Fay kaynaklı kanser tehditi ile karşı karşıyayız!

Yeraltında yoğunlaşan radon gazının takibiyle, büyük depremlerin önceden tahmin edilebileceği biliniyordu. Ancak bilim, radon gazının bir de hayli 'karanlık' yüzü olduğunu ortaya çıkardı.Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Enstitüsü Sorumlusu Jeolog Prof. Dr. Şükrü Ersoy, ABD'li bilim adamlarının, radon gazının kansere yol açtığını belirlediklerini, Türkiye'nin de fay kaynaklı ciddi kanser tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu kaydetti. Ersoy, radonun kaynağı kayaçların Türkiye'de yaygın ve bol bulunduğunu, Uludağ, Marmara Adası, Batı Anadolu'nun büyük bölümü ve İstanbul Çavuşbaşı'nın granitler üzerinde olduğunu açıkladı.'Binalardan sızabilir'Ersoy, bu gazın yaydığı radyasyonun insan vücuduna sindirim ya da solunum yoluyla girdiğine dikkat çekerek, şu bilgileri verdi: "ABD ve Kanada'da her yıl 10 - 15 bin kişinin radon gazı kaynaklı akciğer kanserine yakalandığı tahmin ediliyor. Üstelik, bu radyasyon DNA yoluyla gelecek nesilleri de tehdit ediyor. Renksiz, kokusuz ve tatsız olduğu için kolayca tanınamayan radon, havaya karıştığında zararsız olsa da, binalarda dört şekilde yoğunlaşabiliyor. Kuyu ve musluk sularına karışabilir, binaların temelindeki kayaçlardan sızabilir, hava boşluklarında yoğunlaşabilir ya da granit, portland çimentosu gibi inşaat malzemelerinden yayılabilir. Ancak en tehlikelisi, temel toprağından sızan radondur."Radona karşı ne yapmalı?Jeolog Prof. Dr. Şükrü Ersoy, kansere yol açtığı belirlenen radon gazına karşı alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı: - Zararı belirlenen radon gazı birikmelerine karşı temel boşlukları kapalı alanlar iyice havalandırılmalı.- Binaya giren su yeraltı suyuysa, su boruları binalara taşınmadan önce dinlendirmek için bekletme havuzları inşa edilmeli. Binaları sızdırmaz kılmak için etkili yöntemler geliştirilmeli. Milliyet