GeriKadın Sağlığı Hipoglisemililer kulübüne hoş geldiniz
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Hipoglisemililer kulübüne hoş geldiniz

"Hipoglisemi kan şekerinin fazlaca düşmesi sonucu ortaya çıkan ve yaşam kalitesini bozan bir sağlık sorunudur."

Eğer gece yattıktan bir-iki saat sonra huzursuz bir şekilde uyanıyor ve daha ne olduğunuzu anlamadan soluğu mutfakta alıyorsanız, yastığınız, pijamanız sırılsıklam oluyor, gece yemelerinizi kontrol altına alamıyorsanız, kilonuzu yönetmekte zorlanıyor, kolay kilo alıp zor veriyorsanız 'hipoglisemililer kulübüne' hoşgeldiniz.

Kan şekerinde sık sık düşmeler yaşayan insanların çoğunda depresyon, sinirlilik, alınganlık gibi psikolojik sorunların bulunması ilginçtir. Hipoglisemili hastaların önemli bir kısmı tanı konulmadan önce psikologlara veya psikiyatri uzmanlarına gitmişlerdir. Bir o kadarının da yakınmalarını 'psikolojik' veya 'sinirsel' olarak tanımlayan iç hastalıkları veya aile hekimlerinin gözünden kaçmış olması muhtemeldir. Özellikle depresyonlu hastalarda durum tam bir karmaşadır. Depresyonlu hastalarda kan şekeri düşüklüğünün daha sık görülmesi, kan şekeri düşük olanlarda depresyonu düşündüren belirtilerin yoğun oluşu bu karmaşanın nedenidir.

Sosyal bir sorun

Hipoglisemi yaşam kalitesini bozan, keyif kaçıran bir sorundur. Sık sık tekrarlayan kan şekeri düşmeleri bitkinlik, yorgunluk, halsizlik gibi sorunlara yol açar. İşte verimi, sosyal yaşamdan zevki, neşeyi azaltır. Tekrarlayan baş ağrıları, çarpıntılar, el titremeleri, mide krampları huzur bozucudur. Uykuya daldıktan kısa bir süre sonra uyanmalar, gece yarıları buzdolabı karıştırmalar, kontrolsüz atıştırmalar can sıkıcıdır. Aç kalmaya dayanamıyorsanız, öğün almayı geciktirince yemeklere ádeta saldırıyorsanız, yemek geciktiğinde sinirli ve huzursuzsanız, yemeği takiben de uyukluyorsanız, hipoglisemi sorunu sizinde kapınızı çalıyor olabilir.

Kan şekerinde tekrarlayan düşmeler bedensel ve ruhsal dengeyi bozar. İş hayatında sorunlara yol açar. Kilo kontrolünü güçleştirir, kilo almayı kolaylaştırır. Özellikle sabah 10:00-11:30 arası, öğleden sonra 15:00-17:00 arası 'hipoglisemi' zamanıdır. Özellikle pasta, börek, çörek, simit, kurabiye, gevrek düşkünlerin de, açma-poğaça, kruvasan tutkunlarında sabah saat 11:00, öğleden sonra 16:00 civarında yaşanan hipoglisemi atakları tipiktir. Hipoglisemi sonucu oluşan açlıklarını krakerler, bisküvilerle, cipsler veya galetalarla geçiştirmeye çalışan bu insanlar ne yazık ki bir-iki saat sonra yeni 'hipoglisemi atakları' ile sarsılırlar. Gün boyu yaşadıkları kan şekeri dalgalanmaları arasında mutsuz ve yorgun kalırlar. Sabahları baş ağrısı ile kalkıyor, geceleri sık sık çarpıntılarla uyanıp, uykuya yeniden dalma sorunu da yaşıyorsanız siz bu kulübün eski bir üyesi de olabilirsiniz.

Ayaküstü beslenmeyin

Son yıllarda hipoglisemi sorunu ile neden daha sık karşılaşıyoruz? Bunun başlıca nedenleri şeker hastalarının sayısının artması, insülin direnci-metabolik sendrom sorununun yaygınlaşması, depresyonun hastalıklar liginde üst sıralara tırmanmasıdır. Beslenme yalnışlıklarının, atıştırmalarda kullanılan işlenmiş karbonhidrat ve yağ bombalarının, fast-food gıdaları fazla kullanmanın, hızlı ve ayak üstü beslenme alışkanlığının da bu artışta rolü olmalıdır. Eğer hipoglisemililer arasına katılmak istiyorsanız işe yukarıdaki hataları yaparak başlayabilirsiniz.

Hipogliseminin nedenleri

- Tiroid bezi yetersizliği, tembelliği (Hipotiroidi)

- Böbrek üstü bezi yetersizliği

- Hipofiz bezi yetersizliği

- Karaciğer ve böbrek yetmezliği

- İnsülin direnci- Metabolik sendrom

- Aşırı alkol tüketimi

- Kafeinli içeceklerde yoğunlaşmak

- Şok diyetler, yanlış diyet planları ile hızla kilo vermek

- Mide ameliyatı geçirmek

- Aç karna yoğun egzersiz yapmak

- Kan şekerini düşüren ilaçlar (insülin, tabletler) dikkatsiz kullanmak

- Birdenbire fazla miktarda karbonhidratlı besin almak

Nasıl korunabilirsiniz?

Tam tahıllı kabuklu besinleri, meyve ve sebzeleri tercih edebilir, beyaz un, pirinç ve patatesten uzak durabilirsiniz.

Kahve, çay, kolalı içecekler gibi yoğun kafein ihtiva eden içecekleri azaltabilir, sigara gibi zehirli nikotin içeren alışkanlıklarınızı kontrol edebilirsiniz.

Düzenli ve ılımlı bir egzersiz alışkanlığı edinebilir, her gün sekiz-dokuz bardak su tüketmeye özen gösterebilirsiniz.

Sık sık ve az az yiyebilir, yemekleriniz arasında iki-üç saatlik aç dönemleri sınırlayabilirsiniz.

Proteinden zengin bir beslenme planı yapıp karbonhidrat tüketiminizi (unlu besinler, tatlılar) sınırlayabilirsiniz.

Chromium Picolinate, B6 vitamini, magnezyum desteklerinden yararlanabilirsiniz.

Salatalarınıza, yoğurt ve çorbalarınıza keten tohumu ekleyebilir, ceviz, badem, fındıktan daha çok yararlanabilirsiniz.

Şeker ve besinlerin tüketimini azaltabilirsiniz.

Stres düzeyinizi düşürebilir, stres yönetme yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. Stresinizi azaltmak ve rahatlamak için tatlı atıştırmalar yapmayı bırakabilirsiniz.

False