Sahrap Abla - Bizim İkizler I

Öğlen eve döndüğümde, üst kattaki koridordan onları gizlice dinliyorum. Yeni başlayan ablalarına alışsınlar diye hemen ortaya çıkmıyorum. O sırada parkta oynamaktan döndüler. Hasan kapıdan içeri girer girmez "Anne nerede?" diye sordu.

Haberin Devamı

Sahrap Soysal
Abla "Anne televizyona gitti" deyince hiç sesini çıkarmadı ve kendi kendine evim evim güzel evim diyerek şarkı mırıldanmaya başladı. Bizim çekik gözlü yakışıklı Ricky Martin diye tanımladığımız Ömer ise ikinci olarak kapıdan girdi, yine "Anne nerede?" diye sordu aldığı cevap üzerine hemen mızıldanıp ağlamaya başladı. Ancak eline bir cep telefonu verdiğimizde susturabilmeyi başarabildik. İşte ikizler ve üçüzler yani aynı anda tesadüfen doğan bebekler çocuklar inanılmaz dercede birbirinden farklı ayrı karakterler. Tıpkı annemin dediği gibi aynı tezgahın farklı dokudaki kumaşları. Özellikle bu konu yani çoğul gebelikler üzerine yazılmış tüm kitaplar, araştırmalar hep aynı olgu üzerinde duruyorlar: sakın çocuklarınızı birbirinin aynı ya da benzeri gibi görüp aynı şekilde muamele etmeyin. Sadece ve tesadüfen birbirinden birkaç saniye veya dakika farkla dünyaya gözlerini açmış iki ayrı kimlik olduğunu bilmelisiniz. Bağımsız kişilik yapılarının özgürce oluşabilmesi içinde zamana zaman ayrı ayrı gezdirmeye, giydirmeye, farklı oyuncaklar almaya, mutlaka farklı okul ve sınıflara göndermeye, asla kıyaslamamaya gayret ederek onları iki ayrı pencereden onları gözlemleyip, değerlendirmelisiniz. Yine de aynı zamada aynı mekan ve çevrede hep beraberce büyümenin onlara kazandıracağı yakın arkadaşlık hatta dostluk bağlarını tüm yaşamları boyunca sürdürmeleri ve bazende şaşılacak kadar aynı telepatik ve empatik davranılar gösterebilmeleri halen herkes için merak ve araştırma konusudur.

Birbirlerini farkettikleri andan itibaren gelişen süreçte birinin diğerini hiç kabullenmek istemediğini, sürekli dışlamaya çalıştığını, diğerinin ise onu hep sevmek, hep onunla oynamak için uğraştığını ama hep reddedildiğini görüyorum.

Her ne kadar beraberce yatıp kalkmanın, birlikte yemek yemenin, sürekli beraberce bir mekanın içinde olmanın getirdiği bir aşinalık olsada, hep farkettiğim ikiside kendi kişilik farklılıklarını sürekli ortaya koyabiliyorlar. Birisi sürekli oyuncaklarıyla oynarken bir diğeri televizyonda çizgifilm seyretmeye bayılıyor. Birisi sürekli Teletubby gibi daha canlı, daha gerçekçi çocuk programlarına bayılırken öteki ise Ayı Yogi, Akıllı Bıdık gibi daha akıcı çizgi roman kahramanlarını tercih ediyor.

En kritik en tansiyonlu ve ailece en büyük krizin yaşadığımız zamanlarsa onların herhangi birşeyi paylaşamayıp kavga etmeleri. O anda son derece soğukkanlı davranmaya çalışıp iki farklı söylemle dikkatlerini farklı yöne çekmeye çalışıyoruz. Ömer'i elektronik aygıt merakından dolayı cep telefonuna, Hasan'ı ise tamir sevdasıyla ilişkili bir tornavida veya araba tutkusuna yönelik kırmızı kamyon senaryosuyla dikkatlerini dağıtıp, kavga pozisyonundan uzaklaştırıyoruz. Ama o gün özellikle kavga günleriyse eğer tüm zamanımızı onların itiş kakış, bağırtı ve çağırtılarıyla bitkin ve ne yapacağımızı bilmez halde geçirebiliyoruz..

Kabadayı ama babayani kılıklı olanı aylardır sürdürdüğü bezlenmeme kavgasını nihayet tuvalete gitme alışkanlığı edinerek kazanırken diğeri istifini bozmuyor, adeta bezlenmenin keyfini sürüyor. Ricky Martin kılıklı, son çin imparotoru sürekli uzanır pozisyonda bir yandan emziğini nargile keyfiyle emerken bir yandan da sürekli sürekli kulak memelerimizi çekiştirerek bizimle olan yakın temasını korumak suretiyle diğerini meraklı gözlerle izlemeye bayılıyor.


İnanılmaz hareketli ve koşturmasına rağmen gün be gün kilosu artan Hasobi'nin yanısıra bizim ince, maraz , keyf düşkünü Ömüş ise tüm vücut üçgenliğini, ideal ölçüleriyle korumaya devam ediyor. Üstelik diğerinin ne giydiğini dahi bilmezliğine karşın bir salon adamı edasıyla sürekli kemerini ve ayakkabılarını kontrol ederek dolanıyor. Ayrıca krema, mayonez, ketçap, eritme peynir, karışık sos gibi tüm Amerikan alışkanlıklarını sektirmeden bir gurme edasıyla derhal benimserken diğeri kuruköfte yemeğe bayılıyor.

İlginç ama kesin olarak tespit edebildiğimiz bir ortak yönleri; her ikiside Babaannenin mantısını Anneannenin su böreğini ve benim patates kavurmamı iştahla yiyebiliyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları