GeriDiyet Rehberi Çatal bıçakla mezarımızı kazıyoruz
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Çatal bıçakla mezarımızı kazıyoruz

"Tüm dünyada büyük ilgi gören "Yaşamak için ye" adlı diyeti, yepyeni bir sağlık rehberi. Amerikalı tıp adamı Dr. Joel Fuhrman, bu diyetle şimdiye kadar doğru bildiğimiz yanlışlarla bizi tanıştırıyor. Yazı dizimizin ilk bölümünde çatal ve bıçaklarımızla nasıl mezarımızı kazdığımızı öğreneceğiz. Ve de sağlık iksiri sandığımız zeytinyağının nasıl belimizde toplandığını."

Kaynak: Kelebek

Günümüzde şişmanlık ve hatalı beslenme global sorunların başında geliyor. Dr. Joel Fuhrman'ın kitabı bu anlamda dünyada devrim yarattı. Türkiye'de de Prestij Yayınları'ndan piyasaya çıkan kitap büyük ilgi görecek...

Fast-food yani ayaküstü hızlı beslenme sadece Amerika'da değil tüm dünyada insan sağlığı açısından önemli bir tehlike oluşturmaya başladı. Besinsel açıdan yetersiz, yüksek kalorili abur-cuburla karnımızı doyurarak, yediden yetmişe hepimiz sağlığımızı tehlikeye atıyoruz. Eğer bu gidişe "dur" denilemezse, 2230 yılında dünya üzerindeki tüm yetişkinler "obez" olacaklar. Bu arada ölüm oranlarının son yıllarda ikiye katlanması ile obezite arasında bir ilişki olduğunu da hatırlatmak isteriz. Her derde bir çare bulunabileceğini düşünerek diyet uygulamanın, bu işi kökünden çözümleyeceğini de ileri sürebilirsiniz. İşte meselenin özü de bu. Düşünmeden, umursamadan aldığımız kiloları, gene neyin ne olduğunu araştırmadan rastgele bazı diyet reçetelerini uygulayarak verebileceğimize inanıyoruz. Dedim ya, asıl sorun da bu. Diyet yapanların yüzde 95'i normal beslenme düzenine geri döner dönmez, verdikleri kiloları hızla geri alıyorlar. Ne yazık ki kilo verme programlarının büyük bir çoğunluğu onları uygulayanlara yeni sorunlar yaratmaktan başka bir işe yaramıyor.

Şişmanlık sadece kadın ya da erkek için bir estetik sorunu değil. Aşırı kilolar, erken yaşlarda ölüme neden oluyor. Yani dış görünüşünüzü bir yana bırakıp sağlıklı ve uzun ömürlü olabilmek için şu fazla kilolardan kurtulmaktan başka çareniz yok. Aşırı kilolu olmamak için belirttiğim gibi rastgele düzenlenmiş bir diyet programıyla kendinizi açlığa mahkum etmeniz de çok yanlış. Ameliyatla yağ aldırmak, ilaç kullanarak iştahı azaltmak, öğün atlatarak kendinizi aldatmak gibi çözüm yollarına sakın başvurmayın.

Beliniz ne kadar kalınsa hayat çizginiz o kadar kısadır

Bel kalınlığı ile hayatta kalma süresi arasında bir bağlantı kurmak ilk bakışta zor gelebilir. Hatta bu iddiayı saçma da bulabilirsiniz. Tıp dünyasında yapılan çalışmalar, bel kalınlığı ile hayat süresi arasındaki bağlantıyı açıkça gözler önüne seriyor. Bu işin çok basit bir kuralı var: Göbek deliğinin yanını çimdikleyen bir erkek, dört santimden daha fazla, bir kadın ise iki buçuk santimden daha fazla deri tutamamalıdır. Yani vücudun bel kesiminde fazla yağ birikmemiş olmalıdır. Belin kalınlığı, vücuttaki yağ miktarının bir göstergesidir.

Genel kanıya göre, belinin çevresi 101.5 santimden fazla olan erkekler ve belinin çevresi 89 santimden fazla olan kadınlar aşırı kiloludurlar. Bu kişilerin mutlaka sağlık problemleri vardır ve de kalp krizi geçirme tehlikesi onlar için çok yüksektir. Bir kişinin kalp krizi geçirme riskini saptamak için karın bölgesindeki yağın ölçülmesi yeterli oluyor. Unutmayın, bel çevresinde birikmiş yağlar, diğer bölgelerde örneğin kalçalarda ya da basenlerde toplanan yağa göre çok daha fazla sağlık riski taşır.

Burada bir noktaya dikkat çekmekte yarar var. Vücudunun belli bölgelerinde fazla yağ birikmiş her kişi şişman olmayabilir. Hatta kendini fazla zayıf bulanlar bile vardır. Bu durumda kilo almanız istenirse öncelikle kaslarınızı geliştirmek için egzersiz yapmalısınız. Asla çok yiyerek kilo almaya çalışmamalısınız. Sadece beslenme yoluyla kilo almanız son derece sakıncalıdır. Vücudunuzda kas miktarının artması gerekirken yağ miktarı artar ve bu da belirttiğim gibi sizi sağlık açısından zor duruma düşürür.

Yağ dudaktan bele ve sonra da kalçalara yönelir


Yağların vücutta en fazla bel bölgesine yerleştiklerini biliyoruz. Yapılan araştırmalar bu gerçeği belirledi. Kilo vermeyi kararlaştırdığınız zaman, yağlı soslardan uzak kalmayı baştan kabul etmek zorundasınız. Zeytinyağı da dahil olmak üzere yağların hepsi kalori açısından zengindir ve de besleyici değildirler. Sıvı yağlarda yağdan başka hiçbir madde bulunmaz. Bu yağların bir gramı 9 kalori içerir.

Zeytinyağı gibi başka herhangi bir yağ, birkaç dakika içinde vücudunuzda depolanabilir. Yağlar, önce belde sonra da kalçada toplanır. Başka bir deyişle, yağ, dudaklardan bele ve sonra da kalçalara yönelir.

Erkeklerde de kadınlarda da, günün son öğününde yenilen yağların çoğu sözünü ettiğimiz bölgelerde depolanır. Az kalorili ve sağlıklı bir yiyeceğin şişmanlatma özelliğini kazanması da bizim elimizde. Bir tabak dolusu salatanın üzerine üç dört kaşık yağlı sos dökerseniz, salatayla dengeli beslenme hayalinden hemen vazgeçmelisiniz. Bir yemek kaşığı yağ 120 kalori içerir. Siz bir tabak salatayla 300-400 kalori alırsanız, bu durumda salata hazırlamak için dakikalarca uğraşmanıza gerek yok. Kilo vermekten vazgeçtiğinizi kabul edin, olsun bitsin.

Yağlar önce belde daha sonra kalçada toplanır. Tıp dünyasının bel kalınlığıyla ömür kısalığı arasında bir ilişki kurduğunu düşünecek olursak, yağlardan mümkün olduğunca uzak kalmakta yarar var. Genel kanıya göre kadınlarda 89 santim, erkeklerde ise 101,5 santim sınır sayılıyor.

Zeytinyağına dikkat edin

1950'li yıllarda Akdeniz'de yaşayan insanlar, özellikle de Girit Adasında yaşayanlar vücutlarının inceliğiyle ne kadar övünseler haklıydılar. Üstelik bu bölgede kalp hastalıklarına hemen hiç rastlanmıyordu. Giritlilerin aldıkları kalorinin yüzde 40'ından fazlası kullandıkları zeytinyağından geliyordu. Giritlilerin o sıralarda çoğunlukla meyve, sebze fasulyegil ve de balık ile beslendiklerini biliyoruz. Günümüzde ise Girit'te ve diğer Akdeniz ülkelerinde de şişmanlık önemli bir sorun. Akdenizin o fidan gibi incecik insanlarını artık pek göremiyorsunuz. Onlar hala yemeklerinde bol zeytinyağı kullanıyorlar. Fakat beslenme alışkanlıklarında önemli değişiklikler oldu. Eskisi gibi bol sebze, meyve ve balıkla beslenmiyorlar.

Aslında zeytinyağı, yeryüzündeki en şişmanlatıcı ve kalori açısından en yoğun sayılacak yiyeceklerden biri. Zeytinyağı belimizde daha çok yağ birikmesine neden oluyor. Diyabet ve kalp krizi gibi hastalıklara yakalanma riskini arttırıyor. Akdeniz insanlarının beslenme düzeni, zeytinyağı ağırlıklı olduğu için değil, sebze meyve ve balık daha çok tüketildiği için kilo artışını önler.

Bu diyet bir hayat alarmı gibi

Dünyaca ünlü kalp cerrahımız Dr. Mehmet Öz de hastalarına Dr. Fuhrman'ın diyetini tavsiye ediyor.

'Beslenme ve obezite araştırmaları konusunda dünya çapında bir uzman olan Dr. Joel Fuhrman'ın tavsiyeleri devrimsel sonuçlar arayanlar için tasarlanmıştır. Ben hastalarımı Dr. Fuhrman'a yönlendirdim ve güçlü yöntemlerinin insanları nasıl heyecanlandırıp motive ettiğini kendi gözlerimle gördüm. Ayrıca kilo verme ve sağlığı düzeltmekte sağladığı harika sonuçlara tanık oldum. Dr. Fuhrman öğreten bir doktordur, beslenme bilimini uygulaması kolay pratik ve eğlenceli bir hale getirmektedir. Gerçekten de bu kitap hayatlarımızda önemli değişiklikler yapmamız için bizi uyaran bir alarm gibidir. Artık insanların ideal sağlığa ulaşmaları için bu bilgileri uygulamaya başlama zamanı gelmiştir. Haydi.'

False