Teklif geldiğinde kalbim patlayacakmış gibi hisset
.
Televizyondaki ilk başrolünüzde, Türkan Saylan gibi güçlü bir ismi canlandırıyorsunuz. Neler hissettiriyor bu size?
Beni başrol oynayacak olmamdan çok, canlandırdığım kişinin Türkan Saylan olması heyecanlandırıyor. Sete gelmeden önce “Nasıl olacak?”, “Yapabilecek miyim?” diye düşünmekten uykularım kaçtı. Aşırı derecede heyecanlandım. Çok istediğim bir iş olduğu için, çekimlerin başlayacağı günü iple çektim.
O kitapları okurken sizi en çok etkileyen neydi?
Türkan Saylan, zamanı başka türlü yaşıyormuş. Bir dakika bile onun için çok değerliymiş. Üç gün içinde birkaç kez yurtdışına gidip dönebiliyor, çeşitli konferanslara katılıyormuş. Bunları öğrendikten sonra senaryoyu da okuyunca çok etkilendim. Ama en çok etkilendiğim an, hastaneye gidip cüzzam hastalarıyla tanıştığım ve bir de Türkan Saylan’ın masasına oturduğum andı. Altı cüzzam hastasıyla aynı odada sohbet ettik. Zengin-yoksul, güzel-çirkin bu sıfatların hepsinden sıyrıldığınız anlar olur ya, işte öyle hissettim o an. Bütün değerlerin sıfırlandığı, boşluğun içinde kaldığım bir andı. Sadece insandım orada. Önceden o insanlarla aynı ortamda kalmak bile mümkün değilmiş. Çok kötü muamelelere maruz kalmışlar. “Yaşayan ölüler” gibi düşünülmüşler. Ahırlara, adalara kapatılmışlar. Ve bu durum, 60’lı yıllara kadar devam etmiş. Türkan Saylan bu hastalık konusunda toplumun algısını değiştirdi. Onun yarattığı bu mucize beni çok etkiledi ve hayatımı değiştirdi...
Dizi daha yayınlanmadan yorumlar gelmeye başladı. Mesut Yar sizin için “Gözleriyle oynuyor” demiş mesela. Sizce dizi yayınlandıktan sonra gelecek tepkiler nasıl olur?
Ben kendime inanıyorum, güveniyorum. Çok iyi ve kaliteli bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Bu sistemde kadın olarak var olmak zaten çok zor. Bir kadının bu kadar büyük başarılara imza atmasının, birçok kişiye örnek olacağını düşünüyorum. Özellikle kadınların bu diziye tutunacaklarına inanıyorum.
Peki, biz Türkan Saylan’ı hangi yönleriyle göreceğiz?
Dizi, Türkan Saylan’ın aile ve üniversite yaşamını, arkadaşlık ilişkilerini ve cüzzam hastalığına karşı verdiği mücadeleyi ekrana taşıyacak.
Bu rolün Nurgün Yeşilçay ve Sanem Çelik’e de teklif edildiği, fakat Türkan Saylan’ın son günlerini eşiniz Memet Ali Alabora’nın halası Derya Alabora canlandıracağı için role sizin seçildiğiniz öne sürüldü. Bu iddia hakkında neler söyleyeceksiniz?
Bana cast direktörü Harika Uygur ulaştı, “Başrol için aklımızda bir tek sen varsın, çünkü kendini çok iyi eğittin” dedi. Ben Bilkent Üniversitesi’nde dört yıl oyunculuk eğitimi aldım. Daha sonra Londra’ya gittim ve Haluk Bilginer’in de eğitim gördüğü LAMDA’nın (Londra Müzik ve Drama Sanatları Akademisi) oyunculuk bölümünden mezun oldum. 1,5 sene de orada oyunculuk yaptım. Buraya döndüğümde evlendim. O dönem birçok teklif aldım ama dizi istemediğim için kabul etmedim. Tiyatro oyununda ya da sinema filminde rol almak istiyordum. Ama bu proje gelince, kalbim patlayacak gibi hissettim ve tüm o “dizide oynamam” sözlerini yuttum! Derya Alabora ya da başka isimlerden haberim yok, durum öyleyse de bu beni hiç ilgilendirmiyor.