Pazarlama biliminin Nobel’i Tülin Hoca’ya!

ÜLKEMİZİN marka değerini dert edenlere, Türkiye’den bir dünya markası çıkarma hayali kuranlara bir müjdem var: Pazarlama alanının Nobel’i kabul edilen INFORMS Society for Marketing Science (ISMS) Fellow ödülü bu sene bizden birine verildi.

Haberin Devamı

Şimdiye kadar 24 kişiye verilmiş olan bu ödülü alanların tamamı erkek. New York Üniversitesi’nden meslektaşım Prof. Dr. Tülin Erdem bu seçkin listeye katılan ilk kadın olarak ödülünü geçen hafta aldı.

APPLE’I TİTRETEN TÜRK!

Pazarlama biliminin Nobel’i Tülin Hoca’ya

Bir dönem Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti’nde de görev yapan Tülin Hoca’yı Türkiye, Apple-Samsung davasındaki kritik rolü nedeniyle bir gazetenin attığı, yukarıdaki manşetle tanıdı. Doktora sonrası başta MIT ve Yale olmak üzere dünyanın en iyi üniversitelerinin öğretim üyeliğine davet ettiği nadir isimlerden biri olan Tülin Hoca, uzunca bir süre UC Berkeley’in en yüksek maaşlı akademisyenleri arasında yer almasıyla biliniyor (UC Berkeley devlet üniversitesi olduğu için bu verileri kamuya açık). Halen NYU Stern İşletme Fakültesi’nde Pazarlama Bölüm Başkanlığı yapan Tülin Hoca, pazarlama biliminin en önemli dergisi Journal of Marketing Research’ün de ilk kadın editörü. Türkiye’de de Özyeğin, Bahçeşehir, Sabancı ve Koç üniversiteleri ve Hamdi Ulukaya Girişimi’nde markalaşma stratejileri üzerine pek çok seminer veren hoca, aynı zamanda Nobel ekonomi ödüllerini belirleyen uluslararası jüride de yer alıyor.

Haberin Devamı

SİNYAL ETKİSİ NEDİR?

Tülin Hoca ödülü iki farklı çalışmasıyla almış. İlki ‘Sinyalleme Etkisi’ (Signaling Effect), ikincisi ise ‘Yapısal Modelleme’. Bu iki teknik kavramı hocaya sordum. Literatürde Tülin Erdem ismi ile anılan sinyalleme etkisi, bir markanın temel işlevinin hedef kitleye verilen sözlerin tutulacağı sinyalini vermek olduğunu ifade ediyor. Güçlü bir marka bir nevi garanti belgesi işlevi görüyor. Yani marka, müşteriye ‘Riskini ben alıyorum’ diyor. Marka, verdiği bu garanti sinyalini yerine getirdiği sürece değer kazanıyor, getirmediği sürece de değer kaybediyor.

NASIL KARAR VERİYORUZ?

Tülin Hoca’ya ödülü getiren ikinci neden ise dinamik “structure” modelleri denilen ileri derece modelleme yöntemi. Bu yapısal modeller sebep-sonuç ilişkisi arasındaki dinamik dengeler değiştiğinde, kararların nasıl değiştiğini açıklıyor. Örneğin bir ülke para politikasını değiştirince, firmaların ve tüketicilerin beklentileri de değişiyor. Öyle olunca da ileride ekonomide ne olacağını öngörebilmek için sadece politikaları hesaba katmak değil bu beklentileri de modellemek gerekiyor. Yani politika değişikliği tek başına sonucu etkilemiyor. Değişen politikaya verilen tepkinin niteliği de sonucu politikadan bağımsız olarak değiştiriyor. Aynı modeli siyasete uygulamak da mümkün. Her ekonomik kriz oy kaymasına yol açmıyor, zira ekonomik krizin seçmenler tarafından nasıl okunduğu da krizden bağımsız olarak sonucu etkiliyor. Dolayısıyla her krizin sandığa etkisi farklı faklı olabiliyor. Kendisi resmen yüzde 40 görme yetisine sahip bir bilim insanı olan Tülin Hoca’nın elde ettiği bu başarıdan alınacak çok ders var.

Haberin Devamı

ÇOCUĞA KİTAP OKUNMAZ!

BU köşede uzunca bir süredir çocuğunuza yapacağınız en önemli yatırım ona doğuştan itibaren kitap okumaktır diyorum... Ama çocuklara kitap okumak ayrı bir ustalık gerektiriyor. Okurken dinlemek gerekiyor. Anlatayım...

OKURKEN DİNLEYİN

Geleneksel okumada bir kişi okur, bir kişi de dinler. Geleneksel kitap okuma sürecinde yetişkin, kitabı okuyan, aktif bir rolde iken çocuk pasif dinleyici rolündedir. Ancak çocuklara kitap okurken bu yöntem pek işe yaramıyor. Özellikle yeni doğanların kitabı anlaması zaman alıyor. O nedenle çocuklara kitap okumayın, onlarla kitap üzerinden diyalog kurun diyorum. Uzmanların diyaloğa dayalı okuma dediği bu yöntemde yetişkin okur ama çocuk da sesiyle, mimikleriyle ve hatta gözleriyle ve konuşmaya başlayınca da sözleriyle okuma sürecinin aktif bir katılımcısıdır. Bu konuda Dr. Cevriye Ergül editörlüğünde yayınlanan ve Dr. Gözde Akoğlu, Dr. Ayşe Dolunay Sarıca ve Dr. Gökçe Karaman Benli tarafından hazırlanan ‘Etkileşimli Kitap Okuma Programı (EKOP)’ adlı kitabı tüm eğitimcilere ve meraklı ailelere tavsiye ederim.

Haberin Devamı

5N1K TEKNİĞİ

ÇOCUKLARA kitap okurken en yaygın kullanılan yöntemlerden biri 5N1K tekniğidir. Bu yöntemde yetişkin kitabı okurken her bir sayfada duruma göre ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden, kim sorularını sorarak kitaptan başlayan bir diyalog başlatır. Sonrası bazen kitaba bağlı olarak bazen de kitaptan bağımsız bir diyalog olarak devam eder. Amaç çocuklarla aktif bir diyaloğu başlatmaktır.    

Okulöncesi dönemde kitap seçerken de bazı ek kriterler kullanmalıyız. İyi bir çocuk kitabında olabildiğince az yazı ve olabildiğince zengin görsel olmalı. Yaş ilerledikçe yazı artabilir ama bu hiçbir zaman okulöncesi dönemde tam sayfa, yani birkaç paragraf yazı içeren bir boyuta ulaşmamalı. Eğer bir okulöncesi kitabını okurken yazılar olmadan da bir çocukla ‘okuyabiliyorsanız’ o kitap iyi bir kitaptır. Yaz başladı. İyi diyaloglar...

Haberin Devamı

Eğer bir arkadaşım sevmediğim bir şey yaparsa...

YEĞENİMLE bayram sohbeti yapıyoruz. Bir arkadaşıyla sorun yaşamış ama bu sorunu çözerken de harika bir formül geliştirmiş. Onun ağzından anlatayım. Eğer bir arkadaşım sevmediğim bir şey yaparsa 5 adımlık bir çözüm buldum:

1. adım, görmezden geliyorum. 

2. adım, ona bir fırsat daha veriyorum. 

3. adım, bunu lütfen yapma diyorum. 

4. adım, bir daha yaparsan arkadaş olamayız diye uyarıyorum. 

5. adım, bay bay!

Ne dersiniz? Bence işe yarar.

 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Yazarın Tüm Yazıları