Sakatlıkların yüzde 73'ü sonradan oluyor

Türkiye'de kaç ortopedik özürlü var?Bu konudaki son veri olan Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın 2002 yılında hazırladığı Türkiye Özürlüler Araştırması'na göre ortopedik, görme, işitme, zihinsel ve kronik hastalıklar sonucu oluşan özürlülerin genel nüfusa oranı yüzde 12,29. Ortopedik özürlülerin oranı 1.25'dir.Sakatlanmaların ardından neler yapılabilir? Sakatlanmaların ardından, hastanın işin profesyonellerince, nedene yönelik tedavisinin hemen yapılması gerekir. Bunun yanı sıra akut süreçten itibaren, maksimum fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarını diğer sağlık uzmanları ile birlikte geçikmeksizin yürütmek önemlidir. Bir örnek vermek gerekirse, araç kazası sonrası omurgasında kırık gelişen bir hastaya, 12 saat içinde uygun operasyonun yapılması hasarın en az sakatlık bırakmasını sağlayacaktır. Bu esnada uygun yatak ve yoğun bakım şartları oluşturulması ise yatak yarası, eklem kullanma kısıtlılığı gibi diğer sorunları önleyecek ve hastanın erken hareketlenmesine yardımcı olacaktır. Erken fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları ise maksimum sağlık kazancının temel taşı olacaktır.Fizik tedavi ve rehabilitasyon ile sakatlanmalar ortadan kalkabilir mi?Fizik tedavi ve rehabilitasyon, özürlülüğün ortadan kaldırılması veya en az düzeye indirilmesindeki tedavinin anahtarıdır. Rehabilitasyon tıbbı yaklaşımları bu hastaların yıllarına yaşam katacaktır. Özürlünün tıbbi tedavisi yanında ileriye dönük eğitim ve koruma için hastalarını bilinçlendirecektir.Bir hastaya sakat kalacağı nasıl ve ne aşamada söylenmelidir? Bunun zamanı her hasta için farklıdır. Hekim, iyileşme ile ilgili beklentisi sona erdiğinde, hastayı yeni durumu ile yaşama hazırlamak gerektiğinin bilinci ile bu bildirimi hastaya yapmalıdır.Sakat kalan kişinin ailesi ve yakınlarına ne tür görevler düşmektedir?Aslında en zor durumda kalanlar zaman zaman aileler ve yakınlardır. Yeni durumla nasıl mücadele edileceği, ekonomik olası sorunların nasıl çözüleceği, gelecek kaygısı, ev ve sosyal ortamın yeniden nasıl düzenleneceği gibi kafalarını sürekli meşgul eden sorular yanında ne yazık ki ülkemizde hastane ortamlarında hastalarına bakmak, uykusuz ve yorgun geceler geçirmek zorunda kalıyorlar. Gerektiğinde hasta yakınları da profesyonel yardım almalı, kaygılarını birlikte paylaşmalı ve birbirlerinden güç almalıdırlar. Doç. Dr. Hürriyet YılmazHazırlayan: Mesude Erşan - Kelebek