Diş Eti Enfeksiyonları Ciddi Sonuçlar Doğurabilir!

Diş etinde enfeksiyon olup olmadığını nasıl anlarız? Diş Hekimi Aslı Ercanlı anlatıyor...

Haberin Devamı

Diş ve diş eti hastalıkları ülkemizde ve dünyada en önemli sağlık sorunları arasında. Ağız ve diş sağlığımıza gereken önemi vermediğimiz zaman diş eti enfeksiyonlarına kadar ciddi problemlerle karşı karşıya kalabiliyoruz. Diş eti enfeksiyonu sonucu diş minesi ve altındaki dent tabakasının aşınmasına yol açan diş plağı oluşmasıyla, bu tabakalarda oyuklar meydana geliyor ve dişler çürümeye başlıyor. Diş plağı, yiyecek artıklarının ve bakterilerin dişlerin diş etiyle birleştiği yerde oluşturduğu yapışkan ve renksiz bir tabakadır. Dişler düzenli bir şekilde fırçalanmazsa bu biriken tabaka hem her geçen gün artıyor hem de bakteri üreten kireçli bir tabaka halini alıyor. Bu bakteriler yiyeceklerin tatlandırılması için kullanılan şekerli gıdaların kalıntılarını parçalayarak asit üretiyor. Aynı zamanda bakterilerin ürettiği asitler sayesinde mine ve dentin aşınarak dişlerde oyuklar oluşmasına neden olur.

Dişlerde oluşan plak önemli diş ve diş eti hastalıklarına yol açıyor. Dişlerde meydana gelen oyuklar, diş minesine verdiği zararla birlikte, diş hızla alt tabakaya doğru çürümeye başlıyor. Bu çürükler nedeniyle dişlerin dayanıklılığı azalıyor. Dişler sıcağa, soğuğa ve şekerli yiyeceklere karşı hassaslaşmaya başlar. Çürük için önlem alınmazsa enfeksiyon dişin özüne ulaşır. Bu enfeksiyon dişin sağlam kalması için gerekli olan kan damarları ve sinirlerin bozulmasına, ağrıya ve iltihaplanmaya sebep oluyor.

Peki diş etinizde enfeksiyon olup olmadığını nasıl anlarız diye soracak olursanız, diş etinizde yaşanan en ufak bir kanama sağlıksız diş etine sahip olduğunuzun en önemli göstergesi. Örneğin kanama, dişeti hastalıklarının ilk ve en önemli belirtisi. Sağlıklı dişeti kanamaz. Dişlerinizi fırçalarken, elma yerken veya uykudan uyandığınızda dişetlerinizde kanama oluyorsa, sizde dişeti sorunu olduğunu söylemek mümkün. Yine aynı şekilde diş etlerinde şişmeler, kızarmalar, renk ve şekil bozuklukları meydana gelir ve diş eti enfeksiyonları aynı zamanda ağızda sürekli bir kötü koku ve tat hissine de neden olur. Tüm bu belirtilerden en az biri ile karşılaşıyorsanız diş etlerinizde enfeksiyon riski yüksek demektir.

Önemli bir hastalık olan diş eti iltihaplanması konusunda gereken önlemler alınmadığı takdirde hem sağlığımız olumsuz bir şekilde etkileniyor hem de telafisi ve geri dönüşü olmayan sonuçlara da neden olabiliyor. Diş eti hastalıkları ile vücutta meydana gelen diğer hastalıklar arasında bağlantı vardır. Kalp hastalıkları ve periodontal hastalıkların gelişim mekanizmaları benzer olup her iki hastalık da ileri yaşlarda, sosyokültürel düzeyi düşük, sigara içen, yüksek tansiyonu olan, stresli bireylerde daha sık ortaya çıkıyor.

Diş eti enfeksiyonlar ile diyabet arasında da bir bağlantı var. Çünkü bazı bakteriler, şeker olan ortamda daha hızlı gelişiyor. Bu nedenledir ki, tükürüğün yüksek seviyelerde şeker içerdiği hastalarda diş eti iltihapları şiddetleniyor. Ayrıca iltihap, kan şeker seviyelerini yükselten önemli bir etken. Diş etlerinde iltihap engellenemediğinde, olduğu yerde sınırlı kalmayarak, dişlerin etrafındaki alveol kemiğini de yavaş yavaş eritiyor ve dişlerin sallanmasına, diş eti iltihabının şiddetlenmesine, çiğneme sırasında ağrılara ve sonunda dişlerin kaybına yol açıyor. Bu süreç yaşanırken hasta, ağrı çekmenin ve dişlerde sallanmanın dışında diş etlerinde kanama ve ağızda kötü koku hissediyor. Bu süreçten kurtulmak için; diyabet kontrol altına alınmalı ve iyi bir ağız bakımı sağlanmalı.
Diş eti iltihaplarını ve diş eti problemlerinin tedavi edilmemesi halinde hamilelerde erken doğum riski artıyor ve buna bağlı olarak bebek ölümleri gerçekleşiyor.

Ağız ve diş sağlığı konusunda en önemli görev kişinin kendisine düşüyor. Sağlıklı ağız, diş ve diş etlerine sahip olabilmek için günlük ağız bakımı işlemleri ile (diş fırçalama ve diş ipliği kullanma) bakteriyel diş plağının uzaklaştırılması gerekiyor. Diş hekimine düzenli aralıklarla gidilmesi de aynı derecede önemli. Günlük ağız bakımı işlemleri diş taşı oluşumunu en az düzeye indirebilir, ancak tamamen önleyemeyebilir. Diş fırçası, diş ipliği veya diğer temizlik araçları ile ulaşılamayan bölgelerin bir diş hekimi tarafından değerlendirilmesi mevcut diş plağı veya diş taşının uzaklaştırılması açısından gerekli.

Gülüşünüz avantajınız olsun...

Yazarın Tüm Yazıları