GeriKişisel Bakım Her yaşın ayrı bir güzelliği var
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Her yaşın ayrı bir güzelliği var

"Güzelliğin birinci koşulu cilt bakımı şüphesiz. Tabii doğru bakım yöntemini seçebilmek de çok önemli. Uzmanlara göre her yaşın ürünleri farklı. Dolayısıyla bu basit kuralı göz önünde bulunduran her kadının, yaşı kaç olursa olsun, güzel bir cilde sahip olması mümkün. Çünkü güzelliğin yaşı yok..."

Korunma 20'lerin ilk koşulu

Eğer henüz 20'li yaşları sürüyorsanız o zaman cilt problemleriyle henüz karşılaşmadınız demektir. Çünkü cildiniz henüz genç ve taze görünümünü koruyor demektir. Doku ise kırışıklıkların oluşmasını önleyecek kadar elastik ve yeterince neme sahiptir.

Yine de çevre kirliliği, olumsuz dış etkenler ve güneş ışınların zaman içinde nasibini almaktan kurtulamaz. İşte bu yaşlarda derinlemesine temizliğin önemi ortaya çıkıyor. Çünkü cilt sadece ergenlik döneminde değil, daha sonraki dönemde de olumsuz çevre koşullarından etkileniyor. Bu yüzden uyumadan önce makyajınızı temizlemeyi ihmal etmeyin. Yoksa cildinizin mat bir görünüm alması ve canlılığını yitirmesi işten bile değil.

Cilt sorununuz yoksa bile günde bir kez süt, krem ya da köpükle temizlemeyi alışkanlık haline getirin. T bölgesi olarak bilinen alın, çene ve yanak bölgesi özellikle temiz tutulması gereken bölgeler arasında. Cildi sabahları da temizlemekte fayda var.

Nasıl beslenmeli

Problemli bir cildiniz varsa yağlı ve acılı yemekten kaçının. Her ikisi de ciltteki yağ bezlerini harekete geçiriyor ve cildin aşırı yağlanmasına sebep oluyor.

Balıkta ya da kabuklu hayvanlarda bulunan potasyum cilt yüzeyindeki kirliliği önleyici etkiye sahip.

Solgun bir cilde sahipseniz, vücudunuzda demir eksikliği olabilir. Maydanoz, soya fasulyesi ve patates demir eksikliğini gideren sebzeler arasında yer alıyor.

Temizlik 30'larda öne çıkıyor

30 yaşından itibaren kadınların cildi eski tazeliğini yitirmeye başlıyor. İlk belirtiler ise özellikle göz altlarında ortaya çıkan kırışıklıklarla başlıyor.

Dokular eski esnekliğini kaybediyor, ciltteki nem oranı düşüyor ve ciltteki yağ üretimi giderek daha azalıyor. 30'larda önemle üzerinde durulması gereken ilk konu derinlemesine temizlik. Sabahları yüzü sadece soğuk suyla yıkamak yeterli olsa da akşamları yüzdeki makyaj artıklarının temizlenmesi şart.

Solgun ciltler soğuk- sıcak kompresleriyle renk kazanıyor. Akşamları cildinizi temizlerken normal sabunlardan uzak durun. Bileşiminde aynı zamanda bakım yapan avokado, jojoba ve hindistancevizi yağı içeren temizlik ürünlerini tercih edebilirsiniz. 30'lu yaşlarla birlikte göz bakımı da önem kazanmaya başlıyor.

Göz etrafındaki hassas cildi tahriş etmemek için göz kremini gözün çevresine sürün, işaret ve orta parmaklarınızla hafif masajlar yapın.

Nasıl beslenmeli

Esnek ve diri bir cilde sahip olmak için ayda en az bir kez düzenli olarak havuç suyu için.

Bileşiminde bolca E vitamini bulunduran fındık, ayçekirdeği ve susam yağı serbest radikallerin en büyük düşmanlarından...

Eğer selülit sorununuz varsa vücudunuzda biriken fazla sudan kurtulmalısınız. Nasıl mı? Pirinç ya da lahana turşusu bunun için birebir.

Yoğun bakım 40'larda önem taşıyor

Bu dönem kadınların zayıflıklarını ya da güçlü yanlarını iyice kavramaya başladıkları bir dönem. Hayatı duygularından çok mantıklarıyla yaşamayı tercih ediyorlar, dolayısıyla birçok şeye daha hoşgörülü yaklaşmayı öğreniyorlar.

40'lar aynı zamanda hormonal değişimler sonucu cildin kuru görünmeye başladığı yaşlar olarak da öne çıkıyor. Kırışıklıklar artık sadece kremlerle ortadan kalkmayacak kadar derinleşiyor. Olgun ciltler için sadece özen değil temizlik de devreye giriyor. Sıcak su, normal sabun kullanımı ya da alkollü tonikler artık cilde zarar vermeye başlıyor.

Cildin giderek kurumasını önlemek amacıyla yağlı bakım kremleri kullanmakta fayda var. En önemli koruyucular arasında keramid, vitamin ve lipozom bileşenli kremler yer alıyor. 40'lı yaşlarda cilt hücreleri artık kendilerini yenileyecek güce sahip olmadıklarından dış destek gerekli.

Nasıl beslenmeli

Osteoporoz tehlikesine karşı kalsiyum içeren besinlerin alımı önem taşıyor. Peynir ve süt ürünleri bolca kalsiyum içeriyor.

Cildi içeriden sağlıklı tutmak için günde en az 2 litre soda, su ya da şekersiz bitki çayları içmekte fayda var.

Kendinizi yoğun stresli hissettiğiniz dönemlerde vücudun eksikliğini hissettiği vitamin, mineral ve yağ içeren kapsülleri kullanmak mümkün.

False