GeriKadın Sağlığı Doğum sırasında salgılanan hormonlar hayati önem taşıyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Doğum sırasında salgılanan hormonlar hayati önem taşıyor

"Alternatif tıp alanında kadın doğum ve çocuk sağlığı üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Fransız Dr. Michel Odent, farmakolojik maddelerle doğumun doğal dengesinin bozulduğunu ve bunun da çocuğun sonraki yaşamını olumsuz yönde etkilediğini bildirdi."

Dr. Odent, Zeytinburnu Belediyesi´nce düzenlenen 4. Merkez Efendi Geleneksel Tıp Günleri kapsamında, Eresin Otel´de gerçekleştirilen 'Modern Tıpta Farklı Görüşler' konulu sempozyumda, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Annenin doğum öncesi ve sırasında birçok hormon salgılamasının, modern tıbbın sunduğu imkanlarla önlendiğini belirten Dr. Odent, bunun da çocuğun sonraki yaşamında etkili olduğunu savundu. Dr. Odent, anne tarafından doğum sırasında salgılanan oksitosin hormonlarını 'sevgi hormonları' şeklinde nitelendirdiğini belirterek, 'Toplumda birçok kadın, farmakolojik maddelerle sevgi hormonlarını salgılamadan çocuk sahibi oluyor. Farmakolojik maddelerledoğumun doğal dengesi bozuluyor. Bu da çocuğun sonraki yaşamını olumsuz yönde etkiliyor' dedi.Doğum sırasında müdahale, kişinin kendini sevmesini engelliyorHastalıkların doğumla ilişkisi üzerinde duran ve bu alanda yapılmış çeşitli bilimsel araştırmaları anlatan Dr. Odent, şunları söyledi: 'Diyebiliriz ki, bizim hastalıklarımız kadının içindedir. Bir insanın hangi şartlar altında doğum yaptığına bakılırsa, hastalığıyla ilgili ipuçları elde edilebilir. Gençler arasındaki intihar, şiddet ve uyuşturucu kullanımının önemli risk faktörleri, doğum sırasında oluşmaktadır. Uyuşturucu kullanma ve intihar, insanın kendini sevme bozukluğudur. Kendini sevme bozukluğu da, sevgi hormonları salgılanmadan yapılan ve doğal yapısına müdahale edilen bir doğumdan kaynaklanıyor. Japonya´da otizm hastalığıyla ilgili bir araştırmada, otistik çocukların çoğunun aynı hastanede doğduğu dikkat çekiyor. Daha sonra, bu hastanede, doğum sancılarını azaltan ve bir hafta öncesinden alınanbir ilacın kullandırıldığı belirleniyor. Buradan da anlaşılıyor ki, doğumun doğal gidişatına müdahale edilmemesi lazım.'Kanada McGill Üniversitesi öğretim üyesi ve ressam Dr. Jaswant Guzder de, 'Risk altındaki çocuklara farklı yaklaşımlar ve sanatın psikiyatrideki yeri' konulu konuşmasında, ilaç kullanımına karşı olmadığını, ancak ilacın yanı sıra tedavide farklı yolların arayışı içinde olduğunu söyledi. Dr. Guzder, risk altındaki çocukların tedavisinin, aileleri ve sosyal çevresiyle birlikte, eğitim ortamında ele alınabileceğini veya tedavide sanatın kullanımının mümkün olabileceğini kaydetti. Anoreksi (yeme bozukluğu) rahatsızlığı yaşayan bir hastasının kendi yaşamını konu alarak çektiği filmi de gösteren Dr. Guzder, hastasının hala film çekmeye devam ettiğini ve bu yolla rahatsızlığınıyenmeye çalıştığını anlattı. Dr. Guzder, anoreksinin çağımızda sık rastlanan ve tamamen sosyal,kültürel geçiş dönemleri yaşayan insanlarda ortaya çıkan bir rahatsızlık olduğunu ifade ederek, bu rahatsızlığın yine kültürel ve sanatsal faaliyetler ile tedavi edilebileceğini sözlerine ekledi.

False