Aşklı kitaplar

Hazır mısınız? Son iki haftanız falan kaldı. Yaz başlamadan ve çıplak bedenler şezlonglara serilmeden önceki son zamanlar. Bu aynı zamanda memleketteki az sayıdaki kitapçı raflarını süsleyecek olan aşk kitaplarının 2012 modellerinin de piyasaya gireceği dönem.

Haberin Devamı

Bir tanesi girdi bile. Kötülük tohuımlarımı saçmak için gazetelerden haberleri takip ederken, sürekli bana sayfanın kenarından gülümsüyor ve kitabını okumam için çapkın çapkın bakıyor.

Hazır mısınız aşkı kitaplardan öğrenmek isteyen ev kadınları, kızları, liseli aşıklar, terk edilenler, ayrılanlar, özlem çekenler...? Doğru kitapçıya bir adet Can Dündar kitabı edinmeye.

Onu aldınız mı? Sizi gidi aşk hastaları. O zaman Murathan Mungan’ı da alın. Onun da yakınlarda aşklı kitabı çıktı. Tuna Kiremitçi, Aşk Doktoru, Haşmet Babaoğlu, Cezmi Ersöz, Sunay Akın ve bu türün piri sayılabilecek olan bilumum kadınlar da sırada.

Aşk kitapları bir yaz daha sizleri şezlongda yalnız bırakmayacak.

Benim bu tür kitaplar ve onların sadık okuyucularıyla ilgili anlamadığım pek çok nokta var. İçlerinden en önemlisi ise şu: Aşk adı verilen, nasıl bir duygu olduğu ya da bir duygu olup olmadığı bile belli olmayan bir takım hisler bütününü insanlık neden yıllardır adlandıramadı? Ve biz aşkın ne olduğunu neden Murathan Mungan’dan ya da Can Dündar’dan öğrenelim?

Neden?

Haberin Devamı

Çok yakışıklı oldukları için mi çok aşık oldukları için mi?

‘Aşk bir tahtervallinin inip kalkmasıdır’, ‘Aşk bir sudur, iç iç doyamazsın’, ‘Aşk öyle bir şeydir ki aynı zamanda böyle bir şeydir’ gibi bir dolu ‘bullshit’in tekrarlarından oluşan bu kitaplarla ve bu üstün yazarlarla mı insanlığın ‘en önemli meselesini’ çözeceksiniz?

Varsayalım aşk denen bir şey var. Peki bu kadar kişiye özel olan, tamamen kişinin kendi şahsi hikayeleriyle oluşan şahsi bir tepkimeyi, başkasının anlatması ve insanların da buna inanması ne kadar doğru?

Aşk biraz diyet gibi değil mi? Kişiye özel bir şey. Nasıl Sibel Can diyetiyle Hülya Avşar’ı zayıflatamazsanız, Ayşe’nin aşkını da Mehmet anlatamaz. Onu en iyi Ayşe bilir. Tabi eğer öyle bir şey varsa.

O yüzden bence aşkın nasıl bir duygu olduğunun sayfalarca anlatıldığı kitaplar gerçek birer saçmalık. Bizler bu duyguyu okuyarak öğrenemeyiz, sadece başkasının yaşadığı bir hikayeyi izleyebiliriz. Yorumda bulunabilirz. Bunun adı da aşk romanı olur.

Aşk romanları güzeldir.

Haberin Devamı

Bol bol roman okuyacağınız bir yaz dileğiyle... Belki bir tane de yazarsanız, harika olur. Büyük bir keyifle okuyacağıma şimdiden söz veriyorum.

 

Yazan: Yiğit Karaahmet

Yazarın Tüm Yazıları