GeriKadın Sağlığı Yaşlılık sona yaklaşmak mıdır?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Yaşlılık sona yaklaşmak mıdır?

"Yaşlanırken, daha önce sahip olunamayan yeni özelliklerin de kazanıldığını bildirildi."

Prof. Dr. Selçuk Candansayar, Türk Geriatri Derneği'nin Internet sitesindeki 'Yaşlanma ve Ruh Sağlığı' başlıklı makalesinde, yaşlılığın doğumdan başlayarak hayatın her döneminde olduğu gibi eksilmeler ve artmaların bir arada yaşandığı devre olduğunu ifade etti.Yaşlılığın yalnızca kayıpların artığı ve kazançların olamayacağı bir "sona yaklaşma" gibi görülmesinin son yüzyılın özelliği gibi algılandığını belirten Candansayar, "Yaşlanma, yüzyıl öncesinde tüm dünyada ve halen birçok kültürde, toplumsal yapı içinde kazanılan prestijli statü olarak görülmekteydi. Özellikle sanayileşmiş toplumlarda giderek genç olmak prestij unsuru olarak görülmeye başlanmıştır" dedi.Candansayar, şu görüşleri savundu: "Yaşlılık sanılanın aksine hayatın son dönemine girildiğinin habercisi, işlev ve yeteneklerin sürekli kaybedildiği zayıfladığı dönem değildir. Yaşlanmanın korkutucu, sona doğru, ölüme daha yakın bir dönem olarak görülmesindeki en önemli etken, bu dönemin zihinsel işlev ve yeteneklerin kaybıyla eşleştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Yaşlanmanın hem akıl sağlığını gerileteceği hem de ağır ruhsal hastalıkların ortaya çıkabileceği dönem olarak görülmesi sık karşılaşılan yanlış inançlardan biridir. Yaşlanma tek başına kişinin akli yeteneklerinin mutlaka bozulması anlamına gelmez. (Yaşlandıkça bunamanın kaçınılmaz olduğu) düşüncesi yanlıştır."Anıları yazmak belleği koruyorCandansayar, makalesinde, zihinsel becerilerin zayıflamasının, yeni bilgilerin kendisinden daha genç olanlara göre biraz daha zor öğrenilmesinin, yaşlı kişinin bunadığını göstermediğini, sadece bazı işlev ve becerilerin eskisine göre daha yavaş daha zayıf ya da daha az güçlü olduğuna işaret ettiğini anlattı.Yaşlılık dönemindeki kişilerin hiçbir zaman birbirine benzeyen ve ortak özellikleri daha fazla olan bir grup oluşturmadıklarını belirten Candansayar, şu bilgileri verdi:"Tersine, oldukça ileri yaşlarda olmalarına karşın zihinsel yetenek ve becerileri, kendisinden çok genç insanlardan daha iyi olan çok fazla yaşlı vardır. Seksen doksan gibi bugün bile ileri yaş kabul edilen yaşlarda, hayatlarının en önemli eserlerini üretmiş çok sayıda insan vardır."Yaşlandıkça azalan bellek işlevlerini koruyabilmenin yolunun, onu çalıştırmaktan geçtiğini bildiren Candansayar, (İşleyen demir ışıldar) sözünün insan beyni ve zihninin işlevleri için tümüyle doğru olduğunu kaydetti. Candansayar, şu önerilerde bulundu: "Bellek azalmasıyla mücadelenin en yararlı yolu, yeni şeyler öğrenmeye çalışmaktan geçer. Sık sık bulmaca çözmek, düzenli olarak kitap, gazete, dergi okumak, hobi geliştirmek, derneklere üye olmak bellek işlevinin güçlenmesine büyük katkı sağlayacaktır.Diğer yararlı bir yol da anıları yazmaktır. Kişi mutlaka bir yerde yayımlanması için değil, kendi hayatını gözden geçirebilmek ve ona dışarıdan biri gibi bakabilip, değerlendirmek için de anılarını yazmalıdır."

False