GeriKadın Sağlığı Jinekolojik kanser, 'geliyorum' diyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Jinekolojik kanser, 'geliyorum' diyor

"Kadın vücudunda meydana gelen kanserlerin yüzde 30-40 kadarı genital organlardan kaynaklanıyor."

Rahim ağzı, rahim, yumurtalık ve ile dış genital organ kanserleri jinekolojik kanserler olarak isimlendiriliyor. Uzmanlar, 'rahim ağzında ortaya çıkan hücresel değişiklikleri, kanser aşamasına gelmeden, henüz prekanseröz dönemde iken tesbit edilebilmek esas amaç olmalıdır' diyor.

Bu dönemde mevcut olan patolojiye rağmen hastaların hemen hemen hiçbir şikayeti olmaz.
Bunun için cinsel yaşamı başlayan her kadından senede bir vaginal smear (akıntı tahlili) yapılması çoğu kez erken tanı için yeterli olmaktadır. Smear bir tarama testi olup, şüpheli bir bulgu saptandığında rahim ağzı bölgesinin mikroskobik yöntemle büyültülerek (kolposkopik inceleme) değerlendirilmesi ve bu alandan patolojik inceleme için doku alınması gerekir. Rahim ağzı kanseri geliştikten sonra en belirgin şikayet, cinsel ilişki sonrası ortaya çıkan kanlı vajinal akıntıdır. Ne yazık ki hastalığın ilerlediği safhalarda belirgin vajinal kanama ve ağrı olmaktadır.

Rahim kanseri genellikle 50-60 yaş grubunun hastalığıdır. Şeker hastalarında doğum yapmamış ve şişman kadınlarda daha sık görülür. Adet düzeninin bozulması veya menopozdan sonraki dönemde olan vajinal kanama en belirgin bulgudur. Jinekolojik muayene ve beraberinde yapılan ultrasonografi rahim kanseri tanısı için yapılması gerekli olan işlemlerdir. Kesin tanı için rahimin içinden doku olarak patolojik inceleme yapmak gereklidir.

Yumurtalık kanseri ise kadın sağlığını ve yaşamını ciddi olarak tehdit eden ve her yaşta görülebilen çok önemli bir hastalıktır. Kadın genital organı kanserleri içinde en öldürücü olanıdır. Diğer jinekolojik kanserler ile mukayese edildiğinde, erken dönemdeki yumurtalık kanserleri hemen hemen hiçbir ön belirti vermediği için genellikle tanı çok geç konulabilmektedir. Günümüzde Amerika'da ve Avrupa ülkelerinde bile hastaların yaklaşık yüzde 75'i hastalık karın içinde yayıldıktan sonra teşhis edilebilmektedir. Bu nedenle tedavisi zor olan bir hastalıktır.

False