GeriKadın Sağlığı Wellness bir yaşam tarzıdır
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Wellness bir yaşam tarzıdır

"Wellness (sürekli sağlıklılık, iyilik hali) bir yaşam biçimidir. İdeal sağlığa kavuşmak ve bunu devam ettirmek, stresinizi kontrol altında tutmak, rahatlamak, kaliteli ve iyi bir uyku uyumak 'wellness yaşam biçimi' için gerekli olan temel bileşenlerdir."

Wellness yaşam biçiminden uzun vadeli bir kazanç elde etmek istiyorsanız bu aktiviteleri ve hayat felsefesini yaşam tarzınız ve alışkanlıklarınızla birleştirmelisiniz.

Hayat dediğiniz iyi olmalıdır. Dengeli bir iyilik hali, zihnin ve vücudun dengeli ve doğal halidir. Dengeli bir vücut, enerji dolu ve sağlıklıdır. Dengeli bir zihin dingin, berrak ve açıktır. Yeni deneyimlere, yeni keyiflere, heyecanlara hep açıktır. Hayat dediğiniz şey de dans gibi eğlenceli ve coşkulu olmalıdır. Dansın amacı müzik bitene kadar odayı arşınlamak değil, o an'ı yaşamaktır. Müzikten, hareketten, eşinizden zevk almaktır. İyiliği ve sağlığı gündelik hayatınıza dahil etmek, hayat ile dans etmekten daha fazla zevk almanıza yardımcı olacaktır.

Wellness için ilk 4 kural


1 AKDENİZ DİYETİNE ÖNCELİK

Yeni bin yılda sağlıklı beslenme trendi Türk, İtalyan, Yunan, Lübnan, Fas ve Tunus mutfaklarının karışımı olan Akdeniz mutfağında yoğunlaşıyor. Akdeniz mutfağı muhteşem bir füzyon mutfağıdır: Güney Avrupa, Balkanlar, Anadolu, Doğu Akdeniz, Arap ve Kuzey Afrika yemeklerinin yüzlerce yıl sonra yeniden buluşmasıdır.

Akdeniz diyetinde sebzeler, meyveler, deniz ürünleri (özellikle balık), kuru baklagiller, tahıl içeriği yüksek kepekli esmer ekmek ve tahıllar bol bol yer almaktadır. Ayrıca makarnaya, kuskusa, bulgura, zeytin ve zeytin yağına ağırlık verilmiştir.

Akdeniz diyetinde aynı öğünde, değişik besin gruplarının bir arada bulunması bir özelliktir. Öğle ve akşam yemeklerinde genellikle sebzeler, kuru bakllagiller ya da makarna vardır. Ara öğünlerde meyve, yağsız yoğurt, yağlı tohumlar (fıstık, ceviz) yer alır.

Akdeniz diyeti bol miktarda posa içerir. Bol posa, özellikle meyve, sebze ve kuru baklagillerden sağlanır. Bu besinler vitamin, mineral ve bitkisel proteinler bakımından zengindir. Yarım su bardağı kuru baklagil, bir köfte büyüklüğünde etle aynı miktarda protein içerir.

Akdeniz diyetinin temel yağ öğesi zeytinyağıdır. Genellikle günde 1-2 kadeh kırmızı şarap içilir. Uzun süren sofra sohbetleri, sevgi ve güler yüzle yapılan törensel sofra servisi yanında, yiyene ve pişirene sınırsız iltifat Akdeniz diyetinin geleneksel figürleridir.

2 TEMİZ VE GÜVENLİ BESİN

Güvenli besinden genel olarak anlaşılan böcek öldürücüleri ve koruyucu kimyasal maddeleri içermemesi, kirlenmemesi, taze, temiz ve doğal üretilip size öyle teslim edilmesidir. Üretiminden tüketimine her aşamada güvenilmesidir. Besinlerin bakteri ya da diğer mikroorganizmalarla kirlenmesi, daha yaygın ve tehlikeli bir sorundur.

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de her yıl binlerce gıda zehirlenmesi ortaya çıkmaktadır. Bu hastalık kendisini mide bulantısı, kusma, ateş ve ishal şeklinde gösterir. Özellikle küçük çocuklar ve yaşlılar bu sorundan en çok etkilenenlerdir.

3 KATKI MADDELERİNDEN KAÇININ

Protein, yağ ve karbonhidratları yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmek ve bunların yanına yeterli vitamin ve mineral kullanmak sağlıklı bir diyet için tek başına yeterli değildir.

Yediğimiz yiyeceklerin zararlı katkı maddelerini içermemesi ve vücuda zararlı etkisi olabilecek maddelerin oluşmasına izin vermeyecek şekilde hazırlanmış, üretilmiş, paketlenmiş, saklanmış yeni kimyasalların olması gerekir.

Şeker gibi bazı katkı maddeleri yiyeceklere, raf ömrünü uzatmak, yiyeceğe daha iştah açıcı bir görünüm kazandırmak, yiyeceğin hazırlanmasını kolaylaştırmak ya da rengini, parlaklığını ön plana çıkarıp satışını artırmak için eklenir.

Bazı katkı maddeleri (şeker gibi) doğal kaynaklardan elde edilir, bazıları ise (aspartam) sentetiktir.

Yiyeceklerin içinde çok az miktarlarda olsa da, bir yıl boyunca tükettiklerinizin tümü ile neredeyse birkaç kilogram katkı maddesi tüketmekteyiz. Şekeri de bir katkı maddesi sayarsak, bu rakam 40-50 kilograma kadar çıkabilir.

Katkı maddelerinin herhangi bir besin değeri olmadığı gibi bunların çoğu zararlı maddelerdir. Bunların bazılarının kullanımı önce yasaklanmış, sonra bazı kurallara uyulması zorunluluğu getirilerek, serbest bırakılmıştır. Yapay bir tatlandırıcı olan sakarin buna örnektir. Günümüzde yaygın olarak kullanılan aspartamın da baş ağrısı, ishal ve bilinç bozuklukları, hafıza kaybı gibi birtakım yan etkileri bulunduğu ve özellikle çocuklar için zararlı olabileceği belirtilmektedir.

En doğru seçim, katkı maddeleri bol olan rafine gıdalardan kaçınarak, taze meyve ve sebzeler, tahıllar ve bakliyat ağırlıklı bir planla beslenmek olacaktır.

4 ÇİĞ GIDALARA DİKKAT

En sağlıklı yiyecekler doğal koşullarda, yapay gübre, hormon ya da böcek öldürücü kimyasal maddeler kullanılmadan üretilen taze sebze ve meyvelerdir. Taze meyve ve sebzelerin olgun olanlarını seçmek gerekir. Olgun sebze ve meyveler, ham olanlara ya da rafta beklemiş olanlara göre çok daha fazla miktarda vitamin ve enzim içerir. Bu tür yiyeceklerin rafta bekleme süresi uzadıkça daha çok besin maddesi (vitaminler) kaybı ortaya çıkar. Meyveleri tüketmeden önce iyice yıkamak veya on dakika kadar temiz suda bekletmek önerilir. Meyvenin üzeri mumlanmışsa, kabuğunu ince bir şekilde soymak gerekir. Genel olarak taze meyveler kabuklu tüketilmelidir. Narenciyelerin üzerindeki kabuk soyulabilir ancak kabuğun iç kısmındaki beyaz bölge yenmelidir. Bu bölge C vitamini ve antioksidanlar açısından çok zengindir.

Sebze ve meyveler mümkün olduğunca çiğ tüketilmelidir. Vitaminler ısıya karşı aşırı derecede duyarlı olduklarından, pişirme işlemi sırasında yapısal tahribe uğrarlar. Eğer çiğ olarak tüketilmeyecekse, buharla pişirme ya da bir tavada hafifçe yumuşayana kadar pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.

Eğer sebze ve meyveleri taze olarak bulma şansınız yoksa, konserve yerine donmuş ürünler tercih etmelisiniz. Konservelerde çok fazla miktarda tuz ve diğer bazı zararlı maddeler bulunur.

Akdeniz mutfağı

Akdeniz mutfağı 2005'in favorisi!


Meyve, sebze, balık, zeytinyağı bu mutfağın başlıca aktörleri.

Omega 6 ve omega 3 yağ asitlerinin dengelendiği en iyi yerler Akdeniz ülkeleri.

Fast food ağırlıklı modern batı mutfağı aşırı miktarda omega 6 yağ asidi içeriyor. Omega 6'nın fazlası ise kalp damar hastalıklarını kolaylaştırıp, hipertansiyona davetiye çıkarıyor.

Haftada iki üç kez balık, bol miktarda sebze, ceviz ve tahıl tüketen, zeytinyağı ağırlıklı Akdeniz mutfağı tam bir omega 3 zengini.

Ve dahası... Akadeniz mutfağında;

Ölçülü miktarda şarap

Az miktarda yağsız kırmızı et

Yoğurt, ıspanak, bakliyat

Yağlı tohumlar

Domates, lahana, karnabahar, enginar

Portakal, üzüm, incir, nar

Uzun sofra sohbetleri, şaka, gırgır, sataşma ve dostluk var.

Genç kalmak, geç yaşlanmak, akıl ve ruh sağlığınızı koruyup, belleğinizi korumak, cinsel yaşamınıza daha uzun bir ömür kazandırmak istiyorsanız Akdeniz mutfağından pek ayrılmayın.

DİYETİN İÇERİĞİ

SABAH


Yağsız veya az yağlı süt

Yağsız ya da az yağlı peynirler

Zeytin

Çiğ sebzeler (domates, salatalık, sivri biber)

Taze ve kuru meyveler (kayısı, erik, üzüm, incir)

ÖĞLE VE AKŞAM

Balık, sebze yemeği, salata, meyve

Makarna veya kuskus, yoğurt ya da salata, meyve ile 1-2 bardak kırmızı şarap

Kuru baklagil ve sebze karışımı, salata, meyve ya da 1-2 kadeh kırmızı şarap

ARA ÖĞÜNLER

Yağsız yoğurt, meyve, taze sebze (salatalık, domates, biber, kabak)

NASIL YAŞIYORLAR? / LALE MANSUR (Oyuncu)

Yaşımı söylemek istemiyorum. Boyum 1.70 m, kilom 62. Alkol olarak haftada 1-2 bardak beyaz şarap içerim. Beslenmem ise haftada bir kırmızı et, balık ve tavuk yiyorum ama ağırlıkla sebzeleri tercih ediyorum. Tuzu çok az kullanırım, şekeri hiç ağzıma koymam. Sabahları 1 dilim kepek ekmek yiyorum. Sigarayı 18 yaşından beri içiyorum ama yaklaşık 1 ay önce tamamen bıraktım. Sıkı diyette olduğum zamanlar vitamin takviyesi yapıyorum. Uyku düzenim bazen iş stresinden bozulabiliyor. Stresli bir işim var. Ailede ırsi bir hastalık yok. Haftada 2-3 kez birer saatten yoga ya da egzersiz yapıyorum. Düzenli olarak aldığım bir ilaç da yok.

PROF. MÜFTÜOĞLU'NUN YORUMU

Sevgili Lale Mansur'un yaşam biçimi tercihleri sağlığını koruma ve geliştirme yönünde oldukça iyi. Özellikle sigarayı bırakmış olması son derece önemli ve sevindirici bir haber. Hemen harırlatalım, sigaranın damarlar üzerinde yaptığı olumsuz etkiler, ortalama beş yıl, solunum sisteminde oluşturduğu zararlar ise 7 yıl civarında tümüyle ancak ortadan kalkabiliyor. Uyku düzenini daha da iyileştirmek için yardımcı uyku ritüellerinden faydalanmasını öneriyorum: Meditasyon seanslarını gece saatlerine kaydırabilir, klasik müziğin, edebi eserlerin ve huzur verici düşüncelerin dinlendirici etkisinden faydalanabilir. Vitamin ve mineral destekleri konusunda genel önerimi, sevgili Lale Mansur için de yineliyorum. Özellikle sigarayı yeni bıraktığı bir dönemde C vitamini, selenyum ve E vitanmini ile birlikte Omega 3 kullanarak, sigaranın damarlar üzerinde yaptığı tahribattan daha çabuk kurtulabilir. Sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir yıl diliyorum.

False