Kobani, Türkiye'yi hedef tahtasına döndürdü

Türkiye'nin Kobani'ye yönelik politikaları Avrupa Parlamentosu'nda sert şekilde eleştirildi. Yapılan açıklamalar Türkiye'nin algı operasyonunda etkisiz kaldığını ve kendisiyle ilgili olgu ile algının örtüşmesini sağlamakta zorlanacağını gösteriyor.

Haberin Devamı

Türkiye’nin Kobani’deki gelişmeler karşısında izlediği politikalara yönelik eleştirileri uzunca sayılabilecek bir süredir duyuyoruz. Uluslararası alanda çeşitli platformlarda dile getirilen bu eleştiriler ve bunların işleniş şekli Türkiye’nin Kobani konusundaki algı operasyonunda etkisiz kaldığını gözler önüne seriyor.

Gelinen aşamada Türkiye’nin çatışmalardan kaçanlara sınırlarını açmasından çok Kobani’ye yönelik aktif bir politikayı devreye sokmaması ve “izlemede kalması” öne çıkıyor. Avrupa Parlamentosu’nda yapılan “Kobani’deki Durum ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)” oturumu bu tespitin teyidi niteliğindeydi.

AP’de Türkiye konusunun bu kadar sert işlendiği ve Ankara’nın adeta eleştiri bombardımanına tutulduğu bir toplantıya uzun süredir rastlanmamıştı. Her ne kadar mayıs ayında yapılan seçimler sonrasında oluşan yeni AP’nin profili “Türkiye dostu” olarak değerlendirilemeyecek olsa da yapılan eleştirilerin sadece siyasi yelpazenin bilindik kanatlarından gelmemesi Ankara’nın mevcut havayı değiştirmekte oldukça zorlanacağının göstergesi niteliğinde.

Haberin Devamı

Oturumda yapılan eleştirilerde “Türkiye’nin eylemsizliği” ile “aday ülke olarak Avrupa Birliği’yle uyumlu politika izlememesi” öne çıkarılırken Ankara’ya hemen her siyasi kanattan eleştiri gelmesi ve lehte konuşanların sayısının bir elin parmaklarını geçmeyecek seviyede kalması dikkat çekti.

AP üyelerinin çoğu Türkiye’nin mültecilere yönelik yardımını görmezden gelirken, parlamenterlerde “Türkiye’nin IŞİD’e öyle ya da böyle yardım ettiği algısının yerleşmiş olduğu” net şekilde görüldü. AP’nin en büyük siyasi grubu olan EPP’nin üyelerinden Hristiyan Demokrat Fransız parlamenter Arnaud Danjean, bir aday ülke olarak Türkiye’nin AB’yle uyumlu politika izlemesi gerektiğini belirterek, “Durum hiç de öyle değil ve bu kabul edilemez” dedi.

Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) Grubu üyesi Romanyalı parlamenter Viktor Boştinaru da “Türkiye’nin çekinceleri, IŞİD’i durdurma çabalarına ve bir NATO üyesi, müstakbel bir AB üyesi olarak yükümlülüklerine aykırı” ifadelerini kullandı. Boştinaru, böyle kritik bir aşamada Türkiye’nin Kürt savaşçılara yardım etmemesinin “ahlaki olarak kabul edilmesi zor bir durum” olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular (ECR) Grubu’ndan İngiliz Charles Tannock, Türkiye’nin peşmergelerin geçişine izin vermesini, “bir NATO müttefikinden beklenenden daha geç bir adım” olarak değerlendirirken, Özgürlük ve Doğrudan Demokrasi Avrupası (EFDD) Grubu üyesi İtalyan Fabio Massimo Castaldo, Türkiye’ye karşı aralarında müzakere sürecinin askıya alınmasının da bulunduğu her tür önleme açık olunması gerektiğinin altını çizdi.

Aşırı Sol Grup üyesi İspanyol Javier Couso Permuy ise eleştiri dozunu biraz daha artırarak, sorunların oluşmasında ve gelişmesinde Türkiye’nin de rolü olduğunu iddia ederek, “NATO üyesi ama dış politikası bazen yasa dışılığın sınırında dolaşıyor” diye konuştu. Aynı gruptan Fransız Marie-Christine Vergiat ise “PKK’nın AB’nin terör örgütleri listesinden çıkması gerektiğini” savundu.

Haberin Devamı

Liberal Grup üyesi Fransız Marielle De Sarnez ise “Türkiye kabul edilemez çift taraflı bir oyun oynadı” ifadelerini kullandı.

Açıklamalar, son dönemde kendisiyle ilgili olgu ile algının örtüşmesini sağlamaya yönelik çalışmaları hızlandıran Türkiye’nin işinin hiç de kolay olmayacağının kanıtı olması açısından önemli.

Yazarın Tüm Yazıları