GeriCinsellik Skora endeksli ilişkiler erkeklik mi, hastalık mı?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Skora endeksli ilişkiler erkeklik mi, hastalık mı?

Skora endeksli ilişkiler erkeklik mi, hastalık mı?

"Bir erkeğin hayatına giren kadın sayısını hesaplaması ve bunu yüzlerle, binlerle ifade edip övünç çıkarması, kusura bakmasınlar ama hiç de sağlıklı değil, hatta çoğu zaman ruhsal açıdan sağlıksızlığın göstergesi."

Prof. Dr. Mansur Beyazyürek anlatıyor:

"Birçok kadın ya da erkekle beraber olmak elde etme ihtirasının yanı sıra güvensizlik gibi sorunların da belirtisi olabilir."

Şubat ayında sevgi ve sevgiliye yönelik bir yazı yazmayı düşünürken, erkeklerin çok sayıda kadınla beraber olma haberi gündeme bomba gibi düştü. İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin bir süre önce delikanlılara taş çıkartacak performansı medyada epey gündemi işgal etmişti.
'Erkekler ve cinsel ilişki' önemli bir konuydu, bir psikiyatr olarak benim de olup bitenlerle ilgili söylemem gerekenler olmalıydı.

Cinsel işlev sorunları ile ilgilenen meslektaşlarımla konuştuğumda, erkekler tarafından kendilerine en sık yöneltilen iki soru olduğunu söylediler.

1- Penisimin boyu... cm. Acaba kısa mı?

2- Haftada kaç kere seks...

Bu iki soru aslında erkeğin ruh sağlığı açısından ne halde olduğunun açığını veriyor.
Geçenlerde ABD'de aktör ve yönetmen Warren Beatty'nin hayatı boyunca 12 bin 775 kadınla birlikte olduğuna dair haber bir gazetemizde önemli bir yer alıyordu.
Gazete haberinde yaşayan seks efsaneleri listesini ve birlikte oldukları kadınların sayısını da veriyordu. Birkaç örnek vermek gerekirse;

• Wilt Chamberlain (basketbolcu) 20 bin
• Umberto Bilk (İtalyan otel görevlisi) 8 bin
• Charlie Sheen (aktör) 5 bin ve liste binlerle uzayıp gidiyor.

Bu arada Türkiye'den de rekortmenler listesi var. En fazla kadınla beraber olan erkek ünlü Türkler sırasıyla;

• Erol Büyükburç 3000
• Tolgahan 2500
• Kadir inanır 2000
• Sergen Yalçın 1800
• Mehmet Ali Erbil 1200

Bir erkeğin hayatına giren kadın sayısını hesaplaması (o sayı nasıl sayılıyor ayrı bir konu) ve bunu yüzlerle, binlerle ifade edip övünç çıkarması kusura bakmasınlar ama hiç de sağlıklı değil, hatta çoğu zaman ruhsal açıdan sağlıksızlığın göstergesi.

Aşırı seks aktivitesinin nedenleri

Tıp dilinde hiperseksüalite olarak tanımlanan aşırı ve kontrolsüz cinsel aktiviteler ilişkilere duygusal bir yatırım yapılmadığının göstergesidir. Beraber oldukları kadınları sadece cinsel ihtiyaçlarını karşılayan bir nesne gibi gördüklerinin ifadesidir.

Hürriyet'teki köşesinde Mehmet Y. Yılmaz, "Bir erkek için önemli olan bu tür skorlar değil, hayatına girecek ve silinmeyecek izler bırakacak kadınların varlığıdır" diyerek rakamlara dayalı cinsel ilişkilere bakışını özetliyor.

Cinsellik skordan çok kalitedir. Mastürbasyon veya herhangi bir cinsel yaklaşım da zevk verebilir. Hiperseksüel kişiler cinsellikten zevk alırlar tabii ama doyuma ulaştıklarından bahsedilemez. Zaten onları skora iten doyumsuzluklarıdır.
Peki, bu doyumsuzluğun altında yatan nedenler neler olabilir?


>>>>>>>>

Birçok kadınla beraber olmak, elde etme ihtirasını gösteriyor. Duygusal yaklaşım olmadığı için elde etmeler tatmin etmiyor, hemen bir başkasının arayışına geçiliyor.

Tıpkı mitolojide Prometheus'un çarptırıldığı ceza gibi (bilindiği üzere bir kartal -çarptırıldığı ceza gereği- her gün Prometheus'un karaciğerini yer ve yenilen ciğer her gün yeniden oluşur.) ilişkilerde tatmin söz konusu değildir, böyle olunca hemen yeni arayışlar başlar. Doyumsuzluğa, tatmin olamamaya cezalandırılmışlardır sanki ve bu durum bir kısır döngü içinde sürer gider. Tıpkı Prometheus gibi...

Bu tip erkeklerin çocukluk hatta bebeklik dönemleri incelendiğinde genellikle temel güven duygusundan yoksun oldukları görülür. Farkında olmadan o güveni yakalamak adına farklı anneler peşindeler belki de. Duygusal bir ilişki kırılganlık, hayal kırıklığı getirebilir. Bunu baştan reddederek riske girmiyorlar, ayrılığın getirdiği acı ve sıkıntıyı yaşamıyorlar. Ya güven duygusu? İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri olan bu duygunun yoksunluğu ile hayatlarını devam ettiriyorlar.

Güven duygusu yoksunluğu o kadar ileridir ki erkekliklerine de güvenmiyorlar ve sürekli bunu ispatlama çabasıdır belki de skorer ilişkiler. "Bakın ben erkeğim, erkek olarak güçlüyüm yoksa bu kadar kadınla beraber olabilir miyim?" gibi saklı bir mesaj vermek istiyorlar. Belki de homofobinin başka bir göstergesidir hiperseksüalite. Homo olmadıklarını ispat ediyorlar, penislerinin varlığını hissediyorlar. Aslında korkacak bir şey yok ama gelin de anlatın.

İşin dramatik yanı, konumları gereği sevilen, beğenilen, aranılan erkekler oldukları için kendilerini hiçbir zaman analiz edip yardım talepleri olmuyor. Neden olsun ki?
Onların penisleri var ve o penisi binlerce kişiye gösterip güçlü ve erkek olduklarını ispatlıyorlar. Erkeklik buysa!




Kaynak: Seninle



False