BİR SORUDAN FAZLASI | Aldatan eş itiraf etmeli mi yoksa saklamalı mı?

Güncelleme Tarihi:

BİR SORUDAN FAZLASI | Aldatan eş itiraf etmeli mi yoksa saklamalı mı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2023 12:23

Partnerinizi aldatsanız, kaybetmemek için bu gerçeği ondan saklar mısınız yoksa suçluluk duygusundan kurtulmak için her şeyi itiraf eder misiniz? Uzmanlara göre, bu sorunun cevabı duygusal durumlara, ilişkinin geçmişine, aldatmanın nedenlerine bağlı olarak değişebiliyor. Bir Sorudan Fazlası serimizin bu bölümünde ‘Partnerini aldatan kişi itiraf etmeli mi yoksa saklamalı mı?’ diye sorduk.

Haberin Devamı

Eşlerden birinin diğerini aldatması, ilişkinin temeli olan şeffaflık, güven ve sadakat duygularına zarar verir. Partnerler arasında derin bir güvensizlik ve incinme yaratır. Bu da ciddi sorunlara ve çatışmalara yol açar ve bazen ilişkinin sonunu getirir. 

Brown Üniversitesi'nde klinik psikolog olan Yael Schonbrun, geçtiğimiz günlerde The Washington Post'un tavsiye köşesi için yazdığı yazıda, aldatma konusunu ele aldı.

Sadakatsizliğin partnerleri ve ilişkileri mahvedebildiğini belirten Schonbrun, ‘Aldatan eş bunu partnerine itiraf mı etmeli yoksa saklanmalı mı?’ sorusunun bir çift terapisti olarak kendisine sık sık sorulduğunu ifade etti ve çeşitli öneriler sıraladı.

Bu soruya verilen cevap kişiden kişiye değişiyor. Aldatan kişiler bazen yuvaları yıkılmasın, düzenleri bozulmasın diye eşlerine gerçeği itiraf etmiyor hatta aldatmayı sürdürüyor. Bazıları "Tek gecelik" ya da "Duygusal bir şey değil" diye önemsemeyip üzerine çok düşünmüyor. Bazıları da vicdanı el vermediği için bir seferlik olsa bile aldattığını eşine itiraf ediyor.

Haberin Devamı

Aldatıldığını öğrenen eşlerin tepkileri de kişiye ve duruma göre değişiyor. Kimi eşini affederken kimi aldatma kelimesini duyduğu anda ilişkisini bitiriyor kimi de misilleme yapıyor.

Biz de 'Bir Sorudan Fazlası' serimizde hem aldatan hem de aldatılan eşlerle konuştuk.

BİR SORUDAN FAZLASI | Aldatan eş itiraf etmeli mi yoksa saklamalı mı

DUYDUĞUM ANDA BOŞANMA KARARI ALDIM

Serpil T. (43) 

Eşimle birbirimizi severek evlendik. Çevremdeki pek çok kişi bizim birbirimizden çok farklı insanlar olduğumuzu, evlilikte sorun yaşayabileceğimizi söyledi ancak biz o dönem kimseye kulak asmadık. Evliliğimizin ilk yıllarında sorun yaşamadık ya da pek çok şeyi büyütmedik ama 3'üncü yıldan sonra sürekli kavga etmeye başladık.

Bir kere acayip narsist bir adamdı. Her şeyin en güzelini o yapıyor, en çok o yoruluyordu. Çocuğumuz doğduktan sonra sorumluluklar ağırlaşınca evdeki gerilim daha da büyüdü. Evlenmeden önce üzerime titreyen adam özellikle doğumdan sonra beni önemsememeye başladı. Çocuktan sonra kendimi iyice saldığımı düşündüğüm için kendime yeni kıyafetler almaya başladım, bakım yaptırdım, makyaj yapmaya tekrar başladım. Çocuk da kreşe başladığı için kendime daha çok zaman ayırmaya ve dışarıda daha fazla vakit geçirmeye başladım.

Haberin Devamı

Bu bana çok iyi gelmişti, eşimin de hoşuna gider sandım ama hiç beklediğim tepkiyi göremedim. Adını koyamadığım garip bir duyguya kapıldı. Kıyafetlerini değiştirmeye başladı. Genç işi deri ceketler, kargo pantolonlar ve çiçekli gömlekler giyerek daha genç görünmek istiyordu. Hatta rutin cilt bakımına bile gitmeye başladı. Beni resmen kıskanıyor ve benimle yarışa giriyordu. ‘Ben yakışıklıyım, hâlâ çekiciyim’i göstermeye çalışıyor gibiydi.

Yurt dışı ile bağlantılı bir işte çalışıyordu ve bazen görevli olarak başka ülkelere gidiyordu. Ama bu seyahatler biraz onların kararına bağlıydı. Önceden pek tercih etmiyordu ama birden iş seyahatleri sıklaştı. Fakat inanın bir kere bile aklımın ucundan beni aldatır diye geçirmedim. Bir iş seyahati Rusya’yaydı. 3 günlüğüne gitti geldi. O Rusya’dayken arkadaşlarım 'Kocanı nasıl tek başına gönderdin oraya, keşke sen de gitseydin' dediler ama gülüp geçtim.

Haberin Devamı

Eşim seyahatten döndükten sonra bana karşı aşırı ilgiliydi, tıpkı evliliğimizin ilk yıllarındaki gibi... Arada yine kavgalarımız oluyordu ama nedense daha bir sevecendi.

Ne var ki akşamları hep dalıp dalıp gidiyordu, ben de 'İşle ilgili sıkıntı mı var?' diye soruyordum. Yine böyle düşünceli olduğu bir gün, (o seyahatin üzerinden 3-4 hafta geçmişti) akşam yemeği yerken birden 'Ben seni aldattım, duygusal hiçbir şey yoktu ama Rusya’da bir kadınla birlikte oldum' dedi.

O an beynimden vurulmuşa döndüm, 'Neden ondan bu kadar emindim ve hiç aklıma bile getirmedim' diye kendime kızdım önce. Sonra yine kendimi suçladım, 'Onu buna ben mi ittim?' diye. Tabii ki tüm bu düşüncelerim çok saçmaydı ama ilk şokla ne düşüneceğimi bilemedim sanırım.

Haberin Devamı

Ben ağlamaya başlayınca onu affetmem için ayaklarıma kapandı. Bir anlık zaafına yenik düştüğünü, beni çok sevdiğini, bir daha asla böyle bir şey yaşanmayacağını söyledi. Oysa ben aldatıldığımı öğrendiğim dakika boşanmaya karar vermiştim bile. Ona da bunu asla kabul edemeyeceğimi, hemen boşanma davası açacağımı oracıkta söyledim.

Küçücük çocuğumuz varken boşanabileceğimi düşünmüyordu ama ben beni aldatan bir eşle asla devam edemezdim, dediğim gibi de yaptım ve boşanma davasını açtım.

Bu süreçte zaman zaman mağduru oynadı, bazen öfkelendi, ‘Ben dürüstlüğümün kurbanı oldum, sana söylemeseydim ruhun duymayacaktı, keşke söylemeseydim’ dedi. Gerçekten de bana söylemeseydi ben her şeyden habersiz bu evliliği sürdürecektim. Dürüsttü evet ama dürüstlüğünün değil nefsine hâkim olamamasının kurbanı oldu. Büyük aşkla başlayan evliliğimiz ihanetle sona erdi. 

Haberin Devamı

Pek çok arkadaşım, 'Bir kerecik yapmış, yapmayan mı var? Bir de gelmiş anlatmış, affet bence' diye akıl verdi ama ben böyle düşünmüyorum. Ona artık asla güvenemez her hareketinden şüphelenirdim. Bir elmanın içine kurt girince o elmadan hayır gelir mi? Gelmez ve o elma çürümeye mahkumdur. Bizim evliliğimiz de böyle çürüdü gitti işte...

VİCDANİ YÜKÜ ÇOK AĞIRDI AMA İTİRAF ETTİĞİME BİN PİŞMAN OLDUM
Emre N. (39)

Ben eski eşimle 8 yıl evli kaldım. Evliliğim ona ihanet ettiğim ve bunu itiraf ettiğim için bitti. Eşimi çok sevdim, hâlâ da çok seviyorum ama maalesef böyle bir hataya düştüm.

Evliliğin doğasında var, eşine sevgin bâki kalsa da her şey rutine binince bir değişiklik arıyorsun. Aslında ben böyle bir şey de aramıyordum ama her şey bir anda olup bitti, ne olduğunu anlayamadan eşimi iş arkadaşımla aldattım.

Eşim öğretmen olduğu için yazın kendi memleketine ailesinin yanına gidiyordu. O dönemde iş arkadaşlarımla birlikte yemeğe gitmiştik. Alkolün dozu, eşimin yanımda olmaması ve cinsel dürtüler hiç aklımda yokken böyle bir şeye neden oldu. İş arkadaşım çok hoş bir kadındı ama hiç ona o gözle bakmamıştım. Zaten sevgilisi vardı ben de evliydim. Ama o gece ne olduysa bana ilgi göstermeye başladı ve masadayken mesaj attı. Bu ilgi hoşuma gitti tabii ki ve zaafıma yenik düştüm.

Çıkışta otele gittik ve birlikte olduk. Duygusal bir şey yaşamadım, sadece cinsellik... Sabah iş arkadaşıma eşimi sevdiğimi ve yaşadığım şeyden pişman olduğumu söyledim. O da ‘Merak etme başına bela olmam, eşine de bir şey söylemem’ dedi.

Önceleri çok kafaya takmadım ama eşim tatilden dönünce ve onun yüzüne bakınca kendimi çok kötü hissettim. Onunla birlikte olurken de kendimi suçlu hissetmeye başladım. Aldattığımı söylesem nasıl tepki vereceğini kestiremiyordum ama öyle bir vicdan azabı çekiyordum ki daha fazla saklamak istemiyordum.

Kesin kararımı verdim, ne olursa olsun itiraf edecektim. Eşimi sevmesem bu kadar rahatsızlık duymazdım ama onu seviyordum. Eşime konuyu açmak ve bu itirafı yapmak benim için o kadar zordu ki ecel terleri döktüm resmen.

Ben eşimin çok sinirleneceğini, bana küseceğini ama bir müddet sonra beni affedeceğini düşünüyordum ama hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Duyduğu anda kocaman bir yutkundu ve gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Sadece ‘Boşanıyoruz’ dedi ve odaya gidip kapıyı arkadan kilitledi. O yatak odamızda hüngür hüngür ağladı, ben salonda sessizce…

Bir gecelik kaçamağım, sevdiğim kadını saniyeler içinde uzaklaştırdı benden, evliliğim bitiverdi. İtiraf etmeseydim mutlu mesut hayatımıza devam edecektik. İtiraf ettiğime bin pişman oldum olmasına ama ona daha fazla saygısızlık yapamazdım.
Benim başıma aynı şey gelse ne yapardım düşünmek bile istemiyorum ama ona sonuna kadar hak veriyorum çünkü ben bunu hak ettim.

BİR SORUDAN FAZLASI | Aldatan eş itiraf etmeli mi yoksa saklamalı mı

BENİ ALDATAN KOCAMI ALDATMAYA BAŞLADIM AMA GİZLİYORUM

Burcu A. (37)

Ben eşimi uzun süredir aldatıyorum ama bence bunun için haklı nedenlerim var çünkü eşimin beni aldattığını yakaladım. Önceleri itiraz etti 'Yok öyle bir şey, kafanda kuruyorsun' dedi ama erkekler bu konuda çok akıllı değiller ve arkalarında mutlaka bir iz bırakıyorlar. Ben bu izleri takip ederek eşimin beni aldattığını belgeleri ile kanıtladım. Hem de öyle bir kişiyle bir defa da değil epey uzun süre...

Artık normal çiftler gibi bir cinsel hayatımız yoktu zaten ama bunu öğrendikten sonra tamamen bitti. Aldatıldığımı bile bile evliliğimi sürdürdüm çünkü düzenimi bozmak istemedim. Belki çocuğum olsa böyle davranmazdım ama ben de aynen onun gibi bir hayat sürmeye başladım. Evli insanların böyle bir hayat yaşaması hoş değil tabii ki ama benim eşim bunu hak etti.

Üniversiteden bir arkadaşımın bana yıllardır ilgisi vardı ama evli olduğum için hiçbir şekilde dile getirmemişti. Bir arkadaş buluşmasında ben üstü kapalı bir şekilde evliliğimde sorunlar yaşadığımı söyledim. O günden sonra bana karşı tavırları değişti, daha ilgili ve daha flörtöz davranmaya başladı. Onun hayatında kimse yoktu ve hiç evlenmemişti.

Bir gün baş başa buluştuk ve bu konuları daha derinlemesine konuştuk. Orada bana ilgisinin olduğunu söyledi. Ben de eşimle boşanmayacağımı ama ona karşı asla bir şey hissetmediğimi söyledim ve tıpkı eşimin yaptığı gibi ben de onu aldatmaya başladım. 

O benim böyle bir şey yapabileceğimi aklının ucundan bile geçirmez ama bunu o kadar hak etti ki hiç rahatsızlık duymuyorum. İtiraf etmeyi de düşünmüyorum. Kendisi her şeyi rahatça yaşarken ben bu yaşımda her şeyden elimi ayağımı çekecek miyim?

Aldatmayı asla onaylamıyorum. Keşke herkes eşine karşı dürüst olsa. Ama benim eşim bunu hak etmiyor ve ona hak ettiği şekilde karşılık veriyorum.

* * * * *

SADAKATSİZLİĞİ GİZLİ TUTMAK O İLİŞKİDE UÇURUMU GARANTİ EDER

Klinik psikolog Yael Schonbrun, geçen hafta The Washington Post’ta kaleme aldığı yazısında, “Yaşanan sadakatsizliği gizli tutmak o ilişkide uçurumu garanti eder, ancak sadakatsizliğin ortaya çıkması da aldatılan partnerin kalbinin kırılmasını garanti eder” ifadelerini kullandı. 

İnsanların yaklaşık yüzde 16'sının yaşamları boyunca partnerlerini aldatarak cinsel birliktelik yaşadığının tahmin edildiğini, partner tarafından kötü muameleye maruz kalma hissi veya alkolün etkisiyle yanlış kararlar verilmesi gibi bir dizi karmaşık faktörün bu tarz ilişkiler yaşanmasına neden olduğunu belirten Schonbrun ekledi: 

“Böyle ilişkiler yaşayan partnerler derin bir pişmanlık ve kafa karışıklığı yaşar. Yaşanan bir ilişkiyi ifşa etmenin tek bir doğrusu veya kolay bir yolu yoktur. Taciz ve şiddetin yaşandığı ilişkilerde bu itiraf güvenli olmayabilir. Yıllar önce yaşanmış bir ilişkiyi sadece suçluluk duygusunu hafifletmek amacıyla ifşa etmek doğru olmayabilir.”

Ancak pek çok durumda yaşanan ilişkiyi itiraf etmek daha doğru olabilir. Psikoterapist ve yazar Daphne de Marneffe, gönüllü itirafın, (kişi bu güveni zedelemiş olsa bile) en azından güvene dayalı, yakın bir ilişki kurma ve ilişkiyi devam ettirme niyetini gösterdiğini söyledi.

"İLK ADIM GERÇEKLERİ KABUL ETMEK"

Avrupa Birliği Psikologlar Derneği Genel Başkanı Psikolog ve Aile Danışmanı Rojin Nazik de eşler arası aldatmayı "bir evlilik veya romantik ilişki içindeki bir partnerin, ilişkideki diğer partneri aldatması veya ihanet etmesi" olarak tanımlarken, bunun cinsel ilişki dışında duygusal bağ kurma, flört etme, gizlice buluşma veya başka bir ilişki türüyle bağlantı kurma şeklinde gerçekleşebileceğini söyledi. 

Eşini aldatan bir kişinin bu durumla başa çıkma ve nasıl ilerleyeceğine karar verme konusunda karmaşık duygular yaşadığını söyleyen Nazik, bu süreçte yardımcı olacak adımları şöyle sıraladı: 

“İlk adım, gerçekleri kabul etmektir. Aldatma gerçekleştiyse ve bir ilişkide başka biriyle duygusal veya fiziksel olarak bağlantı kurulduysa, kişi durumu dürüstçe kabul etmeli ve sorumluluk almalı. Aldatma, birçok duygusal tepkiyi tetikler; suçluluk, utanç, pişmanlık, korku, endişe gibi. Bu duyguları anlamak ve kabul etmek önemlidir. Aldatma genellikle ilişki içindeki diğer sorunlardan kaynaklanabilir. Bu nedenlerin anlaşılması ve üzerinde çalışılması gerekir. İlişkideki iletişim eksikliği, duygusal mesafeler veya diğer problemler bu durumu tetikler. Eğer devam etme niyetindeyseniz, eşinizle samimi bir şekilde iletişim kurun. Duygularınızı, nedenlerinizi ve ilişkinizi iyileştirmek için ne yapabileceğinizi paylaşın. İyi bir iletişim, güveni yeniden oluşturma sürecinde yardımcı olur. İlişkinin geleceği hakkında net bir şekilde konuşun. Eşinizle birlikte, ilişkinizi yeniden yapılandırma, güveni yeniden inşa etme veya ayrılma gibi seçenekleri tartışın.”

BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLABİLİR

Colorado Üniversitesi'nde sinir bilimi ve psikoloji profesörü olarak görev yapan Mark Whisman, bir partnerin başka biri ile yaşadığı ilişkiyi öğrenmenin majör depresyona neden olabileceğini söyledi.

Ancak aldatmaların ruh sağlığı üzerindeki etkileri sadece ihanete uğrayan partnerlerle sınırlı değildir. Aldatan partnerler de utanç, depresyon ve anksiyete açısından yüksek risk altındadır. Boşanan çiftler arasında ‘aldatma’ genellikle hem önemli bir etken hem de bardağı taşıran son damla olarak görülür.

Aldatan taraf yaşadığı ilişkinin ortaya çıkmasının yıkıcı etkilerinden kaçınmak için bu durumu gizli tutmayı tercih edebilir. Whisman, insanların genellikle ilişkiyi ifşa etmenin etkisinden çok, ifşa etmezlerse nasıl bir sonuçla karşılaşacaklarını düşündüklerini söyledi.

Aldatan bir kişi, partnerinin daha fazla zarar görmesini engellemek için en azından bu yükü taşıyabileceğini düşünebilir. Oysa aldattığını itiraf etmemek, onlara itiraf etmekten daha fazla zarar verebilir.

BİR SORUDAN FAZLASI | Aldatan eş itiraf etmeli mi yoksa saklamalı mı

GERÇEĞİ İTİRAF ETMEK SORUMLULUK ALMAKTIR

Gerçeği söylemenin, ilişkide dürüstlüğü ve şeffaflığı yeniden kurma fırsatı sağlayacağını, itiraf etmenin, ilişkide açık iletişimi teşvik edeceğini ve güvenin yeniden inşa edilmesine yardımcı olabileceğini vurgulayan Rojin Nazik, aldatma sonrası gerçeği itiraf etmenin, sorumluluk alındığına işaret ettiğini, yapılan hatanın farkında olunduğunun ve eşi ile ilişkiyi düzeltme konusundaki samimiyetin bir göstergesi olduğunu söyledi.

2005 yılında yapılan küçük bir çalışmada, çift terapisi alan kişiler üç grupta incelendi: Aldatmayanlar, aldatan ve bunu itiraf edenler ve aldatan ama bunu gizli tutanlar. Aldatma olayını yaşayan çiftler, aldatmayan çiftlere göre terapiye daha büyük sorunlarla başlamış ancak daha hızlı iyileşme göstermişlerdi. Aldatan ve saklayanlar ise terapiden daha az fayda gördü. Terapi sona erdikten sonraki beş yıl boyunca, aldattığını itiraf eden çiftlerin yarısından fazlası (yüzde 57) hâlâ evliyken, aldatan ama bunu gizleyen çiftlerin sadece yüzde 20'si evliydi.

VİCDANIN RAHATLAMASINI SAĞLAR

“Gerçeği itiraf etmek, çiftler arasında daha derin bir anlayış ve bağ kurulmasına yardımcı olur. Bu, ilişkinin onarılması ve gelecekte benzer sorunların önlenmesi için bir adım olur. İtiraf etmek, ilişkideki samimiyeti arttır.” diyen Nazik, bu şekildeki açık diyaloğun, ilişkideki duygusal bağı güçlendirdiğini, sağlıklı bir iletişimi teşvik ettiğini, gerçeği söylemenin vicdanın rahatlamasın sağladığını, suçluluk duygularıyla başa çıkmayı kolaylaştırabileceğini ve psikolojik olarak bir rahatlama hissi verdiğini ifade etti.

İtiraf etmenin bu faydaların yanı sıra, aldatılan eşin tepkisi ve ilişkinin geleceği hakkında belirsizlikler olabileceğini ancak, gerçeği itiraf etmenin dürüstlükten ve ilişkiyi iyileştirme çabasından kaynaklanan önemli bir adım olduğuna dikkat çeken Nazik, bunun herkes için farklı bir durum olduğunu, bu tür bir itirafta dikkatli düşünmek ve doğru zamanda ve doğru şekilde iletişim kurmanın önemli olduğunun altını çizdi.

2005 yılında yapılan küçük bir çalışma, çift terapisi alan kişileri üç grup halinde inceledi. Aldatmayanlar, aldatan ve bunu itiraf edenler ve aldatan ama bunu gizli tutanlar. Partnerini aldatan çiftler, aldatmayan çiftlere göre terapiye daha büyük evlilik sıkıntısıyla başlamış ancak daha hızlı iyileşme göstermişlerdi. Partnerini aldatan ve bunu saklayanlar ise terapiden daha az fayda gördü. Terapi sona erdikten sonraki beş yıl boyunca, aldattığını itiraf eden çiftlerin yarısından fazlası (yüzde 57) hala evliyken, aldatan ama bunu gizleyen çiftlerin sadece yüzde 20'si evliydi.

Yapılan araştırmalar aldatıldığını, partnerinden değil de üçüncü kişiler tarafından öğrenmenin ilişkiye daha fazla zarar verebileceğini gösteriyor. Aldatan kişinin bunu erkenden ifşa etmesi ya da sorulduğunda dürüstçe itiraf etmesi daha doğru.

Böyle bir durum içerisindeyseniz dışarıdan güvendiğiniz bir sırdaşınıza danışmak yardımcı olabilir. Ancak o arkadaşınızın sizi yargılama ve sırrınızı başkalarına açıklama riski vardır. Bunun yerine bir terapistle konuşmayı da düşünebilirsiniz. Terapistler sizi yargılamaz ve bilgilerinizi gizli tutarlar.

CİDDİ GÜVEN KAYBINA YOL AÇAR

Aldatmayı itiraf etmenin karşı tarafta ciddi bir güven kaybına yol açabildiğini ve bu durumun ilişkinin temelinde derin yaralar oluşturabildiğini söyleyen Rojin Nazik, aldatılan eşin, gerçeği öğrendiğinde büyük duygusal yıkıma uğrayacağını, bunun da kişinin kendine olan güvenini sarsarak değersiz hissetmesine neden olabileceğini belirtti ve ekledi:

“Bu durum çiftler arasında açık bir iletişim eksikliğine yol açar ve gelecekteki sorunların ele alınmasını zorlaştırır, ilişkinin geleceği konusunda belirsizlik yaratır. İlişkideki temel sorunları çözmeyi zorlaştırır ve ilişkinin devam edip etmeyeceği konusunda kararsızlık yaratır. İtiraf etmek, aldatan kişide suçluluk duygusu, stres, pişmanlık gibi duygusal sonuçlara yol açar. Bu durum, kişisel olarak psikolojik etkiler yaratır ve içsel bir sıkıntıya neden olur.”

Nazik, aldatma sonrasında ilişkiyi devam ettirmenin doğru olup olmadığı konusunda farklı görüşler olduğunu, bazı çiftler aldatma durumunu aşıp ilişkilerini yeniden inşa edebilirken, diğerleri için bunun daha zor olabileceğini ifade etti. Bu konuda karar verirken duygusal durumlar, ilişkinin geçmişi, aldatmanın nedenleri ve ilişkiyi sürdürme konusundaki istekler gibi birçok faktörün göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Nazik, profesyonel yardım almanın da bu süreçte faydalı olabileceğini, çünkü dışarıdan bir perspektifle ilişkinin değerlendirilmesi ve yönlendirilmesinin önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!