Çocuklarınızı İlişkinizden Uzak Tutun

Bir evlilik başlıyor ve kimi zaman başladığı gibi sürmüyor. Kimi zaman çocuklar da evliliğin sürmesine katkıda bulunamıyor ve her şeye rağmen birliktelik boşanma ile sonuçlanıyor. Peki iyi niyetle ve aşkla başlayan bu birlikteliğin bitiminden en çok kim zarar görüyor sizce? Tabii ki dünyaya getirirken aileye büyük mutluluk veren ve maalesef hiç suçu olmayan çocuklar…

Haberin Devamı

Uzmanlar, boşanan ama bir türlü boşanmayı beceremeyen tarafların bu durumu öncelikle kendi içlerinde sindirmeleri gerektiğini aksi halde kendileri de dahil olmak üzere çocuklarına ciddi zararlar verebileceklerini belirtiyor.

İlişki terapistleri, boşanma sürecinin bireysel, toplumsal sonuçları olan bir olgu olarak ele alınması gerektiğine dikkat çekiyor ve “eşlerden biri için evliliğin devam şartları (duygusal,cinsel vb...) ortadan kalksa bile diğeri değişik sebeplerle ‘biçimsel olarak’ evliliği sürdürmeyi tercih edebilir. Sosyal açıdan boşanmış bir birey olmanın getireceği güçlükler, ekonomik bağımsızlığın olmaması gibi etkenler, toplumuzda daha çok kadınlar açısından, boşanmanın önündeki engelleri oluşturuyor. Bazen aşırı bağımlı kişilik yapıları da sorunlu evlilikleri bitirmeye engel olabilir” diyorlar.

Haberin Devamı

Ancak, boşanma sürecinde eşler kadar çocuklar da yaşanan olumsuzluklardan etkileniyor. Kimi zaman eşlerin, çocukları bir ’şantaj aracı’ olarak kullandıkları ya da onlara ’hakem rolü’ vermeye çalıştıkları da görülebiliyor. Bu tip yaklaşımlar sonunda çocuk kendisini yalnız ve güvensiz hissetmeye başlıyor...

Çocuklarınızı İlişkinizden Uzak Tutun

Çocuk eşleri yakınlaştırmaz

Kimi sorunlu evliliklerde doğacak çocuğun, eşleri duygusal açıdan birbirine daha çok yaklaştıracağı, çatışmaları ortadan kaldıracağına inanılabiliyor. Oysa eşlerin beraber planlamadığı bir doğum, çoğu zaman sorunları daha karmaşık bir hale getiriyor.

Boşanma sürecinin ortaya çıktığı yaşa bağlı olarak çocuklarda çevre ile uyum sorunları, okul başarısında düşme, aile dışında sosyal guruplara yönelme, evden kaçma, alkol-madde kullanımı, alt ıslatma, konuşma güçlüğü, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal ve davranışsal sorunlar ortaya çıkabiliyor.

Bu durumda, anne-babaların yaşadıkları bireysel sorunları kontrol etmeleri ve bunu çocuklara yansıtmamaya çalışmaları, çocukları ailesel çatışmalardan uzak tutmaya gayret etmeleri yararlı olabilir. Buna rağmen sorunlar devam ediyorsa bir uzman yardımı almak doğru bir yaklaşım olacaktır.

Haberin Devamı

Çocuk seçim yapmak zorunda kalıyor

Uzmanlar, boşanan, daha doğrusu boşanmayı bir türlü başaramayan anne ve babaların, çocuklarına yaşattıkları sorunların, günümüzün en büyük problemlerinden biri olduğunu düşünüyor. Çünkü, boşanan anne ve babalardan her iki taraf da çocuğu kullanabiliyor. Daha doğrusu, boşanma halinde çocuk kimde kalırsa, o taraf çocuğun gözüne girmek için olağanüstü verici davranıyor ki karşı tarafa üstünlük sağlasın. Bunu fark eden diğer taraf da aynı eğilimi gösterince çocuk disiplinsiz büyüyor.

Çocuklarınızı İlişkinizden Uzak Tutun

Bir başka ve önemli nokta ise anne, babalar devamlı birbirlerini kötülüyor ve çocuk, kendisi için çok önemli varlıklar olan anne ve babası arasında seçim yapmak zorunda bırakılıyor. Bu ise ciddi duygusal fırtınalara yol açıyor. Genellikle çocuklar annede kaldığı için ve anneler boşanma durumunda kendilerini daha mağdur gördükleri için çocuğu babaya vermek istemiyor ve görüşmelerini engelliyor. Böylece bir tür intikam alıyorlar. Bu da çocuğu zedeleyen ve güven duygusunu henüz çocukken yok eden bir durum. Bir de bu ayrılıklar da çocuğa yansıtılan beklentiler var. Seçim yapmak zorunda bırakılıyor çocuk. Oysa çocuk için en büyük zorluk seçim yapmak. Anne mi, baba mı karar verecek ve verdiği karara göre bir daha öbür tarafa dönmemek zorunda. Seçim yapan çocuklar yaşamlarındaki en büyük taşlardan birini yok saymış oluyor ve diğer tarafın sevgisini alamıyor. Dolayısıyla ileride madde kullanımına, okul başarısızlığına, uyum problemlere kadar gidebiliyor bu durum. Hatta intihar girişimleri bile olabilir.

Haberin Devamı

FÜSUN SAKA

INSTAGRAM: FÜSUN SAKA

Yazarın Tüm Yazıları