GeriAşk Temponuzu yavaşlatın!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Temponuzu yavaşlatın!

"Her şeyi yarışırcasına yaşadığımız bu dünyada, hayattaki en zevkli şeyleri (seks ve yemek) bile aceleye getirmeye başladık. Uluslararası bilim guruları ise bizleri uyarıyor: Yavaşlayın!"

Bu yazıyı okumaya başladıysanız, şanslı insanlar arasındasınız: Kendinize bir dergi okuyacak kadar vakit tanıyorsunuz demek ki! Rutin uğraşlarınızdan bir süreliğine uzaklaşıp bilgi edinebileceğiniz bir yazı okumanız bile büyük bir ilerleme! Her şeyin hızla tüketildiği ve yaşandığı bir çağda yaşıyoruz: Yemeklerimizi fastfood restoranlarda yiyoruz, hızlı arabalara, deniz otobüslerine biniyoruz, mesajlaşırken kelimeleri kısaltıyoruz, seksi bile "hızlı" yapıyoruz.

Arada durup, bu hızlı stilin hayatımız, sağlığımız, cinselliğimiz üzerinde
yarattığı sonuçları düşünen insan sayısı çok az. Son zamanlarda dünyada yeni bir akım var:
Yavaşlamamızı, hayatımızı tadını alarak yaşamamızı öneren bir akım ve giderek daha fazla müdavim kazanıyor. "Yavaşlamanın Değeri" adlı kitabında yazar Carl Honorhayatı yavaş bir tempoda yaşamanın yararlarını şöyle açıklıyor: "Akıllıca bir tempoda yaşarsanız, hayatınız daha güzel geçecektir. Yavaşlamak her şeyi kaplumbağa hızıyla yapmakla ilgili değil. Yavaşlamak, hayatın iyi taraflarını tadını alarak yaşamaktan ibaret. Hızlı yaşanan bir hayat yüzeyseldir. Acele ettiğinizde, ancak yüzeysel olana ulaşırsınız, olaylar ve insanlar arasındaki bağlantılara değinme fırsatınız olmaz." Aceleden, kendimizle olan bağlantımızı bile kaybediyoruz. Her alanda bilgi bombardımanına tutulduğumuz bu dünyada, hiçbir şey yapmama lüksünü ve sanatını unutmuş bulunuyoruz. Düşüncelerimizle yalnız kalmamız artık mümkün olmuyor. Yavaşlayın dediğimizde, ilk etapta üç alanda yavaşlamanızı özellikle istiyoruz: seks, yemek ve düşünce.

Yavaş ye!
Hızlı hayat tempomuzdan midelerimiz de payını alıyor. İnsanlık tarihinde hiçbir zaman bu kadar hızlı tempoda yemek yenmemiştir. Sandviçimizi fast food dükkanından alıp, yürürken yiyoruz. Köftemizi bile hazır alıp ısıtıyoruz. Yemek pişirme kavramı değişti. Pişirmek artık bir şeyleri bir plastik torbaya koyup, mikro dalga fırına atmak anlamına geliyor. Hem de en fazla 2 dakika içindeÇeşitli yemek seçeneklerimiz olmasına rağmen, en düşük beslenme değeri olanını seçiyoruz. Bu sırf obez olmamıza ve gerekli vitamin ve mineralleri
almamamıza yol açmıyor, aynı zamanda güzel yemeğin tadını unutmamıza ve sevdiklerimizle sofra zamanını paylaşmamıza da engel oluyor.
Bir sofranın etrafında ikiüç saat oturmak artık imkansız bir olay hayatımızda. Genelde arkadaşlarımızı eve yemeğe davet etmeyiz, herkes kendince çabuk çabuk bir şeyler yiyip televizyonun veya bilgisayarın karşısına geçer.
Yataktan birkaç dakika daha geç çıkıp, kahvaltıyı yolda etmeye karşı çıkan birkaç adam "Yavaş Yiyin" grubunu oluşturdular. İtalya'da başlayan bu harekat, Cape Town ve Johannesburg gibi dünyanın birçok yerinde müdavim buldu. "Biz homojenize edilmiş ve kurutulmuş gıdalara karşıyız. Tat diy bir şey kalmadı, sırf yemiş olmak için bir şeyler atıyoruz midelerimize. Domatesin resmine bakmaktansa, gerçek bir domates yemeyi hatırlayalım. Yavaş yemekle, fast food kültüründen sonra bizden çalınan her şeyi yeniden bulabiliriz. Taze, mevsimlik meyve ve sebzelere dönmemiz şart" diyorlar ve kesinlikle haklılar.

Ne yapmalı?
Yavaş yemek yeme müdavimleri organik tarım ürünlerini ve doğal tarım yapanları destekliyorlar. Doğa bize çeşitli doğal besinler sunarken, yapayını tüketmek çok anlamsız. Genetik mutasyonlarla orijinal cinsleri kaybedip, değişik besinler üretiyoruz.
Harekat bizi mutfaklarımıza geri yollamayı amaçlıyor. Yemek pişirmek, yorulmak anlamına gelmemeli, birkaç şeyi karıştırıp, sağlıklı bir yemek yaptığınızda ve hepsini bitiremediğinizde, buzlukta saklayıp ertesi gün de yiyebilirsiniz. Yani sağlıklı beslenmek o kadar çok
vakit almıyor aslında.

Yemeği yavaş yememiz gerektiğini savunan uzmanlar şunu da ekliyor: "Yemek yerken, mutlaka oturmalı, ufak ısırıklarla yemeli ve başka bir şeyle kesinlikle uğraşmamalısınız. Bunların hepsi hem vücut hem ruh için iyidir. Yavaş yemek metabolizmaya çok yararlıdır."

Yavaş düşün!

"Hıza karşı açtığımız savaşta, ilk sırada beyinlerimiz olmalı" diyor HonorÖzellikle işte, beyinlerimiz sürekli bir konudan diğer konuya zıplar, bir şey düşünürken devamlı ya iş arkadaşlarımız tarafından ya da müşteriler tarafından bölünürüz. Bunlara bir de teslim tarihi eklenince, beyinlerimiz sürekli hızlı, daha hızlı düşünmek zorunda kalır. "Neredeyse tepkisel olarak düşünüyoruz, anında bağlantı kurmak zorunda bırakılıyoruz" diyor Honor
Yavaş düşünün derken, pratikliğinizi kaybedin demiyoruz elbette. Demek istediğimiz şey birçok şeyi aynı anda düşünmemeniz. Kendinize boş zaman ayrın, konulara tek tek bakacağınız zamanlar olsun bunlar. Baskı altında düşünmekten vazgeçin, doğru olanı yapmak için sakin kafayla düşünmeniz gerektiğini unutmayın. Yaratıcı düşünmek istiyorsanız, mutlaka kendinize zaman tanımalısınız. İki arada bir derede yapılan işler asla verimli olamaz.

Ne yapmalı?

Düşünce stilinizi nasıl yavaşlatabilirsiniz? İlk adım gevşemektir. Sabırsızlığı, belirsizliği bir tarafa bırakın ve sakin düşünün. Fikirlerinizi bir yere depolayın, beyin fırtınalarıyla onları yerden yere savurmayın. Johannesburg'taki Osho Meditasyon Merkezi'nde meditasyon uzmanı olan Lovette Powell şunları tavsiye ediyor:
* Önünüzde kısa mesafede bulunan bir odak noktası belirleyin. Gözlerinizi kısmadan ve yorulmadan, o noktaya bakın.
* Derin nefes alın, aldığınız her nefese konsantre olun.
* Her nefes verişinizde, vücudunuzdan bir miktar gerginliğin atıldığını düşünün: beyninizden, boynunuzdan, omuzlarınızdan, göğüs kafesinizden, belinizden ve ayaklarınızdan...

Yavaş seviş!

Her yerde seks var: Seyrettiğimiz reklamlarda, ettiğimiz sohbetlerde, okuduğumuz dergilerde, izlediğimiz filmlerde, dinlediğimiz şarkılarda, yaptığımız şakalarda. Zannedersiniz ki uzun uzun, hiç durmadan seks yapıyoruz. Aslında tam tersi. Neredeyse yapmıyoruz veya aceleye getiriyoruz.

Bu durum sırf modern zamanlar için geçerli değil. İlkel çağlarda da insanoğlunun seksi fazla uzatmadığı biliniyor. Seks yaparken kendini tehdit altında hissettiği için... Şimdi de durum aynı. Tehdit ortadan kalksa da, ya zamanımız, ya enerjimiz olmuyor, uzun, doyurucu, duygu dolu seks için. Uzun saatler çalışıyoruz, eve gittiğimizde mutlaka evde de yapılacak işler bizi bekliyor. Duşta kısacık bir seks randevusu gerçekleştiriyoruz veya maçın devre arasına sıkıştırıyoruz. Belki de reklam molasında yapıyoruz. Sadece tatil zamanı sekse daha çok vakit bulabiliyoruz. Yani senede bir kez, bu da bir senenin yorgunluğunun ödülü olarak. Yeterli mi sizce? İtalya'da, Alberto Vitale tarafından "Yavaş Seks" adında bir organizasyon kuruldu. Bay Vitale bu olayı hızlı sekse açılmış bir savaş olarak tanımlıyor: "Bırakın artık bu yıldırım hızındaki sevişme stillerini. Yatakta olmanın keyfini çıkarın" diyor. Vitale'nin görüşüne göre, artık orgazm olmak için seks yapıyoruz, odaklandığımız tek nokta orgazm. Asıl kaybettiğimiz şey, oraya götüren uzun yol ki o yolun zevki en az orgazm kadardır. "Acele etme kültürümüz bize şunu öğretti: Yolun sonundaki hedefe ulaşmak yolculuktan daha önemlidir" diyor Honorve şunu ekliyor: "Yatağa yapmamız gereken şeylerin listesini yaparak giriyoruz ve beynimiz o kadar meşgul oluyor ki, sekse bir türlü konsantre olamıyoruz."

Nasıl yapmalı?

Yavaşlama harekatının müdavimleri mum ışığında ve şarap kadehleri eşliğinde yapılan seksi destekliyorlar. Bu tür seksin insanlar arasındaki bağları kuvvetlendirdiğini, gerçek samimiyeti inşa ettiğini söylüyorlar. Bu seksin sonunda ulaşılan orgazmın daha şiddetli, daha doyurucu olduğunu savunuyorlar.

Yavaş sekse karar verdiğiniz taktirde, yöntemlerinizi geliştirmenizde fayda var. İşte, atmanız gereken ufak adımlar: Seksolog George Gabriel Berkovits'e göre, seks sırasında daha fazla konuşmak gerekiyor. "Hissettiklerinizi anlatmaya cesaretiniz olmalı. Yani zayıf noktalarınızı dile getirmekten korkmamalı, isteklerinizi belirtmelisiniz. Birbirinizin gözlerinin içine bakın. Düşünmediğiniz kadar derin tecrübeler ve duygular yaşayacaksınız." Berkovits sıcak dokunuşları da öneriyor: "Birbirinizin vücutlarınızın güzelliğini hissedin, büyüsüne kapılın, boyun çizgisinden başlayarak omuzlardan aşağıya inin ve her santimin bilincine varın. Vücutlarınıza sırf cinsel bakımından bakmayın, doğanın mükemmelliğinin farkına varmaya çalışın."

False