GeriAşk Erkeklerin derdi başka...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Erkeklerin derdi başka...

"Taş devrinin erkekleri, vahşi doğanın güçlerine karşı savaşırlarken sadece ve sadece zafer kazanmayı hedefliyorlardı. Yaşayabilmek için kazanmaktan başka çareleri yoktu. Günümüzün erkekleri de, genlerinde atalarının izlerini taşıyorlar."

Erkek çocukları kavgacı olmakla suçlarken bir gerçeği göz ardı ediyoruz. Onların genlerinde, atalarının kazanma hırsından izler var. İki arkadaş birlikte oyun oynarken, İkisinin de kazanma hırsı benliğini sarar ve bir de bakarsınız ki, birbirini çok seven iki arkadaş şiddetli bir kavgaya tutuşmuş. Böyle bir manzara ile karşılaştığınız zaman hiç şaşırmayın. Erkeklerdeki kazanma hırsı bazen dostluk ve sevgi sınırlarını aşar. Erkeğin, her konuda 'Mutlaka ben kazanmalıyım' düşüncesiyle hareket etmesi, bazen üzücü sonuçlar da yaratabilir. Kadınlar da hırslı olmasına oluyorlar ama hırs erkeklerin benliğinin bir parçası.

Erkeklerin bir başka özellikleri de, yüreklerini kasıp kavuran kazanma hırsını gizlemek için ellerinden geleni yaparlar. Hırslı biri gibi görünmekten hep kaçınırlar.

Sakın aldanmayın

Bu erkekler, yeni tanıştıkları kişilere gerçek yüzlerini göstermemek için ellerinden geleni yaparlar. Bir iş yerinde, sakin kendi halinde ve de başarılı olup, yükselme hırsından yoksun gibi görünen erkekler sizi aldatmasın. Genellikle böylelerinin yürekleri başarma hırsıyla dolup taşmıştır. Ama gerçeği gizlemekte de usta olurlar. Aslında erkeklerin kendilerini 'ensesine vur, ağzından lokmasını al' havasında olmaları, onların gerçek kişilikleriyle çelişir.

Kendilerini gizlemek isteyen erkekler bir bakıma kuzu postuna bürünmüş kurtlar gibidirler. Siz siz olun, sakin ve de kaderine boyun eğmiş gibi görünen erkeklere dikkat edin. Erkek neslinin kazanma hırsına mağlup olan türleri böyleleridir. Benliklerini saran hırs uğruna, karşılarına çıkan her engeli yıkmaya çalışırken, kırıcı da olabilirler.
Pembe gözlük merakı

Bazı erkeklere, 'Dünya başımıza yıkılıyor' deseniz, hiç umursamadan 'Yaa öyle mi?' deyip geçiştirirler. Dünyanın neden yıkıldığını ya da bu olayın ona ve yakınlarına vereceği zararı düşünmek zahmetine bile katlanmazlar. Evde peş peşe yaşanan aksilikler, çocukların sorunları, aile içi sıkıntılar, dünyaya pembe gözlüklerle bakan erkekleri hiç ama hiç etkilemez. 'Canım, bir tamirci çağırırız olur biter. Çocuklar mutlaka sorunlarının üstesinden gelirler. Meseleleri de o kadar büyütme' gibi sözlerle güya ortalığı yatıştırmaya çalışırlar.

Bir erkeğin, dünyaya sürekli pembe gözlüklerle bakması, hiç bir sorun karşısında istifini bozmaması, kadınları çıldırtır. Bir erkeğin bu derece umursamaz olmasını, onun hayatındaki kadının kabullenmesi çok zordur. Ama bu olaylara bir de erkeğin gözüyle bakarsak, o zaman şu pembe gözlüklerin kerametini anlamamız daha kolay olur. O umursamaz, bencil erkek, gerçekte sorunlardan en az kadın kadar etkilenmiştir. Fakat böyle zamanlarda şöyle bir mantık yürütebilir:

'Sorunları çözümlememe imkan yok. Düzeltemeyeceğim kusurlar için üzüntüden dizlerimi dövmem de sonucu değiştirmez. O halde ben zeytinyağı gibi sorunların üstüne çıkıp kendimi oyalamalıyım.'

Pek çok erkeğin, aslında endişeli ve de sıkıntılı olduğu zamanlarda hiçbir şeyi umursamıyormuş gibi davranmasının özünde, başarısızlığı kendine yedirememek yatabilir.

Erkeklerin ilgisiz, umursamaz tavırları bazen kadınları çileden çıkarır. Oysa o ilgisiz erkeğin gerçekte, en az kadın kadar sorunlardan endişe duyması mümkündür. Ama her şey yolunda gidiyormuş gibi davranıp, hayatın sunduğu küçük zevklerden yararlanmaya çalışır. Bir erkeği, umursamazlıkla suçlamadan önce, onu daha yakından tanımaya çalışmakta fayda var.

False