GeriAşk "Hastalığını aşkımız sayesinde unuttu"
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

"Hastalığını aşkımız sayesinde unuttu"

"Hastalığını aşkımız sayesinde unuttu"

"Ümit Yıldız'ın hayatının aşkıyla tanışma hikayesi..."

21 yaşındaydım o sıralar... 2007 yılı sonbahar başlarıydı....

Arkadaşlarıma etkinliklerinde eşlik etmek için Karabük'ten Ankara'ya gelmiştim. Etkinlik bitince Atatürk Orman Çiftliği' gitmek için dolmuşa bindik. Arkaya yerleştikten sonra ön taraftan ağlayan bir kızın hıçkırıklarıyla irkildim.Çok derinden ağlıyordu fakat başı dik ve gözyaşlarını gizlemeye çalışır gibiydi dolmuştaki insanlardan.Fakat farkeden biri vardı; ben!Bir ara başını dolmuşun penceresinden bakmak için çevirirken o ıslanmış kızarmış yüzünü gördüm.Yüzü öylesine çekici, tatlı ve sevimliydi ki hayranlık çığlığımı zor bela tuttum. O ıslak yanağına dokunmak için neler vermezdim! Her şeyi, dünyayı unutmuşçasına onu izlemeye koyuldum ve artık yerimde duramayacağımı anlayıp cebimden mendili çıkardım ve ona doğru yöneldim. Mendili uzatırken ellerim titriyor yüreğim küt küt atıyordu. Mendili farketmesini sağlamak için omzuna dokunduğumda sanki bir rüyadan uyanmışçasına aniden sarsıldı ve bana doğru yüzünü çevirip gülümsedi. Neden ağlıyordu, neydi bu güzel yüzlü meleği üzen, çok merak ediyordum... Cesaretimi topladım ve yeniden eğildim ona doğru: "Neden ağlıyorsunuz?" dedim." Acaba tersleyecek mi?" diye düşünürken sanki sığınacak bir dal arıyomuşçasına bu sorumu büyük bir heyecan ve ciddiyetle karşılayıp, "Birazdan inmek zorundayım o yüzden anlatma zamanım olmayacak ama ilginiz için gerçekten teşekkür ederim"dedi. İçimdeki ses çok güçlüydü ve inmek için doğrulurken 'ben de burada ineceğim' dedim.

Aslında orada inmeyeceğimi onu dinlemek istediğimi anladığını gösteren bir bakış attı bana ve ikimiz de indik. Üzüntüsü öle büyüktü ki yürümekte zorluk çekiyordu ve daha fazla yorulmaması için oturmak için bir yer bakındım ve bulur bulmaz oturduk. Bir şeyler daha sormamı beklemeden anlatmaya başladı. Hastanede kronik,tedavisinin ilaç ve egzersiz dışında bir şey olmadığı ve yaş ilerledikçe fiziğini ve yaşamını büyük ölçüde etkileyecek bir omurga hastalığının olduğunu öğrenmiş ve dünyası başına yıkılmıştı. Acısını gözyaşlarıyla dindirmeye çalışırken ben görmüştüm onu. İki saat boyunca oturduk ve olayı anlattıktan sonra o gün o saatte o yerde o meleğin ruh ikizim, benden bir parça olduğunu anlamıştım. Nasıl oldu bilmiyorum ama onun da gözlerinde dudaklarında hastalığını anlatırken bile hissettiklerimi onun da hissettiğini okuyordum sanki. Bir acıma duygusu filan değildi bu, o da bunu anlamıştı zaten, o gün akıttığı yaşlar aslında akıtacağı son yaşlardı biraz sonra karşısına ben çıktım ve aynı anda iki insanın hayatı degişti . Bu hayatlar tek bir hayat olup birleşti. O günden bugüne nerdeyse iki yıl geçti ve hastalığın adını dahi unuttu benim meleğim. Hatta nerdeyse "İyi ki hastalandım" diyecek. Fakat bunu ne zaman tam diyecek olsa izin vermiyorum buna. Bir kötü günde yanında oldum ama artık iyi günlerimizde de hep beraberiz ve çok mutluyuz. O benim ben onun yaşayışı oldum. Seni çok seviyorum güzel yüzlü meleğim...

Ümit Yıldız

Oylama sayfasına dönmek ve diğer hikayeleri okumak için tıklayın!

False