GeriAşk Uyku Pozisyonu İlişkinizi Ele Veriyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Uyku Pozisyonu İlişkinizi Ele Veriyor

"Uyurken de susmayan vücut, hem bireyin iç dünyasını, hem de ilişkinin durumunu anlatıyor. Evliliğin ilk 5 yılından sonra çiftler birbirleri arasında biraz boşluk bırakabilecek kadar güven duygusu taşımaya başlıyor."

Psikiyatr Samuel Dunkell'ın 25 yıllık incelemelerin ardından kaleme aldığı "Hoşçakal Uykusuzluk, Hoşgeldin Uyku" adlı kitaba göre, ilişkinin ilk günlerinde, aşkın dorukta olduğu zamanlarda çiftler yüz yüze ve kucak kucağa uyumayı tercih ediyor. Sırtını dönmüş eşine sarılanlar suçluluk duyarak barışma mesajı veriyor. Evliliğin kriz dönemlerinde kadınlar, eşlerinin göğsünde yatma ihtiyacı duyuyor.

Eşinizle çok mutlu bir ilişkiniz mi var? Yaşanan bir tartışmanın ardından suçlu olduğunu düşünüp barışmak mı istiyorsunuz? Yoksa ilişkiniz siz farketmeseniz de kriz döneminde mi? Ne kadar farklı bir izlenim vermeye çalışsanız da asıl ruh halinizi vücudunuz uyurken ortaya koyuyor. Psikiyatr Samuel Dunkell'ın 25 yıllık incelemelerin ardından kaleme aldığı "Hoşçakal Uykusuzluk, Hoşgeldin Uyku" adlı kitaba göre uyku pozisyonu, evliliklerin ne durumda olduğunun aynası. Uyurken de susmayan vücut, hem bireyin iç dünyasını, hem de ilişkinin durumunu anlatıyor. Evliliğin ilk 3-5 yılında eşlerin en samimi ve birbirlerini en güvende hissettiği uyuma biçimi "kaşık pozisyonu". Bir tarafın yüzünü, diğer tarafın sırtını dönüp sarıldığı bu uyku biçiminde genelde sarılan taraf erkek oluyor. Ancak, eğer kadın sarılıyorsa bu, ilişkide kadının daha fazla özveride bulunduğu ya da eşinin özel ilgiye ihtiyacı sonucunu ortaya koyuyor. Bu uyku durumu, çiftin birbirine duygusal olarak yakın olmasını sağlıyor. Evliliğin ilk yıllarında, çiftler bu uyuma şeklini tüm gece boyunca bozmuyor. Bir taraf arkasını dönünce diğeri de dönüyor ve böylece kaşık şekli, bu kez ters tarafa doğru korunuyor.

Aşık Olan Uyurken de Belli
İlişkinin ilk günlerinde, aşkın dorukta olduğu zamanlarda çiftler yüz yüze ve kucak kucağa uyumayı tercih ediyor. Bu uyku biçimi, iki insan arasındaki yakınlığın dorukta olduğuna işaret ediyor ve aşkın göz kamaştırıcı başlangıcını temsil ediyor. Bazı çiftler evliliklerinden yıllar sonra bile bu uyuma şeklini koruyor. Bu da yıllara yenilmeyen bir aşkın varolduğunu gösteriyor. Dr. Dunkell'ın "krallara özgü" diye nitelendirdiği uyku biçiminde ise, kadın sırtüstü yatsa bile başını eşinin omzuna dayıyor. Böylece, kendini eşine daha bağlı ve onu tamamlayan bir parça olarak hisseden kadın, dünyaya eşiyle aynı perspektiften baktığını, dostluğun ve korunma hissinin daha güçlendiğini duyumsuyor. Evliliğin ilk zamanlarında benimsenen bu uyuma şekli, güven duygusunun yoğunluğunu, çiftin birbiriyle uyumlu olduğunu ve ilişkinin mükemmelliğini anlatıyor.

Kriz var!
Eşinin omzunda uyuyan kişiler, özellikle kritik ve özel destek gerektiren dönemlerde duygusal açıdan sorun yaşadığını gösteriyor. Bu uyku biçiminde kadın, eşinin kanatları altına görme ihtiyacı duyuyor. Bu uyku duruşu için mutlaka bir krizin yaşanması gerekmiyor. Hatta televizyon izlerken bile rahat bu pozisyonun sağladığı güvenden yararlanmak mümkün. İlişki yeni ise çiftler, kendi rahat uyku pozisyonlarından vazgeçip iki kişilik samimi bir uyku şeklini benimsiyor. Ancak, evliliğin ilk 5 yılından sonra çiftler birbirleri arasında biraz boşluk bırakabilecek kadar güven duygusu ve yattığı yerde rahat olma isteği taşımaya başlıyor. Çoğunlukla kaşık şeklinde ama aralarında biraz mesafe ile uyuyorlar. Duygusal bağ ise birbirlerinin sırtına ya da koluna dokunarak sağlanıyor. Uyuma şekli ilişkideki gerilimleri de ele veriyor. Bir anlaşmazlıktan sonra eşler ansızın sırtını dönerek yatağın bir ucuna çekiliyor. Bu durumda da eşine sarılan kişi, kendisinin suçlu olduğunu hisseden ve barışmak isteyen taraf oluyor.

False