Onu kimse sevmiyor!
.
Knightley, 17 yaşında “Bend It Like Beckham” filmiyle çıkış yaptığından bu yana durmaksızın çalışıyor. 2008’in bir bölümünü çalışmayarak ve kendi tabiriyle röportaj vermek zorunda kalmadığı işler yaparak geçirdi. Geçtiğimiz yıl, vizyonda sırasını alan iki projeyle çalışmaya geri döndü: Kazuo Ishiguro’nun romanından uyarlanan “Never Let Me Go” ve William Monahan’ın ilk yönetmenlik denemesi “London Boulevard”.
Knightley, birkaç hafta içinde Moliere’in 17’nci yüzyıl komedisi “The Misanthrope” için sahneye çıkacak. Oyun Londra’da geçmesine rağmen Knightley, ironik bir şekilde oyundaki tek Amerikalı karakteri canlandırıyor. Oyunun insanları sevmeyen karakteriyle birlikte olan genç, güzel ve şımarık aktristi Jennifer tiplemesi için “O, tam bir sürtük ama aynı zamanda çok genç olduğu için tahmin ettiğinden daha fazla sömürülüyor” diyor.
“Pride&Prejudice” ve “Atonement” için aldığı takdirlerden sonra bile ününün yeteneğini geride bıraktığı konusunda endişelenip endişelenmediğini soruluyor. “Bilemiyorum” diyor bitkin bir halde.
Ancak artık tüm bu “Keira Knightley rol yapamaz” saçmalıklarının son bulduğunun farkında, öyle değil mi? “Bunu hâlâ söylüyorlar” diyor: “İngiliz basınına her röportaj verdiğimde, sorularından biri ‘Herkesin kötü bir aktris olduğunuzu düşündüğünü bilmek nasıl bir duygu?’ oluyor.”Duyduklarım bana çılgınca geliyor. Çünkü Amerikalılar Knightley’yi, ülkenin sevgilisi haline gelecek kadar fazla filmde rol almayan ancak hayranlık ve saygı uyandıran bir aktris olarak görüyor. Röportajlarda özel hayatı hakkında çok fazla konuşmasa da, Amerikan basını Knightley’ye bayılıyor. Çünkü eğlenceli bir kadın ve sözlü dövüş sanatı konusunda usta. Bunları tiyatrocu bir ailede büyümesine borçlu.
“The Misanthrope” oyunu başlamadan 10 gün önce İngiltere’nin en çok satan gazetelerinden The Daily Telegraph, oyunun yönetmeni Sharrock’la yapılan bir röportaja yer verdi. Sharrock, oyuncu kadrosunda Knightley’nin bulunmasının 1 milyon 630 bin dolarlık ön satış sağladığını açıkladı. Bu makalenin yanında Celia Walden adlı köşe yazarı, Knightley’nin cazibesini kadınların onu kıskanmalarına bağladı. Daha da ileri giderek oyuncunun başarısında iyi kostümler ve oyuncu seçiminin etkili olduğunu öne sürdü.
2007’de, Daily Maily gazetesi 19 yaşında bir genç kızın anoreksiyadan ölümüyle ilgili haberi yayınlarken Knightley’nin bikinili bir fotoğrafını koyarak “Keira’nın fotoğrafının yanında bir sağlık uyarısı yapılsa kızım yaşıyor olabilirdi” başlığına yer verdi. Doğduğundan bu yana ince olan Knightley, basına zayıf insanların da var olabileceğini açıkladı. Gazeteyi, yeme alışkanlıkları konusunda yalan söylediğini ima ettikleri ve onu genç kızın ölümünde potansiyel sorumlu olarak gösterdikleri için dava etti.
Knightley’nin rol aldığı son film “Last Night”, Manhattan’da yaşayan bir çifti konu ediyor. Sam Worthington’ın Knightley’nin kocasını canlandırdığı filmde, her iki karakter de aldatmaya meyilli profiller çiziyor. Film, ilişkinin iki farklı tanımını masaya yatırıyor: Aşkın olmadığı evlilik dışı ilişki ve seksin olmadığı evlilik dışı ilişki. “Filmi çevirirken setteki tartışmalar inanılmazdı” diyor Knightley. “Zihinsel sadakatsizliğin fiziksel olandan daha kötü olup olmadığını tartışıyorduk. Oradaki her kadın, zihinsel sadakatsizliğin 10 kat daha kötü olduğunu söyledi. Erkeklerin çoğuysa fiziksel sadakatsizliğin en kötü aldatma olduğuna inanıyordu.”
“Filmde, Eva Mendes’in canlandırdığı karakterin, pençelerini başka bir kadının erkeğine geçirme konusundaki isteği karşısında kadınların dehşete düşeceklerini düşünüyorum” diyorum. “Ben diğer kadın olmadım ama ona karşı sempati besliyorum. Bu, çok cinsiyetçi bir yaklaşım. Bir adam, birdenbire beraber olduğu kadını aldatıyor ve bu, diğer kadının suçu oluyor. Adamın suçu yok mu?” diyor. “Tabii ki var. Ama kadınların birbirlerini kollamaları gerekmiyor mu?” diye cevap verdiğimde ise tepkisi “Hadi oradan” oluyor: “Eğer evliysen ve erkeksen bu senin sorumluluğundadır. Aldattıysan da bu senin hatandır. Suçu bir başka kadına yükleyemezsin.”
Keira Knightley, etrafının kendisine çıplak gerçeği söyleyen insanlarla sarılı olması şansına sahip. Ailesi, projeleri ve performansı konusunda onu eleştirmekten hiç kaçınmıyor. “Tavsiyelerini ve fikirlerini dikkate alacağın insanları iyi seçmen gerekiyor” diyor ve ekliyor: “Ailem asla beni incitmek için kötü bir iş ortaya koyduğumu söylemez. Çok samimi olduklarını bilirim.”