Tarihte Yaşamış 10 Kadın Seri Katil

'Kanlı Kontes'' olarak ün yapan ve tarihteki en acımasız kadınlardan biri olarak bilinen Elizabeth Bathory'nin, yaşadığı 1560-1614 yılları arasında 600'den fazla genç kızı (bakire kızları) öldürerek kanını içtiği çeşitli kaynaklarda yer alıyor. Öldürdüğü kişilerin kanıyla banyo yaptığı şeklinde rivayetler var. Bazı tarihçilere göre kanlı kontes genç kızları öldürmesinin sebebi genç kalmak istemesiydi ve genç kızların kanlarıyla banyo yaparak genç kalabileceğine inanıyordu. Bazı kaynaklara göre de Kontesin büyücülükle uğraştığı söyleniyor...

Belle Guinness'in bitmek bilmeyen para hırsı vardı. Kaynaklara göre 10 yıl içinde 20'den fazla insanı öldürdü. Resmi olmayan iddialara göre öldürdüğü kişi sayısı 100'ü geçmekte. İlk olarak evlenmek için gazetelere ilan veriyor, evlendikten sonra fazla şüphe çekmemek için biraz bekliyordu ve daha sonra kocalarını kafalarına vurduğu sert bir darbeyle öldürüp uzuvları kesip birden çok cesetle birlikte domuzların bulunduğu yere gömüyordu, en azından kendisi için söylenen iddialar bunlar.

Katalonyalı çocuk katili. Rivayetlere göre çocukları öldürdükten sonra cesetlerini kaynatarak onların kemik, yağ ve kanlarından çeşitli aşk iksirleri ve koca karı ilaçları hazırlayıp pahalı bir fiyata satıyordu. Ayrıca zengin pedofillere sokaklardan kaçırdığı kimsesi çocukları da para karşılığı kiralıyordu. En sonunda zengin bir adamın ihbarıyla 1912 yılında tutuklandıktan sonra hapse atılmış ve diğer mahkumlar tarafından öldürülmüştür.

1991 yılında pediatri hemşiresi olarak çalıştığı çocuk yurdundaki dört çocuğu öldürüp beşini yaralamaktan tutuklandı. O zamandan beri İngiltere'nin kötü şöhretli kadını olarak anılmaktadır. Kullandığı cinayet yöntemi; çocuğa insulin veya potasyum enjekte ederek kalp krizi geçirtmek. Bu maddeleri bulamadığında ise çocuğu boğuyordu. Cinayetleri neden işlediği hiçbir zaman açıklığa kavuşamadı.

Paralı bir bakıcı olan Minnie Dean çocukları büyütmek yerine onları öldürüyordu. Evlatlık edinen kişiler yasal olarak kayıt altında olmadıkları için, Minnie Dean yaptıkları uzun süre için fark edilmedi. Minnie Dean kayıtlara göre 3 çocuğu öldürmüştür. Lakin bazı kaynaklara göre de bedenleri bulunamayan bir çok çocuğun ölümünden sorumlu olduğu öne sürülmüştür.

Mary Ann dört kocasını, bir sevgilisini, bir arkadaşını ve toplam 12 çocuğu arsenikle zehirleyerek öldürmüştü . İşlediği cinayetler yerel gazetelerin peşine düşmesiyle gün yüzüne çıkarıldı. Mary Ann 24 mart 1873'te asılarak idam edildi. Celladı ona acımamış ve hemen ölmesi için gerekli zehir damlasını vermemiştir. Bu nedenle Mary Ann bir hayli acı çekmiştir.

Çin devriminin mimarı Mao Çe-tung'un eşi Jiang Qing komünist partı içinde zeki hamleleri sayesinde kısa süre içinde yükseldi. Jiang Qing Çin kültür devriminin arkasındaki esas güç olduğu ileri sürüldü. 500 bin insanın ölümünden sorumlu tutulan Jiang Qing, 36 milyon kişiye de işkence yapılmasından sorumlu tutuldu.

Yaşlı bir pansiyoncu olan Dorothea pansiyonu işlettiği yıllar içerisinde pansiyonda kalan müşterileri sesiz bir şekilde öldürüp daha sonra imzalarını taklit ederek yaşam kalitesini attırmak için paralarını kullanırdı. Pansiyona gelen hastalar genelikle şizofren yada sarhoşlardı.

Siyasi suçlu hapishaneleri'nin komutanı Karl Otto Koch'un eşi. Buchenwald Toplama Kampı'nda mahkumlara karşı sadist davranışları ve acımasızlığından dolayı Buchenwald Cadısı olarak ünlenmiştir. Dövmeli vücutlara düşkünlüğü ile tanınan Ilse Koch öldürttüğü esirlerin derilerindeki dövmeleri kesip (bazen de derileri kendisi süsleyip) çanta, eldiven, gece lambası, hatta işlemeli iç çamaşırı yapmıştır.

Paralı ve iyi ilişkileri olan sosyetik bir güzel Lalaurie evinde verdiği partiler ve davetlerle çevre sakinleri tarafından tanınan bir kadındı. Kaynaklara göre 12 yaşındaki Lia adlı kölesi bir davet öncesi Lalaurie'nin saçlarını tararken canını acıttığı için kırbaçla bayıltana kadar dövülmüş sonrada öldürülmüştür. İlk cinayetini ve işkencesi bu şekilde işleyen Lalaurie kendisine açılan davada sahip olduğu yüksek çevresini kullanarak sadece 300 dolar ceza ödeyerek kurtulmuştur . Madam bu cinayetten sonra günlük hayatına devam etmiştir ancak kaldığı 1140 numaralı evin mutfağında çıkan yangın Lalaurie'nin gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır. New Orleans itfayesi yangına müdahale etmek için Madamın evine girmiş ve itfaiye görevlerini gören bir kölenin evin 3. katını kontrol etmelerini söylemesi üzerine üst kata çıkmışlar. İtfaiye ekipleri sürgülü ve kilitli bir kapı ile karşılaşmış. Kapının arasından çığlık ve ağlama sesleri duymaları üzerine kapıyı kırarak açmışlar ve gördükleri manzara ile şoka uğramışlar. Ceset ve leş kokusu içinde duvarlara zincirlenmiş insan bedenleri; kimisi yaşayan kimisi ölü kimisi de kanlar içerisinde. İşkence edilerek parçalanmış 7 köleye ait cesetler de cabası. Ölü veya canlı kurbanların çoğunun kemikleri kırılmış ve ters yöne doğru çevrilmiş. Derileri farklı bir biçimde oyulmuş ve yüzülmüş, elleri ve ayakları kesilmiş. Bir iddiaya göre Paris'e kaçan Madam Fransa'da domuz avına çıktığı zaman domuz avı sırasında geçirdiği kaza sırasında öldüğü iddia edilmiştir ancak hiç bir zaman kanıtları ortaya konulamamıştır. Araştırmacı yazar Engune Backes 1924 yılında Saint Louis mezarlığında Madamın adının yazılı olduğu mezar taşı keşfetmesiyle 1842 ibareli ölüm tarihinin yazmasıyla madamın 1842 öldüğü düşünülmektedir . Uzun yıllar 1140 numaralı evin önünden insanlar korkudan geçememiştir . hakkında ortaya konulan "yaşıyor" iddiaları uzun yıllar kulaktan kulağa yayılmıştır.