GeriAşk Onu aşkınızla çıldırtın!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Onu aşkınızla çıldırtın!

"Uzun süredir hoşlandığınız biri var ve siz onu tavlamayı kafaya koydunuz. Önce hangi hamleden başlamalı?"

Yine, yeni, yeniden aşk... Nereye kadar? Siz elinizdekinin değerini bilmezseniz, çöp kutunuz dolup dolup taşacak... Adamın canini çıkartana dek sürecek, bir yastıkta kocanacak aşklar istiyorsanız, elinizden geleni ardınıza koymayın!

Aşkı her zaman olağanüstü bir şeymiş gibi düşünürüz değil mi? Olağanüstü bir insanla, problemsiz, muhteşem, büyülü zamanlar... Sürekli tatildeymiş gibi... Hadi başından birbirinizi tanımak için bir arada geçecek, keyif yapacak bir zamana ihtiyacımız var diyelim, ya sonra? Aşk öyle tatillere pek gelmez! İlgi ister, yenilenip, durmadan yeni başlanmış gibi yaşanmak ister... O zaman ne yapıyoruz; fazla mesai... Fazla mesai dediysek öyle adamın başında dikilin demiyoruz, ilgilenin ama sıkmayın!

Fazla mesaiye ödeme yok!

İşte asil mesai başlıyor. İlk yapılacak şey; adamın seceresini çıkarmak. İkinci yapılacak şey ise seceresiyle yakın ilişkiye geçmenin yollarını aramak. Üç; bulmak, dört; yakın ilişkiye geçmek, aralarına sızmak, beş; tüm aile bireylerine kendinizi sevdirmek... Tabii bu arada sevdiğiniz kişinin ruhsal bir sorunu var mı yok mu onu da öğrenmiş olacaksınız. Çünkü eğer bir bozukluğu varsa, ailesinde açık seçik bunu görebilirsiniz. Ona göre de davranışlarınızı belirlersiniz.

İstihbarat servisi hizmetinizde

Aşkınızın her dem taptaze sürmesi için bir diğer önerimiz; "Şaşırtmalar"! Biliyorsunuz yenilikler ve şaşırtmalar aşkın en canlandırıcı yanları. Ara sıra onu şaşırtmazsanız sıkılacaktır. Örneğin bir süreliğine onunla görüşmeyin, özlesin. Ara sıra kafalarını dinlemek istiyorlar ya... Şimdi, o özleyen sevgilinizi arayın ve "Seni ne kadar çok özledim" deyin. Görüşmek istediğinde kabul edin.
İyi şaşırtmak çok önemli

Bir bakmışsınız buluşma saatiniz gelmiş. Siz görüşmeye gitmeyin! Telefon ederse unuttuğunuzu söyleyin, özür dilemeyin. Ama nasıl şaşıracaktır! Birkaç kez daha böyle davranırsanız, sizi hiç aklından çıkaramayacaktır. Sürekli "neden, neden?" diye bir ses beyninde çınlayacaktır... Aşkınızda böylece taptaze kalacaktır. Hazır tazelemişken, hiç ara vermeden devam edelim... Sizi sevdiğini sık sık kanıtlamasını isteyin ondan. Kanıtlamazsa ağlayın. Kanıtlarsa da ağlayın, "Şimdi ne oldu" derse, "mutluluktan" deyin. Mutlu olmanız elbette onun da hoşuna gidecektir. Hoşuna giden şeyleri yapmak size de iyi gelecektir, aşkınıza da... Bunun için bolca fırsat yaratın ki, aşkınız da güzel olsun. Erkekler, ne kadar mutlu ettiklerini düşünürlerse, kendilerine güvenleri o kadar artar.

Yalnız bırakmamak önemli

Hiç yalnız bırakmayın sevgilinizi... Ne olur ne olmaz, etraf hınzır tilki kaynıyor. Çalıştığı yere onun olmadığı zamanlarda uğrayın ve oradaki kadın çalışanlarla dostluklar kurun. Onlara ne kadar mutlu olduğunuzdan söz edin. Mümkün olduğunca onun yanından ayrılmamaya bakın... İşiniz gücünüz var da onun yanında olamıyorsanız, sürekli telefon edin.

Yakalayın kaçmasın

Bütün bu tarifler sevgiliniz elinizden kaçırmanıza, aşkınızın sönüp gitmesine sebep olacak gibi görünse de aslında yapacak pek bir şey de yok. Gerçi "melek" de olsanız yaranamıyorsunuz. Aşkınızın taze kalmasını, büyüsünün bozulmamasını en iyisi Allah'a havale edin, siz de keyfinize bakin, caniniz ne istiyorsa onu yapın. Olmuyorsa, olmaz. Ölüm yok ya sonunda...

False