Uzun Yaşamın 20 Sırrı
.
Uzman bir doktorunuz olsun:
"En iyi tedavi, hasta olmamayı sağlamaktır" görüşü, günümüzde doktorların sloganı oldu. Yani, doktorlar hastalıkları daha belirti vermeden önlemek gerektiği konusunda hemfikirler. Bunun en etkili yolu ise check-up'tan geçmek.
Check-up programı oluşturun:
20 yaşındaysanız, bir kez diyabet ve kolesterol ölçümü yaptırmalısınız. 30-40 yaş grubundaysanız, kolesterol ölçümünü iki yılda bir tekrarlamanız gerekiyor. Risk faktörü taşıyorsanız, diyabet testinizi de her 3 yılda bir tekrar etmelisiniz. Aktif cinsel hayata başlayan her kadın, 20 yaşından itibaren yılda bir kez pap smear testi yaptırmalı, 40 yaşından itibaren de yılda bir mamografi çektirmeli. Birinci derece akrabalarınızda meme kanseri varsa, daha sıkı takip altında olmalısınız.
Aşılarınızı yaptırın:
Uzmanlar yetişkinlerin her 10 yılda bir difteri ve tetanos aşılarını tekrar etmeleri gerektiğini belirtiyorlar. Kronik hastalığı olanlar ve 60 yaşın üzerindekiler de sonbahar mevsiminde grip aşılarını mutlaka yaptırmalılar.
Beslenmenize dikkat edin:
Bilimsel çalışmalar, beslenmedeki belirli düzenlemelerle kalın bağırsak ve mide kanserlerinin yüzde 90'ını, meme ve pankreas kanserlerinin ise yüzde 50'sini önlemenin mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Bunun için antioksidan besin unsurlarından beta karoten, C ve E vitaminleri ile selenyum içeren besinleri bolca tüketmeniz gerekiyor.
Yeşil çay ve nar suyu için:
Yeşil çayın kötü kolesterol, yüksek tansiyon gibi kalp hastalığı risk faktörlerini azalttığı, yapılan çalışmalarla ortaya konmuş. Nar suyu da kolestrolü, kan şekerini dengeliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Vitaminleri bilinçli kullanın:
C vitamini, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek bizi hastalıklardan koruyor. Çinko, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde en önemli rol oynayan mineral olarak kabul edilirken, A vitamini de dokuların enfekte olmasını önlüyor.
Her gün süt için:
Kemiklerin yapımında rol oynayan kalsiyumun günlük takviyesi için bu çok önemli. Uzmanlar, 40 yaşından sonra herkesin 500 mg. kalsiyum alması (süt ürünü tüketmiyorsanız 1000 mg) gerektiğine dikkat çekiyor. D vitamini içeren preparatlar, kalsiyum takviyesi için ideal. Ancak yan etkilere yol açmaması için önce kalsiyum değerinizi ölçtürmelisiniz.
Selenyum ve E vitaminiyle gençliğinizi koruyun:
Selenyum, antioksidan özelliği sayesinde uzun yıllar genç kalmamıza yardımcı oluyor. Özellikle kan hücrelerinin zarar görmesini önlüyor. Hücrelerin, dolayısıyla dokuların yaşlanma sürecini yavaşlatıyor. Kanser oluşmasını önleyici etkisi de var. E vitamini de yaşlanmayı geciktirmenin yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Her gün bir Aspirin kullanın:
Her gün alınan bir Aspirin, kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etki gösteriyor.
Özgüveninizi besleyin:
İlerleyen yaşla egomuz da gelişiyor ama özgüvenimizi sık sık tazelememizin de bir sakıncası yok.
Stresle baş etmeyi öğrenin:
Özellikle kalp damar hastalığımız varsa, stres çok tehlikeli tablolar oluşturabiliyor. Kronik stres ise hücrelerin hızla yaşlanmasına neden olabiliyor.