Küflü gıdalar tehlike saçıyor

Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevcihan Gürsoy, yaptığı açıklamada, gıdalardaki küflerin kısa veya uzun süreli çeşitli sağlık sorunlarına neden olmalarından çok canlılarda kanser oluşumuna yol açmalarının üzerinde önemle durulan bir konu olduğunu kaydetti.Çevreye bakıldığında içki, sigara gibi zararlı alışkanlıkları olmayan kişilerde kanser vakalarına sıklıkla rastlandığını ifade eden Yrd.Doç. Dr. Gürsoy, şunları söyledi:"Genelde bu vakalarda gıda kaynaklı kanserojenler akla gelmemektedir. Fakat 2001 yılında Afrika'da yapılmış bir çalışmada, aflatoksin ile bulaşık mısır ve mısır ürünlerini tüketen insanların kanlarında ciddi miktarda aflatoksin belirlenmiştir. Yine benzer bir çalışmada, aflatoksin ile bulaşık sütlerle beslenen bebeklerin kan örneklerinde aflatoksin varlığı tespit edilmiştir."Yine çeşitli çalışmalarda aflatoksinin kanser yapıcı özelliğinin araştırıldığını ve günlük belli bir miktar aflatoksin verilen deney hayvanlarının karaciğerlerinde 3-4 haftada kanser oluşumunun gözlendiğini bildiren Yrd. Doç. Dr. Gürsoy, şöyle dedi:"Burada şunu söylememiz mümkündür. Kanser oluşumları açısından aflatoksinler sigaradan daha büyük bir tehlikedir. Türkiye'de ise her yıl kanser vakalarında yüzde 5-6'lık artış olmaktadır. Kuşkusuz bu sonuç kendiliğinden ortaya çıkan bir durum değil, birçok etken sebep olmaktadır."Hayvan yemi olarak kullanılıyorHangi gıda maddesi olursa olsun aflatoksin bulaşımı olduktan sonra her hangi bir şekilde yok edilmesinin mümkün olamadığına belirten Yrd. Doç. Dr. Gürsoy, şunları kaydetti:"Genelde evlerde yapılan küçük fakat çok yanlış bir uygulamadan bahsetmek istiyorum. Evlerde bayatlamış ya da küflenmiş ekmekler ya direkt sütçülere veya kapıcı ya da yandaki tavuk besleyen komşuya verilir.Tamamıyla iyi niyetle yapılan bu işlem, bakın aslında nasıl zararlı bir sonuç veriyor. Bu küfler toksigenik türler ise hayvan yemi olarak kullanıldıktan sonra bir kısmı vücut içerisinde özellikle kaslarda karaciğerde ve sütte kalacak kalan kısmı ise bir şekilde dışarı atılacaktır. Diğer bir deyişle iyilik olsun diye yaptığımız bir işlem evimize kanser yapıcı öge taşıyan süt, yumurta veya et olarak tekrar dönüyor."Küfü veya bozuk kısmı yok etmek çözüm değilToksin üreten küflerin gıda maddesi üzerine yerleştiği anda toksin üretiminin başladığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Nevcihan Gürsoy, şöyle devam etti:"Siz herhangi bir şekilde bu küfü yok etseniz dahi toksin oluşumunu engellemeniz artık mümkün olmamaktadır. Fakat çoğu zaman bu ürünlerin yok edilmesi ekonomik nedenlerden dolayı tercih edilmemekte ve sebze ve meyvelerde çürük ya da bozulmuş kısmın kesilerek atılmakta kalan kısmı ise kullanılmakta ya da klasik olarak hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir. Küf ürüne yerleştikten sonra toksin üretiminin yapılır ve üründe yayılır. Bu nedenle temiz gibi görünse dahi ürünün tamamında toksin varlığı devam edecektir. Fakat toksin üreten bir tür değilse yapılan bu işlem başka çözüm yolu yoksa nispeten uygundur diyebiliriz."