GeriModa Trendleri Alışverişte yeni trendler
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Alışverişte yeni trendler

"Günümüzde kadınlar alışveriş kararlarını neye göre veriyorlar? Yeni çağın kadınlarının yeni yaşam tarzları, hangi kriterlere göre şekilleniyor? Modern kadınların değer yargıları, vücutlarına ilişkin algılamaları ne düzeyde?"

Bu soruların yanıtlarını bulmak için her yıl moda dünyası milyarlarca dolar harcıyor. Lycra'nın son araştırmasına göre yeni çağın kadını kendi tarzını oluşturma konusunda çok kararlı ve alışverişlerini de etki altında kalmadan yapıyor.

Moda dünyasında ileri teknolojiyle kumaşlar ve iplikler üreten ve bu konuda dünya lideri olan Invista'nın dünya kadınları üzerinde yaptığı yeni araştırmaya göre hemcinslerimizin alışveriş alışkanlıkları 21'nci yüzyılın ilk çeyreğine doğru yeni profiller kazanıyor.Anneannelerimizin dantel gibi ince işlenmiş hülyalı günlerinde, modanın kendine sunduğu kalıpları birebir uygulamaktan başka bir keyif alan kadınlar, günümüzde alışveriş yaparken oldukça spesifik kriterler kullanıyorlar.

Bu araştırmaya göre günümüzün kadınları alışveriş alışkanlıklarına göre beş büyük gruba ayrılıyor. Tüm Avrupa ve Amerika'da kadın tüketiciler arasında yapılan araştırmaya göre 21'nci yüzyılın kadınları yaşam tarzları, değer yargıları, vücutlarına ilişkin algılamaları ve satın alma kriterleri açısından birbirinden oldukça farklı karakterlere sahipler.

Tüketicilerin alışveriş eğilimlerini ve yaşam tarzlarındaki yenilikleri araştırmak için her yıl bir milyon doların üzerinde bütçe ayıran Invista grubu bünyesindeki Lycra, bu araştırmalardan elde edilen verileri en az iki sezon öncesinde üreticileri ile paylaşıyor. Moda dünyasına naylon çoraplardan su geçirmeyen kumaşlara, vücut iklimini ayarlayan biyolojik ipliklerden zor koşullara dayanıklı aksesuvarlara kadar pek çok yeniliği armağan eden Lycra'nın bu araştırmaları tasarımcılar tarafından da büyük merakla bekleniyor.

Tüketici beklentilerine uyumlu koleksiyon yaratma aşamasında moda tasarımcılarına ilham vermeyi kendine ilke edinen marka, bu veriler ışığında ürün geliştirme aşamasında üreticilerle de birlikte çalışıyor.

Lycra'nın son araştırmasma göre kadınların yüzde altısı "metropol kadını" olarak nitelendirilebilecek bir gruba dahil. Bu kadınlar şehirli, zevklerine düşkün ve açık fikirliler. Bu kategorideki kadınların yüzde 45'i 35 yaşın altındalar ve çocukları yok. Çoğunluğu üniversite öğrencisi ya da üniversite mezunu olan yüksek gelirli mavi yakalılar. İyi bir teknoloji kullanıcısı olan ve hayatlarının her alanında yeni ve farklı olanı arayan, değişik limitleri denemekten korkmayan metropol kadınlarının yüzde 39'u düzenli olarak spor ya da egzersiz yapıyor. Macera arayışı içinde olan bu kadınlar, kişisel sınırlarını zorlamayı da seviyorlar. Modern iş dünyasının getirdiği strese rahatça uyum sağlayabilen; bunun yanı sıra özel yaşamla iş hayatları arasındaki dengeyi korumaya dikkat eden bu kadınlar, kendilerinden beklendiği gibi yeni ortamlara girme ve uyum sağlama konusunda da hiç zorluk çekmiyorlar.

Yeni çağın konformist kadınları

Metropol kadınları, sadece bugünü planlamaktan keyif almakla kalmıyor; gelecek hakkında da etik kaygılar taşıyorlar. Bu nedenle çevrelerinde olup bitenlere karşı kayıtsız değiller; hatta kendilerini olup bitenlerden bir şekilde sorumlu hissediyorlar. Toplumsal ve sosyal sorumluluk gerektiren konularda duyarlı davranışlar sergiliyorlar. Dengeliler; ama bir o kadar da canlılar ve eğlenceli bir hayat yaşamaktan yanalar. Yüksek performanslarını sürdürmelerini sağlamak için zinde kalmanın yolunu ise egzersiz yaparak bulmuş durumdalar.

Bu kadınlar giyim tarzı olarak performans artırıcı, canlılık ve enerji veren, vücut hatlarını öne çıkaran, vücudu saran modelleri tercih ediyor ve kıyafetlerinde teknolojik olarak geliştirilmiş olanaklar sunan kumaşları arıyorlar.
Araştırmaya katılan kadınların yüzde 12'si stresten uzak, maceracı metropol kadınlarından biraz daha oturmuş bir hayat sürüyorlar. Onlar ailelerini ön planda tutuyor ve hayatı çok da rekabetçi olarak algılamıyorlar. Bu "konformist" kadinların yüzde 61'i 25-49 yaş arasında, yüzde 70'i çocuklu. Çoğunlukla ev kadını ya da beyaz yakalı çalışanlardan oluşuyorlar.

Konformist kadınlar resmi sosyal etkinlikler ya da ilişkiler içinde yer almaktan pek hoşlanmıyor; sınırlı anlarda yapılması gereken işler listesine uymak yerine, zamanı yayarak kullanmayı tercih ediyorlar. Moda ve trendleri çok yakından takip etmeseler de, rahat ve informal olmayı seviyorlar. Vücutlarıyla oynamaktan da pek hoşlanmıyor; onu olduğu gibi kabul etme fikrini benimsiyorlar. Alışverişi kendileri için değil; daha çok aile fertleri için yapıyorlar. Kendileri için alışverişe çıktıklarında ise içlerinde rahat edecekleri, kullanışlı ve paralarının karşılığını aldıklarından emin oldukları pratik giysiler aramayı tercih ediyorlar.

"Trendsetter"lar gençler arasından çıkıyor

Kadınların alışveriş alışkanlıklarını belirlemek üzere yapılan araştırmaya katılanların yüzde dokuzu kendilerini "özgür" kategorisine koyuyor. Bu kadınların yüzde 58'i 34 yaşın altında ve çok gençler. Çoğunluğu öğrenci. Sosyal olarak son derece girişken olan bu kategorinin kadınları, aynı zamanda trendleri de oluşturma gücüne sahip pragmatik kişiliklere sahipler. Değişikliklere süratle ayak uydurabildikleri gibi; çoğunlukla bu değişimlere öncülük etmekten keyif alıyorlar. Dans etmeyi, arkadaşlarıyla dışarı çıkmayı, yemek yemeyi, alışveriş yapmayı ve markaları seviyorlar. Yeni ne çıkarsa ilk deneyen olmak istiyorlar. Bu nedenle sıkı reklam takipçileri bu kadınlar arasından çıkıyor.

Özgür ve trendsetter kadınlar, çok iyi görünmek ve hissetmek istiyorlar. Düzenli olarak spor yapıyorlar. Kendi stilini oluşturmaktan ayrı bir zevk alan bu kadınlar bedenlerini bu stili yaratmanın en önemli parçası olarak görüyorlar. Bu nedenle güzellik ve bakımları için çok para ve zaman harcamaktan çekinmiyorlar.

Araştırmaya göre her 100 kadından 29'u ise "naturel" kadın kategorisine giriyor. Bu kategori genellikle 35 yaşın üzerinde yarıdan fazlası evli, yüzde 44'ü ev kadını ya da emekli olmuş kadınlardan oluşuyor. Naturellerin yüzde 28'i her hafta en az bir kez düzenli egzersiz yapıyor. Bu kadınlar sağlıklarına düşkünler ve gerçek bir sosyal sorumluluk bilincine sahipler. Doğal çevrenin korunması bilinciyle hareket ettikleri için satın aldıktan her şeyin nereden geldiğini, hangi şartlarla üretildiğini öğrenmek istiyorlar. Naturel kadınlar vücutlarını da hayatlarının merkezinde görüyorlar. Vücuduna iyi bakmanın, yaşamına iyi bakmak anlamına geldiğine inanan natureller, düzenli uyku, masaj ve terapi gibi yöntemlerle stresten arınıyor ve ruhsal mutluluğu yakalamaya çalışıyorlar. Doğada olmayı seviyor ve rahatlatıcı sporlar yapıyorlar.

Kendilerini doğal ve rahat hissettiren giysiler için gereken fiyatı ödemeye hazırlar; bu nedenle marka bağımlılığına yatkınlar.

Güzellik tanrıaçaları modaya tapıyor

Araştırmaya katılan kadınların yüzde 22'si ise kendini güzellik tanrıçası Afrodit ile özdeşleştiriyor. Bu kadınlar için nasıl göründükleri, nasıl giyindikleri, başkaları tarafından nasıl değerlendirildikleri ve ne kadar beğenildikleri, diğer kadınlarla karşılaştırıldığında oldukça önemli. Bu grubun yüzde 50'den fazlası 30-50 yaş arasında, yüksek gelir grubundaki şş ve ev kadınlarından oluşuyor. Modayı ölesiye takip ediyorlar ve rahatlıklarını önemsemeden sadece "güzel olduğu ve parmakla gösterileceği için" giysi tercih edebilivorlar. Bu kadınlar için vücutlarının nasıl göründüğü de diğer kadınlardan çok daha önemli. Vücutlarına adeta tapıyor, o yüzden de kendileri için en iyisini, en pahalısını talep ederek satın almaktan çekinmiyorlar. Bu konuda son derece hassas bir yapıya sahipler. Bedenlerini kadınlıklarının en vazgeçilmez unsuru olarak görüyor ve güzelliklerini sergilemekten zevk alıyorlar. Moda tasarımcılarının en dışa vurumcu modellerini bu kadınlar için yarattıklarını söylemek ise hiç de gerçekdışı bir değerlendirme gibi görünmüyor.

False