GeriKadın Sağlığı Teknoloji göz sağlığınızı tehdit ediyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Teknoloji göz sağlığınızı tehdit ediyor

"Dr. Bozkurt Şener gününün büyük bir bölümünü bilgisayar ya da TV karşısında geçirenlerin gözlerinin ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını söylüyor"

Günümüz insanı çok çalışıp neredeyse hiç ayrılmamacasına bilgisayarın karşısına çakılı kalınca, akşam bir de bu göz yorgunluğunun üzerine evde televizyon izleyince çoğu kez gözlerinde batma, yanma veya ağrı şikayetiyle soluğu doktorda alıyor.Gözümüzü olması gerekenden daha az kırpmamıza yol açan bilgisayar ekranı ve televizyon, son yıllarda "kuru göz" diye tabir edilen sorunun daha fazla görülmesine yol açtı. Hatta 10 yıl öncesine kadar çok görülmeyen ve fazla bilinmeyen bu sorun, "computer vision syndrome / bilgisayar görüş sendromu" (CVS) diye anılarak modern çağ hastalıkları arasında yerini aldı. Dr. Bozkurt Şener özellikle gününün ciddi bir bölümünü (yaklaşık 10 saat) bilgisayar ekranı karşısında geçiren bankacı, borsacı ve çocukların gözyaşının azalmasına neden olan bu sorunla karşı karşıya olduğunu söylüyor. "Artık CVS dediğimiz özel bir hastalık var" diyen Şener, bu sorunu "Gözde yorgunluk oluşturup ondan sonra birtakım sıkıntılara yol açan bir sendrom. Teknolojinin ortaya çıkardığı hastalıklardan biri" diye özetliyor.Gözü yeterince kırpmama yol açıyorBu sendrom nedeniyle göz yorgunluğu, gözyaşı kuruması gibi belirtilerle hastaların başvurduğunu anlatan Şener şunları söylüyor: "Gözyaşının eksikliği vücudun yapısına bağlı da görülebildiği gibi dış etkenler nedeniyle de ortaya çıkıyor. En çok tetikleyenler bilgisayar ekranı ve televizyon. Normal şartlarda gözümüzü 8-10 saniyede bir gözümüzü kırpıyoruz. Ama bir şey seyrederken bu süre çok uzamaya başlıyor. Özellikle TV seyretme, ekran karşısında olma, bir şey okuma süresinde kırpma azalıyor. Azaldıkça da gözde kurumuş alanlar ortaya çıkıyor. Gözümüzdeki tabaka bunu bir süre tolere etse de bir süre sonra tolere edemiyor. Kişi ani bir batma, yanma, kuruma veya gözüne bir şey kaçma hissiyle yaptığı işi bırakıyor. "Lens takmaya ve ameliyata engelGöz kuruluğunun iki grupta çok önemli olduğunu anlatan Şener, ilk grubun kontak lensliler olduğu söylüyor. Lens takan kişilerde gözyaşı miktarının ve kıvamının hem hastaya hem de lense yetecek miktarda olması gerektiğini belirten Şener, eksikliği halinde kontak lensin hastaya kullandırılmadığını kaydediyor. Lazer ameliyatları sonrasında da en az bir ay, bazen altı aya kadar uzayan bir sürede gözyaşında belli bir azalma olduğunu da anlatan Dr. Şener, hastada önceden ciddi bir gözyaşı eksikliği varsa lazeri o hastaya uygulamamak gerektiğini de sözlerine ekliyor. Son zamanlarda gözyaşının az olduğunu ve neden kaynaklandığını saptayabilen muayene yöntemleri bulunduğunu belirten Şener, birkaç tedavi yönteminin olduğunu söylüyor. Bunlardan biri suni gözyaşı damlaları. Şener ayrıca, "Bilgisayar başında çalışma ve televizyon izleme süresini azaltın, gerek televizyon gerek bilgisayar başında sık sık ara verin, örneğin 45 dakika çalışıyorsanız 15 dakika gözünüzü dinlendirin" uyarısında bulunuyor.Uyum spazmına dikkatŞener teknolojinin getirdiği ve daha çok görmeye başladıkları bir diğer sorunu, "uyum spazmı"nı ise şöyle anlatıyor: "Hasta bize 9 derece miyopla geliyor. Aslında hastanın gözüne bir damla koyup gözbebeğini büyütüp gözü rahatlattığınız anda hasta sıfır dereceli oluyor. Hiçbir problemi olmayan, tamamen sağlıklı bir göz. Uyum spazmı dediğimiz olayda hasta yakın bir noktaya kilitliyor gözünü ve orada spazm haline geçiyor. Ondan sonra çözemiyor. Bu fotoğraf makinesinin diyaframının kapaklarının takılması gibi. Hastaya damla uygulamayıp muayenesini eksik yaparsanız hastada hiç böyle bir problem yokken miyop lazer tedavisi yaparsınız. Bu sorun bilgisayar başında olan kişilerde çok sık görülmeye başladı. Yıllar önce bir tane gördüğüm vakaya artık haftada bir-iki defa rastlıyorum. Uyum spazmı bilgisayar ışığına alışıp daha sonra ortam ışığına uyum sağlayamamaya da yol açıyor." Hazırlayan: Ayşegül Aydoğan/ Milliyet

False