GeriKadın Sağlığı Cinsel isteksizlik önemsenmiyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Cinsel isteksizlik önemsenmiyor

"Doç. Dr. Cem İncesu, Türk toplumunda kadınların en yaygın cinsel sorununun "cinsel isteksizlik" olduğunu ama kadınların bunu önemsemediğini vurguladı."

"Sağlık Bilinci ve Medya" konulu toplantıda "Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Bilinci" ele alındı. Toplantıda konuşan Doç. Dr. İncesu, kadın cinselliğindeki sorunları ele alarak, kadınların cinsel yaşamlarında gelenekler, bekaret ve namus kavramı, şiddet, cinsiyet rolleri, dini ve ahlaki tutumlardan kaynaklanan sosyo-kültürel, eğitimsizlik ve toplumsal yaşama ilişkin sorunlarının var olduğuna dikkati çekti.Doç. Dr. İncesu, bu sorunların yanı sıra ergenlik, adet dönemi, gebelik, emzirme dönemi ve menopozdan kaynaklanan dönemsel isteksizlik, uyarılma ve orgazm bozuklukları, vajinismus ve ağrılı cinsel birleşmenin neden olduğu cinsel işlev bozuklukları ve psikolojik sorunların da kadınların cinsel yaşamlarını etkilediğini anlattı.Doç. Dr. İncesu, kadınlarda yüzde 27-33 oranında istek azlığı, yüzde 10-18 oranında uyarılma bozukluğu, yüzde 5-25 oranında orgazm bozukluğu ve yüzde 3-11 oranında da vajinismusun da aralarında bulunduğu cinsel ağrı şeklinde görülen işlev bozuklukları olduğunu söyledi."Cinsel isteksizlik, Türk toplumunda kadınların en yaygın cinsel sorunudur" diyen Doç. Dr. İncesu, ancak bu konuda hekime başvuru oranının ise çok düşük olduğunu kaydetti.Doç. Dr. İncesu, yapılan tüm çalışmaların, herhangi bir cinsel sorun yaşayan kadınların yaklaşık olarak yarısında, ek olarak depresyon ya da psikolojik sorun bulunduğunu da gösterdiğini dile getirdi.Türkiye'de her 3 kadından 1'nin, en az 1 cinsel işlev bozukluğu yaşadığının da düşünüldüğünü anlatan Doç. Dr. İncesu, bir çok kadının birden fazla cinsel sorun yaşayabildiğini söyledi.VajinismusDoç. Dr. İncesu, yalnızca cinsel birleşme kurulamamasından çok öte bir kavram olan vajinismusun ise birleşmeye engel olan ya da olmayan kas kasılmaları olduğunu, bazı vakalarda tüm vücudun kilitlendiğinin görüldüğünü anlattı.Vajinismusun; eğitim, aile, meslek, entelektüel düzey ve bölgeden bağımsız bir durum olduğunu ifade eden Doç. Dr. İncesu, bu hastalığın mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini, kendisinin tedavi ettiği kadın doğum uzmanı ya da psikolog olan vajinismus hastalarının bile bulunduğunu söyledi. Doç. Dr. İncesu, "Vajinismus, en sık rastlanan cinsel sorun olmamasına rağmen, Türkiye'deki kadınların en sık cinsel tedaviye başvurma nedenidir" dedi.Türkiye'de yüzbinlerce çiftin bu sorunu yaşamalarına rağmen evliliklerini yıllarca sürdürdüklerini dile getiren Doç. Dr. İncesu, vajinismusun 1-4 ay içinde tedavi edilebildiğini kaydetti.Doç. Dr. İncesu, bu alanda kızlık zarının alınması, ameliyat ortamında ya da doktor veya hemşire önünde cinsel birleşme sağlanması gibi yanlış tedavilerin uygulanabildiğini ifade ederek, son dönemde bu konuda gündemde olan botoks uygulamasının da doğru bir tedavi olmadığını söyledi.Cinsel şiddetTürkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Şahika Yüksel de cinsel şiddetin çeşitleri arasında çocukluk çağı cinsel istismarları, tecavüz, evlilikte tecavüz, iş yerinde cinsel istismar, doktor cinsel istismarının da bulunduğuna işaret ederek, bunlara maruz kalan kişilerin bir ruhsal hastalığının olabileceğini, özellikle partner ilişkilerinde sorunlar yaşayabileceğini ya da intihar edebileceğini anlattı.Cinsel istismara uğrayan kişilerin bir cinsel travma yaşadığına dikkati çeken Prof. Dr. Yüksel, "Tecavüz, bir insanın yaşam hakkının elinden alınmasından sonra en ağır suçtur. En düşük oranda bildirilen suç da tecavüzdür" dedi.Evlilikte ya da sevgilinin tecavüzünün de söz konusu olabildiğini dile getiren Prof. Dr. Yüksel, yakın ve eş tecavüzünün klasik tecavüzlerdeki gibi tekil olaylar olmadığını, çoğul ve çok yönlü olduğunu söyledi.Erkek cinselliğindeki sorunlarMarmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferruh Şimşek de erkeklerde sertleşme kaybının tüm erkek toplumunun yüzde 10'unda bulunduğunu, 45 yaşını geçen erkeklerin ise çoğunda bu sorunun görülebileceğini ifade ederek, 60 yaş üzeri erkeklerde yüzde 50 oranında sertleşme kaybı bulunduğunu söyledi.Prof. Dr. Şimşek, sertleşme kaybının önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayarak, "Sertleşme kaybının Türkiye'de dünya geneline göre daha fazla görülmesinin nedeni, ağır sigara içicisi bir toplum olmamızdır" dedi. Sertleşme kaybının damar problemleri, otonom sinir sistemi hasarı ve hormonal anormallikler gibi hastalıkların habercisi olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Şimşek, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, prostat büyümesi, depresyon, obezite, sigara ve tütün içiciliğinin de sertleşme kaybında önemli bir etken olduğunu dile getirdi.

False