Yiğit Karaahmet yazıyor: Küçük prenses

Benim için Madonna konserinden hafızalara yer eden kare asla Madonna’nın artık o buruşuk memesini açtığı sahnenin fotoğrafları değil. Bizim biricik küçük prensesimizin, imparatorun Fatih Terim’in kızı, futbolun prensesi Buse Terim’in ütü yaparken çekilmiş fotoğrafıydı.

Haberin Devamı

Akranları Burak Özçivit’le ya da bilumum yakışıklılarla el ele kol kola Madonna’yı en ön sıradan izlemeyi tercih ederken, o yerin altı bir çukurda, 40 derece buharlı ütü başında ter dökmeyi tercih etmişti.

Ne için ama ne için?

Ailesi biricik kızlarını bunun için mi senelerce New York Fashion Instıtue of Tehnology’de ‘Moda Pazarlama Yönetimi’ okutmuştu? Kariyerine moda dalında hizmet vermek adına küçük prenses bunun için mi senelerce Dolce&Gabbana’dan, Elle dergisine kadar staj yapmıştı? Her şey bunun için miydi yani? Madonna’nın donlarını ütülemek için? Prenses ellerini sıcak sudan çamaşır suyuna bir bodrum katta ütü başında, Sinderella gibi partiyi hasetleyerek geçirmek için mi sokmuştu? Ya o tırnaklar, ya o yeni manikürlü eller...

Belki ilk başta bunu kariyerine başlamak üzere olan bir kızın, işi en alt kademeden öğrenme isteğiyle olduğunu düşünebilirdim. Ta ki o ütülü fotoğraflar basına çıkana kadar. Belli ki planlanmış bir kareydi. O zaman da şöyle demek geliyor içimden: Tatlım, öyle çalışıyormuş gibi görünerek sana bisiklet almaları için sadece annenle babanı kandırabilirsin. Senin ütü yaparken çekilmiş fotoğraflarından bize ne ki? Üstelik hatırlatıyorum kostümün en alt basamağından girmişsin kulise, orada işinle alakalı ne öğrenebilirsin ki? Sırf laf olsun torba dolsun yani.

Haberin Devamı

Ama o torba öyle dolmuyormuş. Pazar günü Buse Terim’in Radikal’de çıkan bir röportajını okudum. Nasılda tatlı tatlı anlatıyor, ilk olarak bir Pamuk prenses elbisesi dikerek işe başlamasından şu an ki mesleki adımlarına, Madonna konserinde buharlı ütüyü nasıl tuttuğuna kadar her şeyi... Ama benim bu portrede ve genel olarak Buse Terim’de anlamadığım bir şey var.

Bu kız tam olarak ne iş yapıyor?

Stilist mi? Tasarımcı mı? Stil danışmanı mı? Ne yani tam olarak?

Röportajında söylediği kadarıyla, her Pazartesi (eğer başka bir işi yoksa) ekip arkadaşlarıyla buluşup toplantı yapıp o haftanın programlarını belirliyorlarmış. Kim bu ekip arkadaşları? O onları bırakıp sonra tek başına Madonna’ya gidiyor?

O haftanın programından kastettiği şey nedir? Çünkü anladığım kadarıyla tek müşterisi babası. Başka dişe dokunur herhangi bir şey yok. O programda babasıyla kahvaltı yapıp o haftaki maçta ne giyeceğini söylemek mi?

Haberin Devamı

Yoksa Buse Terim meşgulmüş gibi görünüp bizi kandırıyor mu? Bu kızı moda dünyasında söz hakkı sahibi yapan şey nedir? Gerçekten anlamak istiyorum.

Yoksa ona bu yaz bisiklet yok.

Yazarın Tüm Yazıları