Ferdi Tayfur’un söz hakkı

Bugün kendimi çok fena hissediyorum çünkü az sonra yazmayı düşündüğüm konuyla ilgili sağda solda ne çıkmış diye bakınırken, İbrahim Tatlıses’le tamamen aynı fikirde olduğumuzu gördüm.

Haberin Devamı

İbrahim Tatlıses ve ben! Aynı potada, aynı düşünce silsilesi içinde, aynı mağarada, aynı çiğ köfte tabağında buluştuk. Madem dibe vurduk hayat beni neden yoruyorsun diyerek bir de Serdar Ortaç’la aynı şarkı sözü platformunda buluşalım o zaman.


Konumuz Ata Demirer’in çalınan Yurttaş Kane senaryosu meselesi. Ferdi Tayfur, uzunca bir aradan sonra kendisiyle ilgili almamızı istediği haberi Demirer’in senaryosunu çalması üzerinden verdi. Müthiş, aşırı komik, bir sinema klasiği, dünyanın gelmiş geçmiş en güzel filmi Berlin Kaplanı, Ferdi Tayfur’un iddiasına göre kendi fikriymiş. Bir program çekimi sırasında bu fikrini Ata Demirer’e anlatmış sonra da bu fikre benzeyen bir film çekildiğini görünce hakkını aramak için önce medyaya başvurmaya karar vermiş.

Haberin Devamı


Buraya kadar anlattığım meselede bir tuhaflık görüyor musunuz? Hayır. Genel olarak şarkı çalma, senaryo yürütme, espri aşırma gibi seçenekler bizim sanat dünyamızda sıkça rastlanan veya en azından böyle olduğu iddia edilen yöntemlerden biridir. Ama bu aşırma hikayesinde ilginç olan bir şey var ki Ferdi Tayfur bu konuyla ilgili gak’ dediği anda tüm sanat camiası, köşe yazarları, konuyla alakalı alakasız herkes adamcağızın üzerine saldırdı.


Neden ki?


Tayfur elinde bir fikir olduğunu, bunu Demirer’e anlattığını ve ortaya çıkan filmin kendisininkine çok benzediğini iddia ediyor. Ne var bunda? Hakkını arayacağını, yasal yollara başvuracağını belirtiyor. En doğal hakkı. Ama nedense biz Ata Demirer’in harika filminin senaryosunu çalamayacağı konusunda aşırı iddialıyız. Ve kendimizden de o kadar eminiz. Sanki bay dürüstlük abidesi Demirer. Ne Tayfur’un senaryosunu okuduk, ne adama söz hakkı verdik ne de oturup iki kelamını dinledik. Sadece basit bir ön yargıyla Ata Demirer çalmaz diyoruz o kadar. Bunun nesi mantıklı?


Yargıya güvenmemiz gerekmez mi böyle bir durumda? Bırakalım çalıntı mı değil mi konusunda Demet Akbağ değil de konunun uzmanları karar versin. Üstelik geldiğimiz noktada Demirer ve Tayfur’un birlikte çıktıkları bir yayında filminin konusunu anlattığını da öğrenmiş olduk. Biraz ayıp etmiyor muyuz gerçekten Ferdi Tayfur’a. Ya gerçekten çalıntıysa o zaman ne yapacağız?

Haberin Devamı


Her filmin bir çıkış noktası vardır. Tek bir cümle. Adam kız aşık olur, Kız intihar eder adam yastadır… Burada da Alamancı bir boksör hikayesi üzerine çeşitli skeçler izliyoruz. Birebir aynı olmasa bile Tayfur, kendisinin bir Alamancı boksör hikayesi olduğundan bahsetmiş Ata Demirer’e. Bu çıkış noktasından da hareketle belki Berlin Kaplanı ortaya gelmiş. Tamam birebir çalıntı fikri belki biraz iddialı ama filmin fikrinin buradan alınmadığını nereden biliyoruz?


Belki alındı belki de alınmadı. Burada mesele olan şey bir adamın yasal haklarını aramasına fırsat bile vermeden onu toplum olarak taşlamaya girişmememiz. Ferdi Tayfur bence bir sanatçı olarak Ata Demirer’in en az sekiz katı daha yetenekli bir insan. O yüzden ben onun hakkını aramasını sonuna kadar destekliyorum.

Haberin Devamı


Ve umarım o film çalıntı çıkar da bir kez daha bu çok bilenler korosunun güce ve iktidara tapmasının rezilliğini bir kere daha görürüz.


Destekçinim Ferdi Abi! Buyurun mahkemeye.

Yiğit Karaahmet

Yazarın Tüm Yazıları