GeriKadın Sağlığı Tehlikeli tercih: Zayıflama ilaçları
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Tehlikeli tercih: Zayıflama ilaçları

Tehlikeli tercih: Zayıflama ilaçları

"Hızlı ve kalıcı kilo vermek için kullanılan zayıflama hapları, çoğu zaman sağlığınızı kaybetmenize neden oluyor."

İştah kesiciler, idrar söktürücüler ve geçmişte pek çok sağlık sorununa neden olan tiroit hormonu içeren inceltici ilaçlar... Söz konusu tüm bu ilaçları denedik ya da ısrarla denemeye devam ediyoruz. Oysa çok azımız zayıflamak uğruna sağlığınızla oynadığımızın bilincinde! Günümüzde; zayıflamayı hızlandıran ilaçlar; çok ağır travmalara ve psikolojik sorunlara yol açıyor. Nasıl mı? İşte bu sorunun çarpıcı cevapları...

"Sadece beş kilo fazlam var diye diyet yapmak istemiyorum. Bunun yerine zayıflama ilacı kullanıyorum', iki aydır zayıflama hapı kullanıyorum, mutlaka sen de denemelisin' ya da 'Birkaç haftada 42 bedenleri 38 bedene düşüren karışımları duydum. Denemeyi düşünüyorum' gibi özendirici cümleleri yakın arkadaşlarınızdan duymuş, hatta biz de bu yönde tavsiyelerde bulunmuş olabilirsiniz. Oysa madalyonun bir de öteki yüzü var. Genç kızlık kilolarına ulaşmak için her yolu denemeye hazır olan kadınlar; ne yazık ki tüm bu İlaçları ve karışımları denerken, sonu ölümcül olabilecek risklere girdiklerinden de bihaberler. Simdi; zayıflama ilaçlarının tehlikeli yan etkilerini ve handikaplarını masaya yatırıyoruz.

İlaçlardan tenya yumurtasına
Bu çılgınlık yeni değil! "Sihirli formül' gibi çarpıcı kelimelerle piyasaya sürülen zayıflama ilaçları her dönem kadınların ilgisini çekti. Sadece gizliden gizliye değil; eczanelerde de bu ürünleri rahatlıkla bulabiliyorduk. Evet; pek çok kadın aynı tuzağa düştü. Bazıları için rüya kâbusa dönüştü. Sabah kahvaltısında alınacak o güzel görünüşlü beyaz haplar ne yazık ki mucize vaadinde bulunmayı sürdürüyor.

Her ay dünya genelinde milyonlarca kutu zayıflama ilacı satılıyor. Ancak yapılan son araştırmalara göre; söz konusu ilaçların tenya yumurtası içerdiği saptandı.

Diğer bazı ilaçlar ise zaferlerini ilan edemeden önce yetkililer tarafından yasaklandı. Bu gruptakiler de tiroit hormonu içeriyorlardı. Ünlü Beslenme Uzmanı Kathy Bonan; "Kısa sürede gözle görülür derecede zayıflıyorlardı belki ama maalesef bu sadece kas kaybının sonucuydu" diye açıklıyor.

Tiroit hormonu sıcak basmasına, çarpıntıya, aşırı terlemeye, hafıza kaybına ve asabiyete neden oluyordu. Daha da kötüsü, sonu ölümcül kalp krizlerine de davetiye çıkarıyordu. Bu tehlikeler görüldükten sonra kullanımları kesinlikle yasaklandı. 2006'da Parisli bir eczacı domuz tiroidi içeren mavi haplardan satmaya başladı. Sonuç beklendiği gibi olmadı! On dört kişi kalp sorunları nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Bunlardan beşinin durumu ise çok ağırdı.

Alarm zili çaldıranlar!
Anoreksiye neden olan ilaçlar pazardan çekilmeden önce ne yazık ki arkalarında sayısız kurban bıraktılar. Bu ilaçlardan ilk başlarda uzun süre obezite sınırındaki kişiler tarafından kullanılmıştı. Ancak zaman içinde birkaç fazla kilo fazlasından kurtulmak isteyen kadınlar da söz konusu ilaçlara yöneldiler. Bu ilaçların kullanımı 1980'li yıllarda yaygınlaşmıştı.

Kişideki uyarı merkezini harekete geçirerek tokluk hissi sağlıyorlardı. Ponderal, Dinintel, Fenproporex, Incital, Moderatant gibi değişik isimlerle satılmaktaydılar, ilk zamanlarda etkili bir kilo kaybı sağlasalar da bu etki zamanla azalıyordu, ilacı almayı bıraktığınız anda bumerang etkisi yapıyorlardı. Kaybolan selülitler ise sonra fazlasıyla geri geliyordu.

Söz konusu ilaçları kullananlarda hipertansiyon, kronik uykusuzluk, depresyon ve paranoya gibi psikolojik rahatsızlıklara rastlanıyordu. Özelliklede ilacının etkisini pekiştirmek için dozajı artıran kadınlarda!

Bu ilaçların yeni nesil versiyonları (Isomeride ve Redux) daha risksiz göründüğünü için yüksek satış oranlarına ulaştı. 1985- 1997 yıllan arasında yedi milyon Fransız kadını bu haplardan kullandı. Ancak zararlı yan etkileri sonra ortaya çıktı. Bazıları ölümle sonuçlanan 120'den fazla hipertansiyon, akciğer ve kalp problemi vakası görüldü. Bunun üzerine kullanımları kesin olarak yasaklandı.

Yağ yakıcılar
İştah kesici ilaçların büyük bir bölümünün yasaklanışının ardından; dünya genelinde üç ilaç konuşulmaya başlandı. Xenical (orlistat), Sibutral (sibutramine) ve Acomplia (rirnonabant)... İçlerinden en eskisi ise Roche'a ait olan Xenical; 1998'den bu yana Türkiye'de de kullanılıyor. Lipaz'ın (yağların parçalanmasından sorumlu bir enzim grubu) çalışmasını destekleyerek yağ yakımını kolaylaştırdığı konuşulan Xenical ile tngliserid'in yüzde 30'u organizmaya karışmadan atılıyor.

Roche'da obezite çalışmalarından sorumlu Dr. Christine Moisan; "Bu ilaç yağ yakıma destek olarak zayıflama sağlıyor" diyor. Ancak yine de tek başına yeterli değil! İlacı kullanırken yağlı yemeklerden de kaçınmak gerekiyor ve ciddî kilo sorunu olan hastalara tavsiye ediliyor. Endokrinolog olarak çalışan ve yanlış diyetler ve yanlış kullanılan zayıflama ilaçlan nedeniyle hastanelik olan kişileri tedavi eden dünyaca ünlü bir isim Dr. Boris Hansel; "Bu ilaç; tatilden önce birkaç fazla kilosundan kurtulmak isteyenlere göre değil" diyor. İştahınızı kontrol edin adlı kitabının da yazarı olan Hansel; "Xenical'den yararlanmak için onu yavaş kullanmak lazım. Bu ilacın yarım dozluk sürümü yıl sonunda Avrupa'da satışa sunulacak" diye de belirtiyor.

Sibutramine ve açlık hissi kontrolü
Sibutramin içeren ilaçların çok farklı işlevleri söz konusu! Beyindeki kontrol merkezini etkileyerek açlık hissini gideriyorlar. Bunun yanı sıra vücut ısısını yükselterek enerji tüketimi sağlıyorlar. Yani bir yandan kalorili besinlerin girişini azaltırken diğer yandan vücuttan atılmalarını sağlıyorlar. Ancak olumsuz yanları da söz konusu. Arteryel basıncı artırıyor, kalp ritmini hızlandırıyorlar. Bu nedenle sadece obezite uzmanları tarafından reçete ile yazılabiliyorlar. Sıbutramın içeren ilaçların İtalya'da, ölüme neden olduğu gerekçesiyle beş yıldır yasaklandığını hemen belirtelim.

Geç patlayan bomba!
1997'e piyasadan toplatılmış olsa da Isomeride adından söz ettirmeye devam ediyor. Ancak hiç de olumlu bir şekilde değil! Sebep olduğu akciğer hastalıkları tedavinin durdurulmasından sonra dahi devam edebiliyor. Isomeride kullananlar hâlâ karınlanandaki açıklanamayan ağrılarından ve nefes tıkanmalanndan şikâyet ederek doktor doktor dolaşıyorlar. Oysa aynı ilaç geçmişte çok güvenilerek reçete ediliyordu. Bir ilacın etkisin anlayabilmek için onu mutlaka zamana bırakın ve üzerinde daha ciddi araştırmalar yapılmadıktan sonra da kullanmayın.

Diyabet hastaları dikkat!
Son günlerde adını sık sık duyduğumuz ve 2006 yılının haziran ayında Sanofi-Aventis Laboratuar'ı tarafından piyasaya sürülen zayıflama ilacı Rimonabant; şeker ve yağ yakımını hızlandınyor. Kolesterolü, arterycl tansiyonu, glisemiyi de düşürüyor. Özellikle diyabet hastası obez kişilerde kullanımı çok yaygın. Ancak dikkat! Yan etkilerinden dolayı Amerika'da yasaklandığını hemen belirtelim... Bunun yanı sıra geçmişinde psikolojik rahatsızlığı bulunmayan hastalarda dahi intihar düşüncesiyle depresyona neden olabiliyor. Peki, tüm bunlara değer mi?

Uzmanlara göre; fazla kiloları nedeniyle yaşamı zorlaşan kişiler, ancak doktor eşliğinde kullanmalılar, ilacı kesinlikle internet üzerinden satın almaya çalışmayın! Zira çok çabuk bozuluyor.

Sindirim sisteminize dokunmayın!
Kadınlar, fazla kilolarından hızlı bir şekilde kurtulmak için genellikle idrar söktürücü ilaçlar kullanırlar. Oysa terazi birkaç kilo hafiflenildiğini gösterse de; bu kilo kaybı son derece yanıltıcıdır. Ünlü Beslenme Uzmanı Kathy Bonan; "Giden yağ değil sudur. Vücut kısa sürede tekrar şişer ve kaybettiği mineralleri yeniden almaya çalışır. Bu süreç ani yorgunluk ya da migrene de neden olur" diyerek konuya açıldık getiriyor.

Yine aynı şekilde bağırsak gevşetici ilaçlan zayıflama amaçlı kullanmanın da son derece tehlikeli olduğunun altını çiziyor uzmanlar. Baş dönmelerine, ani tansiyon düşüşlerine ve kalp rahatsızlıklarına neden oluyor.

Gelişmeler hiç bitmiyor!
Dünya genelinde üç yüz milyon obez ve sekiz yüz milyon şişman kişinin yaşadığı biliniyor. Ancak aşırı kilolu kişileri inceltmek üzere geliştirilen ilaçlar, ne yazık ki herkes üzerinde etkili değil. Inserm ve CNRS araştırmanla; leptin reseptörlerini dengeleyen OB-RGRP üzerinde çalışıyorlar. Leptin hormonu; çok fazla yemek ycmcsck de beynimize 'tokluk sinyali' gönderen bir hormon. Lılle Biyoloji Enstitüsü araştırmacısı Cyril Coutuner; leptinlerindc hassasiyet bulunmayan obez kişilerin daha şanslı olduğunu belirtiyor. "OB-RGRP uygulamasında sadece fast-food yense dahi zayıflama sağlanabilinir" diyor, İsviçreli araştırmacılar iştahı artıran ghrelin hormonunu etkisiz hale getiren bir iğne üzerinde çalışıyorlar. Bunun yanı sıra Amerikan araştırma şirketi Nastech ise aynı etkiyi burundan, koklayarak oluşturmak için bir dizi test uyguluyor. Son olarak INRA açlık önleyici bir buluş daha ortaya koydu. Beyne vücudu tok olduğuna ikna edecek bir kalp pili... •

False