GeriModa Trendleri Alışveriş zevki hastalığa dönüşmesin!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Alışveriş zevki hastalığa dönüşmesin!

"Çoğumuz için alışveriş vazgeçilmez bir tutku. Fakat bu tutkunun kronik bir hastalığa dönüşmesi an meselesi. İşte, o anda frene basmanın ve farklı ilgi alanları geliştirmenin tam zamanı."

Güzel giyinmekten, kendine bakmaktan, çeşit çeşit kıyafet ve aksesuarlara sahip olmaktan hoşlanmayan kadın yoktur. Tabii ki her kadının tarzı farklı; birisi pırlantalar içinde gezerken, bir diğeri deri bileklikler takabilir. Ama inanın, o deri bileklikler de en az şık bir pırlanta kadar büyük çabalarla aranıp bulunmuştur.

Hatta şöyle bir iddiada bile bulunmak mümkün: En paspal görünümlü kadınlar bile bu görünümü elde etmek için bakımlı kadınların harcadığından çok daha büyük emekler harcarlar.

Keyif zorunluluğa dönüşmesin

Gelin görün ki, hayatımızdaki bu tatlı zevkin oldukça tehlikeli bir yanı var: Kolaylıkla araç olmaktan çıkıp amaç, hatta hastalık haline gelebilir. Peki, alışverişin sizin için bir hastalık mı, yoksa sadece kadınca bir tutku mu olduğunu nasıl anlayacaksınız? Çok basit: Alakasız bir işinizi halletmek için dışarı çıktığınızda bile evle asla evi boş dönmüyorsanız, vitrinde beğendiğiniz ayakkabıyı almayınca depresyona giriyorsanız, hayatın anlamını indirimlerde buluyorsanız, bir şeyler satın alırken ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurma gereği duymuyorsanız, bütün mağazaların çalışanlarıyla tanışıyorsanız, sınırınız alışveriş torbanızın patladığı an ise, size geçmiş olsun, şifayı kapmışınız.

Ama üzülmeyin, bu bağımlılıktan kurtulmak hiç de zor değil. Üstelik çözüm aylar boyunca alışverişe çıkmayarak kendinizi cezalandırmanızda da yatmıyor. Alışverişi kendiniz için yeniden bir zevk haline getirmek ve içinizdeki "almak zorundayım" duygusundan kurtularak bilinçli bir tüketici haline gelmek için birkaç püf noktasına dikkat etmeniz yeterli.

- Öncelikle gardrobunuzdaki giysileri, ayakkabıları ve aksesuarları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışın. Kendinizi alışveriş sarhoşluğu içinde dışarı atmadan önce ayna karşısında farklı kombinasyonlar deneyip eski giysilerinizi ufak tefek değişikliklerle modaya uydurmaya çalışmanız sizi bir parça frenler.

- İndirimler, semt pazarları ve ara sokaklardaki ucuzcu mağazalar sizin için kıyıya köşeye kurulmuş bubi tuzakları gibidir. Bu tarz yerlere gitmek için kendinize bir sınır koyun. Mesela, semt pazarlarına her hafta değil, her mevsim bir kere yani üç ayda bir gidin. Belki başlangıçta büyük acılar çekeceksiniz ama bu yeni duruma kısa bir süre alışacağınızdan emin olabilirsiniz.

- Yurtdışında alışveriş turları yerine, gördüklerinizin tadını çıkartın, bol bol fotoğraf çekin. Tabii ki ilginç ve gördüğünüz yerlere özgü ufak tefek şeyler satın alabilirsiniz ama zamanınızı alışveriş merkezlerinde harcamayın.

- El becerilerinizi geliştirebileceğiniz aktiviteler edinin ve bunlar sayesinde kendi zevkinize uygun tasarımlar yapmanın yanı sıra, bir şeyler üretmenin keyfini çıkartın. Kendinize değişik ilgi alanları geliştirip bunlara zaman ayırdığınızda alışveriş sizin için tekrar sadece bir zevk, hayatınızın hoş detaylarından biri haline gelecektir.

False