİ BOŞNAK YILDIZ AJDIN HASIC’TEN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞÖYLE:

“FENERBAHÇE’NİN BENİMLE İLGİLENDİĞİNİ BEN DE DUYMUŞTUM AMA…”

İlk olarak 2020 yılında Beşiktaş’a olan transfer sürecine değinen Ajdin Hasic, “O dönem Dinamo Zagreb’de forma giyiyordum. Bildiğim kadarıyla Beşiktaş’tan önce birçok Avrupa kulübü benimle ilgileniyordu ama kader ve hayat beni Beşiktaş’a getirmeye karar verdi. Ayrıca o dönem Fenerbahçe’nin de benimle ilgilendiğine dair meseleyi ben de duymuştum ama her şey geçmişte kaldı. Biz sadece ileriye bakıyoruz, neler olduğuna değil” dedi.

Bu sezon FK Sarajevo’da oynadığı futbolla dikkat çeken ve Beşiktaşlı taraftarları ümitlendiren 22 yaşındaki yetenek, 26 maçta gösterdiği 8 gol ve 5 asistlik performansından memnun olduğunu, sezon sonuna kadar formunu ve istatistiklerini daha da geliştirmek istediğini söyledi.

“19 YAŞIMDA SÜPER LİG VE TÜRKİYE KUPASI ŞAMPİYONLUĞU KAZANMAK ÇOK ÖZEL BİR DUYGUYDU”

Beşiktaş’ta attığı ilk gole ve kazandığı kupalara değinen Boşnak futbolcu, “Beşiktaş formasıyla oynadığımda ve ilk golümü attığımda (2021 yılında Kayserispor’a karşı) gerçekten gurur duymuştum. O yüzden Beşiktaş'ın büyük ve harika bir kulüp olduğunu, köklü bir geçmişe, inanılmaz taraftarlara ve muhteşem bir stada sahip olduğunu söylemek istiyorum. Ayrıca 19 yaşımda Süper Lig ve Türkiye Kupası şampiyonluğu kazanmak, kariyerimdeki çok özel duygulardan biriydi. O yıl da sakatlık yaşamıştım. Şampiyonluk sevinci ile yaşadığım sakatlığın üzüntüsünün bir arada olmasından dolayı duygularım karmakarışıktı. Keşke o zaman daha fazla oynayabilseydim ama yine de güzel günler yaşadım ve hayatım boyunca hatırlayacağım anlar oldu” diye konuştu.

Yunanistan’daki ilk maçta Olympiakos karşısında 3-0 geriye düşmesine rağmen Dusan Tadic ve İrfan Can Kahveci’nin golleriyle ümitlerini diri tutan Fenerbahçe, bugün yarı final için sahaya çıkıyor. Jayden Oosterwolde dışında eksiği bulunmayan sarı-lacivertliler, taraftarlarının güçlü desteğiyle galibiyete uzanmak istiyor. Yunan gazeteciler, yarı final yolundaki zorlu 90 dakikayla ilgili düşüncelerini aktardı.

LAMBROS BALAFAS (COSMOTE TV):

“ŞU ANDA OLYMPİAKOS TAKIMINDAKİ ATMOSFER EN İYİ DURUMDA”

Şu anda Olympiakos takımındaki atmosfer en iyi durumda ve oyuncuların etrafındaki enerji mükemmel. İstanbul'daki atmosfer elbette Fenerbahçe için bir avantaj olacak çünkü Türk stadyumu ve taraftarları çılgın. Taraftarlar, orada bulunarak oyunculara ve teknik ekibe çok yardımcı olacaklar ve maçın sonucu üzerinde ciddi bir rol oynayacaklar. Olympiakos’tan etkili olacağını düşündüğüm oyuncular; çeyrek finalin ikinci ayağında takıma geri dönen Daniel Podence ve takıma transfer olduğu günden beri Olympiakos orta sahasını ayakta tutan Chiquinho. Öte yandan Fenerbahçe’de İrfan Can Kahveci ve Dusan Tadic’in etkili olacağına inanıyorum. İrfan Can, ilk maçta takımının en iyi oyuncusuydu. Tadic ise ilk maçta çok yaratıcıydı. Tadic, ayrıca pasları ve bu tür maçlardaki tecrübesiyle takımına yardımcı olacaktır.

VASSİLİS KONSTANTOPOULOS (NOVASPORTS TV):

“OLYMPİAKOS, İSTANBUL’DA İYİ BİR SONUÇ ALACAĞINDAN ÇOK EMİN”

Olympiakos, iyi bir sonuç alacağından çok emin. Jose Luis Mendilibar, yenilmesi çok zor bir takım zihniyeti yarattı. Şu ana kadar deplasmanda önemli galibiyetler aldı ve başarılarına bir tane daha eklemeyi planlıyor. İstanbul’daki atmosferin Olympiakos için bir dezavantaj olduğunu düşünmüyorum. Olympiakos’un Yunanistan Ligi'nde PAOK, AEK ve Panathinaikos'a karşı oynadığı maçlarda bu tür atmosferler vardı. Olympiakos, PAOK'u kendi evinde yendi ve AEK deplasmanında teknik direktör Mendilibar önderliğinde yine mükemmel bir maç oynadı. Bu zorlu maçta Olympiakos’tan Fortounis, Podence, Jovetic, Chiquinho’nun etkili olacağını düşünüyorum. Fenerbahçe'den ise Fred ve Dzeko gücünü gösterecektir.

2008 yılında büyük umutlarla ve ‘yeni Maradona’ lakabıyla Chelsea’ye transfer olan Franco Di Santo, Londra ekibinde sadece 16 maçta forma giydi ve FA Cup zaferi yaşadı. Luiz Felipe Scolari, Guus Hiddink ve Carlo Ancelotti gibi önemli isimlerle çalışan Di Santo, beklenen çıkışı Werder Bremen ve Schalke 04 takımlarında yaparak Arjantin Milli Takımı’na seçildi ve o dönem Messi ile Tangocuların forvet hattında oynayan isimlerinden biri oldu. Ülkemizde 2021-2022 sezonunda Göztepe ile Süper Lig’de mücadele eden eski ‘Wonderkid’; Copa America kadrosuna seçilmesi beklenen vatandaşı Mauro Icardi’nin performansı, Ancelotti’den yeterli şansı bulamayan Arda Güler’in durumu ve Göztepe’deki günleri ile ilgili düşüncelerini anlattı.

FRANCO Dİ SANTO İLE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ ÖZEL RÖPORTAJ ŞÖYLE:

“DROGBA, ANELKA, BALLACK VE LAMPARD GİBİ YILDIZLARLA OYNAMAK HARİKAYDI”

2008 yılında Şili ekibi Audax Italiano’dan İngiliz devi Chelsea'ye transfer oldunuz. Londra ekibinde o dönem dünya futbolunda adından söz ettiren isimlerle oynamak futbolunuza neler kattı?

Chelsea’de Drogba, Anelka, Ballack, Lampard ve John Terry gibi futbolcularla oynamak, aynı soyunma odasını paylaşmak ve maçlara giderken yaptığımız yolculuk bile benim için harikaydı. Yıldız futbolcu olmalarına rağmen bana karşı her zaman çok alçakgönüllüydüler. Onlardan sadece futbolu değil, nasıl bir insan olmak gerektiğine dair hayatın içinden bilgiler de öğrendim. İyi bir karakteri ve güçlü mantaliteye sahip olmayı da onlardan öğrendim. Mesela Drogba’nın futbolculuğu kadar insanlığı da çok iyiydi. Hayatın her alanında mükemmel bir insandı. Her yardıma ihtiyacım olduğunda bana her zaman elini uzattı. Onunla tanıştığım için gerçekten minnettarım, bu benim için bir şerefti.

“EVİMİN CAMININ ÖNÜNDE DROGBA’NIN GELMESİNİ BEKLİYORDUM”

Forvet hattında o dönem görev yaptığın isimlerden biri de Drogba’ydı. Fildişili yıldız ile olan iletişimin nasıldı?

Drogba, bu dünyadaki mükemmel bir insanlardan biriydi. Chelsea’de bir gün takım toplantımız vardı. Drogba, toplantıdan sonra beni doğum günü partisine götürmeyi teklif etti. Ben de, tabii ki neden olmasın dedim. Beni arabasına aldı. Henüz 17 yaşındaydım ve onun arabasına binmek bile çok çılgıncaydı. Böyle mükemmel bir oyuncunun size değer verip bunu teklif etmesi bile gerçekten farklı bir duygudur. Bana akşam 20.30’da hazır olmamı söylemişti ama ben heyecandan 17.30’da hazırlanmıştım. Evimin camının önünde Drogba’nın gelmesini bekliyordum. Bu gerçekten harikaydı.

3 yıl formasını giydiği Fransız ekibi Monaco’dan ayrılarak 2011 yılında Héctor Cúper yönetimindeki Orduspor’a transfer olan Jean-Jacques Gosso, orta sahadaki hırçın oyunuyla izleyenlerin dikkatini çeken oyunculardan biriydi. Rakip orta saha oyuncularına isyan ettiren bir mücadele sergileyen eski yıldız, 2017 yılında Göztepe’nin Süper Lig’e yükselmesinde önemli pay sahiplerinden biri oldu.

Fildişi Sahili Milli Takımı formasını 23 kez giyen Gosso; Süper Lig’deki etkili oyununu, Fenerbahçe deplasmanında soyunma odasında yaşadığı olayı, bir dönem beraber çalıştığı teknik direktör Okan Buruk’un başarıları ve vatandaşı Wilfried Zaha’nın son dönemde eleştirilen performansıyla ilgili düşüncelerini aktardı.

Fildişili eski futbolcunun açıklamaları şu şekilde;

“TÜRKİYE’DEKİ TARAFTARLAR, ADETA TAKIMLARI İÇİN YAŞIYORLAR”

Türkiye’ye transfer olmadan önce Fransa gibi üst düzey bir ligde Monaco forması giydiniz. Türkiye’deki futbolu oynadığınız diğer liglere göre mantalite, mücadele ve atmosfer açısından değerlendirir misin?

Dünya üzerinde her ligin farklı özellikleri vardır. Fransa’da daha çok taktiksel futbol ön plana çıkıyor. Türkiye’de ise hem mücadele hem de taktiğe dayalı bir oyun var. Türkiye’deki taraftarlar, Fransa’dakilere göre takımlarına yüzde yüz olarak sahip çıkıyorlar. Taraftarlar, adeta takımları için yaşıyorlar. Türkiye’de stadyumlara girince taraftarların o baskısını ve desteğini hissedebiliyorsun ama Fransa’da maalesef böyle bir şey yok.

“HECTOR CUPER, FUTBOLUMA BİR SEVİYE DAHA ATLATMIŞTI”

Antalyaspor Başkan Vekili ve Basın Sözcüsü Alkan Evren, sözleşmesi sezon sonunda bitecek olan teknik direktör Sergen Yalçın ile ilgili Spor Arena'ya açıklamalarda bulundu:

Evren, konuyla ilgili "Daha önümüzde 6 haftalık bir sürecimiz var. Bunların hepsi bu süreçten sonra değerlendirip karşılıklı konuşulacak. Antalyaspor için en iyisi olması için çalışmalarımızı yapıyoruz. Sergen Hoca ile sezon sonuna kadar sözleşmemiz var. Sözleşme uzatma konusunda henüz net bir görüşme yapmadık, görüşeceğiz. Konu önümüzdeki süreçte belli olacak. Sezon devam ettiği için şimdi konuşmak her iki taraf için de erken olur. Görüş alışverişi yapıyoruz ve sözleşme uzatma konusu planlamamızda var. Sergen Hoca da kalmak ve bizimle devam etmek istiyor. Hepimiz için hayırlı olur inşallah." ifadelerini kullandı.

UEFA Avrupa Konferans Ligi çeyrek final ilk maçında Yunan ekibi Olympiakos’a konuk olan Fenerbahçe; Fortounis, Jovetic ve Chiquinhoa'nın golleriyle 3-0 geriye düştü. Yediği 3. golden sonra taktiksel değişikliklerle daha da toparlanan sarı-lacivertliler, Dusan Tadic (P) ve İrfan Can Kahveci'nin golleriyle skoru 3-2'ye getirerek İstanbul’daki büyük rövanş öncesi umutlarını bitirmedi. Yunan gazeteciler, dün geceki kritik maçı değerlendirirken rövanş mücadelesiyle ilgili önemli tespitlerde bulundu.

YUNAN GAZETECİLERİN OLYMPİAKOS-FENERBAHÇE MAÇIYLA İLGİLİ YORUMLARI ŞÖYLE:

PANOS VOGLİS (MONOBALA.GR):

“İSTANBUL’DA OLYMPİAKOS İÇİN ZOR BİR GECE OLACAK”

Olympiakos, bu büyük maç için çok iyi hazırlanmıştı. Teknik direktör José Luis Mendilibar, Fenerbahçe'yi iyi çalışmıştı. Bu en başından beri belliydi. Çok agresif oynadı, Türk takımına yüksek baskı yaptı ve 3 gol attı. Ancak her zaman olduğu gibi Olympiakos savunma hattındaki sorunları bir kez daha yaşadı. 3-0'lık skorun getireceği büyük avantajı kaybetti. Fenerbahçe’nin savunma hattı özellikle ilk yarıda çok kötü oynadı. Mücadelede genel olarak birini seçmem gerekirse Dzeko'dan daha fazlasını beklediğimi söyleyebilirim. Şimdi 3-2’lik skor ile iki takımın da tur şansı açık. Eğer maç 3-0’da kalsaydı, Fenerbahçe’nin rövanşta hiçbir şansı kalmayabilirdi. İstanbul’da Olympiakos için çok zor bir gece olacak. Bunu onlar da biliyor ama Olympiakos’un deplasmanda daha akıllı ve verimli oynadığını belirtmeliyim. Fenerbahçe, boşluk bırakır ve savunmasına dikkat etmezse büyük sorun yaşayacak.

VASSİLİS KONSTANTOPOULOS (NOVASPORTS TV):

“ÇOK KÖTÜ BİR PERFORMANS SERGİLEYEN DZEKO’DAN DAHA FAZLASINI BEKLİYORDUM”

Olympiakos, Fenerbahçe'den ilk golü yiyene kadar mükemmel bir taktiksel oyun ortaya koydu. Jose Luis Mendilibar, risk aldı ve Stefan Jovetic'i ilk on birde oynatarak takımın hızını düşürdü ama kalitesini yükseltti. Kostas Fortounis liderliğindeki birçok oyuncunun mükemmel günde olması skoru 3-0'a getirdi. Türk ekibi kazandığı penaltıyla maça yeniden dahil oldu. Olympiakos, beklenen baskıyı kurdu ve maçı galip bitirdi ancak maçı izleyenlerde yeterince şüphe bıraktı. Fenerbahçe, kaliteli ve orta sahada çeşitli çözümler üretebilen bir takım. Stoper Panagiotis Retsos karşısında çok kötü bir performans sergileyen Dzeko'dan daha fazlasını bekliyordum. Ayrıca bu kadar tecrübeli bir oyuncunun stadyum atmosferinden etkilenmesini beklemiyordum.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Trendyol Süper Lig'in 32. haftasından lig sonuna kadar haftanın kritik maçlarında yabancı Video Yardımcı Hakemi (VAR) uygulamasının başlayacağını duyurdu.

TFF'nin resmi internet sitesinden konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Türkiye Futbol Federasyonu'nun UEFA ve Avrupa'nın 5 ülke federasyonu ile görüşmeleri sonucunda, Trendyol Süper Lig'in 32. haftasından lig sonuna kadar haftanın kritik maçlarında yabancı Video Yardımcı Hakemi (VAR) görevlendirilecek. TFF tarafından sadece Avrupa'nın üst düzey liglerinden olan; İtalya, İspanya, Almanya, Hollanda ve Portekiz futbol federasyonlarına yapılan Video Yardımcı Hakemi (VAR) talebi, ilgili ülke federasyonları tarafından kabul edildi. Yabancı Video Yardımcı Hakeminin (VAR) görev yapacağı müsabakalarda iletişim dili Türkçe ve İngilizce olacak. Bu nedenle; Video Yardımcı Hakemin (VAR) yanında İngilizce iletişim kurabilen AVAR, AVAR 2 ve VAR Destekçisi (VAR Support) görev yapacak" ifadeleri kullanıldı.

Eski hakemler Mustafa Kamil Abitoğlu, Metin Tokat ve Serkan Çınar, TFF'nin kritik maçlarda yabancı Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulamasını yorumladı.

MUSTAFA KAMİL ABİTOĞLU:

“TFF, GÖREVDE KALMAK İÇİN TÜM DÜĞMELERE BASMIŞ DURUMDA”

Bu karara şaşırdım. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı görevde kalmak için tüm düğmelere basmış durumda. Çünkü birkaç takım hariç diğer takımlar Federasyon’un istifa etmesini istiyor. Alt liglerde de Federasyon’un gitmesini isteyen takımlar var. Yabancı VAR hakem konusunu bütün kulüplerimiz istiyordu. Çünkü TFF’nin yönetim şeklinden dolayı ülkedeki spor ikliminde güven ve saygı ortamı kalktığı için adaletli bir ortamın olmadığını düşünüyorlar. Alınan bu kararı normal karşılıyorum ama bu kararı neden şimdi alıyorsun, daha önce neden almadın? TFF, daha önce yabancı hakem konusunu kesinlikle düşünmediklerini söylemişti. Şimdi ne oldu da 32.haftada yabancı VAR hakemleri görevlendiriyorsun? Bu sağlıklı bir durum değil. TFF, görevi bırakmak istemiyor ve gitmemek için elinden geleni yapıyor. Ayrıca TFF, açıkladığı seçim tarihinin kulüpler tarafından kabul görmesi için bunu yapıyor olabilir.

“YABANCI VAR HAKEMLERİNİN TARTIŞMALARA ÇÖZÜM OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”

Fenerbahçe, Avrupa futbolunun kulüp düzeyindeki üçüncü önemli organizasyonunda bugün deplasmanda Olympiakos ile karşılaşacak. Georgios Karaiskakis Stadı'nda oynanacak çeyrek final ilk maçından galibiyetle ayrılarak İstanbul’a avantajla dönmeyi planlayan sarı-lacivertliler, son dönemde hem lig hem de Süper Kupa’da yaşadığı sıkıntıları taraftarına unutturmak istiyor. Yunan futbol muhabirleri, temsilcimizin yaşadığı zorlu sürecin performansına olan etkisi başta olmak üzere kritik maçta bekledikleri performansla ilgili düşüncelerini aktardı.

YUNAN MESLEKTAŞLARIMIZIN OLYMPİAKOS-FENERBAHÇE MAÇIYLA İLGİLİ YORUMLARI ŞÖYLE:

LAMBROS BALAFAS (COSMOTE TV):

“TFF, OLYMPİAKOS MAÇINA DAHA İYİ HAZIRLANMASI İÇİN FENERBAHÇE’NİN SÜPER KUPA MAÇINI ERTELEYEBİLİRDİ”

Olympiakos'taki atmosfer şu anda en iyi durumda. Yunanistan Ligi'nde arka arkaya alınan galibiyetler oyunculara ve personele psikolojik olarak çok yardımcı oldu. Olympiakos'un Fenerbahçe ile karşılaşmaya hazır olduğuna inanıyorum çünkü takım iyi seviyede.  Taraftarların da yardımıyla Olympiakos tamamen farklı bir takım haline geldi. Şu anda formda olduğunu düşündüğüm oyuncu tabii ki Daniel Podence ama o da sarı kart cezalısı olduğu için ne yazık ki maçta oynamayacak. Ayrıca David Carmo, Olympiakos savunmasını çok değiştirdi ve şu anda Yunanistan Ligi'nin en iyi savunmacılarından biri. Yunanistan Futbol Federasyonu, Olympiakos'un PAOK ile oynayacağı maçı, her iki takımın da bu hafta Konferans Ligi’nde çeyrek finalde oynaması nedeniyle erteledi. Bence Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe’nin Avrupa maçına daha iyi hazırlanabilmesi ve Olympiakos karşısında daha zinde olması için Fenerbahçe-Galatasaray maçını da erteleyebilirdi. Türkiye Süper Kupa maçında ve son birkaç ayda yaşananların elbette Fenerbahçeli oyuncuları, personeli ve takımın taraftarlarını etkileyeceğini ve takımın ikliminin en iyi şekilde olmayacağını düşünüyorum. Geçen haftalarda yaşanan olayların Fenerbahçe için zor bir durum olduğunu düşünüyorum ancak takım Yunanistan'da galibiyet almak için elinden geleni yapacaktır.

DİMİTRİS SPİLİOPOULOS (MONOBALA.GR AND COSMOTE TV):

“HERKES FENERBAHÇE MAÇINI NEFESİNİ TUTARAK BEKLİYOR”

Olympiakos, son iki maçını kazandı ama genel olarak teknik direktör José Luis Mendilibar’ın takımın başına geldiği günden bu yana önemli bir gelişme kaydettiler. Takım çok formda ve özgüvenleri yüksek. Aynı zamanda sonuçlar ne olursa olsun performans sürekli olarak iyi durumda. Olympiakos adına Fenerbahçe maçının oynanması için daha iyi bir zaman olamazdı. Olympiakos, kulüp tarihinde ilk kez bir Avrupa turnuvasında yarı final oynama şansına sahip olduğu için herkes Fenerbahçe'ye karşı oynanacak bu iki maçı nefeslerini tutarak bekliyor. Şu anda birkaç oyuncu en iyi formunda görünüyor. Rakamlar başta Fortounis ve El Kaabi olmak üzere forvetleri gösteriyor olabilir ama Olympiakos'un en büyük gücü orta sahasında. Hezze, Chiquinho ve Horta harika bir kimyaya sahip. Sahanın her yerinde mücadele ediyorlar ve çok yaratıcılar.

Geçtiğimiz sezonun Süper Lig şampiyonu Galatasaray ile Ziraat Türkiye Kupası'nın kazananı Fenerbahçe arasında oynanacak olan Süper Kupa maçının akıbeti merak ediliyordu. Türkiye Futbol Federasyonu'nun, sarı - lacivertli kulübün yabancı hakem ve erteleme talebini reddetmesiyle birlikte yaşanacaklar en çok konuşulanlar arasındaki yerini almıştı.

2 Nisan Salı günü gerçekleştirilen kongrede Fenerbahçe yönetimine "Uygun bir tarihe ertelenmemesi ve yabancı hakem atanmaması halinde 2023 Süper Kupa müsabakasına çıkmamak veya 2023 Süper Kupa müsabakasına Futbol U19 takımıyla katılmak" yetkisi verilmişti.

Fenerbahçe Yöneticisi Erol Bilecik, yaptığı açıklamada "Taraftarımızın kendini kötü hissedeceği bir nokta olmayacak. Bu maçın 90 dakika oynanmayacağını net bir şekilde söyleyebilirim" ifadelerini kullanmıştı.

Fenerbahçe'nin sahaya çıkmaması, maçtan çekilmesi ya da bir yöneticinin takımı sahadan çekmesi gibi durumlarda nasıl bir yaptırım uygulanacağı ise futbolseverlerin merak konusu olmuştu.

Spor Hukukçusu Anıl Dinçer, Süper Kupa'da yaşanabilecek durumlar sonucunda Fenerbahçe'ye uygulanacak olan yaptırımları Spor Arena'ya değerlendirdi.

İşte Dinçer'in sözleri;

"MÜSABAKADAN ÇEKİLİRSE..."

Fenerbahçe, kupa finaline çıkmazsa veya maça çıkıp takımı çekerse, 5 kişi sahada doğal bir yolla kırmızı kart görürse ona göre gelecek cezalar farklılık gösterecektir. Çünkü 5 kişi kırmızı kart görürse; bu kişiler doğal olarak kırmızı kart gördü ve Fenerbahçe hükmen yenildi. Maç tamamlanmadı. Bu yolla Fenerbahçe öyle çok yüksek ceza yemeyecek. Bu daha mantıklı geliyor. Ama müsabakaya çıkmaz ya da müsabakadan çekilirse o zaman ciddi cezalarla karşı karşıya kalabilir.

Fatih Terim döneminde Galatasaray forması giyen ve toplam 37 maça çıkan Jean Michael Seri, takımına 2 gol, 3 asistlik katkı sağladı. Galatasaray’la 1 Türkiye Kupası zaferi yaşayan Seri, orta sahadaki etkili oyunuyla dikkat çekti. 2022 yılının yaz transfer döneminde İngiltere Championship takımı Hull City’nin yolunu tutan Fildişili yıldız futbolcu, şimdiye kadar 32 maçta forma giydi ve 3 asistle oynadı. Tecrübeli ön libero; Galatasaray’daki dönemi, Fatih Terim’in takım yönetimi, Hull City’e uzanan kariyeri, Premier Lig hedefleri, vatandaşı Wilfried Zaha, Fenerbahçe’ye transfer iddiaları ve şampiyonluk yarışıyla ilgili düşüncelerini anlattı.

HULL CİTY’NİN 32 YAŞINDAKİ YILDIZI JEAN MİCHAEL SERİ’NİN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“TÜRKİYE’DEKİ TRANSFER TOPLANTISI SONRASI HULL CİTY’NİN YOLUNU TUTTUM”

Daha önce Fulham formasıyla mücadele ettiğin Championship’e bu kez Hull City’e transferle dönüş sürecini anlatır mısın?

Hull City’e olan transferimin başlangıcı Acun Ilıcalı ile Türkiye’de yaptığım toplantıya dayanıyordu. Transfer toplantısı iyi geçmişti. Acun Ilıcalı ile neden beni istediğini ve Hull City’deki projesi hakkında konuşmuştuk. Toplantı sonrasında nereye gitmem gerektiğini düşündüm ve kariyerimin bir sonraki adımının ne olması gerektiğini kendime sordum. En sonunda ise Hull City’nin projesinin bir parçası olmaya karar verdim.

“PREMİER LİG’DE OLMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”

Şu ana kadar 39 maçta 58 puan topladınız. Play-off grubundaki en yakın takımla aranızda 6 puan var. Premier Lig hedefleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?

Süper Lig'de 31. hafta maçları geride kalırken 7 Nisan'da oynanması plananan Süper Kupa maçının akıbeti merak ediliyor.

KONGREDE YETKİ VERİLMİŞTİ

2 Nisan Salı günü gerçekleştirilen kongrede Fenerbahçe yönetimine "Uygun bir tarihe ertelenmemesi ve yabancı hakem atanmaması halinde 2023 Süper Kupa müsabakasına çıkmamak veya 2023 Süper Kupa müsabakasına Futbol U19 takımıyla katılmak" yetkisi verilmişti.

FENERBAHÇE BAŞVURU YAPTI

3 Nisan Çarşamba günü Fenerbahçe Başkan Vekili Erol Bilecik, Süper Kupa maçı için TFF'ye yazı yolladıklarını ve maç ertelenmez ve maça yabancı hakem atanmazsa maça U19 takımı ile çıkacaklarını açıklamıştı.

TFF TALEPLERİ REDDETTİ

Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe'nin Süper Kupa talebine olumsuz geri dönüş yaptı. TFF, Fenerbahçe'ye tarihin zamanında iki kulübün ortak görüşü alınarak belirlendiğini ve değişiklik olmayacağını iletti.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Süper Lig'in 30. haftasında Trabzonspor'un Fenerbahçe'yi ağırladığı maçın ardından istenmeyen olaylar yaşanırken PFDK her iki kulübe de ceza verdi.

Ev sahibi bordo mavililer, 'taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle' 6 maç seyircisiz oynama cezası alırken sarı lacivertli takımda İrfan Can Eğribayat ve Jayden Oosterwolde birer maç men cezası aldı.

Bir dönem Trabzonspor forması giyen eski oyuncu Giray Kaçar ve bir dönem Fenerbahçe forması giyen eski futbolcu Can Arat, PFDK cezalarını değerlendirdi.

GİRAY KAÇAR:

“TFF, BU KARARLA BERABER YANLIŞLARINA BİR YANLIŞ DAHA EKLEDİ”

Bence skandal bir karar. Kesinlikle adaletli bir karar olduğunu düşünmüyorum. Bu kararla bundan sonraki süreç içerisinde de Bright Osayi-Samuel gibi başka oyuncuların da bu tarz müdahalelerde bulunabileceğine bir yol açıldığını düşünüyorum. Adaletsiz bir durum var. Türkiye Futbol Federasyonu, bence almış olduğu bu kararla beraber yanlışlarına bir yanlış daha ekledi. Trabzonspor, sahaya taraftar girdiğini zaten kabul ediyor ve gerekli cezayı istediklerini belirtiyorlar. Ama yerde yatan taraftarların kafasına atılan tekmeler de var. Fenerbahçeli oyuncuların kendisini koruması gibi bir durum söz konusu değil. Bright Osayi-Samuel, yumruğu vuruyor ve devam ediyor. Başka bir taraftara da vuruyor. Kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil. Bright Osayi-Samuel’in şu ortamdan cezasız çıkması skandalın boyutunu daha da artırdı. Bana göre tarihi bir durum. Maalesef yine kötü ve kara bir karar alındı. Türk futbolu adına üzülüyorum. Bugün Trabzonspor, yarın Fenerbahçe şampiyon olur ama önemli olan burada adaleti sağlayabilmektir. İnsanların Türk futboluyla ilgili kafasındaki soru işaretlerini gidermeleri gerekiyordu.

“FENERBAHÇE’NİN NET BİR ŞEKİLDE KOLLANDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Süper Lig'in 30. haftasında (17 Mart Pazar günü) oynanan Trabzonspor - Fenerbahçe maçının son düdüğüyle ortalık karışmış, sahaya giren Bordo-mavili taraftarlarla Fenerbahçeli futbolcular arasında arbede yaşanmıştı.

13 KİŞİDEN 5'İ TUTUKLANDI, DAHA SONRA 1 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ

Çok konuşulan olay sonrası İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 13 kişi gözaltına alınmış, gözaltına alınanlardan 5'i tutuklanmıştı. Yaklaşık 1 hafta sonra tutuklu olan 5 kişiden 1'i tahliye edilmişti.

PFDK SEVKLERİ 15 GÜN BEKLEDİ

Olayların sportif kısmı için maçın ardından gözler TFF'ye çevrildi. TFF Hukuk Müşavirliği, 17 Mart'ta oynanan maçın disiplin sevklerini maçtan tam 15 gün sonra, 1 Nisan Pazartesi günü yaptı.

Tüm görüntüler izlendikten sonra alınan karar doğrultusunda Fenerbahçeli futbolcular Bright Osayi-Samuel, Jayden Oosterwolde ve İrfan Can Eğribayat ile Trabzonspor'dan antrenör Egemen Korkmaz, tedbirsiz olarak PFDK'ye sevk edildi.

Ayrıca Fenerbahçe kulüp görevlileri Kürşat Çiftlik ve Okan Özkan da sevk edildi.

TÜM SEVKLER TEDBİRSİZ

Nürnberg ve Lille gibi Avrupa’nın önemli takımlarında forma giydikten sonra 2010 yılında Ankaragücü’ne transfer olan Robert Vittek, 24 maçta 6 gol ve 7 asistlik performans sergiledi. Başkent ekibindeki başarılı oyununun ardından Trabzonspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor formaları da giyen Slovak eski yıldız, yaşadığı çapraz bağ sakatlığından dolayı istediği performansı sergileyemedi. Slovakya Milli Takımı’nın tarihindeki en golcü ikinci ismi olan Vittek, Ankaragücü ve Trabzonspor’daki dönemleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

SLOVAK ESKİ YILDIZ ROBERT VİTTEK’İN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“YABANCI YILDIZLAR VE KALİTELİ ANTRENÖRLER, SÜPER LİG’İN KALİTESİNİ VE İTİBARINI ARTIRDI”

Türkiye’ye transfer olmadan önce Almanya ve Fransa gibi üst düzey liglerde forma giydiğini belirten Vittek, “Türkiye'nin büyük bir futbol ülkesi olduğunu söylemek isterim. Tabii ki çok gelişmiş iki futbol ülkesini karşılaştırmak çok zor ama Türkiye, tutkusu ve futbolu seven insanlarıyla bu liglerle yarışıyor. Yabancı yıldızlar, Süper Lig’in kalitesini artırdı ve ligi sadece seyirciler için değil diğer yüksek kaliteli oyuncular için de çok cazip bir lig haline getirdi. Sadece yerli değil, kaliteli antrenörler de ligin itibarını artırdı. Türkiye'de herkes futbol için yaşıyor ve futbola gönül veriyor, en önemlisi de bu. Orada bulunduğum süre boyunca futboldaki organizasyon bazen eksikti ancak herkes gerçekten gelişmek ve öğrenmek istiyordu. Bu çaba bile çok güzeldi” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE FUTBOL, TARAFTARLAR İÇİN BİR DİN GİBİYDİ. TARAFTARLAR, TAM ANLAMIYLA FANATİKLER”

Süper Lig’deki stadyum ve taraftar atmosferine değinen efsanevi santrfor, en etkilendiği atmosferlerden de bahsederek, “Stadyumlardaki atmosfer bazı maçlarda tam anlamıyla heyecan vericiydi ve büyük maçlarda her zaman harikaydı. Taraftarlar tam anlamıyla fanatikler, her şeylerini veriyorlar. Türkiye’de futbol, taraftarlar için bir din gibiydi. Taraftarlar, iyi performans sergilediğinizde sizi omuzlarında taşıyorlar. Kişisel olarak, 4 büyük kulüpteki atmosferden de etkilendim. Her birinin özel bir yanı vardı ve böyle atmosferlerde oynamayı çok sevdim. Ama tabii ki en çok Ankaragücü ve Trabzonspor taraftarlarından etkilendim” dedi.

“GALATASARAY, BENİ TRANSFER ETMEK İSTEDİ AMA KULÜBÜM…”

Nürnberg’de 133 maçta 43 gol ve 28 asistlik harika performansının ardından Süper Lig’den gelen transfer teklifine dikkat çeken Vittek, konuyla ilgili olarak şöyle devam etti: “O dönem Galatasaray’ın ilgisi vardı. Bunu duyunca çok memnun oldum ama Avrupa’nın dört bir yanından da teklifler aldım. Bundan dolayı kulübüm, benim için yüksek bir transfer ücreti talep etti. Ben de sadece futbola ve kendime konsantre oldum.”

A Milli Takımımızın yer aldığı EURO 2024 F Grubu'ndaki son takım Gürcistan oldu. Play-off C Yolu final maçında Yunanistan'ı penaltılarda 4-2 mağlup eden ve EURO 2024’e katılmaya hak kazanan Gürcistan, tarihinde ilk defa bu turnuvada oynama başarısı elde etti. Ülkemizde birçok takımda teknik direktör olarak görev yapan ve Gürcistan Milli Takımı’nın tarihindeki en golcü ismi olan Şota Arveladze, Gürcistan’ın başarısı başta olmak üzere A Milli Futbol Takımımızın gruptaki şansı ve son dönemdeki performansıyla ilgili düşüncelerini anlattı.

GÜRCÜ TEKNİK ADAM ŞOTA ARVELADZE’NİN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“GÜRCİSTAN İÇİN BAYRAM GİBİ OLAN ÇOK GÜZEL BİR BAŞARI”

Gürcistan Milli Takımı’nın EURO 2024’e katılma başarısından dolayı çok mutluyuz. Gürcistan futbolu ve oradaki taraftarlar için çok önemli bir olay. Bizim için gerçekten bayram gibi çok güzel bir başarı. Teknik direktör Willy Sagnol’un kazanılan başarıda payı çok büyük. Sagnol, takıma geldiği günden beri çalışıyordu. İşini yaparak böyle bir başarıya imza attı. Bundan sonra da başarılar kazanmak istiyoruz. Gürcistan Milli Takımı’nda Kvaratskhelia, Chakvetadze, Davitashvili, Zivzivadze ve kaleci Giorgi Mamardashvili gibi en etkili gördüğüm oyuncular var. Bu oyuncular Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya gibi büyük liglerde futbol oynuyorlar.

“BİZİM İÇİN OLAĞANÜSTÜ VE ÇOK ZOR BİR GRUP DEĞİL”

Şu an EURO 2024 gibi büyük turnuvada oynamak değişik bir olay. Öyle çok ölüm grubu da değil. Grupta herkese karşı çıkıp oynayabilecek bir takımımız var. Aman aman inanılmaz, olağanüstü ve çok zor bir grup değil yani. Turnuva geçmişimiz yok ama Şampiyonlar Ligi ve büyük liglerde oynayan oyuncularımız var. Çıkıp mücadele edecek, iyi bir sistemle maç oynayan ve güzel bir formu olan takımımız var. EURO 2024’te ilk defa oynayacağız, o yüzden bizim için kolay değil. Bu tarz turnuvalarda oynama tecrübesine sahip olmak her zaman önemlidir. Türkiye’nin zaman zaman çok iyi ve çok kötü performans gösterdiği zamanlar oldu. O yüzden belli bir performans tutturamıyor. Türkiye, geçmişte önemli başarılar elde etti. Türkiye’nin gruptan çıkma anlamında daha büyük bir şansı var. Gruptan çıktığında gününde olurlarsa daha da ilerleyebilirler.

Antalyaspor’un bu sezon özellikle kritik Beşiktaş maçlarında yıldızı parlayan futbolcularından biri de genç sağ bek Bünyamin Balcı oldu. 23 yaşındaki Balcı, Beşiktaş’ı konuk ettikleri ligin 11.haftasındaki maçta 1 asistle oynarken, deplasmanda ise takımının ilk golünü kaydetti. 2021 yılında dönemin A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş tarafından Letonya ile oynanan maçın aday kadrosuna davet edilen başarılı futbolcu, transferin gözdesi haline geldi. Başarılı sağ bek; zorlu Beşiktaş maçları, Nuri Şahin, Sergen Yalçın ve yeniden A Milli Takım’da oynama hedefiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

ANTALYASPOR’UN 23 YAŞINDAKİ BAŞARILI FUTBOLCUSU BÜNYAMİN BALCI’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR:

“BAŞKAN VE TEKNİK DİREKTÖR DEĞİŞİKLİĞİ YAŞADIK. DAHA FAZLA PUAN TOPLAYABİLİRDİK”

Süper Lig’in 30.haftasındaki maçta deplasmanda Beşiktaş’ı 2-1 yendiniz ve ligde 41 puana ulaştınız. Şimdiye kadar olan performansınızı değerlendirip, hedeflerinizden bahseder misin? Avrupa kupalarını da hedefliyor musunuz?

Kişisel fikrime göre çok daha fazla puan toplayabilirdik. 41 puanda kalmamızın birkaç farklı nedeni var. Örneğin; bu sezon başkanımız değişti. Kimsenin beklemediği bir anda teknik direktörümüz de değişti. Oyun sistemi, formasyonu değişti. Bunların yanında doğal olarak oyuncu grubunun performanslarında yaşanan dalgalanmalar gibi birbirinden bağımsız ve bazen de önüne geçemeyeceğiniz olaylar yaşanıyor. Bence şanssız puan kayıplarımız da var. Bu sezon son dakikalarda çok gol yedik ve puanlar kaybettik. Son haftalara baktığımızda bile İstanbulspor maçında 2-0 öndeyken 90+9’da penaltıdan yediğimiz gol var. Bu maçta 2 puan kaybettik. Başakşehir maçının 90+1’inci dakikasında gol yedik ve 1 puan kaybettik. Sadece bu maçtaki 3 puanı eklesek bugün ligde 44 puanla 5’inci sırada olacaktık. Beşiktaş maçında da benzer bir durumla karşı karşıya kaldık ama bu kez şans bizim yanımızdaydı. Avrupa kupalarında kim oynamak istemez ama biz maç maç ilerlemek zorundayız. Mümkün olduğunca fazla puan toplamaya çalışacağız. Lig sonunda nerede olacağımızı hep birlikte göreceğiz.

“GÖREVİM SAVUNMA YAPMAK AMA SADECE BUNUNLA YETİNMİYORUM”

Beşiktaş’ı evinizde 3-2 yendiğiniz maçta 3. golün asistini yapmıştın. Bu sefer deplasmandaki maçta takımının ilk golünü kaydettin. Şimdiye kadar 26 resmi maçta oynadın ve takımına 1 gol 4 asistlik katkı sağladın. Bu sezonla ilgili performansını ve bireysel hedeflerini anlatır mısın?

Benim öncelikli görevim savunma yapmaktır. Ama günümüz futbolunda bununla yetinemezsiniz. Takımınıza hücum anlamında da katkı koymak zorundasınız. Ben de elimden geleni yapmak zorundayım. Daha fazlası için de çalışmaya devam ediyorum. Bu sezon gol ve asistlerime baktığımda ise skora katkı sağladığım her maçı ya kazanmışız ya da puan almışız. Asıl sevindirici olan bu. Siz gol atsanız takımınız puan alamasa bunun kişisel istatistikten öteye bir katkısı olmuyor. Zaten futbolun geneline baktığımızda da savunmaların takıma hücum anlamında katkı koyduğu her maç galibiyet veya en kötü beraberlikle sonuçlanır. Bu anlamda savunma oyuncularının değerinin son yıllarda daha fazla artmasının nedeninin de bu olduğunu düşünüyorum. Bireysel hedefime gelince; daha önce giydiğim A Milli formayı tekrar giymek ve altyapısından yetiştiğim Antalyaspor’a maddi katkı sağlayıp futbol yaşantımı Avrupa’da sürdürmek.

2012 yılında Malmö’den Gençlerbirliği’ne transfer olan Jimmy Durmaz, Ankara temsilcisindeki başarılı performansının ardından Olympiakos’a transfer oldu. Yunan ekibindeki futboluyla istikrarlı gidişatını sürdüren Durmaz, kariyer patlaması yaşadığı Toulouse’da ise 3 yıl forma giydi. 19/20 sezonunda transfer olduğu Galatasaray’da 1 yıl forma giyen ve toplam 17 maçta görev yapan tecrübeli futbolcu, 1 kez Türkiye Kupası sevinci yaşadı. İsveç Milli Takımı’nda 49 kez oynayan Jimmy Durmaz, Avrupa serüveni, Galatasaray’daki kariyeri, Fatih Terim, Emre Mor, Zlatan Ibrahimović, şampiyonluk yarışı ve Mauro Icardi ile ilgili düşüncelerini aktardı.

GENÇLERBİRLİĞİ’NİN 35 YAŞINDAKİ FUTBOLCUSU JİMMY DURMAZ’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR:

“PLAY-OFF POTASI İÇİNDE YER ALIP SÜPER LİG’E ÇIKMAK İSTİYORUZ”

Gençlerbirliği, son 4 maçta 2 galibiyet ve 2 beraberlik aldı. Play-off potasıyla aranızda 4 puan fark var. Son maçlardaki performansınız ve Süper Lig hedefinizle ilgili neler söylemek istersin?

Play-off potası içinde yer almak istiyoruz. Bunu başarmak için her gün çalışıyoruz. Hedefimiz zaten belli; Süper Lig’e çıkmak istiyoruz. Antrenmanlarda çok iyi çalışıp, maçlarda en iyi performansımızı göstermek istiyoruz. Her maça ayrı ayrı hazırlanıyoruz. Sinan Kaloğlu ile çalışmalarımız gayet iyi gidiyor. Son haftalarda takımda çok iyi bir atmosfer var. Çok büyük ve güzel bir aileyiz. Takım arkadaşlarımızla kardeş gibiyiz. Sinan Kaloğlu’nu sadece bir teknik direktör olarak değil, aynı zamanda bir ağabey olarak da görüyorum. Bana çok yardımcı oluyor. Ben de ona her zaman yardım etmek istiyorum. Kendisi hala yeni bir şeyler öğrenen, çok çalışkan ve iyi bir hoca.

“GALATASARAY’DAN TEKLİF GELMEYİNCE OLYMPİAKOS’A TRANSFER OLDUM”

2012 yılında Malmö’den transfer olduğun Gençlerbirliği’nde etkili bir futbol oynamış, 2 sene sonra Olimpiakos’a transfer olmuştun. O dönem kariyerini yeniden Avrupa sürdürme isteğinle ilgili neler söylemek istersin?

O zamanlar Süper Lig’den de benimle ilgilenen kulüpler vardı. Trabzonspor ve Beşiktaş beni transfer etmek istemişti. Küçüklüğümden beri en sevdiğim kulüp Galatasaray olduğu için onlardan de teklif gelmesini bekledim ama teklif gelmedi. O sırada Olympiakos’tan teklif geldi ve oraya gitmenin daha iyi olacağını düşündüm. O dönem yeniden yurt dışına gitmek benim açımdan çok güzel oldu. Orada Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi maçlarında oynadım. Olympiakos ile 2 kere şampiyonluk yaşadım ve kupalar kazandım. Orada çok güzel maçlar oynadım ve tecrübe kazandım. Bu sayede milli takımımda daha da önemli bir oyuncu oldum. O dönem iyi ki böyle bir yolu seçmişim. Çünkü Avrupa futbolunu görme şansım oldu.

2015 yılının yaz transfer döneminde Portekiz’in güçlü ekibi Porto’dan Fenerbahçe’ye transfer olan Abdoulaye Ba, sarı-lacivertli ekipte toplam 18 maçta forma giydi ve takımına 1 gollük katkı sağladı. Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra Alanyaspor deneyimi de yaşayan ve şimdilerde kariyerine Portekiz 2.Lig takımı CD Tondela’da devam eden Ba, Senegal Milli Takımı formasını da 7 kez giydi. Süper Lig’deki dönemiyle ilgili konuşan tecrübeli stoper, Fenerbahçe’nin eski başkanı Aziz Yıldırım, teknik direktör Vitor Pereira, 2016 yılındaki olaylı Trabzonspor maçı ve Fenerbahçe’nin bu sezonki kadrosuyla ilgili dikkat çekici ifadeler kullandı.

Muhammet Duman'ın Senegalli stoper ile gerçekleştirdiği röportaj şu şekilde;

“VITOR PEREIRA, KİŞİLİĞİMİ VE YETENEKLERİMİ ÇOK İYİ BİLİYORDU”

Soru: Fenerbahçe’ye transfer sürecini anlatır mısın? Daha önce Porto’da beraber çalıştığınız Vitor Pereira ile yollarınız o dönem Fenerbahçe’de kesişmişti.

İspanya'da Rayo Vallecano ile çok iyi bir sezon geçirdikten sonra yaz transfer döneminde farklı takımlardan resmi transfer teklifleri aldım. Fenerbahçe ailesinin bir parçası olmak için Türkiye'yi seçtim. Fenerbahçe’ye gelmeden önce teknik direktör Vitor Pereira ile farklı kulüplerde çalışma ayrıcalığına sahip oldum. Vitor Pereira, kişiliğimi ve yeteneklerimi en iyi şekilde takımın yararına nasıl kullanacağımı çok biliyordu.

“FENERBAHÇE, BENİM OYNADIĞIM 18 MAÇTA SADECE 1 KEZ YENİLMİŞTİ”

Soru: Toplam 18 maçta forma giydiğin Fenerbahçe'de yeterince şans bulduğunu düşünüyor musun?

Benim için Fenerbahçe formasını giymek, bir sembol olmaktan öte omuzlarda taşınacak bir hikâyeydi. Her maç, seyir zevki vermek ve taraftarı memnun etmek için oynanacak bir finaldi. Fenerbahçe, benim oynadığım 18 maçta sadece 1 kez yenilmişti. Evet, orada daha fazla şansım olabilirdi ama geçmişi her zaman düşünemeyiz.

Geçirdiği kalp krizi sonrası 2020 yılında aort damarı yırtılan Ersen Martin, uzun bir süre yoğun bakımda tedavi gördükten sonra 10 Mart Pazar günü entübe edilmişti. Rahatsızlığı devam eden 44 yaşındaki eski milli futbolcu, 19 Mart Salı günü hayatını kaybetti.

Spor camiasını ve sevenlerini yasa boğan vefat haberinin ardından Martin’in cenazesi Bornova Yeşilova Mahallesi'ndeki Halife Ömer Camisi'nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı.

FUTBOL CAMİASINDAN VEFASIZLIK

Cenazeye Martin’in ailesi ve akrabalarının yanı sıra Feyyaz Uçar, Servet Çetin, Hüseyin Eroğlu, Erkan Sözeri, Rıza Çalımbay, Tamer Tuna, Mustafa Özkan, Cüneyt Dumlupınar, Erhan Çelenk, Şakir Özkayımoğlu, Kemal Aslan ve Martin’in arkadaşları katıldı.

Beşiktaş, Trabzonspor ve çok sayıda kulüp forması giyen, A Milli Takım'la ülkemizi temsil eden Martin'in cenazesine futbol camiasından katılımın az olması dikkat çekti.

Ersen Martin’in cenazesi Işıkkent Mezarlığına defnedildi.

Rıza Çalımbay: “Güzel günler yaşadık”

2017 yılında HNK Rijeka takımından Beşiktaş’a transfer olan ve ilk sezonunda Süper Lig şampiyonluğu yaşayan Hırvat stoper Matej Mitrović, siyah-beyazlı formayı toplamda 22 kez terletti. Beşiktaş’ın stoper hattında Marcelo, Vida, Pepe, Tosic gibi oyuncuların performansından dolayı istediği süreyi bulamayan Mitrović, 2018 yılında Belçika ekibi Club Brugge’e transfer oldu. 2022 yılında eski takımı HNK Rijeka’nın yolunu tutan başarılı stoper, Beşiktaş’taki günleri başta olmak üzere teknik direktör Şenol Güneş, Beşiktaş’ın yeni sezondaki performansı, Fenerbahçe’nin Hırvat file bekçisi Dominik Livaković ve EURO 2024 ile ilgili düşüncelerini de aktardı.

BEŞİKTAŞ’IN HIRVAT ESKİ STOPERİ MATEJ MİTROVİC’İN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“BEŞİKTAŞ’TAN TEKLİF GELDİĞİNDE HİÇ DÜŞÜNMEDEN İSTANBUL’A DOĞRU YOLA ÇIKTIM”

Beşiktaş'a 2017 yılında HNK Rijeka’dan transfer oldunuz. Bize Beşiktaş'a transfer sürecinizden bahseder misiniz? Beşiktaş'a transferinde hangi faktörler etkili oldu?

2017 yılının devre arasında HNK Rijeka ile ligi lider bitirmiştik. Yarım sezonda gerçekten üst düzey bir seviyede oynamıştık. Orada mutlu olduğum için yaz transfer dönemine kadar orada kalabilirdim. Transfer filan düşünmüyordum. Noel'den sonra menajerim Ivan Cvjetkovic, Beşiktaş'ın bana olan ilgisinden bahsetti. Beşiktaş, Süper Lig’de birinci sıradaydı. Ayrıca harika bir teknik direktöre, kadroya ve özellikle de taraftarlara sahipti. Bu yüzden gitmeli miyim yoksa kalmalı mıyım diye fazla düşünmüyordum. Birkaç gün sonra Beşiktaş’la anlaştık ve İstanbul'a doğru yola çıktım.

“SÜPER LİG’DEKİ KALİTEYİ ANTRENMANDA VE MAÇLARDA HİSSEDİYORDUNUZ”

Futbol kariyerinizde Hırvatistan ve Belçika gibi liglerde de futbol oynadınız. Türk futbolunu mantalite, mücadele ve kalite açısından değerlendirebilir misiniz?

Evet, oynadığım her ligin farklı özellikleri vardı. Beşiktaş’a geldiğimde ve oynamaya başladığımda benim için ilk etkileyici olan şey Süper Lig’deki stadyumlardı. Hepsi çoğunlukla yeni ve büyüktü. Bu durum Süper Lig ile Hırvatistan ve Belçika Ligi’nin arasındaki farklardan sadece biriydi. Süper Lig, çok daha kaliteliydi. Pas, taktik ve mücadele açısından antrenmanda ve maçlarda bu kaliteyi doğrudan hissediyordunuz.

Trendyol Süper Lig'in 30. haftasında Trabzonspor'un evinde Fenerbahçe'ye mağlup olduğu maçın yankıları sürerken gözler her iki takım için çıkması muhtemel cezalara çevrildi.

Trabzon'da oynanan mücadele ev sahibi takım taraftarlarının sahaya attığı patlayıcı madde ve su bardakları nedeniyle zaman zaman durmuştu. Karşılaşmanın orta hakemi Halil Umut Meler, sahaya atılan maddeler nedeniyle yardımcı hakemleri de orta sahaya çağırarak taraftarların sakinleşmesini bekledi. Ancak son düdüğün ardından olaylar daha da büyüdü. Fenerbahçeli oyuncular ve teknik ekibin saha içerisinde kutlama yaptığı esnada Trabzonspor tribünlerinden sahaya atlayanlar oldu.

Çıkan arbedenin sonrasında futbolcular, teknik ekip, taraftarlar ve güvenlik görevlilerinin saha içinde yer aldığı kaos ortamı oluştu.

Spor hukukçusu Anıl Dinçer ve Spor Hukuku Avukatı Burak Kocagöncü, yaşanan olayları ve çıkabilecek muhtemel cezaları Spor Arena'ya değerlendirdi.

Spor hukukçusu Anıl Dinçer:

"AĞIR CEZALAR..."

"PFDK muhtemelen tüm maç görüntülerini izleyecek ve maç önü, sırası ve sonrasında olanların raporunu çıkaracaktır. Futbolcuların tribünlere yönelik tahriki var mı buna da bakmak gerekecektir. Futbolculara yapılan ciddi ve açık bir saldırı var. Maç boyunca tribünlerden madde atılıyor. Bunlar haksız tahrik kapsamında değerlendirilecektir. Futbolcuların karşılık vermesinin bir kısmı meşru müdafaa olarak nitelendirilebilir. Ancak, kontrolsüz şekilde taraftarlara saldıran ve taraftar kovalayanlar hakkında Futbol Disiplin Talimatı m. 36 – sportmenliğe aykırı hareket (1-3 maç ceza) uygulanacaktır. Bunlara ayrıca Futbol Disiplin Talimatı m.45 – kavga da uygulanabilir. Bunun cezası ise daha ağırdır, 3-5 maç ceza. Benim tahminim 2-4 maç arası bir ceza verilmesi ve haksız tahrik ve takdiri indirim nedenleri uygulanarak cezaların yarı yarıya indirilmesi."

2019 yılında Yeni Malatyaspor’a transfer olarak Süper Lig kariyerine giriş yapan Guilherme, burada attığı goller ve oynadığı klas futboluyla adından söz ettirdi. Yeni Malatyaspor’daki unutulmaz performansıyla Trabzonspor’un yolunu tutan yıldız futbolcu, Karadeniz ekibinde 20 maçta forma giydi ve 1 Türkiye Kupası zaferi yaşadı. Göztepe’de oynadıktan sonra Süper Lig serüvenini noktalayan Guilherme, şimdilerde Çin ekibi Changchun Yatai formasıyla kariyerine devam ediyor. Yeni Malatyaspor ve Trabzonspor dönemleriyle ilgili konuşan başarılı futbolcu, Süper Lig’de oynanan futbolu da değerlendirdi.

BREZİLYALI FUTBOLCU GUİLHERME’NİN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“SÜPER LİG’İN GÜCÜ VE KALİTESİ DİKKAT ÇEKİCİYDİ”

Türkiye'ye transfer olmadan önce Portekiz, Polonya ve İtalya gibi liglerde futbol oynadınız. Bu liglere kıyasla Süper Lig hakkında ne düşünüyorsunuz?

Süper Lig ve Türk futbolu kariyerimde çok önemli bir bölümdü. Süper Lig’de ve daha öncesinde Avrupa futbolunda Portekiz, Polonya ve İtalya Liglerinde oynarken çok geliştiğimi hissediyorum. Süper Lig’in gücü ve kalitesi dikkat çekiciydi. Aynı zamanda da Avrupa'nın ana liglerinden biriydi. Takımlar her zaman çok rekabetçiydi. Süper Lig, mükemmel oyunculara sahip olan ve yıldız oyuncular için dikkat çekici bir ligdi. Avrupa’daki her ligin kendine has özellikleri var. Ben Türkiye Süper Ligi’nin büyük kulüpler arasındaki rekabet, mücadele ve maçların yoğunluğu nedeniyle öne çıktığına inanıyorum. O yüzden Türkiye'de oynayabilmek benim için büyük bir mutluluktu.

“SÜPER LİG’DEKİ HER MAÇTA TRİBÜNLERDE GERÇEK BİR GÖSTERİ VARDI”

Süper Lig'deki taraftar ve stadyum atmosferi hakkında neler söylemek istersiniz? Ayrıca Süper Lig'de en çok hangi takımın stadyum atmosferinden ve taraftarından etkilendiniz?

Türkiye'de stadyumlardaki atmosfer ve taraftarların oluşturduğu ortam kesinlikle olağanüstüydü. Türkiye'deki insanların futbol konusunda gerçekten tutkulu olması çok etkileyiciydi. Her maçta tribünlerde gerçek bir gösteri vardı. Türk kulüplerinde idol haline gelen oyuncuların hikayelerini ve taraftarların tutkusunu hep duydum ama bunu yakından deneyimleme zevkini yaşadım ve gerçekten unutulmazdı. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor'un harika taraftarları var. Hepsi gerçekten etkileyiciydi. Trabzonspor taraftarlarıyla çok önemli bir ilişki kurduğumu inkâr edemem. Kulüp için oynadım ve onlarla yakın bir ilişkim oldu. Taraftarlara ve kulübe çok saygı duyuyorum. Bu dört kulübün taraftarları kesinlikle çok tutkulu ve stadyumlarda yarattıkları atmosfer etkileyici.

UEFA Avrupa Konferans Ligi’ndeki temsilcimiz Fenerbahçe, çeyrek finalde Yunanistan’ın güçlü ekiplerinden Olympiakos ile eşleşti. Sarı-lacivertliler, Ayoub El Kaabi ve Stevan Jovetic gibi önemli oyunculara sahip olan Yunan ekibiyle ilk maçını 11 Nisan’da deplasmanda oynayacak. Olympiakos’u takip eden Yunan meslektaşlarımız, çeyrek finaldeki büyük mücadele öncesi her iki ekibin avantajlarıyla ilgili düşüncelerini aktardı.

ANASTASIOS NIKOLOGIANNIS (SPORT FM 94,6 RADİO):“OLYMPİAKOS, BU SEZON 3 KEZ TEKNİK DİREKTÖR DEĞİŞTİRDİ. TAKIMDA İSTİKRAR YOK”

Olympiakos, bu sezon istikrarlı bir performans sergileyemiyor. Bu yüzden sezon başından beri 3 kez teknik direktör değiştirdi. Performans olarak en iyisini ve en kötüsünü de yapabilecek kapasiteye sahip bir takım. Olympiakos’un aldığı sonuçlar aynı zamanda takımdaki atmosferi de ortaya çıkarıyor. En büyük dezavantajı defansif fonksiyonları ve buna bağlı olarak kolay gol yemesi. Son üç maçta yediği 8 gol de bunu kanıtlıyor. Daniel Podence ve Konstantinos Fortounis, takımdaki etkili iki futbolcu. Bu ikili iyi oynadığında Olympiakos rakip savunmada çok fazla tehlike yaratabilir. Özellikle Podence son 1,5 aydır harika durumda. Forvet bölgesinde Ayoub El Kaabi mükemmel bir sezon geçiriyor ve önemli goller atıyor. Defans oyuncusu David Karmo ise geldiği günden bu yana takıma çok yardımcı oluyor. Orta sahada ise Chiquinho çok iyi durumda.

“FENERBAHÇE, MUAZZAM HÜCUM KALİTESİNE SAHİP BİR TAKIM. TADİC VE BATSHUAYİ, AYRI TUTTUĞUM FUTBOLCULAR”

Olympiakos, şu ana kadar elemelerde eşleştiği rakiplerle (Ferencváros ve Maccabi Tel Aviv) olan ilk maçlarını kendi evinde oynadı. İlk maçlarını kendi evinde oynaması Olympiakos’a şans getirdi çünkü iki rakibini de eledi. Bu yüzden ilk maçı evinde oynayacak olması Olympiakos adına iyi görünüyor. Türkiye'deki stadyumlardaki atmosfer muhteşem, bunu yakından deneyimledim ve gerçek şu ki Fenerbahçe taraftarları takımlarına çok yardımcı oluyor. Fenerbahçe, muazzam hücum kalitesine sahip bir takım. Yaptığı transferler hem ligde hem de Avrupa'da ona yardımcı oldu. Orta saha oyuncusu Tadic ve forvet Batshuayi, ayrı tuttuğum futbolcular. Fenerbahçe’nin üç yıl önce UEFA Avrupa Ligi maçlarında Olympiakos’a iki kez kaybetmiş olması onları daha temkinli hale getirecek. Kuşkusuz bu durum onlara tur atlama mücadelesi için büyük bir motivasyon sağlayacaktır.

NİKOS ATHANASİOU (GAZZETTA.GR): “OLYMPİAKOS, MAÇTAN MAÇA DEĞİŞEN PERFORMANSIYLA SİZİ ŞAŞIRTABİLECEK BİR TAKIM”

Olympiakos için garip bir sezon oldu çünkü Jose Luis Mendilibar; Diego Martinez, Carlos Carvalhal ve Sotiris Sylaidopoulos’un ardından yazdan bu yana takımın başına geçen 4. teknik direktör oldu. İspanyol teknik direktör, kısa bir süredir takımla birlikte olmasına rağmen üst üste kritik maçlar oynadı. Takım üzerinde yaptığı çalışmayla sonuçlarda önemli bir tutarlılık göstermeyi ve Avrupa'da Ferencváros ve Maccabi Tel Aviv maçlarında turu geçmeyi başardı. Bu yıl Olympiakos, maçtan maça göre değişen performansıyla sizi şaşırtabilecek bir takım. İstikrarsız bir performansa sahip diyebiliriz. Ayrıca Olympiakos, dört teknik direktörün yanı sıra bu yıl çok sayıda futbolcu transferi de gerçekleştirdi. Ocak ayında sekiz oyuncuyu kadrosuna kattı ancak bunlardan üçü takımın seviyesini yükseltti. Bunlar merkez savunma oyuncusu David Carmo ve merkez orta saha oyuncuları André Horta ve Chiquinho'dur. En büyük dezavantajı savunmadaki sorunlardır. Teknik direktör Luis Mendilibar, savunmadaki hatalara çözüm arıyor. Savunmanın merkezinde oynayan David Carmo, kanat forvetleri Konstantinos Fortounis ve Daniel Podence ile durmaksızın her maçta gol atan Ayoub El Kaabi, Olympiakos’un en etkili oyuncularıdır.

“SZYMANSKİ, DZEKO VE TADİC GİBİ OYUNCULAR GÜNÜNDE OLDUKLARINDA HER RAKİBİ PARÇALAYABİLİR”

Çaykur Rizespor'un genç oyuncusu Emirhan Topçu için Las Palmas'ın devreye girdiği iddia edildi.

El Chiringuito TV'nin haberine göre İspanyol ekibi transfer için 5 milyon euroluk bir bütçe ayırmıştı.

Konuyla ilgili ulaştığımız Çaykur Rizespor Basın Sözcüsü Hasan Yavuz Bakır'a Emirhan Topçu iddialarını sorduk. Bakır konuyla ilgili şöyle konuştu:

"Las Palmas'ın sezon başından beri oyuncumuz Emirhan Topçu'ya bir ilgisi var. Bir anlaşma veya ön protokol anlamında somut bir adım yok. Sadece bir ilgi var. Las Palmas haricinde oyuncumuza yurt dışından birkaç kulübün daha ilgisi var. Sezon sonunu bekleyeceğiz. Bizim için hangi şartlar daha makulse ona göre bakacağız." ifadelerini kullandı.

Real Madrid, La Liga’nın 28.haftasında evinde Celta Vigo’yu 4-0 yenerek puanını 69’a yükseltti ve şampiyonluk yolundaki iyi gidişatını sürdürdü. Milli yıldız Arda Güler, 90+4’te harika bir gole imza atarak eflatun-beyazlı ekipteki ilk gol sevincini yaşadı. Sezon başında yaşadığı sakatlıklardan dolayı istediği süreyi bulamayan Güler, golün ardından takım arkadaşlarıyla beraber büyük coşku yaşadı. İspanyol futbol muhabirleri, milli yıldızımızın dün geceki mücadelesi ve Real Madrid’deki geleceğiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

İspanyol gazetecilerin Arda Güler yorumu şu şekilde;

VİCTOR DİEGUEZ (LEGAL SPORT)

“ARDA’NIN GOLÜ SON DAKİKADA GELEN GALİBİYET GOLÜ GİBİYDİ”

Arda Güler, harika bir gol attı. Bence bu gol onun güçlü yönlerini çok iyi özetliyor. Çünkü klas bir şekilde dripling yapıyor ve her iki bacağını da çok iyi kullanıyor. Real Madrid taraftarları da benim gibi düşünüyor çünkü golden sonra stadyumdaki atmosfer çok etkileyiciydi. Santiago Bernabeu'da alınan 4-0'lık galibiyet normalde çok fazla kutlanmaz ama Arda Güler’in attığı gol son dakikada gelen galibiyet golü gibi görünüyordu. Herkes onun başarılı olduğunu görmek istiyor. Arda Güler, çok yetenekli ve Bernabeu seyircisi de bu tür oyuncuları gerçekten takdir ediyor.

“CARLO ANCELOTTİ, ARDA GÜLER’İN YETENEĞİNE HAYRAN”

Arda Güler’in bugün gösterdiği performansla maçlarda daha da çok oynayacağını düşünüyorum. Çok kısa sürede iyi bir oyuncu olduğunu gösterdi ve şimdi sezonun ona ihtiyaç duyulacağı bir dönemdeyiz. Carlo Ancelotti, her ne kadar oynatmasa da ekibiyle beraber Arda Güler’in yeteneğinin hayranı olduğunu biliyorum. Celta Vigo’ya attığı bu gol Arda’nın hazır olduğunu gösteriyor ve Carlo Ancelotti de bunun farkında. Daha fazla oynaması an meselesi.

UEFA Avrupa Konferans Ligi’ndeki temsilcimiz Fenerbahçe, son 16 turu ilk maçında zorlu Union Saint-Gilloise deplasmanını Michy Batshuayi, Jayden Oosterwolde ve Dusan Tadic’in (P) golleriyle 3-0’la geçerek çeyrek final kapısını araladı. Harika oyunuyla rakibini 90 dakika boyunca devre dışı bırakan sarı lacivertliler, 14 Mart Perşembe günü İstanbul’da konuk edeceği rakibi karşısında avantaj elde etti. Bir dönem Belçika ekibi Standard Liège’de oynayan ve ülkemizde Fenerbahçe’yle başarılara imza atan eski milli futbolcu Önder Turacı, sarı-lacivertlilerin Belçika zaferini yorumladı.

FENERBAHÇELİ ESKİ MİLLİ FUTBOLCU ÖNDER TURACI’NIN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“MAÇ KADIKÖY’DE OYNANIYORMUŞ GİBİYDİ. FENERBAHÇE, İSTEDİĞİ GİBİ OYNADI”

Fenerbahçeli taraftarların 90 dakika boyunca desteğinden dolayı maç sanki Kadıköy’de oynanıyormuş gibiydi. Taraftarların verdiği o güzel destekle beraber aynı zamanda çok güzel bir skor elde ettik. Sahada taktiksel olarak düşündüğü ve istediği gibi oynayan bir Fenerbahçe vardı. Karşı takımdan baskılı bir oyun bekleniyordu ama bu baskıyı ekip olarak çok güzel bir şekilde karşılayan bir defans hattı vardı. Fenerbahçe, gerektiği gibi bir futbol oynadı.

“OOSTERWOLDE STOPERE GEÇİNCE BİR ANDA KENDİMİ GÖRMÜŞ GİBİ OLDUM”

Çağlar Söyüncü, baktığımız zaman maça çok güzel başlamıştı. Talihsiz bir sakatlık yaşadı ve zorunlu bir değişiklikle stopere Jayden Oosterwolde geçti. Ben de Fenerbahçe’de bir dönem sağ bek ve stoper oynadığım için bir anda kendimi görmüş gibi oldum. Jayden Oosterwolde’nin takımı için iki mevkide mücadele etmesi güzel bir şey. Ferdi Kadıoğlu da maça girdiğinde çok iyi bir başlangıç yaptı. Fenerbahçe, takım anlamında çok güzel bir oyun sergiledi. Bulduğu pozisyonları da değerlendirerek net bir şekilde 3-0’lık bir skor elde etti. Djiku, çok iyi oynadı. Oosterwolde, stopere geçmesine rağmen attığı golle maçı 2-0’a getirdi. Bir savunma oyuncusunun gol atması çok önemli bir olay.

Bundesliga devi Borussia Dortmund’un 13 yıl formasını giyen ve sarı-siyahlılarda 398 maça çıkan efsanevi futbolcu, 2 Bundesliga şampiyonluğu yaşadı. 2011 yılında Süper Lig ekibi Eskişehirspor’a transfer olarak Süper Lig deneyimi de edinen Brezilyalı eski savunmacı, burada 97 maçta forma giydi. Süper Lig’deki atmosferle ilgili düşüncelerini anlatan Dede, Eskişehirspor’da beraber çalıştıkları deneyimli teknik direktör Ersun Yanal’la ilgili düşüncelerini aktardı. Efsanevi isim, geçtiğimiz aylarda yardımcı antrenör-teknik direktör olarak Borussia Dortmund’a transfer olan eski takım arkadaşı Nuri Şahin’in başarısına da değindi.

“TÜRK TARAFTARLAR, MAÇLARDA VAHŞİ BİR ATMOSFER YARATIYORLARDI”

Eskişehirspor’a gelmeden önce Brezilya ve Almanya Liglerinde de forma giydiğini anlatan Dede, bu 3 ligle ilgili kıyaslama yaparak, “Türkiye Ligi, mantalite olarak Brezilya Ligi’ne yakındı. Türkiye’deki taraftarlar, Brezilyalı taraftarlar gibi çok tutkulu ve ateşliydi. Türk taraftarlar, pozitif anlamda vahşice bir atmosfer yaratıyorlardı diyebilirim. Yani gerçekten çok iyi ve harika bir atmosfer vardı. Ama tabii ki kötü yanı stadyumların her zaman dolu olmamasıydı. Stadyumlar dolu olduğunda atmosfer gerçekten çok iyiydi. Türkiye Ligi’nin futbol ve organizasyon anlamında Almanya Ligi ile arasında büyük bir fark vardı. Mesela Bundesliga’da maçlarda stadyumlar hep doluydu.” dedi.

“BEŞİKTAŞ’IN ATMOSFERİ HER ZAMAN BİR SEVİYE DAHA İYİYDİ”

Türkiye kariyerinde oynadığı maçlarda 4 büyük takımın da stadyumlarında etkileyici bir atmosfer olduğunu söyleyen Brezilyalı efsane, “Süper Lig’de oynadığım maçlarda Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor’un atmosferi iyiydi ama Beşiktaş taraftarı her zaman bir seviye daha iyiydi ve onların hem stadyum hem de taraftar atmosferinden çok etkilenmiştim.” ifadelerini kullandı.

“ERSUN YANAL, OYUNU HER ZAMAN İYİ OKUYAN AKILLI BİR TEKNİK DİREKTÖRDÜ”

Eskişehirspor’daki döneminde beraber çalıştığı teknik direktörlerden olan Ersun Yanal’a da değinen eski savunmacı, “Eskişehirspor’daki dönemimde teknik direktörümüz Ersun Yanal’la çok iyi anlaşıyordum. O, çok zeki bir teknik direktördü. Onunla hepimiz çok güzel zamanlar geçirmiştik. Ersun Yanal hakkında kesinlikle kötü bir şey söyleyemem. Aynı zamanda çok iyi bir taktisyendi. Oyunu her zaman iyi okuyan, akıllı bir teknik direktördü. Türkçe konuşamadığım için benim için üzücü ve zor bir dönemdi ama Ersun Yanal çok cana yakın bir insan olduğu için iletişim konusunda sorun yaşamıyordum.” diye konuştu.

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Konferans Ligi son 16 turu ilk maçında son yıllarda aldığı başarılı sonuçlarla adından söz ettiren Belçika Ligi’nin lider takımı Union Saint-Gilloise’yi 3-0 mağlup etti. Sarı-lacivertli ekip, bu galibiyetle 14 Mart’ta İstanbul’da oynayacağı rövanş öncesi rahat bir nefes aldı. Union Saint-Gilloise’yi yıllardır yakından takip eden Belçikalı futbol muhabirleri, dün geceki karşılaşmayı her iki takım açısından da değerlendirerek önemli tespitlerde bulundu.

FRANK DEKEYSER (HET LAATSTE NIEUWS):

“İSMAİL KARTAL, UNİON SAİNT-GİLLOİSE’NİN GÜCÜNÜ ETKİSİZ HALE GETİRDİ”

Fenerbahçe, Union Saint-Gilloise’den daha iyi takımdı. Güçlü ve çok fazla deneyime sahip oyuncular vardı. Union Saint-Gilloise, asla her zamanki oyun seviyesine ulaşamadı. Amoura, sahanın hiçbir yerinde yoktu. Aynı şekilde Puertas da iyi oynamadı. Union Saint-Gilloise, kolay goller yedi. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Union Saint-Gilloise’nin gücünü etkisiz hale getirme konusunda iyi bir iş çıkardı. Puertas, Fenerbahçeli orta saha oyuncuları tarafından çok iyi baskı altına alındı. Çok iyi bir yoğunlukla oynadılar. Union Saint-Gilloise, 0-1'den sonra güvenini kaybetti ve kendilerinden şüphe duymaya başladılar. Bu onlardan görmeye alışık olduğumuz bir şey değildi. Ama bu durum Fenerbahçe'nin güçlü oyunundan kaynaklanıyor. Union Saint-Gilloise, net bir şans yakalayamadı. Takımımız için kötü bir gündü. Ferdi Kadıoğlu, Tadic, Fred ve Szymanski maçta çok etkiliydi. Fenerbahçe taraftarı, harikaydı. 90 dakika boyunca tezahürat yaptılar. Zaten böyle olduklarını biliyorduk. Stadyuma pozitif bir atmosfer getiriyorlar.

FRANÇOIS GARITTE (LA DERNIERE HEURE LES SPORTS):

“FENERBAHÇE TARAFTARININ ÇILGIN OLDUĞUNU BİLİYORDUK AMA BU KADAR DA DEĞİL!”

Fenerbahçe taraftarlarının çılgın olduğunu biliyordum ama bu kadar da değil! Maçtan bir saat önce stadyumda tezahürat yapmalarını görmek benim için sürpriz oldu. Havai fişekleri görmek de çılgıncaydı. Maç boyunca tezahüratı hiç bırakmadılar, inanılmazdı. İstanbul'daki atmosferi görmek için sabırsızlanıyorum. Fenerbahçe'nin savunması etkileyiciydi. Djiko, Oosterwolde ve Ferdi Kadıoğlu gibi oyuncular çok iyi oynadı. Savunma ve verimli performansları sayesinde kazandılar. Fenerbahçe’nin 3 isabetli şutu vardı ve bunları golle sonuçlandırdılar. Batshuayi gibi bir oyuncu Belçika'da çok iyi tanınıyor ve gol atmak için sadece bir topa ihtiyacı olduğunu gösterdi.

FC St. Gallen formasıyla İsviçre Ligi’nde gol kralı olarak Kasımpaşa’ya transfer olan ve böylece Türkiye kariyerine adım atan 38 yaşındaki eski futbolcu Óscar Scarione, İstanbul ekibinde 97 maça çıktı. Kasımpaşa’da 41 gol ve 11 asistle oynayan Scarione, özellikle 4 büyüklere karşı oynadığı maçlarda attığı gollerle çok konuşuldu. Kasımpaşa’ya transfer süreci başta olmak üzere Süper Lig’de Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki şampiyonluk çekişmesine değinen eski yıldız, son dönemde eleştiri oklarının hedefi olan vatandaşı golcü futbolcu Mauro Icardi ile ilgili düşüncelerini de anlattı.

“İSVİÇRE LİGİ’NDE GOL KRALI OLDUKTAN SONRA KASIMPAŞA’YA GELDİM”

2012-2013 sezonunda İsviçre Ligi’nde FC St. Gallen formasıyla 36 maçta 21 gol ve 9 asistle gol kralı olduğu başarılı dönemiyle ilgili konuşan Óscar Scarione, “St Gallen'deki o sezonum tam anlamıyla mükemmeldi. İsviçre Ligi’ni 3. sırada bitirdik ve performansım gerçekten çok iyiydi. İyi bir takımımız vardı ve bana gol krallığı yolunda çok yardımcı oldular. O sezondan sonra DC United, Kayserispor ve Kasımpaşa'dan teklifler aldım. Bu 3 kulüp St Gallen'le daha 1 yıllık sözleşmem olmasına rağmen beni kesin olarak transfer etmeye karar verdi. O zamanlar Kayserispor'da Pablo Mouche adında bir arkadaşım vardı. Bu yüzden Kayserispor’a gitmeye daha yakındım ama sonunda beni Kasımpaşa'ya gitmeye ikna eden menajerim oldu ve bu aldığım en iyi karardı.” dedi.

“RIZA ÇALIMBAY, MESLEĞİNE TUTKUYLA BAĞLIYDI AMA SHOTA ARVELADZE…”

Kasımpaşa’da 3 yıl forma giyen, orada teknik direktörler Shota Arveladze ve Rıza Çalımbay’la çalışan Scarione, o dönemle ilgili şöyle devam etti: “Kasımpaşa'daki performansım çoğunlukla ilk yıl iyiydi. Harika oyunculardan oluşan harika bir takımımız vardı. Shota Arveladze şimdiye kadar sahip olduğum en iyi antrenörlerden biriydi. Bize futbolu tam anlamıyla oynattı. Ne yazık ki bizimle daha fazla zaman geçiremedi. O yıllarla ilgili gerçekten güzel anılarım var. Dediğim gibi Shota, sahip olduğum en iyi antrenörlerden biriydi. Ondan ve tecrübelerinden çok şey öğrendim. Shota'dan sonra takımın başına Rıza Çalımbay geldi ve onun farklı bir tarzı vardı diyebilirim. Rıza Hoca da çok deneyimli bir antrenördü ve mesleğine tutkuyla bağlıydı. Çok doğru ve gerçekten iyi bir insandı. Onunla çalışmak benim için bir zevkti.”

“FENERBAHÇE VEYA BEŞİKTAŞ FORMASI GİYMEK HARİKA OLURDU”

Kasımpaşa formasıyla 41 gol ve 11 asistle oynadıktan sonra isminin Süper Lig devleriyle anılmasıyla ilgili de konuşan eski futbolcu, o dönemki transfer iddialarına da cevap vererek, “Kasımpaşa'dan ayrıldığımda Beşiktaş ve Fenerbahçe ile görüştüğüm söyleniyordu ama maalesef olmadı. Belki de bu konuda yardımcı olacak iyi bir Türk menajerim olmadığı içindir, bilemiyorum. Bu takımlarda forma giymek harika olurdu. Resmi bir teklif gelmedi ama menajerlik şirketimden transferle ilgili bazı bilgiler aldım. Ama neyin doğru olduğunu asla bilemezsiniz. Bir süre bekledim ama sonra İsrail'in Maccabi Tel Aviv takımına transfer olmaya karar verdim.” ifadelerini kullandı.

“SÜPER LİG’DE MÜCADELE RUHU ÜZERİNE KURULU BİR ZİHNİYET VAR”

Fatih Karagümrük’e 2-0 yenilerek Ziraat Türkiye Kupası'na veda eden Galatasaray, Süper Lig’e odaklandı. Trendyol Süper Lig’in 28. haftasında Beşiktaş’la Tüpraş Stadı'nda karşılaşacak olan sarı-kırmızılılar, zorlu deplasmandan galibiyetle dönerek şampiyonluk yolunda hata yapmak istemiyor. Teknik direktör Fernando Santos ile çıktığı son 4 maçtan 3 galibiyet ve 1 beraberlikle ayrılan Beşiktaş, ligdeki istikrarlı gidişatını sürdürme peşinde. Bir dönem Galatasaray defansının vazgeçilmezi olan eski futbolcu Aurelien Chedjou ile Beşiktaşlı eski yetenek Aydın Karabulut, iki güçlü ekibin Dolmabahçe’deki zorlu mücadelesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

AURELİEN CHEDJOU

“OKAN BURUK, İŞLERİN NASIL YÖNETİLMESİ GEREKTİĞİNİ BİLİYOR”

Galatasaray’ın Avrupa ve Türkiye Kupası’ndan elenmesi oyuncuları olumsuz olarak etkilemeyecektir. Oyuncular, bu sezon yeniden şampiyon olmak için %100’lerini vermeye motive olacaklar. Şimdi her hafta oynamaları gereken sadece 1 maç var. Böylece Süper Lig’deki kalan maçlarını daha dinç bir şekilde oynayacaklar. Okan Buruk, Galatasaray’ın eski oyuncusu olarak takımda işlerin nasıl yönetilmesi gerektiğini biliyor. Galatasaray’ın özel bir kulüp olduğunu ve özel bir yönetime ihtiyaç duyduğunu biliyorsunuz. Okan Buruk, işte bunu nasıl yapacağını biliyor. Okan Hoca, Galatasaraylı oyuncuları en zorlu maçları bile kazanmalarına motive edebilen önemli bir faktördür. O, aynı zamanda takımın en önemli parçası olan iyi bir teknik direktördür.

“BEŞİKTAŞ MAÇINDA BENİM İÇİN KİLİT OYUNCU FERNANDO MUSLERA’DIR”

Fernando Muslera, Beşiktaş maçında benim için kilit oyuncu. Çünkü uzun süredir Galatasaray’da oynadığı için bu büyük maçlara nasıl hazırlanacağını ve oynayacağını biliyor. Muslera, aynı zamanda soğukkanlı yapısıyla diğer oyunculara pozitif enerji verebilir. Kerem Aktürkoğlu ve Mauro Icardi gibi büyük oyuncular her zaman eleştirilecektir. Çünkü geçmiş yıllarda da büyük performanslar gösterdikleri için taraftarlar onlardan daha fazlasını bekliyor. Taraftarlar onları iyi bir şekilde görmeye alışkın oldukları için bu oyuncuların bazen daha az performans göstermeleri onlara anormal geliyor. Zamanla performanslarının eskisi gibi olacağını düşünüyorum. Çünkü takım için çok önemli olan oyunculardan bahsediyoruz.

De Graafschap formasıyla şimdiye kadar çıktığı 27 maçta takımına 7 gol ve 4 asistlik katkı sağlayan 19 yaşındaki sol kanat oyuncusu Başar Önal, oynadığı futbolla göz doldurdu ve takımının skora en çok katkı sağlayan oyuncularından biri oldu. Beşiktaş’ın transferin son gününde gündemine aldığı öğrenilen Önal, o dönem transferle ilgili yaşanılan sürece dair değerlendirmelerde bulundu. Milli takımımızın bir dönem U18 ve U19 yaş kategorilerinde forma giyen yetenekli futbolcu, A Milli Takım hayaliyle ilgili de konuştu.

19 YAŞINDAKİ FUTBOLCU BAŞAR ÖNAL’IN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“GOL ATIP, ASİST YAPIYORUM. PERFORMANSIMDAN MEMNUNUM”

Bu sezon benim için işlerimin yolunda gittiğini düşünüyorum. Performansımdan memnunum. Genç bir futbolcuya göre oldukça fazla maç oynuyorum. Gol atıp, asist yapıyorum. Sürekli oyunun içinde yer alıyorum ve topla oynamayı seviyorum. Aslında daha yüksek gol ve asist sayılarına ulaşabilirdim ama tabii ki kısmet ve şans. Hollanda 2.Ligi’nde fiziksel oyun daha çok ön planda. Burada oynamak için fizik gücünüzün yüksek olması gerekiyor. Burada takım oyunu oynayarak maçtaki sorunlar çözüme kavuşturuluyor. Defanstan topu ileriye doğru şişirerek oyun oynanmıyor. Defanstan topla oynayarak hücuma doğru çıkış yapılıyor. Oynadığımız ligin mantalitesinde bu var. 

“JAN VREMAN SAYESİNDE DİSİPLİNDEN HİÇBİR ZAMAN VAZGEÇMEDİM”

Teknik direktörümüz Jan Vreman da De Graafschap altyapısında oynamış bir antrenör. Kendisi aynı zamanda yıllardır bu kulüpte görev aldı. Jan Vreman’la De Graafschap U18 takımında da beraber çalışmıştık. Beni çok iyi tanıyor ve neler yapmak istediğimi iyi biliyor. 19 yaşındayım ama Jan Vreman benim daha çok olgunlaşmama yardımcı oldu. Onun sayesinde disiplinden hiçbir zaman vazgeçmedim. Eğer maçta kendimi göstermezsem beni direkt oyundan çıkarabiliyor. Jan Vreman, ‘Başar iyi oynuyor, gol atıyor ve asist yapıyor’ demiyor. Eğer oyun disiplininden uzaklaşırsak teknik direktörümüz Jan Vreman takımdaki disiplinini hemen hissettiriyor. O yüzden disiplin konusunda bana çok yardımı oldu ve onun sayesinde şu an çok disiplinliyim.

“NEYMAR’I ÖRNEK ALIYORUM, BİR GÜN PREMİER LİG’DE OYNAMAK İSTİYORUM”

Bir dönem Montpellier, Lens, Le Havre, Caen ve Blackburn Rovers gibi takımlarda futbol oynayan Gineli santrfor Fodé Koita, 2016 yılında Süper Lig ekibi Kasımpaşa’ya transfer oldu ve burada 5,5 yıl forma giydi. 2021 yılında Trabzonspor’a transfer olan başarılı futbolcu, buradaki ilk sezonunda Süper Lig şampiyonluğu yaşadı. Bordo-mavili ekipte yaşadığı sakatlıklardan dolayı istediği performansı sergileyemeyen Koita, sezon başında bir başka Süper Lig ekibi Sivasspor’a transfer oldu. Yiğidolar’da şimdiye kadar çıktığı 17 maçta takımına 5 gollük bir katkı sağlayan Gineli yıldız, hedefleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Tecrübeli isim, kariyeriyle ilgili bilinmeyenleri de aktardı.

Sivasspor'un Gineli santrforunun açıklamaları şu şekilde;

“AVRUPA KUPALARINA KATILMAK İÇİN GÜZEL BİR PERFORMANS SERGİLİYORUZ”

Soru: Süper Lig’de şimdiye kadar oynadığınız 27 maçta 37 puan topladınız. Ligde şu an 6.sırada bulunuyorsunuz. Süper Lig’deki başarılı performansınız ve Avrupa Kupalarına katılma hedeflerinizle ilgili neler söylemek istersin?

Evet, Süper Lig’deki son 5 hafta bizim için çok iyi geçti. Şu an Avrupa Kupalarına katılma yolunda iyi bir rekabet içindeyiz ve güzel bir performans sergiliyoruz. Bu sene Süper Lig aslında diğer sezonlara göre daha farklı bir şekilde yaşanıyor. Herkesin birbirini yenebilme ihtimalinin olduğu bir sezon yaşıyoruz, tabii ki zirvedeki bu iki takım haricinde. Lig tablosuna baktığınızda takımlar arasındaki puan aralıkları çok dar. Kimin aşağı ineceği ve kimin yukarı çıkacağı gerçekten belli değil.

“BÜLENT UYGUN’UN GELMESİYLE DAHA DA İYİYE DOĞRU GİTTİK”

Soru: Son 5 maçta 3 galibiyet, 2 beraberlik alarak istikrarlı bir grafik çiziyorsunuz. Bu iyi gidişatın pay sahiplerinden biri olan teknik direktör Bülent Uygun’un takım yönetimi hakkında ne düşünüyorsun? Takımdaki atmosfer nasıl?

2009 yılında Alman ekibi St.Pauli’den Kayserispor’a transfer olarak Türkiye kariyerine başlayan 34 yaşındaki futbolcu Ömer Şişmanoğlu, Antalyaspor’daki harika performansının ardından Beşiktaş’a transfer oldu. Beşiktaş’ta oynadığı dönem sırasıyla Eskişehirspor, Konyaspor ve Antalyaspor’da kiralık olarak forma giyen Şişmanoğlu, 2017 yılında siyah-beyazlı ekiple Süper Lig şampiyonluğu yaşadı. Devre arası transfer döneminde Iğdır FK’dan Bucaspor 1928’e transfer olan golcü futbolcu, Kayserispor’daki çalkantılı günleri, Beşiktaş’a transfer süreci ve Premier Lig ekiplerinin transfer etmek için birbirleriyle yarıştığı dönemle ilgili özel açıklamalarda bulundu.

34 yaşındaki golcü ismin açıklamaları şu şekilde;

"TFF 1.LİG İÇİN ELİMDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPMAYA ÇALIŞACAĞIM"

Soru: TFF 2.Lig’de 26 maçta topladığınız 51 puanla 3.sırada yer alıyorsunuz. Şimdiye kadar olan performansınızı ve TFF 1.Lig hedeflerinizi anlatır mısın?

Bucaspor’a gelmem benim açımdan çok iyi oldu. Eşim de burada olmaktan dolayı çok mutlu. Burada çok iyi bir ortam ve birlik beraberlik var. Takımda tecrübeli oyuncularımız da var. Takımdaki iyi bir atmosferle yükselerek devam etmek istiyoruz. Ben mutlu olduğum takımlarda yüksek performans gösteriyorum. Burada da herkes bana güvendiği için üzerime düşen ayrı bir sorumluluk var. O yüzden elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım ve inşallah bu şekilde devam edeceğim.

"SHOTA ARVELADZE, İNANILMAZ VE KLAS BİR TEKNİK DİREKTÖRDÜ"

Soru: 2009 yılında St.Pauli’den Kayserispor’a transfer oldun ve burada teknik direktörler Tolunay Kafkas ve Shota Arveladze ile çalıştın. Türkiye’deki ilk serüvenine dair neler söylemek istersin?

Milli takımımızın alt yaş kategorilerinde oynadığım bir dönem vardı. Orada iyi bir performans göstermiştim. Ondan sonra beni Tolunay Kafkas aradı ve beni transfer etmek istediğini söyledi. Ben de bu transfere sıcak baktım ve Kayserispor’a geldim. Kayserispor, o dönem yurt dışından çok sayıda gurbetçi oyuncu getirmişti. Kendimi yabancı olarak hissetmemek için Kayserispor’a transfer olmak benim için iyi bir fikirdi. Tolunay Kafkas, sert ama babacan bir teknik direktördü. Türkiye’de sert bir futbol oynandığı için beni iyi bir motivasyonla hazırladı. Shota Arveladze, bence inanılmaz bir hocaydı. İdmanları, taktikleri ve konuşmasıyla tam klas bir hocaydı. O, Avrupa görmüş bir teknik direktördü. Futboluma çok şey kattı.

Süper Lig’de oynadığı son 16 maçta yenilgi yüzü görmeyen ve gözünü UEFA Avrupa Konferans Ligi’ne diken Fenerbahçe, 7 Mart’taki Union Saint-Gilloise maçına odaklandı. Son 20 maçta 16 galibiyet, 4 beraberlikle Belçika Ligi’nde fırtına gibi esen Union Saint-Gilloise ile deplasmanda karşılaşacak olan sarı-lacivertliler, zorlu mücadeleden avantajlı bir şekilde dönmeye çalışacak.

Bir dönem Belçika ve Hollanda Ligleri başta olmak üzere Süper Lig’de özellikle Kasımpaşa formasıyla önemli gollere imza atan eski yıldız Sanharib Malki, dev maçla ilgili açıklamalarda bulundu.

39 YAŞINDAKİ ESKİ YILDIZ SANHARİB MALKİ’NİN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“İKİ TAKIM DA 3 KULVARDA İYİ MÜCADELE EDİYOR, ZORLU BİR MAÇ OLACAK”

İlk olarak Belçika 6.Ligi’nde futbol oynadım. 4 sene orada oynadıktan sonra Union Saint-Gilloise takımına transfer oldum. Union Saint-Gilloise’e imza attığımda henüz 3.Lig’de mücadele ediyorlardı ve burada 3,5 sezon oynadım. 3.Lig’de oynadığım dönem şampiyonluk yaşadık ve ligin en çok gol atan oyuncusu oldum. Sonrasında 2.Lig’de de takımla beraberdim. Union Saint-Gilloise, bana profesyonel olma şansını verdi. Bu şansı iyi kullandım, çalıştım ve kariyerimi inşa ettim. Kimse Union Saint-Gilloise’in buralara kadar geleceğini beklemiyordu. Ayrıca Belçika Ligi’nde Anderlecht ve Club Brugge’nin önünde bu kadar puan farkıyla lider olmaları şans değil.

Gerçekten iyi futbol oynayarak bu seviyelere kadar geldiler. İzlemesi çok keyifli bir oyun sahaya yansıtıyorlar. Orada 3,5 yıl forma giydim, şampiyonluk yaşadım ve maçların çoğunu izliyorum. Bu seviyede olmalarıyla ilgili söyleyecek bir şey yok, çok daha iyisini hak ediyorlar. Union Saint-Gilloise ile Fenerbahçe arasında bence zorlu bir maç olacak çünkü iki takım da kendi liglerinde, kupada ve Avrupa’da iyi mücadele ediyorlar. İki takım da kendi liglerinde zirvede bulunuyor. İyi ve izlemesi güzel bir maç olacağını düşünüyorum. 

“FENERBAHÇE’NİN NASIL BİR TAKIM OLDUĞUNU BİLİYORUZ! FRED, TADİC VE DZEKO…”

Fenerbahçe’yi çok konuşmaya gerek yok, hepimiz nasıl bir takım olduğunu biliyoruz. Büyük bir kulübe ve harika bir takıma sahipler. Ofansif olarak güçlüler ve bu sezon çok fazla gol attılar. Şampiyonluk için Galatasaray ile mücadele ediyorlar. Aynı zamanda Türkiye Kupası’nda ve Konferans Ligi’nde devam ediyorlar. Michy Batshuayi gibi bir oyuncuya sahipler. Fred, çok iyi bir futbolcu. Fenerbahçe’nin kazandığı her maçta payı var. Asist konusunda Tadic’in, gol için de Dzeko’nun etkili olacağını düşünüyorum. Bahsettiğimiz oyuncuların Avrupa Kupalarında çok fazla tecrübesi var ve bu da Fenerbahçe için fark yaratabilir. Fenerbahçe gibi harika bir takımın da Konferans Ligi’nde oynadığını görmek güzel.

UEFA Avrupa Konferans Ligi'ni 12 puanla zirvede bitiren temsilcimiz Fenerbahçe, son 16 turunda Belçika ekibi Union Saint-Gilloise ile eşleşti. Devre arasında kadrosunu Çağlar Söyüncü, Leonardo Bonucci, Rade Krunic ve Serdar Dursun’la güçlendiren Fenerbahçe, kupa yolunda zafere odaklandı. 62 puanla Belçika Ligi’nde zirvede bulunan ve bu sezon Avrupa maçlarında önemli ekipleri geride bırakan Union Saint-Gilloise ise bu seriyi devam ettirme peşinde. Belçika’da görev yapan meslektaşlarımız, iki takımın son dönemdeki performansıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

FRANK DEKEYSER (HET LAATSTE NIEUWS): "HİÇBİR TAKIMDAN KORKMUYORLAR, LİVERPOOL’U 2-1 YENDİLER"

Union Saint-Gilloise, zihniyet olarak çok iyi bir takım. Çok çalışıyorlar, pes etmiyorlar ve hiçbir takımdan korkmuyorlar. Her zaman tüm güçleriyle oynuyorlar. En kötü özellikleri maçlara yavaş başlama eğiliminde olmaları. Eintracht Frankfurt, bu özelliklerinden dolayı Belçika’daki maçta ilk 10 dakikada 2 gol attı. Fenerbahçe, Mohamed Amoura ve Cameron Puertas’a dikkat etmeli. Hücumda çok iyi oyuncuları var. Liverpool maçını, maç boyunca %100 odaklanarak oynadılar ve 2-1 kazandılar. Son üç yıldır yaptıkları gibi iyi bir zihniyetle, iyi futbol oynamaya devam edecekler. Güzel bir taraftar kitleleri var ancak Avrupa Kupası’ndaki maçlarını kendi stadyumlarında oynamıyorlar. Bu yüzden maç kapalı gişe olmayacak fakat her zaman olumlu bir atmosfer var. İlk maçın Belçika’da oynanacak olması Union Saint-Gilloise için bir avantaj değil çünkü onlar bunu umursamıyor. Çünkü E.Frankfurt'la ilk maçta evlerinde berabere kaldılar ama dün Almanya'da kazandılar. Geçen sene Bayer Leverkusen'e karşı ilk maçta deplasmanda berabere kaldılar ve Belçika’daki rövanşta 1-4 kaybettiler. Yani onlar için en önemli şey maçı yönetmekle ilgili.

“FENERBAHÇE’NİN KONFERANS LİGİ’NDEKİ EN İYİ TAKIMLARDAN BİRİ OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR”

Fenerbahçe, büyük bir tarihi olan, önemli oyuncuların yer aldığı büyük bir takım. Herkes Fenerbahçe’nin Türk futbolundaki ve Konferans Ligi’nin bu aşamasındaki en iyi takımlardan biri olduğunun farkında. Kadrolarında çok fazla tecrübeli oyuncu var. Maçı dört gözle bekliyoruz. İki yıl önce Fenerbahçe’nin Royal Antwerp FC ile oynadığı maçı izledim. Taraftarların stadyumda oluşturduğu harika atmosfere hala hayranım.

KRISTOFF TERREUR (HLN): "UNION SAINT-GILLOISE, HER YÖNDEN GÜÇLÜ VE ÇALIŞKAN BİR TAKIM”

Şu ana kadar evlerinde oynadıkları Avrupa maçlarını kaybetmediler, üstelik kendi stadyumlarında bile oynamadılar. Avrupa maçlarını Anderlecht'te oynuyorlar ancak E.Frankfurt karşısında gösterdikleri gibi deplasmanda da bunu başarabilirler. Union Saint-Gilloise, her yönden çok iyi, sağlam ve çalışkan bir takım. Kadrosunda büyük isimleri yok ve her yıl takımdaki çekirdek kadroyu kaybetmelerine rağmen yine de çok etkililer. Cezayirli Milli futbolcu Mohamed Amour ve İsviçreli orta saha oyuncusu Cameron Puertas, bu sezon takımda öne çıkan oyuncular. Birkaç ay önce Liverpool’u yendiler. Öncelikle o maçta Liverpool, en iyi oyuncularını Belçika’ya getirmedi ama yine de Union Saint-Gilloise gibi küçük bir takım için muhteşem bir sonuçtu. Liverpool maçında golleri Amoura ve Puertas atmıştı.

Şampiyonlar Ligi’nde istediği hedefe ulaşamayan ve yoluna UEFA Avrupa Ligi’nde devam eden Galatasaray, Avrupa’nın 2 numaralı kupasında da umduğunu bulamadı. Sarı-kırmızılı ekip, UEFA Avrupa Ligi son 16 play-off turu rövanş maçında Çekya’nın güçlü ekibi Sparta Prag’a 4-1 mağlup oldu ve kupa serüvenine veda etti. Çekya ekibinin golleri Angelo Preciado, Indrit Tuci, Lukas Haraslin ve Kuchta’dan gelirken, Galatasaray’ın Abdülkerim Bardakcı ile bulduğu gol tur için yeterli olmadı. Sparta Prag’ın efsanevi futbolcusu Jiri Novotny ile Çekyalı meslektaşlarımız, dün geceki rövanş mücadelesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

JİRİ NOVOTNY (ESKİ FUTBOLCU): “GALATASARAY’DAKİ YILDIZ İSİMLERİN BAŞARILI OLAMADIĞI ORTAYA ÇIKTI”

Sparta Prag, top hakimiyetinin olduğu kombinasyon futbolu oynamaya çalışıyor. Teknik direktör Brian Priske, her maçta ellerinden gelenin en iyisini yapmaları için oyuncularını nasıl motive edeceğini çok iyi biliyor. Brian Priske, bu yüzden çok başarılı bir teknik direktör. Bu maçta etkili olan oyuncular Angelo Preciado, Lukas Haraslin ve Jan Kuchta’ydı. Sparta Prag, mümkün olduğunca maçın kontrolünü elinde tutacak şekilde oynamaya çalıştı. Sparta Prag için rövanş maçı hiç de kolay değildi. Çünkü Galatasaray, mükemmel bir takıma sahipti ve bence Kaan Ayhan'ın kırmızı kart sonucu oyundan gönderilmesi Sparta Prag’ın maçı kazanmasına çok yardımcı oldu. Galatasaray'ın maçı kaybetmesi benim için sürpriz olmadı çünkü Sparta Prag, ilk maçta zaten Avrupa takımlarıyla rekabet edebilecek kapasitede olduğunu gösterdi ve evindeki maçta daha disiplinli davranarak bunu kanıtladı. Galatasaray, yıldız oyunculara sahipti ama bu yıldız isimlerin bu maçta başarılı olamadığı ortaya çıktı.

BART CERNIK (GAZETECİ-ISPORT.CZ): “SPARTA PRAG, İYİ PRES YAPTI VE DEFANSİF OLARAK DA ÇOK GÜÇLÜYDÜ”

Sparta Prag, harika bir futbol oynadı. Eksikler göz önüne alındığında, muhtemelen Avrupa'da oynadıkları en iyi maçtı. Sparta Prag, iyi pres yaptı ve defansif olarak da çok güçlüydü. Angelo Preciado, her iki maçta da gerçekten parladı. Preciado, Dünya Kupasında neden oynadığını herkese gösterdi ve en büyük fark O’ydu. Teknik direktör Brian Priske, ilk yarıda Lukas Haraslin'i ortada oynatarak biraz garip bir hamle yaptı ama işe yaramadı. Priske, ikinci yarıda ideal oyuncu değişiklikleri yaptığı için büyük övgüleri hak etti. O çok iyi bir teknik direktör ve ve kulübü tamamen farklı bir seviyeye getirdi.

“ICARDİ, SAHADAN SİLİNDİ. BERKAN KUTLU, PRECİADO’YA KARŞI BERBAT BİR MAÇ ÇIKARDI”

İlk maçtan sonra Sparta Prag’ın turu geçebileceğinden oldukça emindim. Galatasaray'ın, deplasmanda o kadar da iyi olmadığını düşünüyorduk. Hiçbir şekilde kolay bir maç değildi ama yine de iki takımın şansı %50’ydi. Galatasaray'ın maçı bu şekilde oynaması beni şaşırttı. Bence Sparta Prag’ın kalitesine yeterince saygı göstermediler. İlk maçtaki skorda sadece bir gol öndeydiler ancak 1. dakikadan itibaren yaptıkları savunmayla çok acemice davrandılar. Bir play-off maçını bu şekilde oynayamazsınız. Orta saha oyuncuları çok fazla top kaybı yaptı. Kerem Demirbay ve Lucas Torreira'nın iyi bir maç çıkarmadığını düşünüyorum. İkisi de sürekli top kaybediyorlardı. Ayrıca Mauro Icardi, stoper Filip Panak'ın harika oyunuyla sahadan silindi. Icardi, sanırım oyunun gidişatından biraz rahatsızdı ve tutkuyla oynamadı. Ayrıca Berkan Kutlu, hızlı futbolcu Preciado'ya karşı berbat bir maç çıkardı.

La Liga devi Atletico Madrid’de 22 maçta oynayan ve takımına 3 gollük katkı sağlayan Ibrahima Balde, sırasıyla Numancia, Osasuna, Kuban Krasnodar ve CFR Cluj takımlarında forma giydi. 2020 yılında Giresunspor’a transfer olan Balde, ilk sezonunda sergilediği 19 gol ve 1 asistlik performansıyla takımının Süper Lig’e yükselmesinde önemli rol oynadı. Son olarak TFF 1.Lig’de Boluspor forması giydikten sonra futbol kariyerine ara veren Senegalli santrfor, Türkiye kariyeriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 35 yaşındaki golcü, La Liga’da edindiği tecrübelere de dayanarak Real Madrid formasıyla henüz istediği süreyi bulamayan milli yıldız Arda Güler’le ilgili düşüncelerini de aktardı.

SENEGALLİ ESKİ FUTBOLCU IBRAHİMA BALDE’NİN AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:

“TÜRKİYE’DEKİ TARAFTARLAR, BAZEN GERÇEKTEN KORKUTUCU OLABİLİYORDU”

Arjantin, İspanya, Romanya gibi liglerde de futbol oynadınız. Türkiye'deki futbol atmosferi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Giresunspor ikinci ligdeyken Türkiye’ye geldim ve bundan büyük mutluluk duydum. İlk sezonumda Giresun’daki güzel insanların beni karşılamasından dolayı gerçekten minnettarım. Ülkeyi ve güzel stadyumları tanımaktan büyük keyif aldım. Türkiye'deki taraftarlar inanılmazdı. Türkiye’deki taraftarlar; bazen çılgın, bazen komik, bazen de gerçekten korkutucu olabiliyordu. Bunları futbolun güzel bir parçası olarak görüyordum çünkü ben ateşli futbol atmosferlerini seven bir insanım.

“QUİQUE SANCHEZ FLORES, BANA ATLETİCO MADRİD’DE OYNAMA ŞANSI VERDİ”

Atletico Madrid'deki döneminde teknik direktör Quique Sánchez Flores ile çalıştınız. Tecrübeli futbol adamının futbolunuz üzerindeki etkisi hakkında neler söylemek istersiniz?

Quique Sanchez Flores, benim için ‘baba’ gibi bir teknik direktördü. Atletico Madrid’deki sürecim boyunca bana çok yardım etti ve ayrıca bana A takımda oynama şansı verdi. Quique Sanchez Flores, bana inandı. O, büyük bir karaktere sahip olan iyi bir insandı. Tutkulu ve aynı zamanda futbol bilgisi üst düzeyde olan bir teknik direktördü.

UEFA Avrupa Ligi son 16 turu play-off ilk maçında RAMS Park’ta Sparta Prag’ı Mauro Icardi’nin son dakikada attığı golle 3-2 mağlup etmeyi başaran temsilcimiz Galatasaray, deplasmanda Çekya temsilcisi Sparta Prag’a konuk olacak. Süper Lig’deki son maçında Ankaragücü’nü 3-0’la geçerek liderliği kaptırmayan sarı-kırmızılılar, bu moralle Sparta Prag deplasmanında turu geçmeye odaklandı. Sparta Prag tarihinin unutulmaz golcülerinden olan David Lafata ile bir dönem ülkemizde de oynayan Tomas Jun, kritik rövanş maçı öncesi iki ekibin avantajlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

İşte yapılan açıklamalar;

LAFATA: “G.SARAY, NE KADAR BÜYÜK BİR TAKIM OLDUĞUNU GÖSTERDİ”

"Sparta Prag, İstanbul’daki ilk maçta çok iyi oynadı ama Galatasaray ne kadar büyük bir takım olduğunu gösterdi. Çünkü Galatasaray, Sparta Prag’ın her hatasını cezalandırdı. Galatasaray'ın her hücum oyuncusu büyük kaliteye sahip. Bu oyuncuların içinde benim için ilk sırada Mauro Icardi geliyor. Icardi, Avrupa’nın en büyük oyuncularından. Icardi, ayrıca Galatasaray hücumu için çok önemli bir oyuncu. Rövanş maçında benim için favori takım Galatasaray ancak Sparta Prag için iç saha avantajı etkili olabilir. Çekya’daki atmosfer muhteşem olacak. Türk taraftarlar dünyanın en tutkulu taraftarları ama Sparta Prag taraftarlarının bulunduğu bir stadyum ortamı takımları için büyük bir avantaj olacaktır."

“UMARIM SPARTA PRAG ÜST TURA ÇIKAR AMA BU ZOR BİR İŞ OLACAK”

"Sparta Prag Teknik Direktörü Brian Priske ve ekibi, ilk maçta harika bir iş çıkardı ancak rövanşta hala yapması gereken çok işleri var. Sparta Prag, gerçekten cesur oynuyor ama böyle büyük maçlarda yakaladığı şansları değerlendirmeleri gerekiyor. Ladislav Krejci ve Veljko Birmancevic gibi önemli oyuncuların eksikliği nedeniyle Jan Kuchta ve Lukas Haraslin’e çok daha fazla iş düşecek. Ayrıca Sparta Prag, daha çok takım gibi oynamalı ve birlikte hareket etmeli. Umarım Sparta Prag bir üst tura çıkar ama bu zor bir iş olacak. Galatasaray, ilk maçta Sparta Prag’ı biraz hafife aldı fakat bence bu hatayı bir daha yapmayacaklar. Her halükârda harika bir maç izleyeceğimize inanıyorum."

TOMAS JUN: "SPARTA PRAG TUR İÇİN SAVAŞACAK”

Kocaelispor Başkanı Engin Koyun, Ertuğrul Sağlam'dan boşalan teknik direktörlük görevine Mustafa Gürsel'in getirildiğini açıkladı.

Koyun, Spor Arena'ya yaptığı açıklamada, "Ertuğrul Sağlam'la birlikte şampiyon olmayı çok arzu ettik ama olmadı. Ertuğrul Sağlam'ın kişiliği, kalitesi ve iyi niyetinden en ufak bir şüphemiz yok. Bize güzel hizmetler verdi ama bazen doku uyuşmazlığı oluyor. Bu durum zaman zaman diğer takımlarda da olabiliyor. Bu düşüşün sebebi olarak direkt Ertuğrul Sağlam'ı suçlamamak lazım. Böyle bir düşüncemiz de yok zaten. Camia bir şampiyonluk beklentisinde olduğu için müdahale etmemiz gerekiyordu. Şampiyonluğa giderken de bir değişime ihtiyacımız vardı. Ertuğrul Sağlam, örnek ve her şeyiyle beraber iyi bir karakterdir. Bunun hakkını vermek lazım. Az önce Ertuğrul Sağlam'la helalleştik. Kendisiyle en ufak bir problemimiz yoktur. Verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Teknik direktörlük için Mustafa Gürsel ve Recep Uçar'la görüştük. Recep Uçar, TFF 1.Lig'e gelmeyi kabul etmedi. Mustafa Gürsel, teklifimizi kabul etti ve anlaşma sağladık. Mustafa Hoca, yarın burada olacak." ifadelerini kullandı.

UEFA Avrupa Ligi’ndeki temsilcimiz Galatasaray, son 16 play-off turu ilk maçında Çekya’nın güçlü ekibi Sparta Prag’ı Kerem Demirbay, Ladislav Krejčí (KK) ve Arjantinli golcü Mauro Icardi’nin golleriyle 3-2 yendi. Rövanş öncesi avantaj yakalayan sarı-kırmızılılar, 22 Şubat’taki kritik maça odaklandı. Sparta Prag’la 205 maçta oynayan ve bir dönem Chelsea forması da giyen teknik direktör Jiří Jarošík; 3-2’lik mücadele, Mauro Icardi’nin performansı ve rövanş maçıyla ilgili yorumlarda bulundu.

ÇEKYALI TEKNİK DİREKTÖR JİRİ JAROSİK’İN AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:

“GALATASARAY, SPARTA PRAG’I HAFİFE ALDI AMA…”

Galatasaray'ın Sparta Prag’ı hafife aldığını, maça çok yavaş başladığını ve oyuna kötü bir başlangıç ​​yaptığını düşünüyorum. Sparta Prag ise başından itibaren aktif ve yüksek yoğunlukta oynamaya başladı. Galatasaray'ın oyuncuları önemli zorluklarla karşılaştı; orta sahada topa sahip olmakta zorlandılar ve sık sık Sparta Prag’ın kolayca yakaladığı ve hızla atağa dönüştürdüğü uzun toplara başvurdular. Maç ilerledikçe, her iki takımın da sayısız şans yarattığı yoğun bir mücadeleye tanık olduk. Sonunda zafer şanslı takımın yani Galatasaray’ın oldu. Skorun belirleyici ismi olan Icardi, en büyük gücü ceza sahası içinde ve çevresinde oynama becerisinde yatan klasik bir forvet. Hava mücadelelerinde çok başarılıydı. Takım arkadaşlarının ortaları ve pasları sık sık onunla buluşuyor. Çünkü Icardi, maçın belirleyici anlarını yakalama becerisine sahip bir futbolcu. Icardi, oyunun genel akışına çok fazla dahil olmasa da, sürekli olarak efor sarf ediyor. Ayrıca dün gece Muslera, Davinson Sanchez, Kerem Demirbay, Torreira, Mertens gibi oyuncular da iyi bir oyun sergilediler ve kalitelerini ortaya koydular.

“SPARTA PRAG, RÖVANŞTA GALATASARAY’A ÇOK AĞIR BİR ŞEKİLDE KARŞILIK VEREBİLİR”

Sparta Prag’ın, kart cezalısı kilit oyuncularının yokluğu nedeniyle zorluklar yaşayacak olmasına rağmen Sparta Prag’ın stadyumundaki atmosfer harika olacak. Yine de Sparta Prag’ın turu geçme şansı konusunda iyimserliğimi koruyorum. Galatasaray'ın bir sonraki aşamaya geçmesi için yüzde yüz çaba göstermesi gerekiyor. Sparta Prag, takım olarak Avrupa'da her zaman yüzde yüzüyle oynadı ve mücadele etti. Sparta Prag, her rakibine yaptığı gibi Galatasaray’a da rövanşta çok ağır bir şekilde karşılık verebilir.

UEFA Şampiyonlar Ligi’nde grubunu 5 puanla 3. sırada bitiren ve yoluna UEFA Avrupa Ligi’nde devam eden temsilcimiz Galatasaray, son 16 play-off turu ilk maçında evinde Çekya ekibi Sparta Prag’ı ağırlayacak. Ligde son 7 maçını da kazanan ve Fenerbahçe’nin puan kaybetmesiyle liderlik koltuğuna oturan Galatasaray, başarılı gidişatı Avrupa’nın 2 numaralı kupasında da devam ettirme peşinde olacak.

Sparta Prag’ı takip eden Çekyalı gazeteciler, iki zorlu ekibin galibiyet yolundaki avantajlarıyla ilgili düşüncelerini Spor Arena'ya aktardı.

ADAM WEİDENTHALER (CZECH RADİO): “İSTANBUL’DAKİ ATMOSFERİN OYUNCULAR İÇİN GERÇEK BİR CEHENNEM OLACAĞINA EMİNİM”

Sparta Prag’ın Galatasaray maçına iyi hazırlandığını düşünüyorum. Lig, Noel'den önce aralık ayında sona erdi ancak sonrasında Sparta Prag, İspanya'da devre arası hazırlıklarına girdi. Oradayken hazırlık maçlarında zorlu rakiplerle karşılaştılar ve iyi sonuçlar aldılar. Sparta'nın en güçlü yönü kanat bölgeleri, duran toplar ve kornerlerdir. Veljko Birmancevic'in en etkili oyuncu olacağını tahmin ediyorum. Kerem Aktürkoğlu'nun çok tehlikeli olacağına eminim, Zaha da öyle. Sparta savunmasının çok fazla zayıf noktası yok ama bir tane varsa o da stoperlerinin çok hızlı olmaması. Yani Zaha yeterince boşluk bulursa Sparta beklerini çalımlarla geçebilir.

İstanbul’daki atmosfer ile ilgili çok şey duydum ama ne yazık ki şahsen Galatasaray’ın sahasına hiç gitmedim. İstanbul’daki atmosferin oyuncular için gerçek bir cehennem olacağına eminim ancak Sparta Praglı bazı oyuncular bu atmosfere alışkındır. Sparta ve Slavia arasındaki ‘Prag Derbisi’ de çok gürültülü ve genellikle nefret dolu bir havada geçiyor. Yine de İstanbul’daki atmosfer Galatasaray için büyük bir avantaj olacaktır.

BART CERNIK (ISPORT.CZ): “BU GECE BİRKAÇ PRAG OYUNCUSU ŞOK YAŞAYABİLİR”

Sparta Prag, son birkaç aydır gerçekten güçlü bir şekilde ilerliyor. Şu anda kazanma mantalitesine sahipler. Gerçekten güzel bir devre arası geçirdiler, güçlü rakiplerle karşılaştılar ve hepsini yendiler. Kaptan ve savunma oyuncusu Ladislav Krejci, güzel bir form yakaladı. Sparta Prag, onun için La Liga'dan gelen teklifi reddetti. Muhtemelen şu anda Avrupa futbolunda en çok gol atan stoper o. Dolayısıyla Sparta Prag için büyük bir silah olacak. Sparta Prag, aynı zamanda üretken kanat oyuncusu Lukas Haraslin'in sakatlıktan dönmesi için de dua edecek ancak sol kanattaki Veljko Birmancevic de çok hızlı, zorlu ve tehlikeli. Sparta savunması çok hızlı değil. Kerem Aktürkoğlu, formda olursa büyük bir fark yaratabilir. Ayrıca Galatasaray'ın oynayabileceği yüksek pres de faydalı olabilir. Ama ben orta saha mücadelesini dört gözle bekliyorum.

Torreira-Kerem Demirbay ikilisi, Laci-Kairinen ikilisine üstünlük sağlayabilirse galibiyetin anahtarı olur.

Beşiktaş, devre arası transfer döneminin son gününde Polonya Ekstraklasa Ligi ekibi Legia Varşova’nın 22 yaşındaki kilit oyuncusu Ernest Muci’yi transfer ederek kadrosunu güçlendirdi. Arnavut oyuncu için Polonya ekibine 10 milyon Euro ödeyen siyah-beyazlı ekip, tarihinin en pahalı transferine imza attı. Legia Varşova Teknik Direktörü Kosta Runjaić, Polonya ekibinde beraber çalıştığı dönem takımının yıldızlarından olan eski öğrencisinin Beşiktaş’a transferiyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

LEGİA VARŞOVA TEKNİK DİREKTÖRÜ KOSTA RUNJAİĆ’İN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“TÜRKİYE’DEKİ FANATİK ATMOSFER MAÇLARA ÖZEL BİR HAVA KATIYOR”

Öncelikle oyuncunuzun kariyerinde yeni bir sayfa açtığı Türk futbolu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Son zamanlarda Türkiye Ligi’nden çok fazla maç izliyorum. Bunun nedeni Stefan Kuntz'un bir dönem Türkiye Milli Takımı’nın teknik direktörü olmasıydı. Onunla 1. FC Kaiserslautern'de çalıştım ve şimdi arkadaşız. Kuntz’un milli takım antrenörlüğü sırasında doğal olarak Türk oyuncular ve Türk kulüpleri hakkında çok konuştuk ve ben de televizyonda birkaç maç izledim. Bu arada, antrenörlük kariyerim biraz da İstanbul'da başladı diyebilirim. 2005 yılında Christoph Daum’un Fenerbahçe'yi çalıştırdığı sırada genç bir antrenör olarak İstanbul'da onun yanında staj yapmıştım. Yani tecrübe hazinemin içinde bir tutam da Türk futbolu var. Türkiye Ligi’nin yüksek bir kalitesi var. Stadyumlardaki fanatik atmosfer maçlara özel bir hava katıyor.

“MUCİ’NİN BİZİMLE KALMASI İÇİN MÜCADELE ETTİM”

Ernest Muci'nin Beşiktaş'a transfer süreci hakkında neler söylemek istersiniz? Avrupa'dan Muci'yi transfer etmek isteyen başka kulüpler var mıydı?

Sezon başından beri Avrupa'nın tüm üst düzey liglerinden Ernest Muci için transfer teklifleri geldi. Ernest'in Avrupa Kupası'nda gösterdiği her sağlam performansla birlikte, mali açıdan güçlü bir kulübün onun için bağlayıcı bir teklif yapması daha da olası hale geldi. Muci'nin en azından sezon sonuna kadar bizimle kalması için mücadele ettim. Çünkü sadece takım olarak ondan faydalanmakla kalmayacağımızdan, performansının onu daha da ön plana çıkaracağından emindim. Ama işler farklı bir şekilde gelişti.

Kocaelispor altyapısında yetişen ve buradaki performansıyla Süper Lig kulüplerinin dikkatini çeken 22 yaşındaki futbolcu Gökdeniz Bayrakdar, 2020 yılında Antalyaspor’a transfer oldu. Akdeniz ekibinde toplam 86 maçta forma giyen ve takımına 16 gol, 3 asistlik katkı sağlayan Bayrakdar, 2023 yılının ikinci devresinde kiralık olarak Bodrumspor forması giydi. Bodrumspor’daki harika futboluyla geçen yıl takımının Süper Lig yolunda play-off finali oynamasına yardımcı olan 22 yaşındaki yetenek, sezon başında bu kez bonservisiyle Bodrumspor’a transfer oldu. Şimdiye kadarki performansını değerlendiren genç yıldız; A Milli Takım hedefi, Avrupa hayali, Antalyaspor’da beraber çalıştığı teknik direktörler Nuri Şahin ve Ersun Yanal ile ilgili açıklamalarda bulundu.

“FENERBAHÇE, BENİ TRANSFER ETMEK İSTEDİ AMA ‘BİZ SENİ YOLLAMAYACAĞIZ’ DEDİLER”

Soru: Kocaelispor’un altyapısında forma giydiğin ilk sene Akademi Ligi’nde attığın 16 golle dikkat çekmiştin. Altyapıdaki başarılı sürecin ve performansınla ilgili neler söylemek istersin? Performansından dolayı ayrıca bu dönem Süper Lig ekipleriyle ismin anılıyordu.

Gökdeniz Bayrakdar: Kocaelispor’a gitmeden önce amatör kulüplerde oynamıştım. Daha sonra Kocaelispor’un seçmeleri olmuştu. Katıldığım seçmelerde seçildim. İlk sene Akademi Ligi kurulmuştu, ondan önce böyle bir lig yoktu. Benim şansıma o sene bu lig kurulmuştu. O sene takım olarak iyi zamanlar geçirmedik ama sezon benim için iyi geçmişti. O sene Akademi Ligi’nde 16 gol atmıştım. Ayrıca Fenerbahçe gibi büyük takımlara da gol atmıştım. Ondan sonra beni profesyonel yaptılar. Kocaelispor’da transfer yasağı olduğu için ilk 2 sene benim için çok önemliydi. Maçlarda oynuyordum. 3.senemde transfer yasağı kalkınca takım bayağı bir iyi seviyeye gelmişti. Ben de orada 13 gol ve 7 asistle kendimi gösterince Antalyaspor’a transfer oldum. Akademi Ligi’nde 16 gol attığım sene henüz profesyonel olmamıştım. Fenerbahçe’nin ilgisi olduktan sonra kulübüm bir bonservis talep etti. O dönem transfer yasağı da olduğu için, ‘Biz seni yollamayacağız’ dediler ve daha sonra beni profesyonel yaptılar.

“KULÜBÜM BONSERVİS KONUSUNDA BEŞİKTAŞ İLE ANLAŞMIŞTI AMA…”

Soru: Kocaelispor’da 3 sezonda 85 maça çıkıp 21 gol 8 asistlik performansınla Süper Lig kulüplerinin ilgisini çekmiştin. O dönem gelen transfer teklifleri başta olmak üzere Antalyaspor’u tercih etme sebeplerini anlatır mısın?

Gökdeniz Bayrakdar: O dönem Beşiktaş ve Antalyaspor transfer teklifinde bulundu. Beşiktaş’la anlaşmıştım. Kulübüm de bonservis konusunda Beşiktaş’la anlaşmıştı. Daha sonra Antalyaspor’un teklifi olunca oraya gitmek için karar aldık. Ben oynayabileceğim bir kulübe gitmek istiyordum. Sonuçta Beşiktaş da çok büyük bir camiaydı. Bazı şeyleri adım adım yapmak gerekiyor. Ben de Antalyaspor’u bir basamak olarak düşündüm. Tabii ki de Antalyaspor da büyük bir camia. Orada da oynamak benim için çok mutluluk vericiydi. Antalyaspor’daki ilk senemde şans bulmuştum. Benim için çok iyi geçti ve hatta milli takıma kadar gidecektim. Olmadı, sonra sakatlık yaşayınca diğer senelerde biraz düşüş yaşadım.

Beşiktaş, transferin son gününde Hollanda 2. Lig ekiplerinden De Graafschap’ta forma giyen Başar Önal’ı gündemine almıştı.

19 yaşındaki sol kanat için TFF'de lisans kaydı açılmıştı ancak transfer çekleşmemişti.

TRANSFER İPTAL Mİ OLDU?

Spor Arena'dan Muhammet Duman'ın "Başar Önal'ın transferi neden iptal oldu?" sorusuna yanıt veren De Graafschap Sportif Direktörü Peter Bijvelds, "Türkiye'den 3 kulüp Başar ile ilgilendi. Beşiktaş da bunlardan biriydi. Transferin iptal olması gibi bir durum yok çünkü bu süreçte Beşiktaş'tan hiç resmi bir teklif almadık. Başka bir kulüpten aldık ama bu Türkiye'den değildi" ifadelerini kullandı.

Bu sezon De Graafschap formasıyla 26 resmi maça çıkan Başar Önal bu karşılaşmalarda 7 gol, 4 asistlik skor katkısı sağladı.

2011 yılında Valencia’dan Beşiktaş’a transfer olan ve orta sahadaki başarılı oyunuyla takımda yıllarca adeta maestro görevi gören Portekizli eski futbolcu Manuel Fernandes, Beşiktaş’taki dönemiyle ilgili önemli itiraflarda bulundu. Fernandes; Portekizli teknik direktör Fernando Santos, Süper Lig’deki şampiyonluk yarışı ve EURO 2024 Grubuyla ilgili düşüncelerini aktardı.

“3-2 KAZANDIĞIMIZ BEŞİKTAŞ-FENERBAHÇE MAÇINI UNUTAMIYORUM”

Kariyeri boyunca birçok ligde mücadele ettiğini fakat Süper Lig’in farklı olduğunu vurgulayan Fernandes, “İngiltere, İspanya, Rusya ve Portekiz gibi ülkelerde futbol oynadım ama Türkiye'de futbolun yaşanış şekli çok özeldir. Taraftarların oluşturduğu iyi bir atmosfer var ve maçlar eğlenceli geçiyor.” dedi. Beşiktaş’taki dönemini değerlendiren ve kulübün o dönem maddi zorluklar yaşadığına dikkat çeken 38 yaşındaki eski yıldız, “Futbolcular olarak bizden o dönem çok fazla beklenti vardı ama gerçekte takım olarak yeterince başarılı olamadık. Beşiktaş’ta güzel anlarımız oldu ama bana göre yeterli değildi. Kulübün mali durumu göz önüne alındığında, diğer büyük takımlarla rekabet etmekte daha fazla zorlandığımız açıktı. Yine de daha iyisini yapabileceğimize inanıyorum.” ifadelerini kullandı. İnönü Stadyumu’nun atmosferinden bahseden Manuel Fernandes, “İnönü Stadyumu’nda maç kazanmamıza yardımcı olacak türden çok iyi bir atmosfer vardı. Bu atmosferde oynadığımız, aklıma gelen ve unutamadığım maç İnönü Stadyumu'nda son dakika golüyle 3-2 kazandığımız Beşiktaş-Fenerbahçe maçıydı.” diye konuştu.

“BEŞİKTAŞ’TAN AYRILDIKTAN SONRA FENERBAHÇE VE GALATASARAY’DAN TEKLİF ALDIM”

Beşiktaş’ta oynadığı dönem içinde kalan ukdeyi paylaşan ve Süper Lig’in diğer büyük takımlarından da transfer teklifi aldığını belirten Fernandes, şöyle devam etti: “Beşiktaş’taki ana hedefim, Süper Lig’i kazanmak ve Şampiyonlar Ligi’nde oynamaktı. Beşiktaş’ta birçok teknik direktörle çalıştım ama kısa bir süreliğine de olsa Bernd Schuster ve Carlos Carvalhal'la çalışmayı daha çok sevmiştim. Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra yıllar içinde Galatasaray ve Fenerbahçe'den teklifler aldım ama hiçbiri gerçekleşmedi. Bunun nedeni muhtemelen gelen tekliflerin zamanlamasıyla alakalıydı.”

“FERNANDO SANTOS’UN TAKIM İÇİN DOĞRU KİŞİ OLUP OLMADIĞINI ZAMAN GÖSTERECEK”

Beşiktaş’ın geçen ay göreve getirdiği Portekizli teknik direktör Fernando Santos’un yeni görevini de değerlendiren eski orta saha, temkinli konuştu. Fernandes, “Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü Fernando Santos, tecrübeli bir teknik direktör ama takımın ve kulübün ihtiyacı olan kişi olup olmadığını zaman gösterecek. Her şey kulübün ona zaman vermeye istekli olup olmadığına ve takımın durumunu iyileştirmek için bu zamanı hak edip etmediğine bağlı.” dedi. Son haftalarda eleştiri oklarının hedefi olan vatandaşı Gedson Fernandes’e tavsiyelerde bulunan Portekizli eski yıldız, “Gedson Fernandes’e her şeyden önce futboldan keyif almasını söylemek istiyorum. Gelenekleri olan köklü bir kulüpte oynuyor ve Türk futbolu onun oyun tarzına uygun.” diye konuştu. Süper Lig’de Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki şampiyonluk yarışına da değinen 38 yaşındaki Portekizli, “Süper Lig’deki şampiyonluk mücadelesi sadece şansla ilgili olmayacak. Şu anda Galatasaray'ın üstünlüğü ve avantajı var. Aynı zamanda fikstür de Süper Ligi kimin kazanacağını belirlemeye yardımcı olacak.” ifadelerini kullandı.

Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'in 24. haftasında konuk ettiği Trabzonspor'u 2-0 yenerek 3 maçlık galibiyet hasretine nokta koymuştu. Siyah - beyazlılara 3 puanı getiren golleri ise Semih Kılıçsoy kaydetmişti. Son haftalarda Beşiktaş'ın gol yükünü üstlenen genç futbolcunun performansı ise futbol kamuoyunun gündemine oturmuştu.

Siyah - beyazlıların unutulmaz futbolcularından İbrahim Toraman da Semih Kılıçsoy'un ortaya koyduğu oyunu Spor Arena'ya değerlendirdi. Toraman, 18 yaşındaki futbolcuyu Antonio Cassano'ya benzetti.

İşte İbrahim Toraman'ın sözleri;

"OYUN TARZLARI ÇOK BENZİYOR"

"Semih Kılıçsoy, güçlü ve vuruşları iyi, potansiyeli yüksek olan bir oyuncu. Semih, Beşiktaş’ın içinde bulunduğu durumdan çıkabilmiş biri. Bu çıkışını devam ettirip eksiklerini giderdiği takdirde çok iyi yerlere gelecektir. İkili mücadeleden kaçmıyor, takipçiliğinde ısrarcı ve aklında hep gol var. Fakat oyunun iki yönünü oynayabilmeyi geliştirmesi gerekiyor. Ayrıca oyunun içinde daha çok var olması lazım. Semih’in oyun tarzını hem topa vuruş stili hem de iki ayağını kullanmasından dolayı eski İtalyan futbolcu Antonio Cassano’ya benzetiyorum."

Ajax ve Liverpool gibi Avrupa’nın üst düzey takımlarında oynayan, 2013 yılında adım attığı Türkiye kariyerinde Beşiktaş’la Süper Lig, Galatasaray’la Süper Kupa şampiyonluğu yaşayan eski futbolcu Ryan Babel, Süper Lig’de son günlerde öne çıkan konularla ilgili düşüncelerini aktardı.

“SEMİH KILIÇSOY’UN KENDİNE AİT TARZI VAR”

Son haftaların formda ismi olan Beşiktaş’ın 18 yaşındaki yıldızı Semih Kılıçsoy’un performansını değerlendiren Babel, “Semih gibi yeni yeteneklerin kendini dünyaya tanıttığını görmek her zaman güzeldir. Semih, hem Beşiktaş hem de Türk futbolu için yeni bir yetenektir. Semih'in kendine has bir tarzı olduğunu düşünüyorum. Onu diğer oyuncularla karşılaştırmalı mıyız emin değilim çünkü bu otomatik olarak ondan beklentiler doğuracaktır. Kendisini en iyi şekilde geliştirmesi için ona imkân tanımalıyız.” dedi.

“CESC FABREGAS, FORVET OLARAK OYNAMIŞTI. SEMİH KILIÇSOY DA…”

EURO 2024’te de forma giymesi beklenen Semih Kılıçsoy’un oynadığı pozisyonla ilgili konuşan Ryan Babel, “Semih’in, EURO 2024’te hem santrafor hem de kanat forvet olarak oynayabileceğini düşünüyorum. Bu durum Montella’nın ondan ne beklediğine ve etrafındaki diğer oyuncularla nasıl uyum sağlayacağına bağlı. Cesc Fabregas'ın İspanya Milli Takımı'nda bir kez forvet olarak da oynadığını hatırlayın çünkü oyun tarzı ve etrafındaki diğer oyuncular onun bu pozisyonu çok iyi oynamasını sağladı. Yani her şey taktiğe ve stratejiye bağlı.” ifadelerini kullandı.

“BEŞİKTAŞ’IN, AİT OLDUĞU ZİRVEYE GERİ DÖNECEĞİNİ BİLİYORUM”

Beşiktaş'ın sıkıntılı bir döneme girmesinin talihsiz bir durum olduğunu ama her şeyi toparlayacaklarına inandığını dile getiren Hollandalı eski yıldız, “Beşiktaş’ın, ait oldukları zirveye geri döneceklerini biliyorum. Beşiktaş’ın, Fernando Santos gibi iyi bir teknik direktörü var ama benim için yönetim kurulunun ne yapacağı daha önemli. Yönetimin bu süreçteki kararları kulübün yolculuğunu etkiliyor. Teknik direktör tek başına bir şeyler yapamaz.” diye konuştu.

Süper Lig ekibi Kayserispor'da transfer tahtasının açılması için yoğun çaba sarf ediliyor.

FIFA'nın usulsüz işlemlerden dolayı verdiği transfer yasağı cezası nedeniyle 9 Şubat'ta sona erecek ara transfer döneminde kadrosuna takviye yapamayan Kayserispor'da çalışmalar hız kazanırken Başkan Ali Çamlı'dan açıklama geldi.

FIFA’daki 4 dosyayı kapattıklarını kaydeden Çamlı, 2 dosyalarının kaldığını belirtirken "Transfer tahtası henüz açılmadı. Bernard Mensah, Rio Ave Kulübü, Boavista Kulübü ve bir de FIFA’dan usulsüz işlemlerden dolayı gelen bir ceza vardı. Bugün bu 4 dosyayı kapattık. Bertolacci ve Denis Alibec dosyaları olmak üzere son 2 dosyamız kaldı. Uğraşıyoruz, inşallah yarın bunların altından kalkacağız. Tabii ki kolay olmuyor bu işler. Konuştuğumuz bu 6 dosyanın toplam bedeli 5 milyon Euro. Bu durum tamamen kötü yönetim, iş bilmeden yapılan işlerin Kayseri’ye maalesef verdiği hasardır. Yapacak bir şey yok, temizleyeceğiz Allah’ın izniyle. Yüzümüzün akıyla bu işin içinden çıkacağız. " açıklamasını yaptı.

2023-24 yılı ara transfer dönemi 9 Şubat'ta sona erecek.

Türkiye, 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsılmıştı. Binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği felaket, spor dünyasını da derinden vurmuştu. Maalesef birçok sporcu, yaşanan depremlerde hayata gözlerini yummuştu.

Yeni Malatyaspor kalecisi Ahmet Eyüp Türkaslan da hayatını kaybeden sporcular arasında yer alıyordu. Enkazdan cansız bedenine ulaşılan Türkaslan'ın o dönemki teknik direktörü Yılmaz Vural, takım arkadaşı Yakup Alkan ve avukat Burak Kocagöncü, 7 Şubat'taki kayıp hakkında Spor Arena'dan Muhammet Duman'a konuştu.

VURAL: "EĞER TAKIMA İZİN VERMESEYDİK..."

Yılmaz Vural'ın sözleri şu şekilde;

"Ahmet, birlikte çok kısa bir süre çalışsak da çok güzel bir çocuktu. Biz Rize maçından döndükten sonra eşi Malatya’da olduğu için o otobüsle geri dönmüştü. Takıma o gün izin vermiştik. Cumartesi gecesi Rize maçını oynadık. Ahmet ve bazı kulüp çalışanları otobüsle Malatya’ya döndü. Ertesi gün deprem oldu. Hemen yardımcı antrenörlerimi topladım, hep beraberdik. Sabiha Gökçen’den Elazığ’a gittik. Normalde Elazığ’dan Malatya’ya 1 saatte gidersiniz ama 5-6 saat sürmüştü. Hava -22 dereceydi, yollar resmen patlamıştı. Ahmet’in cenazesini Gaziantepli olduğu için oraya götürdük ve defnettik. Eğer takıma izin vermeseydik aynı evde kalan oyuncular da olduğu için daha çok vefat eden oyuncular olabilirdi. Çok şükür takıma iyi ki izin vermişiz. Ahmet gibi diğer kardeşlerimizi de kaybedebilirdik. Ahmet, hala içimizde yaşıyor. O, çok sevdiğimiz bir kardeşimiz. Eşi de enkazdan çıkarıldı. Ahmet, çok uyumlu ve takımdaki arkadaşları tarafından sevilen bir oyuncuydu. Ahmet 2.kaleci konumundaydı ama hiçbir problem çıkarmazdı. Hocalarına saygılı bir futbolcuydu. Hepimiz şok olduk, ona çok alışmıştık. Ahmet’le çok güzel ilişkilerimiz vardı. Hiçbir zaman futbolcu-antrenör ilişkisi içinde değildik. Aramızda baba-oğul gibi bir iletişim vardı."

ALKAN: "FUTBOL CAMİASININ EN İYİ İNSANLARINDAN BİRİYDİ"

Yakup Alkan'ın ifadeleri ise şöyle;

2 Eylül 2020: Galatasaray, bir süredir İstanbul'da kulüple sözleşme imzalamak için bekleyen 22 yaşındaki Kerem Aktürkoğlu'nun transferini resmen açıkladı.

Başakşehir altyapısından ayrılan ve önce 3. Lig ekibi Karacabey Belediyespor'da, ardından 2. Lig ekibi 24 Erzincanspor'da birer sezon geçiren genç Kerem, Türkiye Kupası'nda oynanan Beşiktaş maçında kalitesini tüm Türkiye'ye göstermiş, takip eden sezonda ise Sarı-kırmızılı kulübün yolunu tutmuştu.

HALI SAHALARIN ARANAN YETENEĞİ

Başakşehir altyapısında oynadığı dönemde bir halı saha uygulaması olan 'rakipbul'da ücreti mukabilinde maçlara çıkan Kerem Aktürkoğlu, uygulamanın en çok aranan isimlerindendi.

BAŞAKŞEHİR'DE KAYIP 4 YIL

Nisan 2022'de verdiği röportajda Başakşehir altyapısında yaşadıklarını anlatan Kerem, futbol gündemini sarsan sözler kullanmıştı.

Röportajda özetle "Askerlik gibiydi, 4 yılım çalındı, top kaybettin diye küfürler eden antrenör vardı, bir çocuğa nasıl böyle davranırsınız" şeklinde ifadeler kullanan Kerem'e, dönemin Başakşehir teknik direktörü Emre Belözoğlu da yanıt vermiş ve "Biz de küçükken yaşadıklarımızı anlatsak kitap olur." demişti.

Son yıllarda Semih Kaya, Okay Yokuşlu, Aytaç Kara, Cenk Özkacar, Kazımcan Karataş gibi yetenekleri Türk futboluna kazandırmasıyla bilinen İzmir’in köklü ekibi Altay, bir oyuncusunu daha Avrupa’ya göndermenin gururunu yaşadı. Altay altyapısında yetişen ve İzmir ekibiyle toplam 42 maçta forma giyen 18 yaşındaki genç yıldız adayı Efe Sarıkaya, Fransa Ligue 2 ekiplerinden Grenoble’ye transfer oldu. Bu sezon TFF 1.Lig’de oynadığı futbolla adından söz ettiren Sarıkaya, Altay’daki günleri başta olmak üzere yeni takımındaki hedefleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. U19 Milli Takımıyla 8 maça çıkan ve 2 gol kaydeden başarılı savunmacı, A Milli Takım hayallerini de anlattı.

“HEM KULÜBÜMÜ HEM DE ÜLKEMİ EN İYİ ŞEKİLDE TEMSİL EDECEĞİM”

SORU-1: Altay altyapısında son yıllarda Semih Kaya, Okay Yokuşlu, Aytaç Kara, Cenk Özkacar, Kazımcan Karataş gibi oyuncular yetişerek Süper Lig’in ve daha sonra da Avrupa’nın yolunu tutmuşlardı. Altay altyapısında yetişmiş bir oyuncu olarak bu geleneği devam ettirmek nasıl bir duygu?

Altay Spor Kulübü, zaten çok büyük bir camia. Ben de bu isimlerin arasında olduğum için çok mutluyum. Hem takımımı hem de ülkemi en iyi şekilde temsil edeceğim. Kazımcan ve Cenk ağabeylerimle hep iletişim halindeyiz. Bana hep öğüt verdiler. Bana neler yapmam gerektiğini söylediler. Cenk Özkacar ağabeyle zaten aynı mevkide oynadığımız için maçlarını hep takip ediyorum. Onların izinden gidiyorum.

“İNŞALLAH BURADAN AVRUPA’NIN DAHA BÜYÜK KULÜPLERİNE TRANSFER OLURUM”

SORU-2: Bir dönem Olivier Giroud ve Sofiane Feghouli gibi yıldızların yetiştiği, şu an Ligue 1’e yükselme yolunda avantajlı konumda bulunan Grenoble Foot 38 takımına transfer oldun. Transferle ilgili duygularını ve yeni ekibindeki hedeflerini anlatır mısın?

İlk hedefim Avrupa’da oynamaktı. Bu hedeflerim doğrultusunda burasını bir basamak olarak görüyorum. Buradan inşallah Avrupa’nın daha büyük kulüplerine transfer olarak oralarda da kariyerimi sürdürürüm. Sofian Feghouli ve Olivier Giroud’u takip ediyordum. Giroud, zaten bildiğimiz büyük bir futbolcu. Onu da örnek alıyorum ve beğeniyorum.

Futbola Borussia Dortmund altyapısında başlayan ve dünyaca ünlü teknik adam Jürgen Klopp tarafından A takıma çıkarılan Yasin Öztekin, burada 2 resmi maçta forma giydi. 2011 yılının devre arası transfer döneminde Gençlerbirliği’ne transfer olarak Türkiye kariyerine başlayan Öztekin, sırasıyla Trabzonspor, Kayseri Erciyesspor, Galatasaray, Göztepe, Sivasspor ve Samsunspor formaları giydi. Galatasaray’da 2 Süper Lig, 2 Türkiye Kupası ve 2 Süper Kupa şampiyonluğu yaşayan 36 yaşındaki yıldız oyuncu, Fatih Terim tarafından davet edildiği A Milli Takım'da 6 kez forma giydi. Şimdilerde TFF 1.Lig’e yükselme mücadelesi veren Bucaspor 1928’de forma giyen tecrübeli futbolcu; Bundesliga, Trabzonspor ve Galatasaray’daki dönemleriyle ilgili özel açıklamalarda bulundu. Öztekin, TFF 1.Lig hedeflerinin yanı sıra futbol kariyeriyle ilgili geleceğe dair planlarını da aktardı.

“ŞAMPİYON OLUP TFF 1.LİG’E ÇIKMAK İSTİYORUZ. O YÜZDEN ÇOK ÇALIŞIYORUZ”

Bucaspor’da şimdiye kadar 18 resmi maçta görev aldın. Ligde 38 puanla 6.sırada yer alıyorsunuz. TFF 1.Lig’e yükselme yolundaki performansınızı ve hedeflerinizi değerlendirir misin?

İlk defa 2.lig’de oynuyorum. Benim için çok büyük bir tecrübe oldu. Sezonun ilk günlerinden bugüne kadar çok karmaşık ve değişik bir 5-6 ay geçti. Saha içinde ve saha dışında sıkıntılar vardı. Sezon başında 40-45 oyuncumuz vardı. Devre arasından önce 13 tane oyuncuyla maça gitmişliğimiz var. Aslında tam olarak kendimi futbola veremedim diyebilirim. Ona rağmen Van maçı hariç 17 maçı kaybetmedik. Bu karmaşıklık içinde aslında bu çok büyük bir başarı. İkinci yarıda yeni arkadaşlarımız geldi. Hedefimiz her zaman zaten belliydi. Şampiyon olup TFF 1.Lig’e çıkmak istiyoruz. O yüzden çok çalışıyoruz. Takımıma ve hocalarıma güveniyorum. İnşallah iyi ve disiplinli bir şekilde oynayıp, konsantre olup, her maçı final maçı gibi görüp, en kötü Play-Off’tan TFF 1.Lig’e çıkmak istiyoruz. Saha içinde ve saha dışında sıkıntılar vardı ama Cüneyt Hoca geldikten sonra takım toparlanmaya ve daha iyi olmaya başladı.

“JÜRGEN KLOPP YANIMA GELDİ VE ‘BUNDAN SONRA HEP BİZİMLESİN’ DEDİ”

Borussia Dortmund’daki döneminde Jürgen Klopp önderliğinde 2011 yılında Bundesliga şampiyonluğu yaşayan kadrodaydın. Klopp felsefesinin futbolunuza olan etkisi ve o dönemki şampiyonluk kadrosu hakkında düşüncelerini anlatır mısın?

8 yaşındayken Borussia Dortmund’da oynamaya başladım. 13 sene boyunca tüm kategorilerde oynadım. U23 takımıyla antrenman yaparken yan taraftaki sahada da profesyonel takım antrenman yapıyordu. A takım, 11’e 11 maç yapacaktı ama orada 2-3 kişi eksikti. Beni ilk defa orada çağırdılar ve hemen A takıma geçtim. O gün hayatımın en iyi idmanlarından birini yaptım diyebilirim. O gün antrenman maçında sol kanatta oynadım. Antrenmandan sonra Jürgen Klopp geldi ve bana sarıldı. Klopp, ‘Bundan sonra hep bizimlesin’ dedi. O hafta içi hemen profesyonel sözleşme imzaladım ve birkaç gün sonra ilk maçıma çıktım. O süreç benim için muhteşemdi ve 13 senedir beklediğim bir andı. Benim için büyük bir fırsattı ve beklediğim bir şeydi. Öyle bir şans geldiği için çok mutluydum. İlk zamanlarda Dortmund’da bazı maddi sıkıntılar vardı. O zamanlar gençlere önem veriyorlardı ve böylece şans geldi. Çok iyi bir takım yoktu ama Jürgen Klopp’un öyle bir sistemi ve antrenman programı vardı ki bir oyuncu otomatik olarak bir yerden başka bir seviyeye çıkıyordu. Klopp, bütün gittiği takımlarda hep aynısını yaptı. Onun antrenmanları çok ağır. Aynı şekilde çok disiplinli birisi ve antrenmanları maç gibi geçiyordu. Muhteşem bir antrenman programı vardı. Onun antrenman programını uygulayan bir futbolcu, bir seviyeden başka bir seviyeye çıkıyordu. Ben de orada seviye atladım diyebilirim. 2011’de Türkiye’ye geldim ama orada yaptığım antrenmanları maalesef burada hiçbir takımda yapamadım. B. Dortmund’da o sene kadro çok iyi değildi ama antrenmanlardaki o disiplin ve sistemle beraber bütün oyuncular otomatik olarak zaten 2-3 kat üzerine koydukları için bu durum sahaya da yansıyordu. Sonra yeni oyuncuların gelmesiyle takım biraz daha düzelmeye başladı ve o sene Bundesliga şampiyonluğu geldi. Ben devre arasında takımdan ayrılmıştım. Jürgen Klopp, çalıştığım en iyi hoca diyebilirim yani.

La Liga'nın 21. hafta maçında zirve mücadelesi veren Real Madrid ile Las Palmas karşı karşıya gelirken Gran Canaria Stadı'nda oynanan maçta 1-0 geriye düşen Real Madrid, geri dönerek mücadeleyi 2-1 kazandı.

6.5 ay süren sakatlık dönemini atlattıktan sonra Kral Kupası ve Süper Kupa'da görev alan Arda Güler, La Liga'da ilk maçına Las Palmas karşında çıktı. Arda Güler, Las Palmas - Real Madrid maçının 81. dakikasında oyuna girerek La Liga'da ilk maçına çıktı. Karşılaşmada çok istekli bir görüntü ortaya koyan Arda, 90+8. dakikada gole çok yaklaştı.

Muhabirimiz Muhammet Duman, İspanyol gazetecilere Arda Güler'i ve milli oyuncunun ilk maç performansını sordu. İşte aldığımız yanıtlar:

MARİO DE LA RİVA (DİARİO AS): "ARDA ARTIK İYİ BİR SEÇENEK"

Arda Güler'in La Liga'daki ilk maçında aldığı sürenin takımdaki rolünde bir değişikliğin başlangıcı olabileceğini düşünüyorum. Maç berabere giderken oyuna girdi. Bu da Ancelotti'nin tıpkı İspanya Süper Kupası yarı finalinde olduğu gibi takımın 'tamamen hücum' düşündüğü dönemlerde onu iyi bir seçenek olarak gördüğünü gösteriyor. Arda, Las Palmas maçında üçüncü golü atma şansını da yakaladı. Bu pozisyona girmesi yaşadığı sakatlıklardan sonra sağlığına %100 olarak kavuştuğunu gösteriyor.

"TARAFTARLAR ARDA’YI BERNABEU’DA GÖRMEK İÇİN SABIRSIZLANIYOR"

Bursaspor altyapısında yetişen ve oynadığı futbolla adından söz ettiren Ali Akman, 2021 yılında E. Frankfurt’a transfer oldu. Fazla forma şansı bulamadığı Alman ekibinden sırasıyla NEC Nijmegen ve Göztepe takımlarına kiralık olarak gönderilen 21 yaşındaki forvet, sezon başında bonservisiyle beraber Belçika 2.Lig ekibi FCV Dender EH’e transfer oldu. Belçika ekibinde şimdiye kadar 9 maça çıkan ve takımına 5 gol, 1 asistlik katkı sağlayan Akman, eski günlerine dönüş sinyali verdi. 10 kez Ümit Milli Takım’ın formasını giyen genç yıldız adayı, performansı başta olmak üzere hedefleriyle ilgili düşüncelerini aktardı.

RÖPORTAJI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

“BELÇİKA’DA OYNAMAK BENİM İÇİN YENİ BİR MÜCADELE”

Sezon başında bonservisinle Belçika 2. Lig ekibi Dender'a transfer olmuştun. Öncelikle Belçika’daki günlerin nasıl geçiyor, neler yapıyorsun? Oradaki futbol atmosferinden bahseder misin?

Öncelikle burada oynamak benim için yeni bir mücadele. Bunu en başından beri bilerek geldim. Avrupa kariyerim ilk olarak Almanya ile başlamıştı. Daha sonra Hollanda’da oynamıştım. Şimdi Belçika’dayım. İlk başta insan sevdiklerini ve memleketini özlüyor ama Avrupa’daki ülkeler birbirine benzediği için aslında bir yabancılık hissetmiyorum. Eşim bana çok güzel destek oluyor. Belçika’da biraz daha fiziksel mücadeleye dayalı oyun oynandığını en başından beri biliyordum. Geldiğim ilk günden beri fiziksel olarak çok yol kat ettim. Sezon başında iyi bir kamp geçiremesem de sonrasında gelen şansı güzel bir şekilde değerlendirdim. Şu an her şey iyi gidiyor. Umarım böyle devam eder.

“BURADA KENDİMİ BULDUM, ÖZGÜVENİMİN ARTTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Şimdiye kadar takımına 9 maçta 5 gol ve 1 asistle katkı sağladın. Ali Akman, Belçika'da kendini buldu diyebilir miyiz? Bireysel performansınla ilgili neler söylemek istersin?

Geçen sene oynayamadığım ve iyi süreler alamadığım için insan kendisine nasıl oynayacağım acaba? diye soruyor. Bir futbolcu için maç oynamamak çok kötü bir duyguymuş. Geçen sene sonuna kadar bu duyguyu yaşadım diyebilirim. Burada da sezon başında oynamıyordum aslında ama gelen şansları iyi değerlendirdikten sonra farklı oluyor. Benim için aslında çok güzel geçiyor ve Belçika’da kendimi buldum. Özgüvenimin de arttığını düşünüyorum. Çünkü bir oyuncu oynadıktan sonra sahada kendi özelliklerini ve yeteneklerini gösterebiliyor. Bundan dolayı çok mutluyum. Gol ve asist kaydetmesem bile ben kendimi öncelikle fiziksel olarak hazırlamaya başlıyorum. Hedeflerimiz her zaman çok iyi yerlerde oynamak. Futbolda fiziksel olarak iyi olmak zorundasınız, yoksa olmuyor yani. O yüzden Dender’ın bana o anlamda çok şey kattığını düşünüyorum. Fiziksel olarak güçlendikçe kendi yeteneklerimi sahaya yansıtabiliyorum. Gollerimin yanında oyun içinde takıma sağladığım katkı da beni çok mutlu ediyor. Onlara da çok özen gösteriyorum. Güzel süre alıp, oynadığım maçlara baktığım zaman beni mutlu eden işler oldu. İnşallah böyle devam edeceğim.

Ampute Milli Takımı'nda futbolculuk ile teknik direktörlük yapan gazi Osman Çakmak, Süper Lig ekiplerinden Sivasspor'un yardımcı antrenörü oldu.

"TAKIMDAKİ GÖREVİM; GENÇLERLE İLGİLİ PROJELERİ HAYATA GEÇİRMEK"

Teknik Direktör Bülent Uygun'la birlikte Sivasspor'un başarısı için çaba sarf edecek olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Osman Çakmak, "Bülent Hoca’ya karşı asker selamına olan ilgimden dolayı eskiye dayanan bir merakım vardı. Bülent Hoca, daha önce Sivas’tayken ben dernek başkanıydım. Ziyaretine gidip geliyorduk. 2017 yılında Avrupa Şampiyonu olduktan sonra, ‘Mütevaziliğinden dolayı seni tebrik ediyorum. Güzel birlik ve beraberlik mesajları veriyorsun. İnşallah bir gün beraber çalışırız, kendini geliştirmeye bak’ demişti. Ben de hoca olduktan sonra zaten kurslarımı Bülent Hoca’nın yanında tamamlamıştım. Kayseri, Denizli ve Rize’ye gittim, kendimi geliştirdim. Bülent Hoca, ‘Gel, seni ekibe alıyorum. Sivas’ta beraber çalışalım. Kendini daha çok geliştirirsin. Potansiyelin, zekân ve iletişimin yüksek’ demişti. Takımdaki görevim; Bülent Hocamın gençlerle ilgili yapmış olduğu projeleri hayata geçirmektir." diye konuştu.

"TÜRK FUTBOLUNA YENİ İSİMLER KAZANDIRMAK İSTİYORUZ"

Sivasspor'da Türk futbolu için genç yetenekleri yetiştirmek istediklerini kaydeden Osman Çakmak, "Buradan Ziya Erdal, Hakan Arslan, Yunus Emre Konak gibi oyuncular çıkarıp Türk futboluna kazandırmak istiyoruz. Futboluyla ülkemize hizmet edecek kardeşlerimizi çıkarmayı hedefliyoruz. Bülent Hoca’nın ekibinde, onun liderliğinde başarılı olmak istiyorum, en büyük amacım bu. Takımda mükemmel bir hava var. Oyuncular bizi bağrına bastı. Mecnun Başkan zaten bir efsane. Güzel bir yönetim ve aile ortamı var. Sivasspor’un yeniden o eski günlerine bir dönüş olacak inşallah. Bülent Hoca, bununla ilgili gece 3’lere kadar çok çalışıyor." dedi.

Trendyol 1. Lig’in 19. haftasında deplasmanda karşı karşıya geldiği Gençlerbirliği’ne 3-1'lik skorla mağlup olan Sakaryaspor'da hakem kararlarına tepki gösterildi.

"SAHADA TEHDİTVARİ KONUŞMALAR VAR"

Hakemleri art niyetli kararlar verdiğini söyleyen Sakaryaspor Futbol Şube Sorumlusu Semih Çiftçi, Hakemler çok art niyetliydi. İkinci yarıda penaltı pozisyonu oldu. ‘Hocam, penaltı yok. Pozisyonu Var’da göstersinler” diyoruz. Hakem de, ‘Hayır! Sesini çıkarma. Konuşma yoksa sarı kart veririm’ diyor. Bir de bizi yan hakemler tehdit ediyor ve konuşturmuyorlar. İtiraz edene sarı kart veriyorlar. Sahada tehditvari konuşmalar var. Kendimizi ifade edemiyoruz. İkinci goldeki pozisyonda rakip oyuncu Rotman’ı güreş yapar gibi yere indiriyor. Bunu nasıl göremezler? İnanılmaz, anlayamıyoruz. Hakemlerin bu kararlarına anlam veremedik. Bu kararlardan dolayı TFF’ye ve MHK’ye sesimizi duyurmak istiyoruz. Bunlar nasıl oluyor, neye göre bu kararlar veriliyor? Bunlar açıklansın ve bize anlatsınlar. Biz de ‘eyvallah’ diyelim ve hakkımıza razı olalım. Ama bu şekilde biz susmayacağız. Gerçekten hakkımızı arayacağız." dedi.

"VAR SİSTEMİ KESİNLİKLE SAĞLIKLI İŞLEMİYOR"

Türkiye'de VAR sisteminin sağlıklı işlemediğini kaydeden Semih Çiftçi, "Türkiye’de VAR sistemi kesinlikle sağlıklı işlemiyor. Sahadaki hakeme hak vermeye çalışıyorum ama bu sefer VAR’daki hakemin uyarıp, ‘Hocam, pozisyonu bir izle’ demesi lazım. Biz de insanız, onlar da insan. Onlar hakem olabilir ama biz de bu işe yıllarımızı verdik. Sinan Kurt, 4.sarı karttan dolayı önümüzdeki hafta maçta yok. Hasan Kılıç, kırmızı kart yedi. Maç bittikten sonra hakemin elini sıkmadığı için oyuncumuz Murat Cem’e ikinci sarı karttan kırmızı kart verdi. Bilmiyorum, oyuncumuz hakemin elini sıkmak zorunda mı? Tüm orta sahamızı maçtan attılar yani." şeklinde konuştu.

"FUTBOL KAMUOYU BU DURUMU VİCDANLARIYLA DEĞERLENDİRECEKLER"

Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında müsabakayı değerlendiren Sakaryaspor Teknik Sorumlusu Turgay Karslı ise “Genel değerlendirmeyi spor kamuoyu mutlaka yapmıştır. Siyah ve beyaz başlamak istiyorum. Beyaz izlediğimiz bir film, 5 dakika içerisinde hiç bilmediğimiz anlamadığımız, belki pozisyon olarak bizim hatamızla başlayan ama ardından oluşmuş bir zincirin 5 dakika içerisinde bu kadar çok farklı bir oyuna, bu kadar farklı bir sonuca, bu kadar farklı bir davranışa dönüşebileceğini hiç beklemiyorduk. Yani verilen kararlar, saha içerisindeki tutum, bütün spor kamuoyunun herhalde izlediği gördüğü bir oyundu. Gençlerbirliği'nin skorsal değerini tabii ki önemli buluyorum. Galip geldiler ama biz Sakaryaspor olarak bu sonucu, bu oyunun karşılığında, bu kararlarla hak etmedik. En azından biz öyle düşünüyoruz. Mutlaka müsabakayı izleyen hem burada çıplak gözle hem de ekranın başında izleyen spor kamuoyu, futbol kamuoyu bu durumu vicdanlarıyla değerlendirecekler” ifadelerini kullandı.

2019 yılında Gençlerbirliği’nden Roma’ya transfer olan milli futbolcu Mert Çetin, İtalyan devinde toplam 6 maçta oynadı. 2021 yılında 7,8 milyon Euro bonservis bedeliyle Roma’dan bir başka İtalyan ekibi Hellas Verona’ya transfer olan 27 yaşındaki stoper, daha sonra sırasıyla Kayserispor, Lecce, Adana Demirspor takımlarında kiralık olarak forma giydi. Sezon başında Ankaragücü’ne transfer olan başarılı savunmacı, 8’i Süper Lig, 3’ü Türkiye Kupası olmak üzere 11 resmi karşılaşmada mücadele etti. Teknik direktör Şenol Güneş döneminde davet aldığı A Milli Takım formasını 2 kez terleten Çetin, İtalya’ya uzanan serüveni başta olmak üzere kariyeriyle ilgili değerlendirmelerini aktardı.

"BÜYÜK BİR CAMİAYIZ"

Soru: Süper Lig’de 21 maçta topladığınız 25 puanla 11.sırada yer alıyorsunuz. Zorlu Adana Demirspor deplasmanından 1 puanla döndünüz. İkinci yarıdaki hedeflerinizle ilgili neler söylemek istersiniz?

Mert Çetin: Gerçekten iyi bir takımız. Büyük bir camiayız ve iyi bir taraftarımız var. İkinci yarı takıma yapılacak takviyelerle daha üst sıralara çıkacağız. Zaten her rakip için Ankaragücü deplasmanı zordur. Bu mücadeleyi gideceğimiz deplasmanlarda da gösterirsek başarı elde ederiz.

"EMRE HOCA İLE SEZON BAŞI KAMPI GEÇİRMEDİĞİMİZ İÇİN..."

Soru: Teknik direktör Emre Belözoğlu’nun takım üzerindeki etkisiyle ilgili gözlemlerin nelerdir? Futbolculuk döneminde hırsı ve mücadelesiyle tanıdığımız Belözoğlu, yine bu özelliğini takıma yansıtıyor mu?

Mert Çetin: Emre Hoca, mücadeleci bir oyun istiyor. Biz de bunu sahada göstermeye çalışıyoruz. Emre Hoca ile sezon başı kampı geçiremediğimiz için istediği oyunu oynamak zaman alıyor. Ama ligin ikinci yarısında takviyelerle birlikte daha iyi olacağımızı düşünüyorum.

Sivasspor Futbol Akademi’de yetişen ve sezon başında ilk kez A takımla oynamaya başlayan 18 yaşındaki futbolcu Yunus Emre Konak, Süper Lig’de 17 maçta gösterdiği başarılı performansla İngiltere Premier Lig ekibi Brentford’un yolunu tuttu. Sivasspor Futbol Gelişim Direktörü Murat Dizdar, genç yıldız adayının Sivas’tan İngiltere’ye uzanan başarılı serüveni ve Türk futbolundaki özkaynak sistemiyle ilgili düşüncelerini aktardı.

“YUNUS EMRE, PANDEMİ DÖNÜŞÜ TAKIMA İNANILMAZ BİR FİZİKLE GELDİ”

2017 yılında Sivasspor’da ‘Futbol Gelişim Direktörü’ olarak göreve başladınız. Öğrenciniz Yunus Emre Konak, 1 sene sonra 1955 Batman Altyapısından Sivasspor altyapısına katıldı. Yunus Emre’yi keşfettiğiniz ve altyapıya kazandırdığınız süreci anlatır mısınız?
Yunus Emre, oyuncu izleme ekibimiz tarafından TÜFAD’ın Antalya’da düzenlediği U12 turnuvasında tespit edildi ve kulübümüze kazandırıldı. Göreve başladığımızda antrenör arkadaşlarımızla birlikte bölge şehirlerinde etkili bir scouting sistemi kurduk. 12-13-14 yaş oyuncularını yatılı olarak getirecek şekilde şartları oluşturabildiğimiz için piyasanın alıcısı konumundaydık. Bu avantajı değerlendirdik ve birçok doğal yetenekli küçük çocuğu Sivas’a getirdik. Yunus da bu yeteneklerden birisiydi. Yunus, 2018 yılında on numara pozisyonunda oynuyordu ve zayıf, kısa boylu bir çocuktu. Pandemi sürecinde 14 ay gibi bir süre tesislerimizi kullanamadık ve Yunus Emre memleketinde bireysel olarak çalışma durumunda kaldı. Pandemi dönüşünde boyu inanılmaz uzamış, fiziği gayet güzel şekillenmiş olarak geldi ve bizleri mutlu etti. Bundan sonraki süreçte oyun içi pozisyonu da 6 numaraya evrildi.

“FENERBAHÇE VE BEŞİKTAŞ NABIZ YOKLAMIŞTI AMA ÇOK NET DEĞİLLERDİ””

Rıza Çalımbay’la yollarını ayırdıktan sonra teknik direktör arayışını sürdüren Beşiktaş, Portekizli çalıştırıcı Fernando Santos’la anlaştı. Kariyerinde Porto, Panathinaikos, Sporting CP, Benfica gibi önemli ekiplerden görev yapan Santos, 2010 yılından itibaren Yunanistan, Portekiz ve Polonya Milli Takımlarında çalıştı. Deneyimli çalıştırıcı, 2016 yılında Portekiz Milli Takımını Avrupa Şampiyonu, 2019 yılında ise Milletler Kupası şampiyonu yaparak dikkat çeken başarılar elde etti. Portekizli meslektaşlarımız, Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü Fernando Santos’la ilgili değerlendirmelerde bulundu.

RODRİGO QUERİDO (NOTİCİAS AO MİNUTO): “FERNANDO SANTOS’UN TECRÜBESİ, TÜRKİYE GİBİ REKABETÇİ BİR LİGDE FARK YARATABİLİR”

"Fernando Santos’un tecrübesi, Türkiye gibi rekabetçi bir ligde fark yaratabilir. Her ne kadar 10 yıldan uzun süredir bir kulüp çalıştırmamış olsa da Şenol Güneş gibi deneyimli bir teknik direktör. Fikirlerinin Beşiktaş'ta fark yaratmaya başlaması birkaç haftayı bulabilir. Oyuncuların, Fernando Santos'un güvenini kazanmaları ve ilk 11'deki şanslarını hak ettiklerini her gün göstermeleri gerekecek. Fernando Santos, iş disiplini söz konusu olduğunda disiplinli ve daha katı bir tarza sahip antrenördür. Örnek vermek gerekirse, herkesin beklemediği bir adımı atma cesaretini gösteren ve Katar'daki Dünya Kupası'nın ortasında Cristiano Ronaldo'yu yedek kulübesine alan teknik direktördü. Bu olay Fernando Santos'un Portekiz Milli Takımı’ndan ayrılışının başlangıcı oldu. Çalıştığı oyuncu grubu içinde herhangi bir anlaşmazlık olması halinde, herhangi bir futbolcuyu kenara çekmekte bir sakınca görmez. 10 yılı aşkın süredir bir kulüpte koçluk yapmamış olsa bile özellikle Portekiz Milli Takımı’nda edindiği deneyim, çok verimli oldu. Portekiz'in, 2016'da Avrupa Şampiyonası'nı ve 2018'de Milletler Ligi'ni Fernando Santos'un antrenörlüğü döneminde kazandığını hatırlamakta fayda var. Örneğin PAOK'ta 2008/09 Yunanistan şampiyonasında ikinci olmuş ve 2010/11 sezonunda takımı Şampiyonlar Ligi'ne taşımıştı. Ayrıca 2001/02 sezonunda Yunanistan Kupası'nı ve Portekiz'de ulusal şampiyonluğu kazandı. FC Porto'yu 1998/99 sezonunda üst üste beşinci lig şampiyonluğuna taşıdı."

“DEFANSİF FUTBOLU DAHA ÇOK SEVDİĞİ İÇİN TARAFTARLAR MEMNUN OLMAYABİLİR”

"Bize daha önce de gösterdiği gibi daha defansif futbolu tercih eden bir koç ve bu da taraftarları her zaman memnun etmiyor. Maçlardaki atmosferin genellikle daha ateşli olduğu Türkiye'de, taraftarlar takımlarının daha geride oynamasından her zaman hoşlanmayabilir. Beşiktaş, kesinlikle sezonun en iyi dönemini yaşamıyor. Takım, bu sezon galibiyet ve mağlubiyetler arasında gidip geldi ve istikrarlı bir gidişat elde edemedi. Ve bu her zaman zordur, özellikle de Beşiktaş gibi tutkulu taraftarlarınız varsa. Beş oyuncunun A takım kadrosundan çıkarılmasına yol açan son disiplinsizlik vakası da takımda olumlu bir ruhun korunmasına kesinlikle yardımcı olmadı. Fernando Santos'u, Beşiktaş’ın son dönemdeki kötü gidişini tersine çevirmek için çok zor bir görev bekliyor. Yine de vatandaşı Gedson Fernandes'in varlığı onun hızla uyum sağlamasına yardımcı olabilir. Beşiktaş taraftarına ve gazetecilere bir tavsiyede bulunmak istiyorum: Fernando Santos başa çıkılması kolay bir insan değil ve basın toplantılarında kendine özgü bir tarzı var. Türk halkı için kazanılması zor bir kişi olabilir. O, geçen sene Fenerbahçe'yi çalıştıran Portekizli Jorge Jesus'tan çok farklı."

MARCO GONÇALVES (O JOGO): “FENERBAHÇE VE GALATASARAY’LA ZİRVE MÜCADELESİ VERMESİ ZOR GÖRÜNÜYOR”

Trendyol 1.Lig’de 17 maçta topladığı 32 puanla 3.sırada yer alan ve Süper Lig’e odaklanan Göztepe’de, sportif ve ticari faaliyetlerle ilgili çalışmalar hız kazandı.

Göztepe Kulübü Üst Yöneticisi (CEO) Kerem Ertan, Süper Lig hedefi başta olmak üzere stat isim hakkının satılması, ticari gelirleri artırma ve tesisleşme çalışmaları, yakında açılması planlanan Göztepe Müzesi’nin son durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 

GÖZTEPE CEO’SU KEREM ERTAN’IN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“EN ÖNEMLİ GÖREVLERİMİZDEN BİRİ DE GÖZTEPE’NİN TİCARİ GELİRLERİNİ ARTIRMAKTIR”

Kasım ayından bu yana ilk önce kulüp içinde reorganizasyonumuzu tamamladık ve yeniden bir yapılanmaya gittik. Mevcut arkadaşlarımızı, olmaları gereken görevlere yerleştirdik. Bununla beraber sistemin daha sağlıklı bir şekilde başladığına inanıyoruz. En önemli görevlerimizden biri de Göztepe’nin ticari gelirlerini artırmak, taraftarı ve camiasıyla entegrasyonunu sağlamaktır. 2023-2024 sezonunda satılmayıp da bizim paraya çevirebileceğimiz alanlar nelerdir diye bunlara baktık. Manevi anlamda burası karanlığa bürünmüş bir yer. Aslında müthiş bir şehirde yaşıyoruz. Bu 20 bin metrekare alanın gerçekten cıvıl cıvıl olması gerekiyor. Gençlerimiz, kadınlarımız, erkeklerimiz hem spor hem de alışveriş yapsınlar ve daha fazla geçirsinler diye burada bir ilerleme sağlanacağını ümit ediyoruz. Bu konuda Sayın Mehmet Sepil’in ve Sayın Vekilimiz Mahmut Atilla Kaya’nın gerçekten inanılmaz bir eforu var. Dolayısıyla en kısa sürede bu süreç tamamlanacak. İnşallah bu sevinçli haberi de önümüzdeki 3 aylık süreçte sizinle paylaşacağız.

“BU ŞEHİRDE BİZDEN BAŞKA SÜPER LİG’İ KOVALAYACAK BAŞKA BİR TAKIM YOK”

Stat isim hakkıyla ilgili çok somut birkaç tane görüşmemiz var. Hatta bunlardan bir tanesi olan yurt dışındaki firmayla cuma günü görüşme vardı. Tahmin ediyorum bu hafta içi onlardan yaklaşım olarak bir geri dönüş alırız. Göztepe markasına yakışır bir iş ortağı ve paydaş yaratmak istiyoruz. Biz, bu şehrin ve ülkenin; idari, mali ve teknik anlamda en iyi kulüplerinden biriyiz. Bu şehrin en iyisiyiz. Bu şehirde bizden başka Süper Lig’i kovalayacak başka bir takım yok. Bu gerçekle herkesin yüzleşmesi gerekiyor. Bu kulübün, spor kulübü olarak 2.500-3.000 tane genç kardeşine kendi kaynaklarıyla olanak sağlayan kulüp statüsünde başka bir kulüp yok. Bu şehrin ümidi Süper Lig’de sadece Göztepe’dir. Herkesin bu amaç doğrultusunda bu şehir için etrafımızda birleşmesi gerekiyor. Açıkçası bizim acayip bir talebimiz yok, sadece bize destek olun. İstediğimiz şeyler çok absürt şeyler değil.

Kayserispor altyapısında yetişen ve henüz 18 yaşındayken Süper Lig’de başarılı performansıyla adından söz ettiren Doğan Alemdar, 2021 yılında 3,5 milyon Euro karşılığında Fransa Ligue 1 ekibi Rennes’e transfer oldu. 2 sene forma giydiği Fransız ekibinde toplam 23 maça çıkan Alemdar, sezon başında Troyes’a kiralandı. A Milli Takım formasını 2 kez giyen 21 yaşındaki genç yıldız adayı; Süper Lig’deki günleri, Fransa’ya uzanan serüveni, Rennes ve Troyes takımlarındaki hedefleri ve EURO 2024 heyecanıyla ilgili düşüncelerini samimi bir şekilde aktardı.

“TRABZONSPOR MAÇINDAN 1 GÜN ÖNCE İLK 11’DE OYNAYACAĞIMIN HABERİNİ ALMIŞTIM”

Soru: Süper Lig’deki ilk maçına 18 yaşındayken Trabzonspor’a karşı oynadığınız maçta çıkmıştın. Genç yaşta böyle zorlu bir maçta yaşadığın tecrübeyle ilgili neler anlatmak istersin?

Doğan Alemdar: O anın hissi ve duyguları anlatılmaz, yaşanır. Çok güzel bir duyguydu. Aslında bana bu şans corona döneminde denk gelmişti ve daha 18 yaşındaydım. 18 yaşındaki bir genç olarak hayalimde olan şeylerden biriydi. Kayserispor’un altyapısında forma giymiş ve A takımda 2-3 sene profesyonel olarak bulunmuştum ama ne zaman şans geleceği belli olmayan bir durum vardı. Ve bu corona sürecinde kaleci Silviu Lung’un sakatlanmış, İsmail Çipe ağabeyim covid olmuştu. Onun sonrasında maçtan 1 gün önce ilk 11’de oynayacağımın haberini almıştım. Maçtan önceki gece sürekli maçı düşünüyorsun ve ‘Yarın ne yapacağım’ diyorsun. Düşündükçe kalbin çarpıyor, çok güzel bir duyguydu. O maçta oynamak çok güzel bir duyguydu. Trabzonspor’a karşı oynamıştım ve ilk maçımda gol yememek önemliydi. Ayrıca gelecek açısından iyi oynamak önemliydi. Benim adıma çok güzel hisleri ve duyguları vardı. Kayseri şehrinde doğdum ve şehrimin takımının altyapısında forma giydim. Çok da gururlu ve mutluyum.

Soru: 2020/21 sezonunda Beşiktaş'a karşı oynadığın maçta eski takım arkadaşın Bernard Mensah’ın penaltısını kurtarmış, Süper Lig'in penaltı kurtaran en genç kalecisi olmuştun. Penaltılarla ilgili özel bir çalışma yapıyor musun?

Doğan Alemdar: Aslında antrenmanlardan sonra sürekli penaltı ve cepheden şutlar çalışıyorduk. Bu çalıştığımız isimlerden biri de Bernard Mensah’dı. O Kayserispor’dayken onunla beraber çalışırdık. Onu çok iyi tanıyordum. O esnada çok endişeliydi. Çünkü onun için de kolay değildi, karşınızda sürekli çalıştığınız takım arkadaşınız vardı. O, atış anında sürekli kaleciyi beklerdi. Ben de son ana kadar bekledim ve hangi köşeye vuracağını hissettim. Topu çıkararak galip gelen taraf ben olmuştum. Çok güzel bir duyguydu ve evimizde oynadığımız bir maçtı. O duygu anlatılmaz.

“RENNES HARİCİNDE O DÖNEM BENİ İSTEYEN BAŞKA TAKIMLAR DA VARDI”

Trendyol Süper Lig'in 19. haftasında Galatasaray deplasmanına çıkan Tümosan Konyaspor, sahadan 3-0'lık yenilgiyle ayrılmış ve bu sezonki 8. mağlubiyetini almıştı. Alt sıralardan kurtulmak isteyen ve gözünü devre arası transfer dönemine çeviren yeşil - beyazlılarda yapılacak olan takviyeler taraftarlar tarafından merak ediliyordu.

Süper Lig'in lideri Fenerbahçe'de ise forma şansı bulmakta zorlanan isimlerin takımdan ayrılmalarına sıcak bakılıyor...

UMUT NAYİR'E TEKLİF

Konyaspor Başkanı Ömer Korkmaz, Spor Arena'ya yaptığı açıklamada bu sezon sarı - lacivertlilerde Edin Dzeko ve Michy Batshuayi'nin arkasında kalan Umut Nayir'e teklif yaptıklarını söyledi.

"TALİP OLDUĞUMUZU SÖYLEDİK"

Henüz resmi bir anlaşmanın olmadığını söyleyen Korkmaz, "1 hafta önce Umut Nayir'e kiralık olarak bir teklifte bulunduk ve düşünüyorsan görüşelim dedik. Ondan sonra bir daha görüşmemiz olmadı. Umut, Fenerbahçe'den ayrılacaksa talip olduğumuzu söyledik. Şu an resmileşen bir anlaşmamız yok yani." ifadelerini kullandı.

Trendyol Süper Lig ekiplerinden Gaziantep FK'da teknik direktör Marius Sumudica'nın hastanede tedavi altına alındığı açıklandı.

Kulüpten yapılan bildiride detaylı tetkikler sonucunda tecrübeli teknik adamın son günlerde artan şikayetleri sonrası hastanede tedavi altına alınmasına karar verildiği belirtildi.

"KORONA OLMUŞTU, POZİTİFE ÇEVİRDİ"

Gaziantep FK Başkanı Memik Yılmaz, Spor Arena'ya yaptığı açıklamada, "Sumudica şu an hastanede, sağlık durumu iyi. Müşahede altında tutuluyor. Korona olmuştu, pozitife çevirdi. Korkulacak bir şey yok." dedi.

Kulüpten yapılan açıklamada ise şu ifadeler kullanıldı;

"Geçtiğimiz hafta geçirmiş olduğu rahatsızlığın ardından şehrimize gelen teknik direktörümüz Marius Sumudica, son günlerde artan şikayetleri üzerine yeniden tedavi altına alınmıştır. Sani Konukoğlu Hastanesi’nde detaylı tetkikler uygulanan teknik direktörümüz Marius Sumudica’nın tedavisinin hastanede sürdürülmesine karar verilmiş olup, sağlık durumu iyiye gitmektedir. Teknik Direktörümüz Marius Sumudica’ya geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, bir an önce sağlığına kavuşmasını temenni ediyoruz."

Real Madrid’in 18 yaşındaki genç yıldızı Arda Güler, nihayet formasına kavuştu. Sezon başında transfer olduğu Real Madrid’de üst üste yaşadığı sakatlıklardan dolayı takımdan ayrı kalan ve forma şansı bulamayan Güler, Real Madrid’in İspanya Kral Kupası’nda Arandina'yı deplasmanda 3-1 mağlup ederek bir üst tura yükseldiği maçta forma giydi.

58 dakika sahada kalan milli yıldız, maçta etkili bir performans ortaya koyarken 19. dakikada kullandığı frikik direkte patladı. Arda Güler; istekli oyunu, kilit ara pas ve çalımları, etkili şutlarıyla maçın en dikkat çeken ismi olurken; kazanılan frikikte direği geçemedi. Arda'nın takım arkadaşı Cebellos ile yaşadığı diyalog maça damga vurdu.

Real Madrid’i takip eden İspanyol meslektaşlarımız, 18 yaşındaki milli futbolcumuz Arda Güler’in etkili oyunuyla ilgili düşüncelerini Spor Arena'ya aktardı.

JUANDE PEREZ (ESTADİO DEPORTİVO):

“ARDA, 45 DAKİKADA REAL MADRİD’İN KENDİSİNİ NEDEN TRANSFER ETTİĞİNİ GÖSTERDİ”

Arda Güler, özellikle ilk yarıda harika bir maç çıkardı. Arda, topun kontrolünü yönetme, top ayağında olmasa bile aktif olup topu alma çabalarıyla harika bir karakter sergiledi. Real Madridli oyuncu, maçın en önemli anlarından birinde de rol aldı. 19. dakikada, direğe çarpan etkileyici bir serbest vuruş kullandı. Bu, Real Madrid için ilk yarıdaki en iyi fırsattı. 45 dakikada Madrid'in kendisini neden transfer ettiğini gösterdi ancak rakibin kalitesinin pek de yüksek olmadığını ve üst düzey bir rakibe karşı performansının analiz edilmesi gerektiğini unutmamak gerekiyor.

“JUDE BELLİNGHAM İLE KESİNLİKLE İYİ BİR İKİLİ OLACAKLAR”

2020 yılında 8.5 milyon Euro karşılığında San Lorenzo’dan CSKA Moskova’ya transfer olan Arjantinli forvet Adolfo Gaich, kiralık olarak sırasıyla Benevento, SD Huesca, Hellas Verona gibi takımlarda forma giydi. Çaykur Rizespor’un sezon başında CSKA Moskova’dan 1 yıllığına kadrosuna kattığı 24 yaşındaki forvet, ligin ilk yarısında attığı gollerle fırtına gibi esti.

Süper Lig’de 13 maçta 6, Türkiye Kupası’nda ise 1 maçta 3 gol kaydeden Gaich, son 7 maçta 4 galibiyet ve 3 beraberlik alan Atmacalara etkili futboluyla katkı sağladı.

Arjantin A Milli Takım formasını da 1 kez giyen golcü futbolcu, ilk yarıdaki performansı başta olmak üzere ikinci yarıdaki hedefleri, teknik direktör İlhan Palut’un başarısı, Galatasaray’ın yıldızı olan vatandaşı Mauro Icardi ile Galatasaray ve Beşiktaş’ın transfer ilgisi hakkında özel açıklamalarda bulundu.

“SÜPER LİG’İN İLK YARISINI BAŞARILI BİR ŞEKİLDE BİTİRDİK”

The Guardian gazetesinin 2006 doğumlu olan en iyi 60 genç futbolcu arasında gösterdiği Sivasspor’un genç yıldızı Yunus Emre Konak’la ilgili flaş bir transfer gelişmesi yaşandı. İngiltere Premier Lig ekiplerinden Brentford, 17 yaşındaki ön liberoyu transfer etmek için düğmeye basarken iki kulüp arasındaki transfer görüşmeleri son noktaya geldi. Bu sezon Süper Lig’de 17 maça çıkan ve 1 asistlik performans sergileyen Konak, etkili oyunuyla transferin gözdesi haline geldi. 1955 Batman Belediyespor’da altyapı antrenörü olarak görev yapan 62 yaşındaki çalıştırıcı Hamit Demir, eski öğrencisinin İngiltere’ye uzanan serüveni, teknik özellikleri ve transfer başarısı hakkında düşüncelerini aktardı.

“SİVASSPOR, YUNUS EMRE’Yİ ANTALYA’DAKİ TURNUVADA KEŞFETTİ”

2017 yılına kadar Yunus Emre’yle beraber Batman Tüpraşspor’daydım. Yunus Emre’yi, annesi elinden tutup antrenmanlara getiriyordu. Yani futbola, tek başına altyapı antrenmanlarına gidip gelemeyecek kadar ufak yaşta başladı, 7-8 yaşlarındaydı. 2017 yılında 1955 Batman Belediyespor’a geçiş yaptım ve yanımda Yunus Emre’yi de götürdüm. 1955 Batman Belediyespor’daki 1.yılımızda TÜFAD’ın (Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği) turnuvalarına katılmak için Antalya’ya gittik. Yunus Emre’yi ve şu an Beşiktaş’ta oynayan oyuncum İslam Aydın’ı turnuvayı izlemeye gelen kulüp yöneticileri ve scout ekipleri transfer etmek istedi. Sivasspor, Antalya’daki maçlarda Yunus Emre’yi beğendi. Antalya’daki turnuvanın ikinci aşaması Ankara’da yapıldı. Ankara’daki turnuvaya Sivasspor’un eski sol beki Hayrettin Yerlikaya da gelmişti. Yunus Emre’yi o da izledi ve öğrencim orada da beğenildi.

“YUNUS EMRE’Yİ, O DÖNEM BEŞİKTAŞ DA TRANSFER ETMEK İSTEDİ”

O dönem Yunus Emre’yi, Beşiktaş da transfer etmek istemişti. Beşiktaş’ta, Ahmet Nur Çebi’nin akrabası olan altyapı sorumlusu olan eski futbolcu Ali Çebi Hoca vardı. Kendisi çok samimi dostumdur. Yunus Emre’yi transfer etmek için o da çok ısrar etti ama Sivasspor daha yakın diye Yunus Emre’yi Sivasspor’a gönderdik. Ali Çebi Hoca’ya, bir başka oyuncum olan İslam Aydın’ı verdim. Benim esas bomba oyuncum İslam Aydın, şu an Beşiktaş’ın U19 takımında oynuyor. Bu sene o da patlama yapar. İslam Aydın’ın oyun tarzı, Fenerbahçeli Rıdvan Dilmen’e benziyor. İslam Aydın; Zeki, çabuk, golcü, hızlı ve acayip bir futbolcu. İslam Aydın da en yakın zamanda Süper Lig’de oynayacaktır. Aynı yıl Yunus Emre’yi Sivasspor’a, İslam Aydın’ı ise Beşiktaş’a gönderdim. Ali Çebi Hocam, Yunus Emre’yi istediğinde şartlar biraz daha Sivasspor’u gösteriyordu. Daha doğrusu Sivasspor daha çok ilgilendi. Sivasspor, daha çok ilgi gösterince Yunus Emre’yi oraya verdik. Sivasspor’a götürüp teslim edeceğimiz sırada babası Yunus Emre’nin gelmek istemediğini söyledi. ‘Ben de sizinle geliyorum’ deyip, onlarla beraber otobüse binmiştim. Sivas’a kadar otobüste ağladı ve ‘Gitmem’ dedi. Yunus Emre’nin yanına oturup, ‘Bak oğlum. Seni Sivasspor’a götüreceğim. Tesislere girip bir bak. Beğenirsen orada kalırsın, yoksa beraber geri döneriz. Gezmiş oluruz’ dedim. Sivasspor’a gittiğimizde Yunus Emre, tesisleri ve oyuncuları gördü. Futbolcuları görünce ortama âşık oldu ve ‘Hocam, ben kalıyorum’ dedi.

“FENERBAHÇE, YUNUS EMRE’Yİ İLK İDMANDA BEĞENDİ AMA…”

Bu arada Yunus Emre’yi, 11-12 yaşlarındayken Fenerbahçe’ye göndermiştim. Babasına, ‘Sen Yunus Emre’yi Fenerbahçe’ye götür. Fenerbahçe’deki hocalarla konuştum. Orada idmana çıksın, onu direk alırlar’ dedim. Yunus Emre, babasıyla Fenerbahçe’ye gitti ve orada 1 gün idmana çıktı. İlk idmandan sonra babası beni aradı ve ‘Hocam, Yunus Emre’yi ilk idmana çıkardık. Çok beğendiler. İkinci gün idmana gitmek istemedi, ağladı. Ne yaptıysam idmana gitmiyor’ dedi. Yunus Emre’yle telefonda konuşmak istedim ama çocuk ağlamaktan konuşamadı. Ne yaptıysak Fenerbahçe’nin ikinci günkü idmanına çıkaramadık. Yunus Emre, ‘Batman’a döneceğim’ diyor, başka bir şey demiyor. Babasına, ‘Bu işler zorla olmaz. Madem orada oynamak istemiyor, alıp geri getir’ dedim. Yunus Emre, Fenerbahçe’den geri geldi. Yani Yunus Emre, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin kapısından döndü.

Yunanistan Süper Ligi 16. hafta maçında Panathinaikos, Apostolos Nikolaidis Stadyumu'nda oynanan maçta PAS Giannina'yı 2-0 mağlup ederek puanını 37’ye yükseltti. Fatih Terim’le ilk zaferini kazanan Yunan ekibi, hırslı ve mücadeleci oyunuyla dikkat çekti. Geçtiğimiz günlerde Panathinaikos’la 1,5 yıllık sözleşmeye imza atan Terim, ilk maçından zaferle ayrılarak taraftarına şampiyonluk yolunda ümit verdi. Yunanistan medyasında görev yapan gazeteciler, tecrübeli teknik adamın ilk galibiyeti başta olmak üzere takım üzerindeki etkisi hakkında özel açıklamalarda bulundu.

THEMIS KESSARIS (SPORT24):  IVAN JOVANOVIC’İN SEZON İÇİNDE GÖREVDEN ALINMASINI KİMSE BEKLEMİYORDU

Fatih Terim’in göreve gelmesi herkes için bir şok oldu çünkü kimse Jovanovic'in sezon içinde görevden alınmasını beklemiyordu. Fatih Terim, harika bir teknik direktör. Onu bir Yunan takımını yönetirken görmenin zamanının geçtiğini düşünüyordum ama futbolda bunu asla bilemezsiniz. Fatih Terim, bir kez daha şampiyonluklar için mücadele etme ve başarılı olma şansına sahip. Ocak ayındaki transfer döneminde başkan tarafından kesinlikle desteklenecektir. Rekabet etmek ve şampiyonluğu kazanmak için takıma takviyeler gerekiyor. Terim, ligdeki sıralamanın en altında yer alan PAS Giannina’ya karşı kolay bir galibiyet aldı. Panathinaikos’ta birkaç oyuncu sakattı, bu yüzden ilk 11 neredeyse kesindi. Terim'in herhangi bir seçiminden ya da tercihinden bahsedemeyiz. Üstelik maç taraftarsız oynandığından, stadyumdaki atmosferden veya taraftarların tepkisinden söz edemeyiz. Tüm maçlar 12 Şubat'a kadar seyircisiz oynanacak. Dolayısıyla seyircinin hissiyatını görmek için o zamana kadar beklememiz gerekiyor. Panathinaikos'un Terim yönetiminde nasıl bir performans sergileyeceğini bekleyip göreceğiz. Jovanovic, çok konuşmayı, manşetlere çıkmayı veya basınla kavga etmeyi sevmeyen sakin bir adamdı. Ekibini her ay geliştirmeyi başaran ve Panathinaikos'u yeniden şampiyonluk adayı yapmayı başaran çok çalışkan bir adamdı. Fatih Terim'in atanması, Başkan Giannis Alafouzos’un büyük bir hamlesidir. Bu bir kumar çünkü Jovanovic taraftarlar tarafından çok sevildi ve onu kovdu. Şimdi Terim ve Alfafouzos için ya hep ya hiç durumu söz konusu. Ya şampiyonluğu kazanarak başarılı olacaklar ya da başarısız olacaklar. Burada orta yol yok. Başkan Alafouzos'un şansını artırmak istediğini ve bu nedenle Fatih Terim'in istediği oyuncuları almaya çalışacağını tahmin ediyorum. Ocak transferleri kilit nokta olabilir.

BABIS TSIMPIDAS (MEGA TV/SPORTAL.GR): FATİH TERİM, İLK GÜNDEN İTİBAREN ŞAMPİYONLUKTAN BAHSEDİYOR

Panathinaikos, Fatih Terim'den oyunculara kazanma mantalitesi ve kazanma ruhu vermesini bekliyor. Çünkü Fatih Terim Türkiye'de çok başarılıydı, biz de ondan aynısını bekliyoruz. Onun bu iş için uygun teknik direktör olduğunu düşünüyorum. Şampiyonluklar kazandı, harika şeyler başardı ve kendine güveni var. Panathinaikos, 14 yıldır şampiyonluğu kazanamıyordu ve Fatih Terim, ilk günden itibaren şampiyonluktan bahseden ilk teknik direktör oldu. Bu felsefeyi, bu zihniyeti ve kazanmak isteyen bir antrenörü özledik. Terim, ilk maçını PAS Giannina’ya karşı oynadı. PAS Giannina, puan tablosunun sonuncusu olan çok zayıf bir takım. Dolayısıyla bu maç, Fatih Terim’le ilgili bir sonuç çıkarmak için iyi bir örnek değil. Fatih Terim, daha çok oyuncuların psikolojisi üzerinde çalıştı, onlara moral verdi. Teknik direktör Jovanovic döneminde de takımdaki atmosfer fena değildi, oyuncular onu seviyordu. Ancak takımın çözemediği sorunlar vardı ve bu problemler maksimum seviyeye ulaşmıştı. Oyuncular, Fatih Terim'in yıldız olduğunu biliyor. Oyuncuların etrafında bir efsane var ve oyuncular onu ilk günlerde memnun etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Terim’in daha ofansif bir takım oluşturmak istediğini antrenmanlardan biliyorum. Herkesten hücum istiyor, topun defanstan atılmasını sevmiyor ve risk almaya hazır. Başarılı olacağımızı düşünüyorum. Jovanovic, çok iyi bir takım teslim etti. Fatih Terim’in sadece desteğe ihtiyacı var. Fatih Terim, bu başarıyı kazandırabilir ve takımdaki eksikleri tamamlayabilir. Taraftarlar, Jovanovic'in gitmesinden memnun değil ama bu durum Fatih Terim'i etkilemiyor. Basketbol takımında Ataman'ı çok sevdikleri için Terim'e de sıcak bakıyorlar.

ANASTASIOS NIKOLOGIANNIS (SPORT FM 94,6 RADİO): 

Sezona Ömer Erdoğan’la başlayan Alanyaspor, üst üste alınan başarısız sonuçların ardından 46 yaşındaki teknik direktörle yollarını ayırmıştı. İstanbulspor’dan ayrılan teknik direktör Fatih Tekke’yi takımın başına getiren Akdeniz ekibi, Süper Lig’deki son 4 maçında 3 galibiyet ve 1 beraberlik alarak ilk yarıyı moralli bitirdi.

Alanyaspor’un bu süre zarfında en çok konuşulan isimlerinden biri de 21 yaşındaki genç yıldız adayı Yusuf Özdemir oldu. 15 maçta 2 gol ve 3 asistlik performansıyla takımına katkı veren Özdemir, hedeflerini anlattı.

"YILDIZ OYUNCULARIN ÜLKEMİZE GELMESİ BİZİ DAHA FAZLA MOTİVE EDİYOR"

Soru: İlk yarıyı 17 maçta topladığınız 20 puanla 12.sırada tamamladınız. Ayrıca bu süreçte teknik direktör değişikliği yaşadınız. İlk devredeki performansınızı değerlendirir misin?

Yusuf Özdemir: Şu an 20 puanımız var, çok daha fazlası da olabilirdi. Sezona ilk 4-5 hafta inanılmaz iyi bir şekilde başladık ama son dakikalarda yediğimiz şanssız gollerle puanlar kaybettik. Ondan sonra teknik direktör değişikliği oldu. 20 puandan çok daha fazlasını hak ettiğimizi düşünüyorum. Yeni bir takım olduğumuz için sezon başında bazı şeyler uzun sürdü. 20 puanın üzerinde bir puan toplamamız lazımdı. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor gibi üst düzey takımlar bu sene yıldız oyuncuları kadrosuna kattı. Önceden her takımda 1-2 yıldız oyuncu olurdu. Ama bu sene her takımda en az 4-5 yıldız oyuncu görebiliyoruz. Kurdaki dalgalanmadan dolayı Anadolu takımları biraz sıkıntı yaşıyor. Bu kadar yıldızın ülkemize gelmesi bizi daha fazla motive ediyor ve konsantremizi daha fazla artırıyor. Avrupa’da izlediğimiz yıldız oyuncular ülkemize geldiği zaman mutlu oluyoruz.

“BEŞİKTAŞ GALİBİYETİNDEN SONRA TAKIM İÇERİSİNDE İNANILMAZ BİR HAVA YAKALADIK”

Soru:

İtalya Serie A ekibi Lazio forması giydikten sonra 2016 yılında Trabzonspor’un yolunu tutan Ogenyi Onazi, bordo-mavili ekipte 3,5 yıl oynadı. Trabzonspor’da toplam 79 maça çıkan ve takımına 7 gol, 4 asistlik performansla katkı sağlayan Onazi, özellikle Trabzonspor’daki son döneminde aşil tendonundan yaşadığı sakatlıktan dolayı istediği performansı gösteremedi. Denizlispor’da oynadıktan sonra Türkiye kariyerini sonlandıran 31 yaşındaki Nijeryalı, farklı takımlarda mücadele ettikten sonra sezon başında İtalya Serie D takımı Avezzano’nun yolunu tuttu. 51 kez Nijerya Milli Takımı’nın formasını giyen tecrübeli ön libero, Lazio’dan Trabzonspor’a transferi başta olmak üzere Süper Lig’deki futbol, Ünal Karaman, Abdullah Avcı, Paul Onuachu ve gelecek hedefleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

31 YAŞINDAKİ NİJERYALI FUTBOLCU OGENYİ ONAZİ’NİN AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:

“CHELSEA’YE İMZA ATACAKTIM, MENAJERİM İTALYA’YA GİTMEMİZE KARAR VERDİ”

Genç yaşlarımda neredeyse Chelsea’ye imza atıyordum ama reşit değildik ve oynayamıyorduk. 18 yaşına kadar beklemek zorundaydık. Çok fazla süreç vardı. Bu yüzden menajerim o dönem İtalya'ya gitmemize karar vermişti. Böylece Lazio’nun ikinci takımdan başlayabilir ve daha sonra gelişince A takıma yükselebilirdik.

“SİMONE INZAGHİ, TRABZONSPOR’A GİTMEMEM İÇİN BANA YALVARDI”

Lazio’daki dönemimde beraber çalıştığım teknik direktör Simone Inzaghi, bir teknik direktör olarak her gün, her saniye bir motivasyon kaynağıydı. Çok fazla pozitif enerjisi vardı. Inzaghi, Trabzonspor'a gitmemem için bana yalvardı. Bana daha fazla sözleşme ve daha fazla para vermesi için başkanla konuşacağını söyledi. Inzaghi’ye, 6 yıldır burada olduğumu ve başka bir tecrübe edinmek istediğimi dürüstçe söyledim. Bu konuda memnun olmadı ve bana, ‘Eğer ayrılmaya karar verdiysen seni durduramam.’ dedi. Ama Simone Inzaghi ile hala iletişim halindeyiz.

“TRABZONSPOR’DAN ÖNCE BENİ BEŞİKTAŞ TRANSFER ETMEK İSTEDİ”

Trabzonspor'a transferim biraz karmaşıktı. Çünkü ilk başta beni transfer etmek için Beşiktaş teklifte bulunmuştu. Kulüpler arasında transfer konusunda nasıl bir ilişki olduğunu bilmiyordum ama daha sonra Trabzonspor geldi. Benimle konuştuklarında Trabzonspor'un teklifini kabul etmeye karar verdim. Çünkü Trabzonspor'un o zamanki başkanı Muharrem Usta, bizzat İtalya'ya gelmişti ve Trabzonspor’un daha ciddi olduğunu ve gerçekten gelmemi istediklerini hissettim. Ben de bu seçeneği kabul ettim ve bu seçeneği kabul ettiğim için hiç pişman olmadım. Trabzonspor’daki tek pişmanlığım sakatlandığımda bile takımı ön planda tutmamdı. Sakatlandığımda kendime bakabilirdim ama teknik direktörümüz her şekilde oynamamı istedi. Çünkü şampiyon olmak istiyorduk. Ama benim için sorun değil, her şey yolunda.

Son olarak Beşiktaş'ta görev alan Teknik Direktör Sergen Yalçın, Nuri Şahin'in ayrılığı sonrası Antalyaspor ile anlaştı.

Teknik Direktör Sergen Yalçın, Antalyaspor ile anlaşma sağladı.

ANTRENMANA ÇIKACAK

Öte yandan tecrübeli teknik adamın, salı günü Antalyaspor'la ilk antrenmanına çıkacağı aktarıldı.

"BEŞİKTAŞ’TAN HABER GELMEDİ, İSMİM GEÇTİ"

Anlaşmaya ilişkin ilk açıklamayı Hürriyet'e yapan Sergen Yalçın, "Beşiktaş’tan haber gelmedi, ismim geçti. Ama yapacak bir şey yok. Çalışmak zorundayız. Ekibim 2 yıldır beni bekliyor. Şartlarda anlaştık. Ben her zaman Beşiktaş’ın emrindeyim ama haber gelmeyince yapacak bir şey yok." ifadelerini kullandı.

"PRENSİP ANLAŞMASINA VARDIK"

Transferi doğrulayan Antalyaspor Başkan Vekili Alkan Evren, "

Trendyol Süper Lig ekibi Antalyaspor’un 35 yaşındaki genç teknik direktörü Nuri Şahin, futbolculuk döneminde fırtına gibi estiği ve birçok başarıya imza attığı eski kulübü Borussia Dortmund’a transfer oldu. 4,5 yıllık anlaşma imzaladığı Alman devinde ilk 6 ay Edin Terzic’in yardımcısı olarak görev yapacak olan Şahin, ondan sonraki 4 yıllık süreçte Dortmund’un teknik patronu olarak kariyerine devam edecek.

Alman ekibini 2 yıl çalıştıran Hollandalı tecrübeli teknik adam Bert van Marwijk; Jurgen Kloop’un 2008-2015 yılları arasında Dortmund’u çalıştırdığı dönem yardımcısı olarak görev yapan Boşnak antrenör Zeljko Buvac ve Dortmund altyapısında Nuri Şahin ile birlikte yetişip A takıma yükselen Yasin Öztekin Nuri Şahin'in yeni serüvenini ve potansiyelini Spor Arena'ya değerlendirdi.

BERT VAN MARWIYK: BORUSSIA DORTMUND’UN, NURİ ŞAHİN’İN RÜYA KULÜBÜ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM

Borussia Dortmund’un altyapı maçlarını izlerken orada Nuri'nin oynadığı futbolu görmüştüm. Nuri, o zamanlar 15 yaşındaydı. Ailesiyle konuştuktan sonra haftada bir kez A takımla antrenman yapmasına karar verdim. Birkaç ay sonra 16 yaşındayken Bundesliga'da ilk kez sahneye çıkmasına izin verdim. Bana göre son derece yetenekli ve hırslıydı. Ayrıca iyi bir tekniğe sahip, akıllı bir oyuncuydu. Sahada birkaç adım sonrasını düşünebiliyordu. Nuri’nin, antrenörlük kariyerine Türkiye'de başladığını biliyordum. Nuri, Borussia Dortmund’a önce asistan, ardından 4 yıl boyunca ‘Başantrenör Nuri’ olarak giderek bir sonraki adımı iyi attı. Borussia Dortmund’un, Nuri'nin rüya kulübü olduğunu düşünüyorum. Nuri Şahin, bugüne kadar çalıştığı her antrenörden iyi veya kötü bir şeyler öğrendi. Bu deneyimlerin ona yardımcı olacağına ve onu daha iyi bir teknik direktör yapacağına inanıyorum.

ZELJKO BUVAC: NURİ ŞAHİN, BAŞARILI BİR TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İÇİN GEREKEN HER ŞEYE SAHİP

Borussia Dortmund, Nuri Şahin ve Sven Bender'i getirerek büyük bir iş yaptı. Onlarla birlikte taraftarların dilekleri gerçekleşecek. Nuri'nin, Borussia Dortmund'da elbette başarılı olacağını düşünüyorum. Nuri Şahin, başarılı bir teknik direktör olmak için gereken her şeye sahip.

YASİN ÖZTEKİN: NURİ ŞAHİN’İN BİR GÜN BORUSSIA DORTMUND’DA TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEDİĞİNİ BİLİYORDUM

Açıkçası Nuri’nin zaten öyle bir hedefi olduğunu biliyordum. Bir gün Borussia Dortmund’da teknik direktör olmak istediğini de biliyordum. Bence Antalyaspor’da çok iyi işler başardı ve Türkiye’ye farklı bir hava kattı. Şimdi Borussia Dortmund’da ve istediği yere geldi. Önce orada yardımcı antrenör olarak görev yapacak ama Borussia Dortmund’un teknik direktörü olabilecek kapasitede birisi. İnşallah öyle olur ve tabii ki biz de gururlanırız. Nuri Şahin’le, Borussia Dortmund altyapısında oynamıştık. U15’te başlamıştık. Nuri, benden önce profesyonel olmuştu. Sonra A takımda beraber oynadık. Nuri, gayet disiplinli birisi, tecrübesi de var. Birçok kulüpte ve Avrupa’nın en iyi takımlarında oynadı. O yüzden çok iyi hocalarla da çalıştı. Özellikle de Jurgen Klopp gibi bir teknik direktörle çalıştı. Teknik direktörlüğü gayet iyi yapacağını ve çok başarılı olacağını düşünüyorum.

Turkcell Süper Kupa'nın, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da oynanması planlanıyordu ancak yaşanan kriz sonrası Galatasaray ve Fenerbahçe'nin sahaya çıkmama kararı alması Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Suudi yetkililerin, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh cihanda sulh' sözünün yazıldığı pankart ve resminin bulunduğu tişörtlere izin vermemesinin ardından takımlar yurda dönmüştü.

Bu olay sonrasında spor kamuoyunda her iki ekibe de büyük destek verilirken, sosyal medyadan da binlerce paylaşım yapılmıştı.

Galatasaray'ın eski başkanı Faruk Süren ile teknik direktör Rıza Çalımbay ve Hamza Hamzaoğlu, Riyad'da yaşananlarla ilgili Spor Arena'ya değerlendirmelerde bulundu.

SÜREN: "ASLANLAR GİBİ ATATÜRK OLİMPİYAT STADIMIZ VAR, NİYE GİDİYORUZ ORALARA?”

Süper Kupa finali için Suudi Arabistan'a gidilmesinin hata olduğunu dile getiren Faruk Süren, "Bir kere ortada organizasyon zafiyeti var. İki takım da son derece doğru bir duruş sergiledi. İki takım da gerekeni yaptı. Başka bir şey beklenemezdi zaten. Olayların buraya varması bir organizasyon hatasıydı. Olayların buraya varmaması lazımdı. Aslanlar gibi Atatürk Olimpiyat Stadımız var. 77 bin kapasitesi bulunuyor. Tribünü iki eşit sayıya böl, iki takım da oynasın. Niye gidiyoruz oralara? Anlamıyorum yani. Ne lüzumu var?" dedi.

HAMZAOĞLU: "SÜPER KUPA 3'E BÖLÜNSÜN"

Son olarak Galatasaray'da görev alan tecrübeli teknik adam Fatih Terim, 13 yıldır şampiyonluk hasreti çeken Panathinaikos’un yeni teknik direktörü oldu. Galatasaray ve A Milli Futbol Takımımızla birçok başarıya imza atan 70 yaşındaki teknik adam, yeni serüvenine ‘merhaba’ dedi ve takımıyla ilk antrenmanına çıktı. Yunanistan Süper Ligi’nde 35 puanla PAOK zirvede otururken Panathinaikos 34 puanla takibini sürdürüyor. Fatih Terim’in yeni ve sürpriz takımındaki yönetimi merak konusu olurken bir dönem Panathinaikos’ta görev alan teknik direktör Giannis Anastasiou ile eski futbolcu Theofanis Gekas, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Giannis Anastasiou'nun sözleri şöyle;

 “FATİH TERİM’İN HARİKA BİR KİŞİLİĞİ VAR. ZORLU BİR MEYDAN OKUMA OLACAK”

Fatih Terim’in, kesinlikle harika bir kişiliğe sahip olduğuna inanıyorum. Galatasaray ile birçok kupa kazandı ve Türkiye Milli Takımı’nda da başarılı oldu. Ayrıca İtalya'da büyük kulüplerde çalışarak uluslararası deneyime sahip oldu. Bu da onun üst düzey bir antrenör olduğu anlamına geliyor. Panathinaikos, Yunanistan Ligi’nde PAOK'un 1 puan gerisinde. Bu da şampiyonluk için her şeyin mümkün olduğu anlamına geliyor. Fatih Terim, tabii ki tamamen yeni bir ortamda ve yeni oyuncularla çalışacak. Onun için kesinlikle yeni bir rekabet ve zorlu bir meydan okuma olacak. Bekleyelim ve görelim. Fatih Terim, Galatasaray'da büyük başarılara imza attı ve bunca yıldır en iyi oyuncuları çalıştırdı. Aynı zamanda da başarılar elde etti. Her zaman baskın bir antrenörlük tarzı vardı. Kişiliği ile kesinlikle her takım üzerinde etkisi olacaktır ancak ülke, kültür ve günlük rutini değiştirmek anında sonuç almak için çok önemlidir. Panathinaikos için özellikle ocak ayı çok önemli. Çünkü takımın çeşitli kulvarlarda çok önemli maçları var.

Gekas'ın Fatih Terim yorumları ise şu şekilde;

GEKAS: “YUNANİSTAN SÜPER LİGİ’Nİ KAZANABİLECEK POTANSİYELE SAHİPLER”

Teknik direktör Fatih Terim'in kim olduğunu söylemeye gerek yok. Bence hem antrenör hem de kişilik olarak tüm Türkiye için önemli bir insan. Türkiye'deki herkesin olduğu gibi ve benim de ona hem antrenör hem de insan olarak büyük saygım var. Panathinaikos, şu anda ligde ikinci sırada. Bence bazı futbolcular transfer edilirse Yunanistan Süper Ligi’ni kazanabilecek potansiyele sahipler. Fatih Terim, büyük takımlarda çok fazla tecrübe edindi. Ayrıca Galatasaray ile 8 Süper Lig şampiyonluğu ve 1 UEFA Kupası kazandı. Bunların takıma hem kişilik hem de isim olarak Panathinaikos’a başka bir boyut kazandıracağını düşünüyorum.

"TERİM'İN PANATHINAIKOS TAKIM KARAKTERİNE BÜRÜNMESİ GEREK"

Trendyol Süper Lig’in 18. haftasında Fenerbahçe ile Galatasaray, dev derbide karşı karşıya gelecek. 43 puana sahip olan iki ezeli rakip arasındaki maç, Ülker Stadyumu Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi'nde oynanacak.

Geçen sezon Kadıköy’de oynanan maçı 3-0 kazanan Galatasaray, aynı başarıyı tekrarlayarak Fenerbahçe’den liderliği devralmak istiyor. Kırmızı kart cezalısı olan Fred’in yokluğunda yıldız oyuncuları Tadic, Dzeko ve Szymanski’ye güvenen Fenerbahçe, kritik maçtan galip gelerek koltuğunu sağlama alma peşinde.

Galatasaray’ın eski milli futbolcusu Selçuk İnan ile bir dönem Fenerbahçe ve Galatasaray formalarıyla mücadele eden eski milli oyuncu Olcan Adın, zirve yarışını yakından ilgilendiren derbiyle ilgili düşüncelerini Spor Arena'ya söyledi.

Son olarak Kasımpaşa'yı çalıştıran ve şu sıralar boşta olan teknik direktör Selçuk İnan'ın sözleri şu şekilde;

"FENERBAHÇE-GALATASARAY DERBİSİ NEREDEYSE ŞAMPİYONLUK MAÇI GİBİDİR"

"Fenerbahçe-Galatasaray derbisi, her oyuncunun sabırsızlıkla beklediği, sahada olmaktan keyif aldığı ve oyuncular için çok önemli olan maçlardır. Bu maçlar, taraftarlar için bayram havasında geçer ve neredeyse şampiyonluk maçı gibidir. Her sene bütün ülkenin oynanmasını beklediği futbol için en önemli gün ve andır."

"2012’DE KADIKÖY’DE KUTLADIĞIMIZ ŞAMPİYONLUK, ORADA 1 MAÇ KAZANMAKTAN DAHA ÖNEMLİDİR"

Antalyaspor’un sezon başında Polonya ekiplerinden Lechia Gdansk’den transfer ettiği Jakub Kaluzinski, Akdeniz ekibiyle Süper Lig’de 9 kez mücadele etti, Türkiye Kupası'nda da 2 maçta forma giydi. Antalyaspor Teknik Direktörü Nuri Şahin’in ‘yıldız adayı’ olarak gördüğü 21 yaşındaki futbolcu, Polonya U21 Takımı’nın da formasını 9 kez terletti. İtalyan ekibi Parma ile ismi anılan Kaluzinski, hedeflerini anlatarak, bir gün Barcelona’da forma giymek istediğini söyledi.

ANTALYASPOR’UN 21 YAŞINDAKİ YETENEĞİ JAKUB KALUZİNSKİ’NİN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“İTALYA, HOLLANDA VE BELÇİKA’DAN BAZI KULÜPLER TRANSFER ETMEK İSTEDİ. NURİ ŞAHİN BENİ ARADI”

Dürüst olmak gerekirse uzun bir hikâyeden sonra Antalyaspor’a transfer oldum. Geçen sezondan sonra bana kulüplerden çok fazla ilgi vardı. İtalya, Hollanda ve Belçika'dan kulüpler beni transfer etmek istiyordu ama bazı nedenlerden dolayı transfer görüşmeleri sonuçlanmadı. Antalyaspor yönetimi ve teknik direktör Nuri Şahin beni aradı. Hızlıca somut adımlar attık ve birkaç gün sonra transfer için Türkiye geldim. Buraya gelmeye karar vermemdeki en önemli etken Nuri Şahin Hoca'nın kişiliğiydi. Böyle büyük kariyere sahip bir insan sizi takımda istiyorsa ve sizde potansiyel görüyorsa daha fazla düşünmenin bir anlamı yok. Bu kadro ve Nuri Şahin sayesinde kendimi çok geliştirdim.

“SÜPER LİG’DE KALİTELİ OYUNCULAR VAR, EN İYİ ATMOSFER TRABZONSPOR’DA”

Süper Lig’in diğer liglerden farkı, burada oynayan oyuncuların kalitesiydi. Türkiye Ligi’nde daha ofansif bir futbol oynanıyor ve çoğu takım her zaman hücum etmek istiyor. Şimdiye kadar büyük takımlardan sadece Trabzonspor'a karşı oynadım, bu yüzden şu ana kadarki en iyi atmosferin orada olduğunu söyleyebilirim. Önümüzdeki maçları düşünüyoruz, bana öyle geliyor ki özel bir hedef hakkında konuşmak için henüz çok erken. Önümüzde zorlu maçlar var ve bunlar Süper Lig’de hangi yöne gitmek istediğimizi gösterecek.

“XAVİ HERNANDEZ HER ZAMAN İDOLÜMDÜ, HAYALİM BARCELONA’DA OYNAMAK”

Beşiktaş altyapısında forma giydikten sonra Anadolu takımlarında kiralık olarak forma giyen Adem Büyük, en parlak dönemini yaşadığı ve A Milli Takım kapılarının açıldığı kulüp olan Kasımpaşa’da yaklaşık 6 yıl oynadı. Yeni Malatyaspor’da forma giydiği dönem attığı gollerle Galatasaray başta olmak üzere Süper Lig ve Avrupa kulüplerinin dikkatini çeken Büyük, Fatih Terim yönetimindeki Galatasaray formasını 1 yıl terletti. Galatasaray’da 34 maçta 11 gol ve 1 asistle oynayan, Şampiyonlar Ligi’nde Club Brugge ile oynadıkları maçta attığı golle dikkat çeken tecrübeli santrfor, yeniden döndüğü Yeni Malatyaspor’da, futbolcu ve teknik sorumlu olarak görev yaptı. Manisa FK macerasının ardından sezon başında İzmir ekibi Karşıyaka’ya imza atan milli futbolcu Adem Büyük, kariyeriyle ilgili bilinmeyen pek çok konuyu samimi bir şekilde anlattı.

“KARŞIYAKA’DA BU SENE ŞAMPİYONLUK PAROLASIYLA YOLA ÇIKTIK”

Kariyerinde yeni bir sayfa açtın ve sezon başında Karşıyaka'ya transfer oldun. Karşıyaka'daki günlerin nasıl geçiyor? Takımdaki atmosfer nasıl?

Karşıyaka, Türk futbol tarihinin en eski kulüplerinden ve en büyük camialarından birisi. Buraya gelirken futbol anlamında aklımda çok fazla soru işareti olmadı. Futbol ve sportif anlamda çok bilgili ve başarılı bir kulüp olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda konum olarak iyi durumda olmamalarına rağmen yine de büyük bir camia olduğunu her zaman her yerde hissettirmiştir. Bu ailenin içinde olmaktan dolayı mutluyum. Tabii ki bu sene hedefimiz şampiyonluk. Bu parolayla yola çıktık. Takımdaki ortam gayet iyi ve hiçbir problem yok. Arkadaşlar, kulüp çalışanları ve personeller, her şey çok iyi ve hiçbir problemimiz yok. Aynı şekilde yönetimimiz de, her zaman bizim yanımızdalar ve ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Umarım bu şekilde devam ederiz.

“İKİNCİ YARIDA GOL VE ASİST ANLAMINDA TAKIMIMA DAHA ÇOK KATKI SAĞLAYACAĞIM”

13 maçta 23 puan topladınız ve ligde 4.sırada yer alıyorsunuz. Ayrıca 13 maçta 2 gol ve 1 asist kaydederek takımına katkı sağladın. TFF 2. Lig’e yükselme hedefini ve bu seneki performansınızı değerlendirir misin?

Aslında lige istediğimiz gibi başladık. Daha sonra bir düşüş dönemi yaşadık ve tekrardan toparlanır gibi olduk. Teknik direktör değişikliğinden sonra yeniden bir ivme yakaladık. Kazanabileceğimiz maçları kazanamadık ve o yüzden zirveden biraz uzaklaştık. Tecrübeli ve kaliteli bir takıma sahip olduğumuz için hiçbir zaman karamsarlığa girmedik. İşin sonuna bakmak lazım. Bu işin sonunda ipi göğüsleyeceğimizi biliyoruz. Tabii ki bu sadece söylemlerle olmuyor, eyleme de geçirmek lazım. Mücadele edip daha çok çalışmamız gerekiyor. İlk yarıda kaybettiğimiz puanları, özellikle ikinci yarıda kaybetmememiz lazım. Alt sıralarda yer alan takımlara karşı gereksiz puanlar kaybettik. Tabii bu rakibi küçümsemek anlamında değil. Onlar da iyi mücadele ederek bu puanları aldılar. İkinci yarıya başlamadan önce son 1 maçımız daha var, rakibimiz yine alt sıralarda. O maçı kazanıp hem taraftarımızın gönlünü kazanmak hem de ileriye daha umutla bakmak istiyoruz. Kendi performansımla ilgili olarak; daha iyi olabilirdim.

Sezon başı kampına biraz geç katıldım ve hazırlanmak biraz zaman aldı. Hazırlandıktan sonra önceki teknik direktörle konuşmalarımız gayet olumluydu ama uygulamada biraz problem yaşadık. Önceki teknik direktörün bakış açısı biraz farklıydı. Bana söylediği şeylerin tekrardan arkamdan farklı şekilde söylediğini duydum. Bu açıkçası beni çok üzdü. Bana sonuna kadar güvendiğini, beni hazırlamak için elinden geleni yaptığını söylemişti. Ama yeri geldi beni oynatmadı. Açıkçası ona bu konuda biraz kızgınım. Hiçbir sorunum olmamasına rağmen benim oynamama nedenim giden teknik direktörle alakalıydı. Çünkü biz onunla oturup ne zaman hazır olacağımı ve oynayacağımı kararlaştırmıştık. Oynamayan bir oyuncuyu nasıl hazır edebilirsiniz? Maç ritmimi oynayarak yakalayabilirim. Oynamak istemediğime dair dışarıda bir algı yarattı. Kesinlikle öyle bir şey yok. 36 yaşındayım ama benim hedeflerim var. Hiçbir zaman sorumluluktan kaçmadım. Orada bir sıkıntı yaşadım ama şimdi daha iyi durumdayım. Daha iyi olacağıma ümit ediyorum. İkinci yarıda gol ve asist anlamında takıma daha çok katkı sağlayacağımı söyleyebilirim.

2018 yılında Hollandalı teknik adam Phillip Cocu’nun Fenerbahçe’de görev yaptığı dönem NEC Nijmegen’den transfer edilen 24 yaşındaki futbolcu Ferdi Kadıoğlu, özellikle bu sezon sol bek pozisyonundaki performansıyla herkesin takdirini kazandı.

Fenerbahçe formasıyla bu sezon ligde ve Avrupa’da toplam 22 maçta görev alan Kadıoğlu, takımına 2 gol ve 3 asistlik performansıyla katkı sağladı. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal ve A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Vincenzo Montella’nın savunmadaki güvendiği isimlerin başında gelen 24 yaşındaki yıldız; İtalya, İngiltere ve İspanya’daki kulüplerin dikkatini çekmeyi başardı.

Ferdi Kadıoğlu’nun NEC Nijmegen altyapısında oynadığı dönem beraber çalıştığı teknik direktörleri olan Rene Koster, Peter Hyballa ve Adrie Bogers, şampiyonluk mücadelesi veren sarı-lacivertli ekibin genç yıldızının çok konuşulan performansıyla ilgili düşüncelerini aktardı.

RENE KOSTER: “FERDİ, NEC NİJMEGEN ALTYAPI AKADEMİSİNİN EN BÜYÜK YETENEKLERİNDENDİ”

Ferdi Kadıoğlu, NEC Nijmegen’in altyapı akademisinde oynadığı dönemde iki yıl boyunca NEC Nijmegen’in altyapı direktörüydüm. Bir yıl 19 yaş altı takımında onun antrenörlüğünü de yaptım. O sırada 17 yaş altı oyuncusuydu. 17 ve 19 yaş altı kategorilerinde oynayabiliyordu. NEC Nijmegen’de çalışmadan önce de tanıdığım Ferdi, gençlik akademisindeki en büyük yeteneklerden biriydi. Bu yüzden ondan her zaman çok şey bekledik. Ferdi’nin, bizimle oynadığı dönemlerde Hollanda'daki daha büyük kulüplere gitme imkânı vardı ama o NEC Nijmegen’de kaldı. Çünkü onun için harika bir gençlik programımız vardı. Her zaman hedefimiz, Ferdi’ye bir şeyler kazandırmaktı. NEC Nijmegen’in A takımıyla ilk maçlarını oynamıştı. Onun bir sonraki adımı Fenerbahçe oldu. Bu benim için şaşırtıcıydı çünkü Hollanda'dan da ilgilenen başka kulüpler vardı. Ferdi, büyük bir geçmişi olan, her zaman şampiyonluk için oynayan ve Avrupa’da mücadele eden Fenerbahçe gibi fantastik bir kulübe transfer oldu. Ferdi için harika bir adımdı.

“FERDİ’NİN BEK OYNAMASINA ŞAŞIRDIM, BENİM TAKIMIMDA YARATICI ORTA SAHA OYUNCUSUYDU”

Ferdi, NEC Nijmegen akademisinde oynarken hep orta saha oyuncusu olarak görev yapıyordu. Benim 19 yaş altı takımımda oynarken, 10 numaralı yaratıcı orta saha oyuncusuydu. Ferdi, çok yetenekliydi ve iyi vuruşlar yapıyordu. Ayrıca iyi paslar veriyordu, tekniği iyiydi ve gol atabiliyordu. Ana pozisyonu buydu ve bize gol de attırabiliyordu. Ferdi’nin şu anda bek pozisyonlarında oynamasına çok şaşırdım. Ferdi, tabii ki orada da oynayabilir çünkü topla harika oynuyor. Muhtemelen son yıllarda defansif yönünü geliştirdi ve öğrendi. Ama topsuz alanda gerçek bir defans oyuncusu değil. Ferdi’yi, Sergiño Dest’e benzetiyorum. Almere City FC’de görev yaparken, Dest’in antrenörüydüm. Sergiño Dest, daha sonra Ajax'a, ardından Barcelona ve Milan'a gitti. Dest, şu anda PSV'de oynuyor. Dest, kanatta ve daha sonra bek olarak oynayan bir oyuncu. İyi bir tekniği olan çok yetenekli bir isim. Ayrıca hücumda çok iyi. Ferdi’yi, Dest’le kıyaslıyorum.

“EURO 2024 SONRASI BONSERVİSİ DAHA DA ARTACAK"

Bu sene Zaha, Tete, Ziyech, Angelino gibi yıldızları kadrosuna takviye eden ve Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmak için yola çıkan Galatasaray, Devler Ligi’nde istediği sonucu alamadı ve grubu 3.sırada bitirerek yoluna UEFA Avrupa Ligi’nden devam etmek zorunda kaldı. 2000 yılında UEFA Kupası’nı kazanan sarı-kırmızılılar, tecrübeli ve yıldız oyuncularıyla Avrupa arenasında yine aynı başarı tekrarlamak için mücadele verecek.

UEFA Avrupa Ligi play-off turunda Çekya ekibi Sparta Prag ile eşleşen Galatasaray, güçlü rakibiyle ilk maçını 15 Şubat 2024’te İstanbul’da oynayacak. Çekya basınının tecrübeli isimleri, Galatasaray-Sparta Prag eşleşmesiyle ilgili düşüncelerini aktardı.

ADAM WEİDENTHALER (CZECH RADİO): “GALATASARAY, HEM BÜYÜK FUTBOLCULARA HEM DE BÜYÜK FUTBOL TECRÜBESİNE SAHİP”

Bence Çek taraftarlar için özel bir maç olacak. Çek Cumhuriyeti'nde, Galatasaray taraftarlarının çok tutkulu olduğunu ve takımın Zaha, Icardi, Ziyech ve Mertens gibi uluslararası üne sahip birçok yıldıza sahip olduğunu biliyoruz. Benim bakış açıma göre, Çek taraftarlar ve oyuncular uluslararası bir maç olduğunda her fırsatta bu isimlere bakıyorlar. Çek Cumhuriyeti'nde hala bu ‘büyük isimlere’ çok daha fazla odaklanıyoruz ve bence insanlar onları Galatasaray formasıyla görmekten memnun olacaklar. Galatasaray, bu büyük oyunculara ve büyük futbol tecrübesine sahip. Ayrıca bu takımın çekirdek kadrosunun yaklaşık 1,5-2 yıldır bir arada olması nedeniyle de bir avantajı var. Türk futbolunun gelecek vaat eden yıldızı olması beklenen Kerem Aktürkoğlu hakkında da harika şeyler duydum ve oynadığı futbolu gördüm. Savunma konusunda Galatasaray’ın kanat bekleri olan Angelino ve Sacha Boey da bana çok güçlü görünüyor.

“GALATASARAY’IN ATMOSFERİNİN OYUNCULAR İÇİN GERÇEK BİR CEHENNEM OLACAĞINA EMİNİM”

Sparta Prag tarafında ise gücün çoğu hücum bölgelerinden geliyor. Lukas Haraslin ve Veljko Birmancevic, Çek Ligi’ni kasıp kavuruyor. Ve sağlıklı olduğunda izlenmesi gereken bir oyuncu da, hiç durmadan koşan ve ceza sahasına harika bir pas teslimatı yapan sağ bek Angelo Preciado'dur. Ayrıca Sparta Prag, genellikle stoper Filip Panak, ön libero Ladislav Krejci ve Asger Sörensen gibi oyuncularla duran toplardan da tehlikeli olabilir. Galatasaray’ın atmosferi hakkında çok şey duydum ama ne yazık ki şahsen o stadyumda hiç bulunmadım. Galatasaray’ın Stadyumu’ndaki atmosferin, oyuncular için gerçek bir cehennem olacağına eminim ancak bazı Sparta Praglı oyuncular buna kesinlikle alışkın olacaktır. Çünkü Sparta Prag ve Slavia Prag arasındaki ‘Prag Derbisi’ de çok gürültülü ve genellikle nefret dolu bir havada geçiyor.

BART CERNIK (ISPORT.CZ): “GALATASARAY, SPARTA PRAG’IN SON YILLARDA OYNADIĞI EN ZORLU RAKİPLERDEN OLACAK”

Bu sezon UEFA Avrupa Konferans Ligi D Grubu'nda mücadele eden Beşiktaş, son hafta maçında Lugano ile prestij maçına çıkmış ve rakibini deplasmanda 2-0 yenmişti. Teknik direktör Rıza Çalımbay, Lugano maçında sol bek mevkiisindeU19 takımdan Emrecan Terzi’yi monte etti. Rıza Çalımbay’ın kendisine verdiği şansı iyi kullanan ve 90 dakika etkili bir performans sergileyen Terzi, güzel oyununu 1 golle süsledi. Beşiktaş U19 Teknik Direktörü Serdar Topraktepe ve Beşiktaş’ın eski teknik direktörü Önder Karaveli, genç futbolcunun başarılı performansıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Altınova Spor Kulübü Başkanı Çetin Albayrak ise, altyapılarında yetişen eski oyuncusuyla ilgili hatıralarını aktardı.

SERDAR TOPRAKTEPE: "TEK HEDEFİMİZ, BEŞİKTAŞ’A HİZMET ETMEKTİR"

Beşiktaş U19 Takımı'nın teknik direktörü Serdar Topraktepe, Terzi ile ilgili "Emrecan Terzi, bize 13 yaşında geldi. 7 senedir altyapımızda oynuyor. Son 2,5 senedir U19 takımımızda oynuyor. Yaşları küçük olsa da oyuncuları geliştirmek için U19’a alıyoruz. Altyapımızdaki hocalarımızla beraber tek hedefimiz, elimizden geleni yapıp futbolcu yetiştirmek ve Beşiktaşımıza hizmet etmektir. Bizi koordine eden futbol akademisi sorumlumuz Mehmet Ekşi hocamız, altyapıda görev alan bütün antrenörlerimiz, idari ekibimiz, malzemeci, masör, mutfaktaki aşçı dahil olmak üzere altyapıda görev alan herkesin Terzi ve altyapıdan A Takım’a yükselen sporcuların tamamında büyük emekleri var. Altyapımızda iyi ve güzel futbol oynayan, ileride kazanç sağlayacak oyuncularımızdan oluşan kadroyla Beşiktaş A Takımımıza hizmet etmek istiyoruz, felsefimiz bu şekilde. Buradan A Takım'a çıkarabileceğimiz bütün yetenekli oyuncuları küçük yaşta alıp A Takımımıza hizmet etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Yani altyapılarda maçı kazanmak ve skorlar önemli değil. Doğru futbol oynayıp, doğru bilgileri öğreterek A Takım'a hizmet etmektir." ifadelerini kullandı.

"EMRECAN TERZİ, SÜRATLİ VE ATAK YÖNÜ DE OLAN BİR SOL BEKTİR"

Emrecan Terzi'nin özelliklerine dair konuşan Topraktepe, "Emrecan, süratli ve çabuk bir futbolcudur. Aynı zamanda atak yönü de olan bir sol bektir. Tabii ki her futbolcunun olduğu gibi onun da eksikleri var, tecrübe eksikliği gibi. A Takım'daki ağabeyleri ve hocaları vasıtasıyla eksiklerini tamamlayıp daha iyi yerlere geleceğine inanıyoruz. Altyapıdaki hocalarımızla koordineli bir şekilde çalışıyoruz. Mesela Emrecan Terzi, ön tarafta oynuyordu. Onu sol beke çekince, sol bek de oynamaya başladı. Ondan sonra bu şekilde gelişti. Oyuncularımız, A Takım'a çıktıktan sonra orada eksiklerini tamamlaması lazım. Beşiktaş ve Süper Lig çok büyük bir yer. Bu büyük yerlerde oynaması için altyapıdan çıktıktan sonra oradaki adaptasyonu, oyuncularla arasındaki ilişkiyi yavaş yavaş kuracak. Oradaki ağabeylerinden de öğreneceği şeyler var. Beşiktaş’ta, ben de ilk 19 yaşında oynadım. O zamanlar büyüklerimiz bize destek verdi. Oradaki büyüklerimizin destekleriyle bir yerlere geldik. Ağabeylerinin destekleriyle daha iyi yerlere geleceklerdir." dedi.

Portekiz'in güçlü ekiplerinden Porto ve Braga’da oynadığı futbolla bir dönem adından söz ettiren Hélder Barbosa, 2 sene formasını giydiği dönemin Süper Lig ekibi Akhisarspor’da Türkiye Kupası ve Süper Kupa sevinci yaşadı. Akhisarspor ve Hatayspor formasıyla Süper Lig’de toplam 106 maçta oynayan eski orta saha, 12 gol ve 7 asistlik performans sergiledi. 78 kere Portekiz Milli Takımı’nın alt yaş kategorilerinde oynayan Barbosa, Portekiz Milli Takım formasını da 1 kez terletti. Akhisarspor’daki başarılı dönemiyle ilgili konuşan 37 yaşındaki eski orta saha; Portekiz, Türkiye ve Çekya’nın bulunduğu EURO 2024 Grubu hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

HELDER BARBOSA’NIN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

“AKHİSARSPOR’DA TÜRKİYE KUPASI’NI VE SÜPER KUPA’YI KAZANMAK MUHTEŞEMDİ”

Akhisarspor’da oynadığım dönem çok güzel duygular yaşadım. Fenerbahçe ve Galatasaray’ı yenerek Türkiye Kupası’nı ve Süper Kupa’yı kazanmak, Akhisarspor’da yaşadığım en güzel anılardan sadece iki tanesiydi. O şehir ve taraftarlar için 2 kupa kazanmak muhteşemdi. Türkiye Ligi’nde harika takımlar var. İyi futbol oynanıyor. İspanya ve Portekiz Liglerinde olduğu gibi çok da fiziksel mücadeleye dayanmayan ama çok kaliteli mücadelenin olduğu bir lig. Bence en büyük fark zihniyette. Çünkü Türkiye Ligi’nde gördüğünüz kaliteye rağmen, Süper Lig takımları uluslararası maçlarda mücadele ettiklerinde çok zorlanıyorlar.

“OKAN BURUK, ŞİMDİ DE GALATASARAY’DA FARK YARATMAYA DEVAM EDİYOR”

Akhisarspor’da beraber çalıştığımız teknik direktör Okan Buruk, zamanında harika bir oyuncuydu. Bu nedenle nasıl düşündüğümüzü, neleri sevdiğimizi biliyordu. Takımdaki her bir oyuncuya sahada ne istediğini çok sakin bir şekilde açıklardı. Bence Okan Buruk, bu şekilde çalıştığı kulüplerde bir fark yarattı ve şimdi de Galatasaray’da fark yaratmaya devam ediyor. Türkiye’de oynarken beni en çok etkileyen şey, stadyumlardaki atmosfer ve taraftarlardaki tutkuydu. Süper Lig’deki atmosfer eşsizdi. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Bursaspor’un inanılmaz bir atmosferi vardı.

“TÜRKİYE MİLLİ TAKIMI’NI HER ZAMAN BÜYÜK ARENALARDA GÖRMEYE ALIŞIĞIZ”

Teknik Direktörler Yılmaz Vural, Mustafa Dalcı ve Mehmet Altıparmak, Süper Lig'in 15. haftasında Ankaragücü ile Çaykur Rizespor’un 1-1 berabere kaldığı mücadele sonrasında Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın hakem Halil Umut Meler’e yumruklu saldırısını kınadı.

MEHMET ALTIPARMAK:

“HAKEMLERE BİZLER DE KIZIYORUZ AMA KİMSE HAKEME BÖYLE YAPAMAZ”

Açıkçası maçın içinde herkesin hata yaptığı bir iş yapıyoruz. Bizler de bazen hakemlere kızıyoruz ama kimse hakeme böyle yapamaz, bu çok ayıp bir şey. Şiddetle kınıyorum. Dünyanın gözü önünde şu anda ‘1 numara’ dediğimiz hakemimize böyle bir şey yapılması hem Türkiye’de hem de dünyada bizim adımıza çok kötü bir şey. Biz bu tür eylemlerin içinde olmak istemeyiz. Futbolun içinde hatalar da var ama bu tür bir eylemin olması bizi çok üzüyor. Bana göre bu olay bir milat olacak diye düşünüyorum. Şu anda verilecek kararlar, bana göre Türk futbolunun bundan sonraki geleceğiyle alakalı en önemli kararlar olacak. Bu şansı, ülke olarak iyi değerlendirirsek futbolumuzu da kurtarmış oluruz.

“OLAYLARIN BURAYA GELMESİNDE HEPİMİZİN SUÇU VAR”

Bu olayı sadece TFF’ye yüklememek lazım. Olayların buraya gelmesinde hepimizin suçu var. Herkes tek suçlu olarak hakemleri görüyordu. Her şeyde hakemleri suçluyoruz. Hedefte hep hakemler olduğu için böyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Bu işi çözmek, sadece TFF’nin işi değildir. Bana göre bu olay, ülkemizin sorunudur. Hep birlikte oturup çok net bir karar verilmesi lazım. Bu işlerde caydırıcılık olmazsa herkes sahada kendi kararını kendi verir. Bu şekilde Türk futbolundaki sorunların içinden çıkamayız. Bundan sonrası adına caydırıcı olmak için çok net ve garanti bir ceza verilmesi lazım.

MUSTAFA DALCI:

“HAKEMLERİN, İNSANİ YÖNDEN KENDİLERİNİ GELİŞTİRMESİ LAZIM”

Şampiyonlar Ligi’nde yoluna devam edebilmek için FC Kopenhag’la Parken Stadyumu’nda karşılaşacak olan Galatasaray, final niteliğindeki maça odaklandı. Averajla grupta 3.sırada olan sarı-kırmızılı ekip, 2000 yılında UEFA Kupası’nı kazandığı bu stadyumda Kopenhag’ı yenip gruptan çıkarak zaferlerine bir yenisini daha eklemek istiyor. FC Kopenhag’ı takip eden Danimarkalı futbol muhabirleri, iki ekibin gruptan çıkmak için oynayacağı dev maç hakkında özel açıklamalarda bulundu.

DANİMARKALI GAZETECİLERİN, FC KOPENHAG-GALATASARAY MAÇI HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ ŞÖYLE:

DANİEL NØJSEN FALLAH (BOLD.DK):

“GALATASARAY’IN HÜCUM OYUNCULARIYLA BAŞA ÇIKMAK SORUN OLACAK”

Çok çekişmeli bir maç olacağını düşünüyorum. İki takım arasında bazı husumetler var. Maçın başlangıçta biraz gergin geçeceğini düşünüyorum. Galatasaray, deplasmanda oynamasına rağmen FC Kopenhag'ın şu anki formundan dolayı Galatasaray’ın kazanacağına biraz daha sıcak bakıyorum. Kopenhag, Danimarka Kupası’nda çeyrek finalde kaybetti. Kopenhag, savunma anlamında bazı sorunlar yaşıyor. Şu ana kadar Şampiyonlar Ligi maçlarında güçlü bir performans göstermiş olsa da Galatasaray'ın hücum oyuncularıyla başa çıkmalarının sorun olacağını düşünüyorum. Kopenhag Teknik Direktörü Jacob Neestrup'un takım yönetme şeklinden çok etkilendim. Oyuncular ona çok güveniyor. Jacob Neestrup, oyuncularından ne istediği konusunda çok net birisi. Takımına çok değer veriyor. Ancak şu anki dönem - son iki hafta - muhtemelen onun için Kopenhag'daki en zor dönemi oldu ve ulusal müsabakalarda biraz zorlandıklarından Galatasaray maçının daha da önemli hale geldiğine şüphe yok.

“PARKEN STADYUMU, TÜRK STADYUMLARINDAKİ GÜRÜLTÜNÜN YANINA BİLE YAKLAŞAMAZ”

Parken Stadyumu’nun harika bir atmosferi var ve geçtiğimiz yıllara göre tribünler daha çok gelişti. Elbette Türk stadyumlarındaki gürültünün yanına bile yaklaşamaz ama stadyumun bir ucundaki taraftar bölümü (Sektion 12 olarak adlandırılıyor) oyuncuların çok beğendiği, devasa ve harika bir atmosfer yaratıyor. Bu bölümdeki taraftarlar, oyuncuların daha iyi performans göstermelerine yardımcı oluyor.

Süper Lig'de Ankaragücü ile Rizespor'u karşı karşıya getiren müsabaka, 1-1'lik beraberlikle sonuçlanırken, karşılaşmanın ardından skandal bir olay yaşandı. Ankaragücü Başkanı Faruk Koca'nın hakem Halil Umut Meler'e saldırması, Türk ve dünya basınında geniş yer buldu.

Başkanı Faruk Koca'nın içerisinde bulunduğu 3 kişi, savcılıkta alınan ifadelerin ardından “kamu görevlisini yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle spor alanında kırık oluşacak şekilde yaralamak” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Halil Umut Meler'in yardımcılarından Kerem Ersoy'un babası eski hakem Fahir Ersoy, olaylar hakkındaki sorumuzu yanıtladı. Öte yandan MHK'nin eski başkanlarından Ahmet Güvener ve eski hakem Mustafa Kamil Abitoğlu da konuyla ilgili Spor Arena'ya değerlendirmeler yaptı.

BABASININ İZİNDEN GİDİP FIFA KOKARTI TAKTI

Fahir Ersoy ile Kerem Ersoy FIFA kokartlı yardımcı hakemlerin ilk örneği olmuşlardı. Kerem Ersoy, babasının izinden gidip 20 yıl sonra aynı kokartı takmıştı.

“TÜRK FUTBOLUNA VURULMUŞ BİR YUMRUK VAR”

Ankaragücü ile Rizespor, Trendyol Süper Lig'in 15. haftasında kozlarını paylaştı. Eryaman Stadyumu'nda oynanan müsabaka, 1-1'lik beraberlikle sonuçlandı. Karşılaşmanın ardından ise skandal bir olay yaşandı. Ankaragücü Başkanı Faruk Koca'nın hakem Halil Umut Meler'e saldırması, Türk ve dünya basınında geniş yer bulmuştu. 'Kamu görevlisini yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle spor alanında kırık oluşacak şekilde yaralamak' suçundan tutuklanan Koca ile ilgili nasıl bir yaptırım uygulanacağı ise merak konusu haline gelmişti.

Spor hukukçusu Anıl Dinçer, Spor Arena'ya yaptığı açıklamayla çirkin saldırının hukuki yönüne dair bilgiler verdi.

"ANKARAGÜCÜ’NE SAHA KAPATMA CEZASI"

Faruk Koca'nın 1-3 arası hapis cezası alabileceğini belirten Dinçer, "TFF Disiplin Talimatı’nın, ‘saldırı’ başlıklı 44.maddesi ve ‘kavga’ başlıklı 45.maddesinde ciddi cezalar öngörülmektedir. 44. maddeye göre ilgili kulüp başkanı, 400 gün hak mahrumiyeti ve 825 bin TL para cezası alabilir. 45. maddeye göre ise 200 gün hak mahrumiyeti cezası ve 390 bin TL para cezası alabilir. Bunlar eklenerek gidebilir. Bu nedenle, Faruk Koca’nın 1.5-2 yıl sahalardan uzak kalma ihtimali var. Kulübün ise saha kapatma ve para cezası alması oldukça kuvvetli ihtimal, çünkü kulüp başkanının yaptığı eylemlerden doğrudan sorumlu. Faruk Koca, ayrıca TCK 86’ya göre kasten adam yaralama suçundan ceza alabilir. Müsabaka hakemleri, ‘kamu görevlisi’ olarak tanımlanıyor. Bu nedenle, 1-3 yıl hapis cezası mümkün." dedi.

“KANUN, ‘ŞİDDET VARSA YARI ORANINDA ARTIRABİLİRSİNİZ’ DİYOR”

Yaşanan olayın şikayete tabi olmadığını dile getiren Anıl Dinçer, "6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un 17.maddesine göre de spor alanlarında kasten yaralama suçunun işlenmesi halinde şikâyet şartı aranmamakta. Yani şikâyete tabi olmayan bir ceza bu. Devlet resen soruşturma başlatır ve devamını getirir. Ayrıca ceza yarı oranında arttırılabilir. Öngörülen 1-3 yıllık ceza, yarı oranında arttırılabilir. Saldırı ve kavgaya ilişkin olarak TFF Disiplin Talimatı’nın hükümleri ve cezalar belli. Hak mahrumiyeti ve para cezası var. Ayrıca, konu adli vaka. Adli olarak TCK’da 1 ila 3 yıl olarak ceza öngörülmüş. 6222 sayılı kanunda 'futbol müsabakalarında şiddet varsa, yarı oranında artırabilirsiniz.' diyor." ifadelerini kullandı.

“HAKEM, KAMU GÖREVLİSİ SAYILDIĞI İÇİN CİDDİ CEZALAR GELECEK”

Fenerbahçe, Tüpraş Stadyumu’nda karşılaştığı Beşiktaş’ı Edin Dzeko, Dusan Tadic ve Sebastian Szymanski’nin golleriyle 3-1 yendi.

40 puana ulaşan ve averajla Galatasaray’dan liderliği geri alan sarı-lacivertliler, zorlu mücadeleden galibiyetle ayrılarak taraftarını sevindirdi.

Fenerbahçe’de, teknik direktör Arthur Zico ve Luis Aragones dönemlerinde savunmada görev yapan eski futbolcu Yasin Çakmak, dünkü derbiyle ilgili özel açıklamalarda bulundu.

Çakmak, Zico döneminde olduğu gibi Fenerbahçe’de bir aile ortamının olduğunu vurguladı.

FENERBAHÇE’NİN ESKİ MİLLİ FUTBOLCUSU YASİN ÇAKMAK’IN AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:

“NORDSJAELLAND MAĞLUBİYETİ, FENERBAHÇE’YE EKSTRA BİR MOTİVASYON OLARAK DÖNDÜ”

Fenerbahçe ve Galatasaray, uzun süredir bu ligin üzerinde bir takım olduklarını kanıtlamıştı. Fenerbahçe’nin Avrupa’da aldığı mağlubiyet sonrası insanlar takımda ciddi sıkıntıların olduğunu düşünmüş olabilir. Ben Nordsjaelland mağlubiyetinin Fenerbahçe’ye ekstra bir motivasyon olarak döneceğini düşünüyordum. Bunu da zaten görmüş olduk. Beşiktaş’ın bu sene yaşadığı sorunları hepimiz görüyorduk. Bu sıkıntılar zaten sahaya da yansıyordu. Beşiktaş’ın bu sene seyircisiyle istediği gibi buluşamaması ciddi sıkıntılar yaratmıştı. 2 teknik direktör değişikliği, Beşiktaş’ın ciddi sorunlara gireceğini gösteriyordu.

Trendyol Süper Lig'in 15. haftasında Beşiktaş ile Fenerbahçe TÜPRAŞ Stadyumu’nda bugün kozlarını paylaşacak. 14 maçta 26 puan toplayan, ligde ve Avrupa’da sıkıntılı günler geçiren Beşiktaş, 1 maç eksiğiyle 37 puanla 2.sırada yer alan Fenerbahçe karşısında galibiyet arayacak. Geçtiğimiz hafta Kadıköy’de Sivasspor’u 4-1’le geçen sarı-lacivertli ekip, Beşiktaş deplasmanından 3 puanla dönerek Galatasaray’la olan zirve yarışında hata yapmama peşinde. Eski futbolcular Ali Bilgin ve Yusuf Şimşek, iki ezeli rakibin kritik maçta kazanma şansıyla ilgili yorumlarını aktardı

ALİ BİLGİN: “FENERBAHÇE’DEKİ OYUNCULAR, ŞAMPİYONLUK BASKISINI KALDIRABİLECEK KAPASİTEDE”

Fenerbahçe, sezona çok iyi başladı. Takım olarak birlikte hareket ediyorlar ve erken uyum sağladılar ama ilk yarının sonlarına doğru biraz yorgunluk belirtileri kendini göstermeye başladı. Özellikle takımı taşıyan oyuncularda mental olarak yorgunluk gözüktü. Bu durum skorlara yansıdı. Büyük takımda oynadığınızda her zaman bir şampiyonluk baskısı vardır. Fenerbahçe gibi bir kulüpte oynuyorsanız bu baskıyı kaldırmanız gerekiyor. Oyuncuların deneyimine baktığımızda aslında bu baskıyı kaldırabilecek kapasitede oyuncular var. Aslında orta sahada Fred’in eksikliği de bu sıkıntılı sürece neden oldu.

“SKORLARA BAKTIĞIMIZDA İSMAİL KARTAL’IN ŞİMDİYE KADAR BAŞARILI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

Skorlara baktığımızda İsmail Kartal’ın şimdiye kadar başarılı olduğunu düşünüyorum. Tabii ki her takımın sezon içinde bir iniş göstermesi normaldir. Fenerbahçe, Sivasspor’a karşı 4-1’lik net bir skorla kazandı. Bu skor, Fenerbahçe’nin tekrardan çıkışa geçtiğini gösteriyor. Takım acaba biraz rehavete mi kapıldı? diye düşünmek lazım. Ligde ve Avrupa’da müthiş bir başlangıç vardı. ‘Gruptan çıktık’ havasına girip burada performans eksikliği yaşamış olabilirler. Bu çıkışı, Beşiktaş derbisiyle beraber iyi bir skorla devam ettirmeleri lazım.

“FENERBAHÇE’NİN, YÜKSELİŞE GEÇTİĞİNİ KANITLADIĞI MAÇLARDAN BİRİ OLACAK”

Ön tarafta kariyer anlamında Dzeko gibi üst seviye bir oyuncu var. Tadic’de mental yorgunluk vardı. Tadic’in takıma ilk geldiğindeki katkısı yüksekti. Son maçlarda yorgunluk belirtileri vardı. İrfan Can, skora yaptığı katkılarla takımı sırtlıyor. Bu derbide Fenerbahçe’yi bir adım daha önde görüyorum. Fenerbahçe için inişi durdurup, tekrardan yükselişe geçtiğini kanıtladığı maçlardan biri olacak. Derbide alınacak galibiyetin, şampiyonluk yolunda da moral açısından iyi olacağını düşünüyorum. Fred, Fenerbahçe’nin orta sahasındaki dinamosu olduğu için bu maçta onun performansı önemli olacak. Oyuna dinamiklik ve heyecan katıyor. Bu da takımı bir üst seviyeye taşıyor. Ayrıca ön tarafta Szymanski ve İrfan Can’ın da göstereceği performans da önemli olacak. Dzeko, yaşı ilerlemesine rağmen hep hareketli ve oyununun içinde kalmaya çalışan bir futbolcu. Dzeko, arkadaşlarına da önderlik yapmaya çalışan bir oyuncu profili. Onun performansının da bu derbide önemli olacağını düşünüyorum. Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’a göre daha oturmuş bir kadrosu var.  Yeni başkanla beraber Beşiktaş belki motive olacaktır ama bu konuda Fenerbahçe’yi bir adım daha önde görüyorum.

Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın EURO 2024 Finalleri’nde mücadele edeceği F Grubu’ndaki rakiplerinden biri de Çekya oldu. EUR0 2008 ve EURO 2016’daki grup maçlarında karşılaştığını rakibini iki maçta da yenen ay-yıldızlılar, Çekya karşısında bu sefer Vincenzo Montella yönetiminde Haziran 2024’te Almanya’da gerçekleşecek turnuvada galip gelmeye çalışacak.

Çekya Milli Takımı’nda 2014-2016 yılları arasında görev yapan Pavel Vrba ile 2016-2018 yıllarında çalışan tecrübeli teknik direktör Karel Jarolim, F Grubu’ndaki takımları ve Türkiye-Çekya mücadelesini yorumladı.

KAREL JAROLİM VE PAVEL VRBA’NIN ‘EURO 2024’ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:

KAREL JAROLİM: “VİNCENZO MONTELLA, TAKIM RUHU OLUŞTURMA DÜŞÜNCESİ ÜZERİNDE ÇALIŞTI”

Gruptaki mücadele Çekya, Portekiz ve Türkiye arasında geçecek. EURO 2008 ve EURO 2016’daki maçlarda Türkiye'ye iki kez kaybetmiş olmamız bizi rövanşı almak ve grupta ilerlemek için motive etmelidir. Teknik direktör Vincenzo Montella'nın mükemmel bir geçmişi var. Montella, Türkiye’de göreve başladığı günden beri kesinlikle takım ruhu oluşturma düşüncesi üzerinde çalıştı. Montella’nın 4 maçta aldığı 3 galibiyet ve 1 beraberlikte bu çalışmalarının sonucunda geldi. Türkiye Milli Takımı’nın geçmişte daha önemli başarılar elde etmek için eksikliğini hissettiği şey buydu. Türkiye, her zaman yetenekli oyunculara sahipti ancak takım ruhundan yoksundular.

“TOMAS SOUCEK VE SCHİCK’İN İYİ FORMUYLA TEHLİKELİ OLACAĞIMIZA İNANIYORUM”

Türkiye’de favori olarak gördüğüm, Hamburg zamanlarından beri takip ettiğim oyuncu olan Hakan Çalhanoğlu var. Takımdaki diğer oyuncuların da yetenekli olduğundan şüphe yok. Çekya’da, kaptanımız Tomas Soucek ile birlikte kilit bir oyuncu olan Patrik Schick’in fark yaratabileceğine inanıyorum. Bu iki oyuncunun iyi formu ve takım ruhuyla tehlikeli olacağımıza ve gruptan çıkabileceğimizi düşünüyorum.

PAVEL VRBA: