Kemik erimesini çocukken yenin

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Şükrü Hatun, yaptığı açıklamada, çocuklardaki kemik sağlığı ile osteoporoz (kemik erimesi) arasında doğrudan bir ilişki olduğunu bildirdi. Hatun, erişkin yaşamdaki kemik sağlığının büyük oranda çocukluk ve ergenlik döneminde ulaşılan maksimum kemik kitlesine bağlı olduğunu vurguladı. Hatun, "Maksimum kemik kitlesi `pik kemik kitlesi' olarak da isimlendirilmektedir. İnsanlarda pik kemik kitlesi 30 yaşından önce tamamlanmakta ve oluşan bu `kemik bankası' daha sonraki yaşam için kaynak görevi görmektedir" dedi. Hatun, bu nedenle erişkin yaştaki kemik erimesinin önlenmesinin büyük oranda çocukluk döneminde atılacak adımlara bağlı olduğuna dikkat çekti. Hatun, "Pik kemik kitlesi büyük oranda genetik faktörlerce belirlenmekle birlikte, öngörülen genetik potansiyele ulaşılması beslenme, aktivite, endokrin fonksiyon ve yaşam tarzını oluşturan diğer faktörlere bağlıdır" diye konuştu. Çocukluk döneminde fiziksel aktivite ve kemik sağlığı arasında ilişkiye de dikkat çeken Hatun, açıklamasını şöyle sürdürdü:"Son yıllarda çocukluktan erişkinliğe girerken kemik kitlesinin yeterli olabilmesi için kalsiyum alımı kadar kemiklerin ve kasların gerilmesini sağlayacak türde (atlayıp, sıçramak gibi) fiziksel aktivite yapılmasının önemi üzerinde de sıklıkla durulmaktadır. Eskiden beri hareketsizliğin kemiklerin biyolojik döngüsünü olumsuz etkilediği, mineral kaybına yol açtığı ve dolayısıyla kemik kitlesinde azalmaya neden olduğu bilinmektedir. Kemik yapımı için mekanik gerilmelere duyarlı hücrelerin uyarılması gerekmektedir. Bunun için ise kemik yüzeylerinin gerilmesini sağlayan koşma, atlama, sıçrama (ip atlama), jimnastik hareketleri gibi fiziksel hareketlerin özellikle kemik yapımının hızlandığı adolesan döneminde yapılması büyük önem kazanmaktadır.Yakın zamanda yayınlanan bir araştırmada 8 ay süreyle günde 10 veya daha fazla sıçrama hareketi yapan ve haftada iki kez atlama / sıçrama aktivitesi yapan çocukların normal okul aktivite programındaki çocuklara göre kemik yoğunluğunda yüzde 1.2 oranında bir artma olduğu göstermiştir. Kemik yoğunluğundaki yüzde 5 oranındaki artmanın osteoporotik kırılma riskini yüzde 40 azalttığı düşünüldüğünde bu derecedeki kemik yoğunluğu artımının bile önemli olduğu üzerinde durulmaktadır. Benzer çalışmalarda kısa süreli ve belli bir ağırlığa karşı yapılan aktivitelerin ergenlik döneminde ve genç kadınlarda anlamlı ölçüde kemik yoğunluğu kazanımı sağladığı görülmüştür."