İşyerinde Hangi Masal Kahramanısınız?

İş hayatınızda hak ettiğiniz yeri alabilmek için bugüne kadar her şeyi yapmış olmanıza rağmen bir türlü istediğiniz atılımı gerçekleştiremediniz. Üstelik sorunun ne olduğunu ve nerede düğümlendiğini de bulamıyorsunuz. Bu kez çocukluğumuzun hayal kahramanlarını barındıran masal kitaplarına başvurmaya ne dersiniz?

Evet... Çalışırken ya da insanlarla iletişim kurarken yaptığınız hataları masal kahramanlarından ders alarak düzeltebilirsiniz. Ama önce kendinizi dikkatle izlemeniz ve hangi masal kahramanı olduğunuzu bulmanız gerekiyor.

• Uyuyan Güzel gibi hayalperest: Tamam, bu belki yüzyıllık bir uyku olmayabilir ama bazı kadınlar kariyer yapmanın tek bir yolu olduğunu düşünürler: Beklemek, beklemek ve beklemek... Her şeyin kendiliğinden yoluna gireceğini düşünerek bir köşeye çekilip sadece beklerler. Eğer mesleğinizde başarılı olma anlayışınız buysa, kendinize tek bir soru sormalısınız; neyi beklemek? Şunu bilin ki koşullar hiçbir zaman sizin istediğiniz kadar mükemmel olmayacaktır. Oysa siz mükemmel olmayan koşullarda bile uygun adımları atarak ve yaptığınız başarılı çalışmaları ön plana çıkararak daha iyi yerlere gelebilirsiniz, içinizdeki güvensizliği artık yenmelisiniz. Tabii bununla da kalmayıp patronunuz ve iş arkadaşlarınızın sizi fark etmelerini sağlamalısınız.

• Külkedisi gibi çekingen: Masalın sonunun mutlu bitmesi sakın sizi yanıltmasın, o gerçek Külkedisi'nin şansı... Oysa iş hayatında durum pek de öyle değil. Siz iyi çalışıyorsunuz ama büroda özellikle kötü niyetli iş arkadaşlarınız tarafından başarılı bir çalışan gibi değil, daha çok onların işlerini de yapan bir enayi gibi görülüyorsunuz. Aslında bu durumdan siz de memnun değilsiniz. Buna rağmen çekingenliğiniz ve tatsızlık çıkmasından korkmanız, ağzınızı açıp itiraz etmenizi engelliyor. Patronunuzun gözüne sadece yaptığınız işlerle değil, davranışlarınızla da girmeniz gerektiğini unutmayın. Hiçbir patron, istediği kadar çalışkan ve yetenekli olsun, diğer çalışanların esiri olmuş birini terfi ettirmek istemez. Tabii ki, iş arkadaşlarınıza yardım edebilirsiniz ama sömürüldüğünüzü hissettiğiniz anda onlara nazik ve kararlı bir, biçimde tavır koymayı da bilmeniz gerektiğini asla unutmayın.

• Karınca gibi çalışkan: Çevrenizdeki bütün ağustosböcekleri sohbet edip dedikodu yaparken, kahve içip birbirlerine fıkralar anlatırken, yemeğe çıkıp eğlenirken sizin yeriniz hep aynı: Masanızın başı. Siz tam bir işkoliksiniz. Yaptığınız işler yetmiyor, daha da fazlasını istiyorsunuz. Yalnız bunu kariyeriniz için yapıyorsanız bilin ki, boşa kürek çekiyorsunuz. Patronunuz yaptığınız çalışmaların ne kadarını biliyor sanıyorsunuz? Yorgunluğunuz ve yaşadığınız stres de cabası. Önemli olan çok ve bilinçsizce değil, dengeli ve doğru yöntemlerle çalışmak... Üzerinize düşen işleri en iyi şekilde yerine getirmenin ve patronunuzun bunu bilmesini sağlamanın yanında diğer çalışanlarla ilişki kurup sosyalleşmenin de yükselmeniz için gerekli olduğunu unutmayın. Bu yüzden kendinizi parçalarcasına çalışmak yerine işyerinin küçük eğlencelerine de vakit ayırın.