GeriKişisel Bakım Yaşlanmadan yaşayın!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Yaşlanmadan yaşayın!

Yaşlanmadan yaşayın!

"Yaşlanmanın etkilerini azaltan anti-aging programı, dengeli beslenme ve kişiye uygun diyet-egzersiz programlarının yanı sıra yapılan hormon testlerinin ardından eksik hormonların dışarıdan verilmesini de kapsıyor."

Yaşlanmanın etkilerini azaltıp, yaşam kalitesini yükseltmek ve daha uzun yaşamak mümkün. Bunlar bilimsel olarak kanıtlanmış ve uzun süredir tüm dünyada uygulanan yöntemler. İlk bakışta vereceğimiz öneriler size tanıdık gelebilir; dengeli beslenme, kilo kontrolü, egzersiz. Ama bunlar da yetmiyor. Vücudun deforme olmasının, kiloların artmasının, cildin elastikiyetini kaybetmesinin ve diğer yaşlanma belirtilerinin nedeni, bazı hormonların azalması.

Anti-aging (geriye yaşlanma, yaşlanmanın etkilerini azaltma) programı, dengeli beslenme ve kişiye uygun diyet-egzersiz programlarının yanı sıra yapılan hormon testlerinin ardından eksik hormonların dışarıdan verilmesini de kapsıyor. Düzenli cilt bakımı, peeling ve gerekirse cerrahi müdahalenin de önerildiği program aslında bir yaşam biçimi. Ne kadar erken yaşta uygulamaya başlarsanız o kadar iyi sonuç alıyorsunuz.

Anti-Aging beslenmede dikkat edilmesi gerekenler:

1- Hücrelerin, serbest radikallerin zararlı etkilerinden korunması için her gün 5-9 porsiyon sebze ve meyve tüketmek gerekiyor.

2-Sebzeleri çiğ veya az pişmiş olarak tüketmek gerekiyor. Çiğ ve taze sebzelerin sahip olduğu antioksidan özellik, pişirmeyle yok oluyor. Az pişirme beta karoten emilimini de artırıyor.

3-Avokado, kötü kolesterolü düşürerek, kalp hastalığı riskini azaltıyor.

4-Demir en çok ciğer, yumurta sarısı, kırmızı etler, nohut, mercimek, balık, yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Eksikliğinde, kansızlık ve bağışıklık sisteminde bozukluklar oluşuyor. Ancak, demir fazlalığı damar sertliği ve tüm vücut hücrelerinin erken yaşlanmasına, neden oluyor. Demir preperatları doktor kontrolünde alınmalı.
5- Konserve besinler değil, taze veya donmuş olanlar tercih edilmeli.

6- Hayvani yağlar yerine, zeytinyağı, ayçiçekyağı, kanola yağı, soya yağı gibi sıvıyağları tercih etmek gerekiyor.

7- Kuru fasulye, nohut, bakla, bezelye, mercimek, yeşil fasulye, soya ve yulafta bol miktarda bulunan saponinler, hücrelerdeki DNA mutasyonlarını önleyerek antikanserojen etki gösteriyorlar. Bu yüzden kuru baklagilleri sıklıkla tüketmek gerekiyor.

8- Zeytinyağı en iyi antioksidan yağ. Bol E vitamini içeriyor, gençlik sağlıyor ve hastalıklardan uzak tutuyor. Ayrıca, kötü kolesterolün okside olmasını ve damar duvarına girmesini önleyerek, iyi kolesterolü artırıyor. Böylece, damar sertliği, kalp-damar sistemi hastalıkları, kalp krizi ve inmeden uzak durmanızı sağlıyor.

9- Yağsız süt ürünleri, protein ve kalsiyumdan zengin, doymuş yağdan fakir besinler. Kemik, diş ve kasların yapısını sağlamlaştırıyor, yüksek kan basıncının kontrolünde yardımcı olan potasyum içeriyor.

10- Yüksek ısıda pişirilen, kızartılan etlerin içinde kanserojen etki yapan heterosiklik aminler oluşuyor. Önlemek için fırınlama, buharda veya mikrodalgada pişirmek gerekiyor.

11- Beyaz unlu gıdalar, beyaz ekmek, pirinç, patates ve tüm şeker katkılı gıdaların glisemik indeksi yüksek. Bu da erken yaşlanma nedeni. Beyaz pirinç yerine, posa bakımından zengin esmer pirinç ve bulgur tercih etmek iyi çözüm.

12- Lif, bitkisel gıdaların iskeletini oluşturduğundan, ne kadar fazla sebze, meyve ve işlenmemiş tahıl yenirse o kadar fazla lif alınmış oluyor.

False