GeriKişisel Bakım Şehir içinde de güneş kremi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Şehir içinde de güneş kremi

"Sinir bozukluğu, baş ağrısı, cilt kanseri, felç... Güneş ve sıcağın kötü etkilerini sayan uzmanlar sadece deniz kenarında değil şehir içinde de koruyucuları kullanmamız gerektiğini söylüyor; "Su ve tuzlu ayran için, dar giysiler giymeyin, şapka takın" diyorlar."

Bronzlaşma sevdası, bir an önce yanık tene kavuşma telaşı daha yaz gelmeden başlar. Ancak cildinizin rengi koyulaşırken beraberinde getirdiği riskleri yeterince biliyor musunuz?
Uzmanlar bronzlaşmayı cildin savunma mekanizması olarak nitelendiriyor. Bronzlaşma için cildin kendi kendini koruması demek yanlış değil. Önce ciltte kalınlaşma oluyor, sonra deri korunmak için daha fazla renk maddesi üretiyor, koyulaşmaya başlıyor.

"Sarışınlar, çilliler ve benliler daha çok zarar görürler"

Güneş koruyucularının şehir içinde mayıs ayından itibaren kullanılmaya başlanması gerektiğini belirten Dermatolog Dr. Nahide Onsun, bu alışkanlığın çocuk yaştan itibaren kazanılmasının şart olduğunu söylüyor. Cilt kanserlerinin yıllar sonundaki birikimle ortaya çıktığını vurgulayan Onsun, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Çocuk yaştan itibaren güneşlenmeye başlıyoruz, sokakta, parkta, bahçede deniz kenarında derken bunlar zaman içinde güneşin uzun vadeli etkilerine neden oluyor. Cilt kanserleri genellikle 40'lı yaşlardan sonra ortaya çıkıyor. Çilliler, sarışın-mavi gözlü olanlar, güneşte her zaman kızarıp yanan ama bronzlaşamayanlar, çok fazla beni olanlar risk grubunu oluşturuyor. Normalde benli olmak güneşten daha fazla etkilendiğini ve zarar gördüğünü gösteren bir işarettir. Güneşle birlikte ben ve çiller artabilir. Deri rengi koyulaştıkça güneşten etkilenmenin de şiddeti azalır ama yine de güneş koruyucu mutlaka sürülmeli."

"Baş ağrısı, bayılma, burun kanaması ve kramp olabilir"

En iyi şemsiyenin bile yüzde 70'ten fazla korumadığını da belirten Onsun "Yansıyan ışınları da unutmamak lazım. Saat 11.00-16.00 arasında şemsiye altında bile olsa dışarıya çıkılmamalı. Havuzda, denizdeyken koruyucular sürülmüyor. Oysa özellikle sürülmeli çünkü güneş ışınlarının etkisine iki kat daha fazla maruz kalınıyor. Bu gibi yerlerde vücut hem dibe geleni hem de yukarı yansıyanı alıyor. Tekne gezilerinde özellikle dikkat edilmeli. Yürürken, voleybol oynarken güneş her zaman her yere ulaşır" diyor.
Yaz aylarında en çok görülen sağlık sorunlarından olan sıcak çarpmalarının hafife alınmaması konusunda uyaran International Hospital Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Dr. Leyla Dilek Mamçu, özellikle yaşlılar, çocuklar, alkol kullananlar, hipertansiyon, şeker, kanser hastaları ve şişmanlar için sıcak çarpmasının daha ağır bir risk yarattığını vurguluyor. Mamçu bunların dışında yüksek tansiyonu olanların, kalp ilaçları kullananların da risk altında olduğunu belirterek "Bu yıl biraz endişeliyim. İnsanlar güneşe hasret kaldılar, bu nedenle de kendilerini korumasızca deniz kenarlarına atmasınlar" diye uyarıyor.

Mamçu güneşin zararlı etkilerini şöyle anlatıyor: "Sıcak havalarda vücudumuzda ilk tepki olarak ısıyı atabilmek için kan damarları genişler. Terleyerek de vücudumuz sıvı kaybeder. Eğer bunlar çıkamazsa, bir şekilde vücudumuzda kalıcı olurlarsa kalpte atım hızı arttar. Yine aynı şekilde kanın içinde elektrolit dediğimiz sodyum, potasyum gibi maddelerin oranı değişir. Bu değişiklikler özellikle kalp, akciğer ve tansiyon hastaları ile idrar söktürücü ilaç kullananlarda aniden bayılma, şiddetli baş ağrısı veya burun kanamasıyla ortaya çıkabilir. Hastada ayrıca şiddetli bir halsizlik, yorgunluk ve bacak krampları oluşabilir."

"Uzun süre sıcakta kalanlar felç tehlikesi ile karşı karşıya"

Mamçu tüm tehlikeler arasındaki en ağırının inme-felç riski olduğunu belirtiyor ve devam ediyor: "Uzun zaman sıcakta kalıp şapka giymemek, ayran, su içmemek gibi tedbir almayan kişiler için felç büyük bir risktir. Vücut ısısı artıyorsa işte o zaman problem başlar. Bu kişilerde cilt kurur, kızarıklıklar görülür. Yaygın olarak bilinci değişir, ateşi 40 derecenin üzerine çıkar. Beyin bulanıklığıyla beraber kişilik değişiklikleri başlar, anormal, saçma sapan konuşmalar, saldırganlık görülür. Bu kişilere acil olarak müdahale edilmezse ve beyin hasarı artık başlarsa (beyindeki ısı artışıyla proteinlerin bozulması) olay geri dönülmez safhaya kadar gelir. Sıcak çarpmasının en ileri safhası sıcak felci ya da sıcaklık inmesi dediğimiz bu durumdur."

"Sıcaklar sinirleri bozuyor, saldırganlığı artırıyor"

Dr. Leyla Dilek Mamçu özellikle yaşlıları, çocukları, şişmanları, alkol alanları, panik hastalığı olanları, kalp ve tansiyon hastalarını çok sıcak saatlerde dışarı çıkmamaları konusunda uyarıyor. "Eğer çıkmaları gerekiyorsa mutlaka şapka takmalı, sık sık su tüketmeli, tuzlu ayran içmeli" diyor Mamçu: "Sıcağın altında aşırı aktivite ve egzersiz de son derece sakıncalı. Sık sık serin bir ortama girip dinlenmek şart. Giysiler tek kat ve pamuklu, ter emici nitelikte olmalı. Dar giysiler giyilmemeli, giysilerde açık renk tercih edilmeli. Çocuklar kapalı arabalarda bırakılmamalı. Aksi halde su kaybından, sıcak çarpmasından bir saatte bile kaybediliyor."
Mamçu'nun verdiği bilgiye göre sıcak ayrıca beyindeki bazı kimyasalların çalışmasını da olumsuz etkiliyor. Bunun sonucunda kişilik değişiklikleri ve sinirlilik ortaya çıkıyor.
Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Dr. Hasibe Özkılıç ise Dünya Sağlık Örgütü'nün, 46. kuzey ile 46. güney paralelleri arasında yaşayan beyaz ırktan insanlara yaz aylarında 08.00 - 17.00, kış aylarında 10.00 - 15.00 saatleri arasında güneş ışığından tam olarak korunmayı önerdiğine işaret ediyor. Erken cilt yıpranmasının en önemli nedeni olan güneş ışınlarına uzun süreli ve tekrarlayan şekilde maruz kalınmasıyla son 50 yılda cilt kanserlerinin görülme sıklığının da arttığını belirtiyor. Özkılıç, 0-18 yaş arasında güneş ışığından tam olarak korunmuş çocuklarda deri kanserlerinin oranının yüzde 98 azaldığının kanıtlandığını söylüyor.

Aşırı terlemeye karşı botox

Acıbadem Hastanesi Bakırköy Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Sadiye Tanyeri, bazı kişilerde ter bezlerinin aşırı çalışmasına bağlı olarak terlemenin özel ve sosyal yaşamı olumsuz etkilediğini vurguluyor. Tanyeri bu kişilerde, özellikle stresli durumlarda ter salgılarının hiçbir aktivite yapmasalar dahi arttığını söylüyor. Sıklıkla estetik uygulamalardan adını duyduğumuz botox uygulamasının son yıllarda aşırı terlemenin tedavisinde de kullanıldığını belirten Tanyeri, şu bilgileri veriyor: "Botox, uygulandığı yerde sinir uçlarında sinir iletisini geçici olarak bloke eder. Bu yolla aşırı terlemenin durdurulmasını sağlar. İlaç; koltuk altı, el ve ayaklara bölge uyuşturulduktan sonra yüzeysel enjekte edilir. 2-5 gün içinde etkisini gösterir ve 5-7 ay boyunca etkinliğini korur."

"Jean kumaşları yüzde 100 koruma sağlar"

Dr. Hasibe Özkılıç'ın önerileri:
Beyaz bir tişört, dokuma sıklığına bağlı olarak 4-8 faktörlü bir ürün kadar koruma sağlar. Blue jean kumaşlar yüzde 100 koruma sağlar.
Kumaşlar ıslandıkça koruma gücü düşer.
UV filtresiz güneş gözlükleri, gözbebeklerinin genişleyerek daha fazla zararlı güneş ışığını geçirmelerine yol açmaları nedeniyle zararlıdır.
Güneş ışınları suyun 90 santimetre derinine kadar rahatça inebilir.

Güneş siperlikli şapkalar iyi birer güneş koruyucusudur

Beyaz renkli saçlar derimizi hemen hemen hiç korumaz.

False