Türkçeyi bir film için öğrendim
.
Merhaba, nasılsınız?
- Merhaba, iyiyim. Ya siz? (Türkçe konuşuyor)Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Madem Türkçe konuştunuz, ilk olarak dilimizi öğrenmeye nasıl başladığınızı sorayım... - İki ay önce “Türk Usulü” adlı bir filmde rol aldım. Canlandırdığım karakter İngilizce konuşuyordu ama az da olsa Türkçe konuştuğu sahneler vardı. Türkçeyi o film için öğrenmeye başladım.
“Öyle Bir Geçer Zaman ki”de de Türkçe konuşuyorsunuz. Dizinin ilk bölümü geçtiğimiz hafta yayınlandı, siz seyrettiniz mi?
- Tabii, izledim. Çok eğlenceliydi o gün. Ekiple yemekte buluştuk, hem kutlama yaptık hem de diziyi izledik. Türkçe konuşmak çok zor aslında. Kendini ekranda görünce, bunun hakkında konuşmak daha da zor... Peki arkadaşlarınızın, ailenizin tepkileri ne oldu? Nasıl bulmuşlar diziyi ve rolünüzü? - Rolümü çok sevdiklerini söylediler. Diziyi de çok sevmişler. Her şeyin çok kaliteli olduğunu söylediler.
Nasıl biri Carolin, bize biraz onu anlatır mısınız?
- Carolin’in bir amacı var. Ve şu an sadece hedefine kilitlenmiş durumda. Onu elde edebilmek için de her şeyi yapabilir. Bunun için zekasını ve dişiliğini kullanıyor, stratejiler geliştiriyor. Gerçekten çok ilginç bir karakter. Onunla ortak yönleriniz var mı? - Ben çok duygusalım ve onun kadar akıllı değilim! (Gülüyor) Bazen onun gibi olmayı isterdim diyorum, çünkü gerçekten çok fazla iyi niyetli, dürüst ve kalbi açık bir insanım. Herkese yüreğimi açıyorum, bunun sonucunda da üzülebiliyorum. Carolin çok akıllı bir kadın, ondan öğreneceğim çok şey var.
Siz evli bir adama aşık olsaydınız, nasıl davranırdınız?
- Onun mutlu olmasını isterdim. Sırf ben onu seviyorum diye hayatını değiştirmesini istemezdim ve bu nedenle büyük ihtimalle ondan uzak dururdum. Evlendiğinizde büyük bir karar vermiş oluyorsunuz ve bir ömür boyunca eşinizin yanında olmak için yemin ediyorsunuz. Bu da yapmanız gereken şey zaten. Belki sizin için başka bir seçenek daha vardır; sizin için iyi olan başka birisi... Bu arada dizi için bir süredir Türkiye’de yaşıyorsunuz, diziden sonra da burada kalmak ister misiniz? - Olabilir tabii, bilemiyorum... Hayat beni nereye çağırırsa, oraya giderim. Belki Alaska’ya giderim, belki de başka bir yere. İstanbul’u da çok sevdim, eğer her şey yolunda giderse neden burada yaşamayayım?
Set arkadaşlarınızla ilişkileriniz nasıl?
- Çok iyi. Çoğu sahnem Erkan Petekkaya’yla. O bence 360 derece bir adam, etrafında olup biten her şeyi görebiliyor. Her şeyi kontrol altında tutabilmesinden çok etkilendim. Tabii çok da iyi biri. Setten birçok arkadaşım var, birlikte dışarı çıkıp geziyoruz. Gelecek planlarınız neler? “Bunu mutlaka yapacağım” dediğiniz bir şey var mı? - Aslında benim yapmak istediklerimi yazdığım bir listem var, onu yatağımda saklıyorum. Her gece uyumadan önce bakıyorum. Bu listedeki maddelerin birkaçını öğrenebilir miyiz? - Oyunculuk, oyunculuk, oyunculuk... Birçok deneyim kazanmak, bir aileye sahip olmak, çocuk sahibi olmak...