GeriDiyet Rehberi Ekmeği azaltın yeter!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Ekmeği azaltın yeter!

"Düşük karbonhidratlı rejimler, ekmek ve makarnayı azaltarak lezzetli yemeklerden vazgeçmeden, 2 haftada 6-7 kilo verilmesini sağlıyor."

ABD eski Bakanı Bill Clinton; akstris Jennifer Aniston, Renee Zelhveger, Barbra Steisand; şarkıcı Geri Halliwel ve modacı Donna Karan düşük karbonhidratlı diyetlerle zayıfladı. Geçmişi 1864'e dayanan, 2002 yılında Doktor Robert Atkins'in 1970'lerde yazdığı kitabını yeniden basmasıyla popülerleşen düşük karbonhidratlı rejimler bugüne kadar dünyada 5 milyondan fazla insanı zayıflattı. İki haftada 6-7 kiloya kadar kilo verilmesini sağlayan bu diyetler hızlı sonuçları ve göbek, kalça gibi problemli bölgeleri inceltmesiyle hem kadınlar hem erkekler için vazgeçilmez oldu.

Ekmek yenmiyor

Atkins ya da South Beach gibi ünlü düşük karbonhidratlı diyetleri uygulamayan kişiler bile ekmeği hayatlarından çıkardı. Araştırmalar yetişkinlerin yüzde 20'sinin rejim yapmadıkları halde ekmek, patates, makarna gibi karbonhidratlı maddeleri tüketmekten vazgeçtiğini gösteriyor. Bazı doktorlar aşırıya kaçıldığında düşük karbonhidratlı rejimlerin sağlığa zarar verebileceğini iddia etse de bu beslenme programı dengeli bir şekilde uygulandığında lezzetli yemeklerden vazgeçmeden kilo veriliyor. Peki bol bol yağ yenmesini öngören düşük karbonhidratlı rejimler nasıl bu kadar etkili olabiliyor? Sucuk, kırmızı et gibi bugüne kadar sağlığa zararlı olduğu söylenen birçok besinin serbest olduğu düşük kalorili rejimler 3 şekilde zayıflatıyor:

Nasıl zayıflatıyor?

1- Karbonhidrat tüketildiğinde kan şekeri aşırı yükseliyor. Pankreas tarafından salgılanan insülin hormonu şekeri düşürüyor. Ancak bu işlem çok sık tekrarlandığında hücreler insüline alışarak tepkisiz hale geliyor. İnsülin etkisini kaybedince karaciğerde daha fazla glikoz yağa çevriliyor. Düşük karbonhidratlı rejimler bunun önüne geçiyor.

2- İnsan vücudu normalde enerji kaynağı glikozu üretmek için karbonhidratları kullanıyor, yağları ise depoluyor. Karbonhidrat tüketimi azalınca vücut enerji için direkt olarak yağları yakmaya başlıyor. Yağ yakmak karbonhidrat yakmaktan daha zor. Bu nedenle vücut daha fazla enerji harcıyor ve daha kolay kilo veriliyor.

3- Düşük karbonhidratlı rejimlerde insülin seviyesi sabit kalıyor. Çünkü karbonhidrat kan şekerini anında yükseltirken yağların buna etkisi olmuyor. İnsülinin ise yağ yakımını engellediği biliniyor. Çünkü insülinin temel görevlerinden biri yağı yağ hücrelerinin içinde tutmak. Dolayısıyla karbonhidrat tüketimi arttığında insülin seviyesi yükseliyor, yağ yakımı ise yavaşlıyor.

Karbonhidratlar neden kötü?

Vücutta insülin seviyesinin artması diyabet, kolesterol gibi birçok hastalığı beraberinde getirebiliyor. Bunun nedenleri şöyle:

1- Karbonhidratlar şekerden meydana gelen moleküllerdir. Pamuk helvayı ya da balı düşünün, şeker yapışkan bir madde. Protein ise kaygan. Fazla şeker hücreye girdiğinde proteinlere yapışır. Şekerin yapıştığı bu moleküller hücrelere girip çıkmakta zorlanır, dolayısıyla kana daha zor karışırlar.

2- Yüksek kan şekeri kanserin önünü açar. Çünkü kanser hücrelerinin normalden fazla şeker tükettiği biliniyor. Şeker seviyesi yüksek olduğunda tümör daha rahat büyür.

3- Şeker bağışıklık sistemini de alt üst eder. Çünkü şeker kandaki asiti artırıyor. Vücudu hastalıklardan koruyan akyuvarlar ise asitli ortamda çalışamaz.

4- İnsülin damarların iç duvarlarını kalınlaştırıyor. Kötü kolesterol LDL'yi artırarak kalp hastalıklarına neden olduğu da biliniyor.

False