GeriKişisel Bakım Selüliti çözecek yeni yöntem!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Selüliti çözecek yeni yöntem!

"Ne yaparsanız yapın selülitlerinizden kurtulamıyorsanız yeni bir yöntemi müjdeliyoruz: Radyo frekansı ve radyo dalgaları..."

Tıp ve kozmetik dünyası kadınların baş belası selülitlere karşı sürekli savaş halindeler! Selülit ve lokal zayıflama için kullanılmaya başlanan yeni ve etkili bir yöntem: "Radyo frekansı!"

Estetica Medica'da, Dr. Ali Kerim Diler "radyo frekansı" yöntemiyle ilgili bilgi veriyor.

Isınan dokular kendisini yeniliyor
Pek çoğunuzun bildiği gibi selülit, aslında, "Hidrolipodistrofi" olarak tanımlanan, cilt altı yağ dokusunu ve küçük damarları ilgilendiren bir sağlık sorunu. Selülit, derinin portakal kabuğuna benzeyen inişli, çıkışlı düzensiz görünümü ve buna eşlik eden sıkılık kaybı olarak tanımlanıyor. Selülit, özellikle, kalça, basen ve baldır gibi yağ depolanmasının fazla olduğu bölgelerde oluşuyor. Selülit oluşumunun başlıca nedeni, yağ dokusu ve mikro dolaşımdaki değişiklikler. Genetik yatkınlıklar, sık yaşanan kilo değişimleri, hormonsal faktörler, düzensiz beslenme ve yaşam biçimi, kullanılan bazı ilaçlar ve stres selülit oluşumuna katkıda bulunan başlıca faktörlerden.

Tüm hastalıklarda olduğu gibi selülit söz konusu olduğunda da erken teşhis çok önemli. Dr. Ali Kerim Diler, selüliti 1., 2., 3. ve 4. olmak üzere evrelere ayırdıklarını söylüyor ve bugüne kadar 3. ve 4. evredeki selülite karşı yapacak fazla bir şey olmadığını ancak şimdi radyo frekanslarının kullanıldığı yöntemle belli bir oranda düzelme sağlayabildiklerini anlatıyor. Peki radyo frekansı nasıl etki ediyor?

Dr. Diler bu soruyu şu şekilde yanıtlıyor: "Bu yöntemde temel prensip su içeren bütün dokuları kontrollü bir şekilde ısıtmak. Radyo frekansı hücrelerdeki su moleküllerini harekete geçiriyor, sürtünme etkisiyle o bölgenin ısınmasını sağlıyor. Isı aşağı yukarı 42-45 derece civarına ulaşıyor. Kolajen doku hasar gördükten sonra vücut o dokuyu onarmak üzere harekete geçiyor. Isınma olduğunda o bölgedeki kolajen dokusu belirli bir ölçüde hasar görüyor ve yeni kolajen dokusu üretiyor. Bu da o bölgedeki dalgalı görünümün "bir ölçüde kaybolmasını" sağlıyor.

İşlem sırasında sürekli olarak bir lazer termometresiyle dokudaki sıcaklığın ölçüldüğü ve ona göre uygulamaya devam edildiği, hastalarınsa belli bir sıcaklık hissettiği ancak bunun kesinlikle yanma olarak tanımlanamayacağı Dr. Diler'in bu konuyla ilgili verdiği diğer bilgilerden. Selülit gerçekten de baş edilmesi zor bir sorun. Dr. Ali Kerim Diler, radyo frekansının kullanıldığı bu yöntemin haftada 1 kez olmak üzere en az 10-12 seans boyunca devam ettirilmesini tavsiye ediyor. Ayrıca cildi sıkılaştıran ve uygulandığı bölgede kalçalar, bacaklar, karın, bel ve kollar gibi bir toparlanma da sağlayan yöntemin bir seansı yarım saat 40 dakika arasında değişiyor. Dr. Diler, selülitle ve sıkılık kaybıyla etkili bir savaş için radyo frekansı yöntemini örneğin karboksiterapi gibi diğer yöntemlerle kombine şekilde uyguladığında daha da etkili sonuçlar alındığını da sözlerine ekliyor. Bu işlemin 10 seansının yaklaşık 1800 Euro olduğunu da hemen belirtelim.

Yüz gençleştirmek için de kullanılıyor
Radyo frekansı yönteminin önemli bir özelliği de sadece selülit ve vücut toparlama değil, yüz sarkmalarına ve kırışıklara karşı da kullanılması. Tabii ki burada da prensip aynı: Isınan ciltte, kolajen dokusu hasar görüyor ve vücudun bunu onarmak için onardığı yeni kolajen dokusu cildin eskiye kıyasla daha sıkı ve genç bir hal almasını sağlıyor.

Dr. Ali Kerim Diler, çeşitli boylarda radyo dalgalarıyla yüz gençleştirmenin bugünlerde yükselen bir trend olduğunu söylüyor. Yapılan işlemin temelinde cildi sıkılaştırmanın yattığını belirten Dr. Ali Kerim Diler'in anlattığına göre, yapılan testlerin sonuçları da radyo frekansıyla uygulama yapılan bölgede kolajen miktarının arttığını destekliyor. Bu testlerde, uygulama yapılan cilt dokusundan - seanslar belli bir süre devam ettirildikten sonra- bir parça alınıyor ve bu parça mikroskopla inceleniyor. İncelenen dokuda da, kolajen miktarının arttığı açıkça görülebiliyor. Tabii, kolajen miktarının artması da cildin sıkılaşması anlamına geliyor.

False