Turizmin yeniden yorumlandığı ilginç farklı bir dönemdeyiz

DÜNYA turizm hareketlerinde önemli değişimler oluyor.

Haberin Devamı

 

 

Örneğin neredeyse Türkiye kadar turist çeken şehirlerde bazı kısıtlamalara gidiliyor, önlemler alınıyor ve geleceğe dönük önemli kararlar veriliyor.

İki milyonluk Barselona kent nüfusundan çok daha fazlasıyla her gün yaşamak zorunda.

Barselona’da oteller zaten hep dolu; fiyatlar geçen yıllara göre çok artmış durumda. Sadece turist olarak değil kalıcı olarak kente taşınan da çok kişi var.

Pandemiden sonra dijital göçebelerin en fazla tercih ettiği şehirlerin başında Barselona geliyor.

Kiralar artmış durumda...

Ev satın alan yabancılar gelmedikleri aylarda evlerini günlük kiraya veriyorlar.

Kısa süreli kiralamalar bir süredir yasak şehirde...

Ancak geçmişte sertifika alanlar kısa süreli kiralama yapabiliyor.

Haberin Devamı

Benzer adımları Paris, Amsterdam da yapmaya başladı.

Ve hatta bu sıralamaya Atina da girdi.

Yunanistan’ın başkentine son yıllarda Çinliler, Ruslar ve Türklerin yoğun ilgisi var.

Birçok Avrupalı da yarı zamanlı Atina ve çevresinde yaşamaya başladı.

Avrupa Birliği’ndeki bazı ülkeler başlattıkları “altın vize” programlarını zorlaştırmaya ya da bitirmeye karar verdiler.

Çünkü artan emlak fiyatları ülkelerin de yaşam dengelerini bozmaya başladı.

Önemli olan şu...

Türkiye bir turizm ülkesi olmasına rağmen hala popüler bir destinasyon değil.

Ve hala modern turizm hareketinde tercih edilen konumda da değil.

Bütün bu gelişmeler Türkiye’ye artı yazabilir.

Özetle şunu söylüyorum.

Eğer pandemi sonrası değişen hayatlarımızı şekillendirecek bir kurgu yaratabilirsek; Paris’e, Amsterdam’a, Barselona’ya, Atina’ya giden birçok kişi pekala İzmir’e, Ege’nin sakin kasabalarına da gidebilir.

Ve bu dijital göçebeler buralarda yaşayabilir.

 

 

Biz daha çok otel isterken

Amsterdam tek oda istemiyor

 

BİZ daha çok turist gelsin; diye çabalarken...

Bazı ülkeler ve şehirler “Artık daha fazla turist gelmesin” diyorlar.

Haberin Devamı

Örneğin Hollanda'nın başkenti Amsterdam, aşırı turizme karşı önemli bir kararı hayata geçirdi.
Yerel yönetimden yapılan açıklama göre şehirde yeni otel binalarının inşa edilmesine izin verilmeyecek.
Ve “Kenti, kent sakinleri ve ziyaretçiler için yaşanabilir kılmak ve korumak istiyoruz” denildi.

Aşırı turizm ve yeni otele izin verilmeyeceğine belirten yerel yönetim, otellerde yılda 20 milyondan fazla geceleme yapılamayacağını açıkladı.

Amsterdam'da yeni bir otel açılışı için başka bir otelin kapanması gerekecek.

Örneğin İzmir’de hepimiz çok daha fazla otel istiyoruz.

Çünkü İzmir’in rakibi olan şehirlerine göre çok daha geride olduğunu biliyoruz.

12 ay yaşanabilecek, gezilebilecek bir şehrin turizmde yıllardır yerinde sayıyor olması kabul edilemez.

Ama her şey bir planlama...

Haberin Devamı

İşte Amsterdam; Barselona, Paris, Atina örnekleri ortada…

Onların yanlış yaptığı şeylerden ders çıkararak ve biz doğruları yaparak turizmde başarılı olabiliriz.

 

 

Anıları düşünen kaç belediye var?

 

AMSTERDAM Belediyesi’nin açıklamasını iyice okuyup içselleştirmek gerekir.

Ne diyorlar;

“Kenti, kent sakinleri ve ziyaretçiler için yaşanabilir kılmak ve korumak istiyoruz.”

Çok merak ediyorum.

Kentli üretmek ve o kentte yaşayanların hatıralarını, anılarını, yaşanmışlıklarını önemseyen Türkiye’de kaç belediye var?

Kenti yeni keşfedecekleri bu deneyimleri anlatmasına olanak sağlayan kaç belediye var?

Ben böyle belediye ve başkanları istiyorum.

 

1769’dan kalan bir restoran

 

Haberin Devamı

ARKADAŞLARIM geçenlerde Barselona’da bir restorana götürdüler beni... Adı Elchigre... El Born bölgesinde küçük bir tapas yapan, tipik bir Katalan restoranı...

Kapının girişine asılmış logoda Elchigre 1769 yazılmıştı.

255 yıldır aynı yerde açık kalan ve nesilden nesile gelmiş bir restoran...

Gastronomiye meraklı olanlar bilir.

Avrupa’da Elchigre gibi restoranların sayısı çoktur.

Ailelerin işlettiği, o kentle bütünleşmiş, klasikleşmiş mekanlar...

İnsan içerideyken kendini iyi hissediyor.

Ve düşünüyor.

“Benim oturduğum yerde kimbilir kimler oturmuştur. O masalarda neler konuşulmuştur. Tarihin en kritik olaylarına tanıklık etmiştir. Ne güzel dostluklar, arkadaşlıklar, aşklar burada kurulmuştur” diye...

Haberin Devamı

Bizde de güzel mekanlar açılıyor.

Ama kısa süre sonra kapatılıyor, devrediliyor.

Oysa insanların anılarını zenginleştiren de işte bu mekanlardır.

Yazarın Tüm Yazıları