GeriAşk Aşkı bitirmeyin!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Aşkı bitirmeyin!

"Aşkınızın bir ömür boyu sürmesi size bağlı. Partnerinizi sürekli eleştirmekten ve onu haksız yere suçlamaktan vazgeçip, onu olduğu gibi kabul etmeniz gerekiyor."

Aşk imkansızlıklarla beslenir. Bu yüzden de bazı insanlar sahip olamadıkları, sevgisinden emin olamadıkları, hatta onları hor gören ve duygusal açıdan eziyet eden kişilerin peşinden koşarak aşkı bulmaya çalışıyor. Nedense bu insanlar sevgisini açıkça belli eden ve ilişkinin getirdiği sorumlulukları taşıyabilen partnerlerden zaman içinde sıkılıyorlar. Bu durumda da ilişki heyecanını, çekiciliğini yitiriyor ve kaçınılmaz sona yani monotonluğa ve bitişe doğru yol almaya başlıyor. Çünkü kişi, birlikte olduğu insanda kendisini görmeye başlıyor. Hiç kimse birkaç ufak tefek farklılık dışında kendine tıpatıp benzeyen biriyle birlikte olmak istemez.

Aşk tesadüf mü?

Uzmanlar bir insandan etkilenmenin veya aşık olmanın belirli nedenlere bağlı olduğunu söylüyorlar. Yani aşkı yaratan romantizm imgesinin kaynağı, çocukluğumuzda en yakınımızdakilerle kurduğumuz ilişkilerimizdir. Bu bahsedilen en yakınlarımız da genellikle çoğu zaman anne ve babamız oluyor. Bizi yetiştirenler ya da çocukluğumuz boyunca yanımızda bulunan kişilerin olumsuz özellikleri, romantik imgelerimizi, olumlu özelliklerine kıyasla daha çok etkiliyor. Bunu basit örneklerle açıklamak gerekirse; otoriter ve sevgisini çocuğuna yeterince veremeyen bir annenin çocuğunun, büyüdüğünde sevgisini dengeli bir biçimde sunabilen birisine aşık olma ihtimali sanılanın tersine çok zayıf. Aynı şekilde alkol problemi yaşayan bir babanın kız çocuğunun, büyüdüğünde de benzer özelliklere sahip birisiyle ilişki yaşama ihtimali göz ardı edilemeyecek kadar kuvvetli. Uzmanlar bunun nedenini, insanların en çok sevdiği ya da aşık olduğu kişilerde kendi ailesinin özelliklerini aramaları ve ilişkilerinde çocukluklarına dair tanıdık duygular bulmaları olarak açıklıyor.

Aşk neler yaptırır?

Bu ruh haline sahip bir insan, partnerini sürekli eleştirmek, onu haksız yere suçlamak ve hatta aldatmak yolunu seçebilir. Karşı taraf bu duruma tepki verdiğinde kişinin ihtiyaç duyduğu onaylanmama duygusunu ona yaşatmış olur. Eğer partner bu yüzden onu terk ederse, onun için partnerini yeniden elde etmek, yepyeni bir tatmin nedeni halini alır. Bu davranışlar uzayıp gider.

Aşk, hüzünden beslenir

Aşk gerçekten de acıdan ve hüzünden besleniyor. Bu yüzden aşkı fırsat olarak gören bu kişiler, trajediye ihtiyaç duyuyorlar. İlişkide huzurlu bir ortam oluştuğu anda bu huzuru yıpratıp yıkacak bahaneler yaratmaya çalışırlar. Çünkü kendileriyle barışık olmayan ve kendisini sevilmeye layık bulmayan bu insanlar, başkalarının sevgisine de inanmayacaktır. İlişkiye olan inancın var olmaması, kişiyi ilişkinin monoton ve sıkıcı olduğuna ikna edecektir.

Çocukluktan süre gelen sıkıntıları atın

İnsanların çocukken yaşadıkları tatsız olayları onlara yeniden yaşatabilecek birilerine bağlanmalarının nedenlerinden biri de, kişilerin o olayları yeniden canlandırarak çözümlemeye çalışmak istemeleri. Ancak bu genellikle geri teper ve bastırılan duygular birden bire ortaya çıkarak, kişinin benliğinde onarılması çok zor, delikler açar. Bu yüzden kişi ona zarar veren bir birliktelik yaşıyor dahi olsa partnerini bu delikleri kapatacak bir nevi 'yama' olarak görmeye başlar.

Geçmişi göz ardı etmeyin

Bu ruh haline sahip kişilerde, dengeli bir sevgi karşısında acımasız ve vurdumduymaz tavırlar, eksik sevgi karşısında ise, hor görülmekten yakınan tavırlar sergiler. Kendisine zarar verdiğini bildiği bir ilişki için gözyaşı döken bu kişiler, geçmişte onu kusursuz şekilde seven bir başka kişiye karşı nasıl acımasız olduğunu hatırlamaz bile. Arkadaşlarına yaşadığı haksızlıklardan bahsederken, benzeri haksızlıkları bir başka insana kendisinin de yapmış olduğunu unutur. Onu eleştiren arkadaşlarına da ters davranışlar için bahaneler ve geçerli nedenler uydurma yolunu seçer.

Aşk eksikleri giderir mi?

İnsanlar çoğu zaman aşkı kendilerinden kaçmak için bir fırsat olarak algılıyorlar. Çünkü aşk sayesinde kendilerinde eksik olarak gördükleri yanları başka birinin varlığı ile doldurabileceklerine inanıyorlar. Ama yine 'ayna gibi olmak' sorunu ortaya çıkıyor.

False